Mete
26.Ağustos.2016, 13:37
Buradan şu formülü elde ederiz: Gelecek zamanın hikayesi: R - O - S
Görülen geçmiş zamanın hikayesi: Bu birleşik zamanda olay zamanı da referans zamanı da geçmiş zamandadır ama olay zamanı referans zamanından öncedir.
Örnek: “geldiydim”
Buradan şu formülü elde ederiz: Görülen geçmişin hikâyesi: O-R-S
Öğrenilen geçmiş zaman: Bu ekin Türkçe’deki görevleri tam tespit edilmemiştir. Muharrem Ergin, öğrenilen geçmiş zaman ekinin görevini “görülmeyen, öğrenilen geçmiş zamanı anlatır.” diyerek doğru bir tespitte bulunmuştur, bununla birlikte ekin diğer fonksiyonlarını da göz önünde bulundurulmak yararlı olacaktır. Bu zamanın temel anlamlarından birisi, kanaatimize göre, görülen geçmiş zamandan daha eski bir zamana işaret ediyor olmasıdır. “Gittim” ile “gitmişim” arasındaki temel fark, ikinci hareketin görülmeyen yahut öğrenilen bir hareket olması değildir, “gitmişim”, zaman ekseninde “gittim”den daha eski bir zamana işaret edebilmektedir. “Ben oraya gitmişim, hatta resim çektirmişim” diyen birisi “gitmişim” sözüyle “-ti-m” ekinin ifade ettiği geçmiş zamandan daha eski bir geçmiş zamanı ifade etmiş olur. Bundan dolayı şu kuralı koyabiliriz: Öğrenilen geçmiş zaman , prensipte görülen geçmiş zamanın belirttiği zamandan önceki bir geçmiş zamanı ifade eder. Bu zaman, ayrıca asılsız bir iddiayı da dile getirebilmektedir : “ Oraya gitmişim de onlara rica etmişim!” Bu durumda ek “inkârî” ve ironik bir anlam taşımaktadır. Öğrenilen geçmiş zamanın yüklendiği anlamlardan birisi de “hayalî” (fiktif) bir zaman yaratmaktır: “Bir de bakıyorsun ben köyüme dönmüşüm, orada yaşıyorum!”).
Örnek: “gitmişim”
Buradan şu formülü elde ederiz: Öğrenilen Geçmiş zaman: O-R-S
Öğrenilen geçmiş zamanın hikayesi: Öğrenilen geçmiş zaman ile öğrenilen geçmiş zamanın hikâyesi arasında zaman sıralanması açısından hiçbir fark yoktur, iki zaman arasındaki tek fark, öğrenilen geçmiş zamanın hatırlanmayan eski bir an oluşu, öğrenilen geçmiş zamanın hikayesinin ise hatırlanan belirli bir an oluşudur.
Örnek: “gitmiştim”
Buradan şu formülü elde ederiz: Öğrenilen geçmiş zamanın hikayesi: O-R-S
Öğrenilen geçmiş zamanın rivayeti : “Gitmişim” şekliyle “gitmişmişim” şekli arasında zaman sıralanması açısından hiçbir fark yoktur, fark anlamdadır. Anlam açısından da iki fark sezilmektedir:
Bu farklardan birincisi, “gitmişmişim” şeklinin birinciden daha uzak bir zamana işaret etmesidir. Bundan dolayı bu zamanda, zımnî bir geçmişi ifaden eden bir referans noktası ile (R1) ondan daha eski bir zamanı gösteren ikinci bir referans noktası (R2) düşünülebilir.
İkinci anlam farkı, “gitmişmişim” ifadesinin konuşana yöneltilen bir iddianın konuşan tarafından katmerli olarak inkar edildiğini göstermesidir.
Örnek : “gitmişmişim”
Buradan şu formülü elde ederiz: Öğrenilen geçmiş zamanın rivayeti: O-R2-R1-S
***
Yukarıda ele aldığımız fiil zamanları içinde “üç zaman”ın kronoloji ekseninde nasıl sıralandığını şimdi toplu bir biçimde görebiliriz:
Şimdiki Zaman: S,R,O
Şimdiki zamanın hikayesi: R,O-S
Görülen geçmiş zaman: R,O-S
Görülen geçmiş zamanın hikayesi: O-R-S
Gelecek zaman: S-R,O
Gelecek zamanın hikayesi: R - O - S
Görülen geçmişin hikâyesi: O-R-S
Öğrenilen Geçmiş zaman: O-R-S
Öğrenilen geçmiş zamanın hikayesi: O-R-S
Öğrenilen geçmiş zamanın rivayeti: O-R2-R1-S
Yukarıda örnek olarak ele aldığımız Türkçe’nin on zamanı içinde Reichenbach’ın tespit ettiği dokuz temel formdan beşi bulunmaktadır. Bunlar: 1) S,R,O , 2) R,O-S , 3) O-R-S , 4) S-R,O , 5) R - O – S formlarıdır. Türkçe’deki diğer basit ve birleşik fiil çekimleri de aynı yolla incelendiğinde Reichenbach’ın belirlediği dokuz form da bütünüyle ortaya çıkacaktır. Geriye kalan diğer dört formdan bu yazımızda söz etmememizin sebebi, diğer zamanların semantik anlamlarının tartışmalı yönlerinin bulunmasıdır. Önce sabırla bu tartışmaların sonuçlandırılması, görevlerinin açıklanması sonra yapılarının bu şekilde tespit edilmesi gerekmektedir. Ayrıca yukarıdaki bazı örneklerde yaptığımız gibi Türkçe’nin niteliklerine uygun yeni bakış açıları da geliştirmek gerekmektedir. Meselâ öğrenilen geçmiş zamanın rivayeti, İngilizce ve Fransızca’nın normlarına uymadığından özel bakış açıları gerektirmektedir. Bu ise ayrı bir çalışmamızın konusu olacaktır.
Bu araştırmadan varmak istediğimiz sonuç şudur: Her cümlede en azından bir çekimli fiil vardır, her çekimli fiil, en azından üç zaman ifade eder. Bir cümlenin analizi yapılırken öğrencilerimizin dikkatini sadece fiil zamanlarına, dilbilgisel zamanlara çekmemeliyiz, oradaki birbirinden önemli üç zamanı da fark etmelerini sağlamalıyız. Çünkü metnin anlamı bilhassa onlarda gizlidir.
Görülen geçmiş zamanın hikayesi: Bu birleşik zamanda olay zamanı da referans zamanı da geçmiş zamandadır ama olay zamanı referans zamanından öncedir.
Örnek: “geldiydim”
Buradan şu formülü elde ederiz: Görülen geçmişin hikâyesi: O-R-S
Öğrenilen geçmiş zaman: Bu ekin Türkçe’deki görevleri tam tespit edilmemiştir. Muharrem Ergin, öğrenilen geçmiş zaman ekinin görevini “görülmeyen, öğrenilen geçmiş zamanı anlatır.” diyerek doğru bir tespitte bulunmuştur, bununla birlikte ekin diğer fonksiyonlarını da göz önünde bulundurulmak yararlı olacaktır. Bu zamanın temel anlamlarından birisi, kanaatimize göre, görülen geçmiş zamandan daha eski bir zamana işaret ediyor olmasıdır. “Gittim” ile “gitmişim” arasındaki temel fark, ikinci hareketin görülmeyen yahut öğrenilen bir hareket olması değildir, “gitmişim”, zaman ekseninde “gittim”den daha eski bir zamana işaret edebilmektedir. “Ben oraya gitmişim, hatta resim çektirmişim” diyen birisi “gitmişim” sözüyle “-ti-m” ekinin ifade ettiği geçmiş zamandan daha eski bir geçmiş zamanı ifade etmiş olur. Bundan dolayı şu kuralı koyabiliriz: Öğrenilen geçmiş zaman , prensipte görülen geçmiş zamanın belirttiği zamandan önceki bir geçmiş zamanı ifade eder. Bu zaman, ayrıca asılsız bir iddiayı da dile getirebilmektedir : “ Oraya gitmişim de onlara rica etmişim!” Bu durumda ek “inkârî” ve ironik bir anlam taşımaktadır. Öğrenilen geçmiş zamanın yüklendiği anlamlardan birisi de “hayalî” (fiktif) bir zaman yaratmaktır: “Bir de bakıyorsun ben köyüme dönmüşüm, orada yaşıyorum!”).
Örnek: “gitmişim”
Buradan şu formülü elde ederiz: Öğrenilen Geçmiş zaman: O-R-S
Öğrenilen geçmiş zamanın hikayesi: Öğrenilen geçmiş zaman ile öğrenilen geçmiş zamanın hikâyesi arasında zaman sıralanması açısından hiçbir fark yoktur, iki zaman arasındaki tek fark, öğrenilen geçmiş zamanın hatırlanmayan eski bir an oluşu, öğrenilen geçmiş zamanın hikayesinin ise hatırlanan belirli bir an oluşudur.
Örnek: “gitmiştim”
Buradan şu formülü elde ederiz: Öğrenilen geçmiş zamanın hikayesi: O-R-S
Öğrenilen geçmiş zamanın rivayeti : “Gitmişim” şekliyle “gitmişmişim” şekli arasında zaman sıralanması açısından hiçbir fark yoktur, fark anlamdadır. Anlam açısından da iki fark sezilmektedir:
Bu farklardan birincisi, “gitmişmişim” şeklinin birinciden daha uzak bir zamana işaret etmesidir. Bundan dolayı bu zamanda, zımnî bir geçmişi ifaden eden bir referans noktası ile (R1) ondan daha eski bir zamanı gösteren ikinci bir referans noktası (R2) düşünülebilir.
İkinci anlam farkı, “gitmişmişim” ifadesinin konuşana yöneltilen bir iddianın konuşan tarafından katmerli olarak inkar edildiğini göstermesidir.
Örnek : “gitmişmişim”
Buradan şu formülü elde ederiz: Öğrenilen geçmiş zamanın rivayeti: O-R2-R1-S
***
Yukarıda ele aldığımız fiil zamanları içinde “üç zaman”ın kronoloji ekseninde nasıl sıralandığını şimdi toplu bir biçimde görebiliriz:
Şimdiki Zaman: S,R,O
Şimdiki zamanın hikayesi: R,O-S
Görülen geçmiş zaman: R,O-S
Görülen geçmiş zamanın hikayesi: O-R-S
Gelecek zaman: S-R,O
Gelecek zamanın hikayesi: R - O - S
Görülen geçmişin hikâyesi: O-R-S
Öğrenilen Geçmiş zaman: O-R-S
Öğrenilen geçmiş zamanın hikayesi: O-R-S
Öğrenilen geçmiş zamanın rivayeti: O-R2-R1-S
Yukarıda örnek olarak ele aldığımız Türkçe’nin on zamanı içinde Reichenbach’ın tespit ettiği dokuz temel formdan beşi bulunmaktadır. Bunlar: 1) S,R,O , 2) R,O-S , 3) O-R-S , 4) S-R,O , 5) R - O – S formlarıdır. Türkçe’deki diğer basit ve birleşik fiil çekimleri de aynı yolla incelendiğinde Reichenbach’ın belirlediği dokuz form da bütünüyle ortaya çıkacaktır. Geriye kalan diğer dört formdan bu yazımızda söz etmememizin sebebi, diğer zamanların semantik anlamlarının tartışmalı yönlerinin bulunmasıdır. Önce sabırla bu tartışmaların sonuçlandırılması, görevlerinin açıklanması sonra yapılarının bu şekilde tespit edilmesi gerekmektedir. Ayrıca yukarıdaki bazı örneklerde yaptığımız gibi Türkçe’nin niteliklerine uygun yeni bakış açıları da geliştirmek gerekmektedir. Meselâ öğrenilen geçmiş zamanın rivayeti, İngilizce ve Fransızca’nın normlarına uymadığından özel bakış açıları gerektirmektedir. Bu ise ayrı bir çalışmamızın konusu olacaktır.
Bu araştırmadan varmak istediğimiz sonuç şudur: Her cümlede en azından bir çekimli fiil vardır, her çekimli fiil, en azından üç zaman ifade eder. Bir cümlenin analizi yapılırken öğrencilerimizin dikkatini sadece fiil zamanlarına, dilbilgisel zamanlara çekmemeliyiz, oradaki birbirinden önemli üç zamanı da fark etmelerini sağlamalıyız. Çünkü metnin anlamı bilhassa onlarda gizlidir.