BOZKURT21
14.Temmuz.2016, 23:01
Hz. Muhammedin (S.A.V) Mezarını yıkıp yerini degiştirmek isteyen Zamanın Suud Kralına Ulu Önder Atatürk' ün kendi el yazısı ve imzasıyla çektigi telgrafın tam metni.. Dikkatli okuyun yazıya başlarken krala sayın kelimesini kullanmıyor..
''Suud Kralı Dikkatine !! Tarafımıza ulaşan haberlere göre ALLAHIN Sevgili ve özel Kulu, elçisi Peygamber efendimiz HZ.MUHAMMED MUSTAFA'NIN (S.A.V) kabrini yıkıp yerini degiştirecekmişsin O Mezarın Tek Taşına dokunursan KURTULUŞ Savaşını bırakır ordularımla aşağı inerim.''
Yıl 1919 Haziran 26. MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Anlamayan, anlamak istemeyen, anladığı halde işine gelmeyen dangalaklara duyurulur..
Bu konuyu editlemek farz oldu, bazı iman fukarası din bezirganları akıllı olduklarını sanıp yok evrağın aslı nerede yok o yıllarda yün oldu kıl oldu diye üç kuruşluk akıllarıyla muhalefet olmaya çalışıyorlar.. Prof. Nevzat Yalçıntaş hoca bu olayın doğruluğunu iddia ediyor hatta bu telgrafın Dışişleri Bakanlığı Arşivinde bulunduğunu ve daha sonra kimliği belirsiz kişiler tarafından yok edildiğini de ekliyor. Olayın özeti aynen şöyle..
Prof. Nevzat Yalçıntaş “Suudiler 1926 yılında sınırları içinde tüm mezarlıkları yıkıyorlardı. Atatürk sıranın Hazreti Muhammed’in kabrine geldiğini öğrenince bir telgraf çekerek, ‘Eğer bir tek taşına bile dokunursanız ordumu aşağı gönderirim’ demişti. Bunun üzerine Suudiler Hazreti Muhammed’in kabrine dokunamamıştı. Ama bu telgraf yok edildi” dedi.
Atatürk olmasa bugün Hazreti Muhammed’in mezarı da olmayacaktı
O BELGE NASIL ORTAYA ÇIKTI?
Yalçıntaş anlatıyor: “(Dışişlerinde Bakanlık arşivini araştıran) Münir Bey aradı. Çok ilginç bir belge bulduğunu, bunu getirip göstermesi gerektiğini söyledi. O sırada benim çalıştığım başbakanlık binası ile dışişleri binası aynı yerde. Hemen atlayıp geldi. Çok heyecanlıydı.”
Prof. Yalçıntaş, Münir Bey’in gösterdiği belgeye baktığında çok şaşırdığını belirterek şöyle devam etti: “Belge bir telgraf metniydi. Henüz yeni kurulan Suudi devletinin kralına gönderilmişti. Telgrafta ‘Hazreti Muhammed’in mezarının yıkılacağını derin üzüntü içinde öğrendim. Bu kutsal emanete asla dokunamazsınız. Bir tek taşının bile zarar gördüğünü duyarsam orduyu aşağıya gönderirim’ anlamına gelen cümleler vardı.”
ZAMANINDA FAHRETTİN PAŞA MEZARI TERK ETMEMİŞ
Yalçıntaş, burada Hazreti Muhammed’in mezarı ile ilgili kısa bir detay anlattı. İngiliz işgali sırasında komutan olan Fahrettin Paşa’nın kabri terk etmemek için uzun süre direndiğini, aç kaldıklarını bu nedenle çekirge yiyerek beslendiklerini, sonunda İngilizler’in hiçbir şekilde dokunmamaları kaydıyla Hazreti Muhammed’in mezarını terk ettiklerini ancak kutsal emanetleri de yanlarına aldıklarını söyledi.
BELGEYİ AÇIKLAMAMIŞLAR
Şimdi gelelim belgenin bulunmasından sonraki gelişmelere, çünkü vahim ve ilginç olan bu: Nevzat Yalçıntaş’ın anlattığına göre Münir Bey belgeyi önce bir üst amirine ***ürüyor. Belge oradan daha yukarı taşınıyor. Sonunda müsteşara oradan da Bakan İlter Türkmen’e geliyor. Tabii Evren Başkanlığı’ndaki Milli Güvenlik Konseyi’nin de haberi oluyor.
Sorun şu: Bu belge ne yapılacak? Dönemin Atatürkçü komutanları ve onların emrindeki bürokrasi bu belgenin açıklanmasını istemiyor. Ancak belge de ortaya çıkmış bir kere. Sonunda o dönemde yazılan ve şimdi kitapçılarda tek nüshası bile kalmayan bir Atatürk kitabının içine, hiçbir anons yapılmadan konuyor.
Kısacası konu adeta kapatılıyor, sadece o tuğla gibi kalın kitabı sonuna kadar okuyanların dikkatini çekecek biçimde “zevahiri kurtarmak” adına konuyor.
Peki bu belge şimdi nerede? Kimin koruması altında? Bu da bilinmiyor. Bilinen tek şey, Atatürk’ün İslam aleminin peygamberi Hazreti Muhammed’in mezarının ortadan kaldırılmasını önlemesi herkesten saklanıyor...
Şimdi, apo itiyle utanmadan pazarlık edenlerin bu olayı neden gizlediklerini de hala anlamayan arkadaşlarım olursa izah ederim..
''Suud Kralı Dikkatine !! Tarafımıza ulaşan haberlere göre ALLAHIN Sevgili ve özel Kulu, elçisi Peygamber efendimiz HZ.MUHAMMED MUSTAFA'NIN (S.A.V) kabrini yıkıp yerini degiştirecekmişsin O Mezarın Tek Taşına dokunursan KURTULUŞ Savaşını bırakır ordularımla aşağı inerim.''
Yıl 1919 Haziran 26. MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Anlamayan, anlamak istemeyen, anladığı halde işine gelmeyen dangalaklara duyurulur..
Bu konuyu editlemek farz oldu, bazı iman fukarası din bezirganları akıllı olduklarını sanıp yok evrağın aslı nerede yok o yıllarda yün oldu kıl oldu diye üç kuruşluk akıllarıyla muhalefet olmaya çalışıyorlar.. Prof. Nevzat Yalçıntaş hoca bu olayın doğruluğunu iddia ediyor hatta bu telgrafın Dışişleri Bakanlığı Arşivinde bulunduğunu ve daha sonra kimliği belirsiz kişiler tarafından yok edildiğini de ekliyor. Olayın özeti aynen şöyle..
Prof. Nevzat Yalçıntaş “Suudiler 1926 yılında sınırları içinde tüm mezarlıkları yıkıyorlardı. Atatürk sıranın Hazreti Muhammed’in kabrine geldiğini öğrenince bir telgraf çekerek, ‘Eğer bir tek taşına bile dokunursanız ordumu aşağı gönderirim’ demişti. Bunun üzerine Suudiler Hazreti Muhammed’in kabrine dokunamamıştı. Ama bu telgraf yok edildi” dedi.
Atatürk olmasa bugün Hazreti Muhammed’in mezarı da olmayacaktı
O BELGE NASIL ORTAYA ÇIKTI?
Yalçıntaş anlatıyor: “(Dışişlerinde Bakanlık arşivini araştıran) Münir Bey aradı. Çok ilginç bir belge bulduğunu, bunu getirip göstermesi gerektiğini söyledi. O sırada benim çalıştığım başbakanlık binası ile dışişleri binası aynı yerde. Hemen atlayıp geldi. Çok heyecanlıydı.”
Prof. Yalçıntaş, Münir Bey’in gösterdiği belgeye baktığında çok şaşırdığını belirterek şöyle devam etti: “Belge bir telgraf metniydi. Henüz yeni kurulan Suudi devletinin kralına gönderilmişti. Telgrafta ‘Hazreti Muhammed’in mezarının yıkılacağını derin üzüntü içinde öğrendim. Bu kutsal emanete asla dokunamazsınız. Bir tek taşının bile zarar gördüğünü duyarsam orduyu aşağıya gönderirim’ anlamına gelen cümleler vardı.”
ZAMANINDA FAHRETTİN PAŞA MEZARI TERK ETMEMİŞ
Yalçıntaş, burada Hazreti Muhammed’in mezarı ile ilgili kısa bir detay anlattı. İngiliz işgali sırasında komutan olan Fahrettin Paşa’nın kabri terk etmemek için uzun süre direndiğini, aç kaldıklarını bu nedenle çekirge yiyerek beslendiklerini, sonunda İngilizler’in hiçbir şekilde dokunmamaları kaydıyla Hazreti Muhammed’in mezarını terk ettiklerini ancak kutsal emanetleri de yanlarına aldıklarını söyledi.
BELGEYİ AÇIKLAMAMIŞLAR
Şimdi gelelim belgenin bulunmasından sonraki gelişmelere, çünkü vahim ve ilginç olan bu: Nevzat Yalçıntaş’ın anlattığına göre Münir Bey belgeyi önce bir üst amirine ***ürüyor. Belge oradan daha yukarı taşınıyor. Sonunda müsteşara oradan da Bakan İlter Türkmen’e geliyor. Tabii Evren Başkanlığı’ndaki Milli Güvenlik Konseyi’nin de haberi oluyor.
Sorun şu: Bu belge ne yapılacak? Dönemin Atatürkçü komutanları ve onların emrindeki bürokrasi bu belgenin açıklanmasını istemiyor. Ancak belge de ortaya çıkmış bir kere. Sonunda o dönemde yazılan ve şimdi kitapçılarda tek nüshası bile kalmayan bir Atatürk kitabının içine, hiçbir anons yapılmadan konuyor.
Kısacası konu adeta kapatılıyor, sadece o tuğla gibi kalın kitabı sonuna kadar okuyanların dikkatini çekecek biçimde “zevahiri kurtarmak” adına konuyor.
Peki bu belge şimdi nerede? Kimin koruması altında? Bu da bilinmiyor. Bilinen tek şey, Atatürk’ün İslam aleminin peygamberi Hazreti Muhammed’in mezarının ortadan kaldırılmasını önlemesi herkesten saklanıyor...
Şimdi, apo itiyle utanmadan pazarlık edenlerin bu olayı neden gizlediklerini de hala anlamayan arkadaşlarım olursa izah ederim..