PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Ruanda Soykırımı'nın İki Failine Ömür Boyu Hapis



BOZKURT21
08.Temmuz.2016, 21:25
http://bianet.org/system/uploads/1/articles/spot_image/000/176/542/original/3510.jpg
Ruanda’nın Kabarondo koyününün eski belediye başkanları Tito Barahira ve Octavien Ngenzi’ye soykırım ve insanlığa karşı suç işleme nedeniyle ömür boyu hapis cezasına çarptıtırıldı.

BOZKURT21
08.Temmuz.2016, 21:26
Paris Ağır Ceza Mahkemesi, Ruanda’nın Kabarondo koyününün eski belediye başkanları Tito Barahira ve Octavien Ngenzi’ye soykırım ve insanlığa karşı suç işleme nedeniyle ömür boyu hapis cezası verdi.
58 yaşındakı Ngenzi Afrika'nın doğu kıyısında bulunan Fransa’nın egemenliğindeki Mayotte adasında 2010 yılında yakalanmıştı. 64 yaşındaki Barahira ise Fransa’nın Toulouse kentinde 2013 yılında tutuklanmıştı.
Birleşmiş Milletlerin kurduğu Ruanda Uluslararası Ceza Mahkemesi 2015 yılında tamamladığı ve iki belediye başkanı Fransa topraklarında yakalandığı için Paris’te yargılandılar.
Ruanda BM uluslararası ceza mahkemesi soykırım rollerinden ötürü 61 kişiyi mahkum etmişti. Ayrıca Ruanda soykırımının bazı failleri daha önce yakalandıkları Belçika, Fransa, İsveç, Kanada, Finlandiya, Almanya, Norveç, Hollanda ve Amerika Birleşik Devletleri'nde de yargılanmıştı.
Paris Ağır Ceza Mahkemesi kararında, her iki eski yerel yöneticinin Nisan 1994’te Kabarondo’daki Tutsi katliamlarını yönlendirdiği ve bizzat katliam emrini verdikleri vurgulandı. Dava 8 hafta sürdü ve çok sayıda soykırım mağduru tanık olarak dinlendi. Davada kendilerini savunan Barahira ve Ngenzi, soykırımda rol oynamadıklarını iddia ettiler. İki belediye başkanı Kabarondo köyünün kilisesine sığınan 2 bin Tutsi’nin ölüm emrini vermekle suçlanıyorlardı.
Paris Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilen bu cezalardan önce de Mart 2014’de eski Ruanda ordusu mensubu Pascal Simbikangwa’ya 25 yıl hapis cezası verilmişti. Simbikangwa’nın başkent Kigali’deki katliamlarda rol oynadığı ispatlanmıştı.
Ruanda soykırımıhttp://bianet.org/resim/olcekle/75950/630/346
Ruanda’da dünya tarihinin en kanlı ve vahşi soykırımı 1994 yılında yaşandı. Yaklaşık 100 gün içinde nüfusun çoğunluğunu oluşturan Hutular ile azınlıkta olan Tutsiler ve ılımlı Hutular’dan 800 kişiyi öldürdü.
Hutu saldırıları Hutu kökenli Devlet Başkanı Juvenal Habyarimana’nın 6 Nisan 1994 tarihinde uçağının roketle düşürülmesi sonucu Burundi Devlet Başkanı Cyprien Ntaryamira ile birlikte ölmesi sonrası başlamıştı.
1994 yılındaki soykırımdan önce 8 milyonluk Ruanda nüfusunun yaklaşık beşte birini oluşturan Tutsilerin yüzde 75 ila 90 kadarının katledildiğini tahmin ediliyor.
Ruanda soykırımının nedenlerinin tarihi ise 1890 Brüksel Konferansı’nda emperyalist ülkeler arasında yapılan paylaşımda Almanya’ya düşen toprakların I. Dünya Savaşı sonrası Belçika yönetimine devredilmesine dayanıyor.
Belçika yönetimi devraldığında nüfusun yaklaşık yüzde 90’ı Hutu, yüzde 9’u Tutsi ve yüzde 1’i Pigme’ydi. Belçika, Almanya’nın aksine Ruanda’da üretim yapma peşindeydi ve yerli halkı kahve plantasyonlarında çalışmaya zorladı. Sayıca az Tutsileri plantasyonlarda çalışan Hutuları yönetici haline getirdi ve Ruanda halkına ırkını belli edecek kimlik taşıma zorunluluğu getirdi. Tutsilerden ara yönetici, zengin ve ayrıcalıklı bir sınıf yarattı. Ruanda topraklarında yüzyıllardır beraber yaşayan iki halk kısa sürede düşman haline geldi.
Ruanda II. Dünya savaşı sonrası bağımsızlığına kavuşunca yapılan seçimlerde çoğunluk olan Hutular iktidara geldi ve Belçika yönetimi sırasında ayrıcalıklı olan Tutsiler için baskı dönemi başladı. 1964 ve 1974’de iki büyük saldırı yaşandı. Tutsiler’in büyük bölümü, komşu ülkeler Tanzanya ve Uganda’ya sığındı. Bu ülkelerde silahlı Ruanda Yurtseverler Birliği (RYB) kuruldu. 1994’teki soykırımda RYB, olaylara müdahale için Ruanda’ya girip 2 milyon Hutu’nun göç etmesine neden oldu.
Soykırım failleri BM’nin kurduğu Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılandı. Mahkeme 2015’de tamamlandı. Ruanda’da ise Gacaca adı verilen halk mahkemeleri 2006 yılında kuruldu ve 3 kişiye kadar cinayet işleyenler köylerde kurulan ve halkın seçtiği yargıçların yönettiği davalarda failler yargılandı. Gacaca mahkemeleri Haziran 2012’da kapatıldı. Ruanda’nın soykırım sırasında taprakların bir kısımını işgal eden Fransa (http://bianet.org/bianet/hukuk/92412)’yı soykırımı bilerek engellemediğine dair suçlamaları iki ülke arasında halen çözülmemiş bir sorun olarak duruyor (http://bianet.org/bianet/toplum/108841-ruanda-soykirim-dan-fransa-yi-sorumlu-tuttu). Ruanda Devlet Başkanı Paul Kagame 2006 yılında Fransa'yı soykırıma ortak olmakla suçladı ve Paris'ten "özür dilemesini" istemişti (http://www.milliyet.com.tr/2006/12/17/dunya/axdun01.html). (