BOZKURT21
07.Haziran.2016, 17:30
http://yumurtaliekmek.com/wp-content/uploads/2016/05/suaygiri31051602.jpg
Çok büyük memeli, otobur bir hayvan olan su aygırlarının sütü pembe renktedir. Peki, süte pembe rengini veren nedir?
Nil aygırı olarak da bilinen su aygırları, çok büyük memeli otobur hayvanlardır. Koruma altındaki türler arasında yer alır. Nil aygırı denilmesinin sebebi, bu türün ilk kez Nil Nehri kıyılarında keşfedilmesindendir. Bilimsel ismi “Hippopotamus”tur.
İsmi su aygırı olmakla birlikte aygırlardan, atlardan ziyade balinalar ve yunuslarla yakın akrabadırlar.
Su aygırları 2700 kilogram ile 4500 kilogram ağırlığında olabilir. Bu hayvanların kafaları aşırı büyüktür, ağırlıkları 450 kilograma kadar ulaşabilir. İri cüsselerine karşın su aygırı, saatte 48 kilometre hızla koşabilir. Toplamda 44 dişleri vardır, köpek dişleri 50 santimetreye kadar uzayabilir.http://yumurtaliekmek.com/wp-content/uploads/2016/05/suaygiri310516.jpg (http://yumurtaliekmek.com/wp-content/uploads/2016/05/suaygiri310516.jpg)
Su aygırları eski çağlarda yaygın şekilde Afrika’da, Nil bölgesinde, Mezopotamya’da ve Ürdün Vadisi’nde görülürken, günümüzde yalnızca Afrika’da aşağı Nil ve Kap bölgesinde yaşarlar. Doğal yaşama alanları yavaş akan akarsular ve kıyılardır, en uygun yaşama koşulları için suyun 18 derece ile 35 derece aralığında olması gerekir.
Yaklaşık 20 hayvanlık sürüler halinde dolaşırlar. Gruplar, dişilerden ve yavrulardan oluşmaktadır.
Su aygırları, suda hayata çok iyi uyum sağlarlar. Su altında 10 dakika kalabilirler, ancak iyi yüzücü değillerdir. Vakitlerinin çoğunu suda geçirmeyi seven bu hayvanlar, karadayken terleme yoluyla çok miktarda su ve sıvı kaybeder. Bu sıvı kaybı, güneş yanığı olmalarına neden olur. Su aygırları yanıkların iyileşmesi için pembe renkli bir sıvı salgılarlar.
Bu devasa otoburların günlük ot ihtiyacı 50 kilogramı bulur.
Su aygırları her iki yılda bir tek bir yavru doğururlar. Doğum su içinde gerçekleşir. Yeni doğmuş su aygırları 30 ile 50 kilogram arasındadır. İlk başta sadece anne sütüyle beslenen yavru su aygırları, daha sonra otlarla beslenmeye başlarlar.
Ortalama olarak su aygırları 30-40 yıl yaşarlar.
http://yumurtaliekmek.com/wp-content/uploads/2016/05/suaygiri31051601.jpg (http://yumurtaliekmek.com/wp-content/uploads/2016/05/suaygiri31051601.jpg)
Sütleri neden pembedir?
Su aygırlarının sütü, dikkat çekici bir pembe renktedir. Sütün pembe rengi, su aygırlarının salgıladığı Hipposudoric ve Norhipposudoric isimli iki asitten kaynaklanır. Hipposudoric acid açık kırmızı renkte, buna karşılık Norhipposudoric acid ise açık turuncu renktedir. Bu asitler su aygırlarının vücutlarında bakteri gelişimini de engeller. İki asitler, belli bir oranda süte karışır ve esasında beyaz olan sütün rengini pembeleştirir. Su aygırlarının güneş yanığından korunmak için salgıladıkları asitler de bunlardır.
Çok büyük memeli, otobur bir hayvan olan su aygırlarının sütü pembe renktedir. Peki, süte pembe rengini veren nedir?
Nil aygırı olarak da bilinen su aygırları, çok büyük memeli otobur hayvanlardır. Koruma altındaki türler arasında yer alır. Nil aygırı denilmesinin sebebi, bu türün ilk kez Nil Nehri kıyılarında keşfedilmesindendir. Bilimsel ismi “Hippopotamus”tur.
İsmi su aygırı olmakla birlikte aygırlardan, atlardan ziyade balinalar ve yunuslarla yakın akrabadırlar.
Su aygırları 2700 kilogram ile 4500 kilogram ağırlığında olabilir. Bu hayvanların kafaları aşırı büyüktür, ağırlıkları 450 kilograma kadar ulaşabilir. İri cüsselerine karşın su aygırı, saatte 48 kilometre hızla koşabilir. Toplamda 44 dişleri vardır, köpek dişleri 50 santimetreye kadar uzayabilir.http://yumurtaliekmek.com/wp-content/uploads/2016/05/suaygiri310516.jpg (http://yumurtaliekmek.com/wp-content/uploads/2016/05/suaygiri310516.jpg)
Su aygırları eski çağlarda yaygın şekilde Afrika’da, Nil bölgesinde, Mezopotamya’da ve Ürdün Vadisi’nde görülürken, günümüzde yalnızca Afrika’da aşağı Nil ve Kap bölgesinde yaşarlar. Doğal yaşama alanları yavaş akan akarsular ve kıyılardır, en uygun yaşama koşulları için suyun 18 derece ile 35 derece aralığında olması gerekir.
Yaklaşık 20 hayvanlık sürüler halinde dolaşırlar. Gruplar, dişilerden ve yavrulardan oluşmaktadır.
Su aygırları, suda hayata çok iyi uyum sağlarlar. Su altında 10 dakika kalabilirler, ancak iyi yüzücü değillerdir. Vakitlerinin çoğunu suda geçirmeyi seven bu hayvanlar, karadayken terleme yoluyla çok miktarda su ve sıvı kaybeder. Bu sıvı kaybı, güneş yanığı olmalarına neden olur. Su aygırları yanıkların iyileşmesi için pembe renkli bir sıvı salgılarlar.
Bu devasa otoburların günlük ot ihtiyacı 50 kilogramı bulur.
Su aygırları her iki yılda bir tek bir yavru doğururlar. Doğum su içinde gerçekleşir. Yeni doğmuş su aygırları 30 ile 50 kilogram arasındadır. İlk başta sadece anne sütüyle beslenen yavru su aygırları, daha sonra otlarla beslenmeye başlarlar.
Ortalama olarak su aygırları 30-40 yıl yaşarlar.
http://yumurtaliekmek.com/wp-content/uploads/2016/05/suaygiri31051601.jpg (http://yumurtaliekmek.com/wp-content/uploads/2016/05/suaygiri31051601.jpg)
Sütleri neden pembedir?
Su aygırlarının sütü, dikkat çekici bir pembe renktedir. Sütün pembe rengi, su aygırlarının salgıladığı Hipposudoric ve Norhipposudoric isimli iki asitten kaynaklanır. Hipposudoric acid açık kırmızı renkte, buna karşılık Norhipposudoric acid ise açık turuncu renktedir. Bu asitler su aygırlarının vücutlarında bakteri gelişimini de engeller. İki asitler, belli bir oranda süte karışır ve esasında beyaz olan sütün rengini pembeleştirir. Su aygırlarının güneş yanığından korunmak için salgıladıkları asitler de bunlardır.