Sır
11.Şubat.2017, 18:30
Sevgili Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem”, bir gün mescid-i şerifte eshabiyle sohbet ediyordu.
Az sonra Cebrail aleyhisselam geldi.
Bir haber getirmişti Efendimize.
Selam verip arzetti:
– Ya Resulallah! Ebu Bekir, bu sabah bir ibadet yaptı ki, yetmiş yıllık ibadete bedeldir.
Efendimiz bir şey buyurmadılar.
Bilal-i Habeşiyi çağırıp;
– Ebu Bekir’i çağır, gelsin buyurdular.
Hazret-i Bilal;
– Baş üstüne ya Resulallah dedi.
Ve koşup çaldı kapıyı.
Hazret-i Ebu Bekir çıktı kapıya:
– Buyur ya Bilal!
– Efendimiz seni çağırıyor ya Eba Bekir.
– Peki, hemen geliyorum.
Acele giyinip çıktı evden.
Az sonra mescitteydi.
Selam verip oturdu karşılarına.
Efendimiz sordular:
– Nasılsın ya Eba Bekir?
– Elhamdülillah ya Resulallah.
– Evde ne yapıyordun?
– Bir şey yapmıyordum.
– Bir ibadet yapmıyor muydun?
– Hayır ya Resulallah.
– Bir hayır, hasenat?
– Yok, hayır.
– Peki, kalbinden bir şey geçirdin mi?
Hazret-i Ebu Bekir biraz düşünüp arzetti:
– Evet ya Resulallah, Cenneti ve Cehennemi, Allahü teâlânın her ikisini de insanla dolduracağını geçirdim kalbimden.
Efendimiz sordular:
– Başka ne düşündün ya Eba Bekir?
– Cehennemin büyüklüğünü ve şiddetini düşündüm ya Resulallah. Burada yanacak olan insanların halini tefekkür edip titredim ve bir temennide bulundum.
– Ne temenni ettin?
– Ya Rabbi! dedim, ahirette benim vücudumu öyle büyük yap ki, Cehennemi yalnız ben doldurayım. Başka kimseye yer kalmasın. Böylece senin takdirin de yerine gelmiş olur ve bütün insanlar Cehennemden kurtulur böylece.
Efendimiz sordular:
– Neden böyle istedin ya Eba Bekir?
– Çünkü kimsenin yanmasını istemiyorum ya Resulallah. Ben yanayım, ama kimse yanmasın. Bunu istedim Rabbimden
Peygamber efendimiz aleyhisselam çok memnun olmuşlardı.
Dua buyurdular kendisine.
Az sonra Cebrail aleyhisselam geldi.
Bir haber getirmişti Efendimize.
Selam verip arzetti:
– Ya Resulallah! Ebu Bekir, bu sabah bir ibadet yaptı ki, yetmiş yıllık ibadete bedeldir.
Efendimiz bir şey buyurmadılar.
Bilal-i Habeşiyi çağırıp;
– Ebu Bekir’i çağır, gelsin buyurdular.
Hazret-i Bilal;
– Baş üstüne ya Resulallah dedi.
Ve koşup çaldı kapıyı.
Hazret-i Ebu Bekir çıktı kapıya:
– Buyur ya Bilal!
– Efendimiz seni çağırıyor ya Eba Bekir.
– Peki, hemen geliyorum.
Acele giyinip çıktı evden.
Az sonra mescitteydi.
Selam verip oturdu karşılarına.
Efendimiz sordular:
– Nasılsın ya Eba Bekir?
– Elhamdülillah ya Resulallah.
– Evde ne yapıyordun?
– Bir şey yapmıyordum.
– Bir ibadet yapmıyor muydun?
– Hayır ya Resulallah.
– Bir hayır, hasenat?
– Yok, hayır.
– Peki, kalbinden bir şey geçirdin mi?
Hazret-i Ebu Bekir biraz düşünüp arzetti:
– Evet ya Resulallah, Cenneti ve Cehennemi, Allahü teâlânın her ikisini de insanla dolduracağını geçirdim kalbimden.
Efendimiz sordular:
– Başka ne düşündün ya Eba Bekir?
– Cehennemin büyüklüğünü ve şiddetini düşündüm ya Resulallah. Burada yanacak olan insanların halini tefekkür edip titredim ve bir temennide bulundum.
– Ne temenni ettin?
– Ya Rabbi! dedim, ahirette benim vücudumu öyle büyük yap ki, Cehennemi yalnız ben doldurayım. Başka kimseye yer kalmasın. Böylece senin takdirin de yerine gelmiş olur ve bütün insanlar Cehennemden kurtulur böylece.
Efendimiz sordular:
– Neden böyle istedin ya Eba Bekir?
– Çünkü kimsenin yanmasını istemiyorum ya Resulallah. Ben yanayım, ama kimse yanmasın. Bunu istedim Rabbimden
Peygamber efendimiz aleyhisselam çok memnun olmuşlardı.
Dua buyurdular kendisine.