LaDe
12.Nisan.2017, 22:13
Beynimizi kısaca ifade edersek: Beyin, sinir hücrelerinden oluşmuş elektrik yapının adıdır (En az 10-12 milyar nöron olduğu, bebeklerde daha fazla olduğu biliniyor). En önemli özelliği ise elektrikle etkileşime açık olmasıdır. Elektrik kökenlidir! Bu nedenle enerji yayar, enerji soğurur, ışıkla etkileşime girer. Elektrik devreleri gibi çalışması nedeniyle de bir baz istasyonunu mantığı gibi çalışabilir. Beynin bir elektriksel dili mevcuttur diyebiliriz. Kaldı ki kas sistemimizdeki sinirsel uyarılara anında sinirsel tepki (etki tepki)verilmesi bu düşüncemizi destekler niteliktedir. Beyin, insan vücut ağırlığının %2'sini oluşturmasına rağmen, vücudun - %'lik enerjisini kullanmaktadır. Toplam vücut enerjimizin ¼'ü demek oluyor bu! Bu dev yapı, sanırım yaptığı işlemler göz önüne alınırsa, bu enerjiyi fazlasıyla hakkediyor.
Bazen gökte bulut yokken, (İstanbul'da bunu gözlemek oldukça zor olsa da) gökyüzünü farklı renkte algılamamızın sebebi, değişik bir psikolojiye girmemiz, güneşten rahatsız olma, sıcaklıktan etkilenme, renklerden etkilenme, kimyasal yapımızı biz istemesek de etkileyen fizik kanunlarıdır!
Buna en iyi örnek melatonin hormonudur;melatonin hormonu üzerinde yapılan araştırmalar da melatonin salgılanmasının ışığa duyarlı olduğu, elektromanyetik dalga yoğunluğunun, melatonin hormonunu azalttığı, deneysel olarak gösterilmiştir. En iyi salgılandığı aralık gece(ışığın olmadığı vakit) olup vücuttaki dengeyi sağlamaktadır.
Bu sadece küçük bir kesit, beyin bunlar dışında atmosferle ciddi anlamda elektriksel/ısısal etkileşime sahiptir. Örneğin, soğuk hava, sıcak hava kimyamızı birinci dereceden etkileyen faktörlerdir.Ayrıca rüzgarlı havalarda, havanın potansiyeli değiştiğinden beynimizi etkilemektedir. Dünyanın/güneşin manyetik alanı da beynimiz üzerinde büyük etkilere sahiptir.Ayrıca diğer gezegenler hakkında da pek az şey biliyoruz.Bu gezegenlerin de, dolayı ve doğrudan etkileri mevcuttur.Manyetik etki, kütle çekim etkisi, kozmik etkiler basit örneklerdir...
Pekala, ortamın elektrik iletkenliği ne şekildedir? Bizi ne şekilde etkiler?
Şöyle ki, dünya denilen yapı, içerdiği maddeler (demir bakır vs vs) ve mağma itibariyle bir tür mıknatıs gibi davranır. Aynı mıknatısın iki kutbu gibi bir güney bir kuzey kutbu oluşur.Bu manyetik, güney kutbundan kuzey kutbuna doğru akan manyetik alan çizgileri şeklinde kendini gösterir, aynı zamanda insan beynini diğer gezegenlerin radyasyonundan koruyacaktır.
Bu mantıkla güneşi hesaba katarsak karşımıza inanılmaz bir mıknatıs çıkacaktır; fakat dünyadaki gibi olmayıp dağınık bir şekildedir; bazı bölgelerde şiddetli, bazı bölgelerde düşük manyetik alana sahip olacaktır.Bunun sebebi, yapısının plazmadan oluşmasından olabilir. Bu nedenle güneşin manyetik alanı dünyaya göre kat kat büyük olacaktır.Bunlar dışında, güneşin bu manyetik alanı dünyayı etkileyecektir(özellikle güneş gören yüzünü) . Bu dünyayı etkiler de, dünyayı oluşturan canlıları etkilemez mi? Elbette etkileyecektir.
Bu nedenle sıcak havalarda elektrikle (havadaki serbest yükler) etkileşim daha az olmasına rağmen, bu sefer güneşin radyasyonu fazla olacaktır.Soğuk havalarda ise hava molekülleri birbirine daha yakın olacağından iletkenlik artacaktır.Demek ki soğuk havada elektrikle etkileşimiz daha fazla olacaktır. Buradaki elektrikten kastım; rüzgarın sürtünme yaratarak havada meydana getirdiği yüklerdir.Hani şu yıldırımda yere boşalanlar veya bulut bulut arası oluşan şimşekler buna örnektir.Yaratıcı düşünce Nikola Tesla'yı rahmetle anmak gerekirse, yağmurların elektrikle ilişkili olabileceğini düşünmüştür.Bu gün 21.yüzyıl bu konular halen muammadır.Yüklerin yapısı bile tam anlaşılmış değildir.Neden iter neden çeker gibi sorular işin içinden çıkılması zor sorulardır.
Aklıma bir kimya hocamızın cevap niteliğinde bir sorusu, yeri gelmişken paylaşalım, şöyle demişti: "hiç soğuk suyla abdest alanla sıcak suda abdest alanın sevabı bir olur mu? "
Bu soruya bilimsel olarak baktığımızda;soğuk suyun molekülleri birbirine yakın olduğu için, bünyemize aktarılan elektrik yükleri daha hızlı olacaktır. İkinci yönü ise, özellikle balıkların soğuk suda daha leziz olmalarının ve ayrıca bu balıkların hayattayken soğuk suyu tercih etmelerinin sebebi; OKSİJEN MİKTARININ SOĞUK SUDA FAZLA OLMASI'dır!Nedeni, soğuk suyun oksijen tutma kapasitesinin yüksek olmasıdır. Konumuzla ilişkisi şu ki, sevap almak Allah'a/emirlerine ibadet etmek içinse, oksijenle iyi beslenen beyin daha sağlıklı olacağından, bu emirleri daha sağlıklı değerlendirecektir. Beynine oksijen girmeyen arkadaşlarımızın ise konuyu anlaması hayli imkansız, bu nedenle makaleye anlam veremeyenler soğuk suyla abdest alırsa, sanırım daha iyi anlar buradaki izleri...Ve şayet takip ederseler bu izleri, elbette bulurlar bizleri...Tabi bulmak da yetmiyor artık! Bazen insan yanı başındaki insana bile çok uzak olabiliyor. Tuhaf ama gerçek! Bazen de yanındakini görmezsin, hani derler ya "aaa sen sınıfta mıydın?... hiç görmedim seni".Espri ile cevap vermek gerekir, ben genelde şöyle derim; Nasreddin Hoca'nın "görünmez yapan esansını kullanıyorum."(Hani vardır ya Hoca'nın bir esansı sürünce kayboluyor ortalıktan)
Atmosferde İletkenlik artarsa?
Atmosferdeki iletkenlik artarsa (soğuk havalarda mesela) beynimiz daha çok elektirk yükleriyle temas halinde olacaktır.Bu, bir tür bir deşarj olma halidir veya etkileşim.
Rüzgarın beynimize etkisi?
Bazen gökte bulut yokken, (İstanbul'da bunu gözlemek oldukça zor olsa da) gökyüzünü farklı renkte algılamamızın sebebi, değişik bir psikolojiye girmemiz, güneşten rahatsız olma, sıcaklıktan etkilenme, renklerden etkilenme, kimyasal yapımızı biz istemesek de etkileyen fizik kanunlarıdır!
Buna en iyi örnek melatonin hormonudur;melatonin hormonu üzerinde yapılan araştırmalar da melatonin salgılanmasının ışığa duyarlı olduğu, elektromanyetik dalga yoğunluğunun, melatonin hormonunu azalttığı, deneysel olarak gösterilmiştir. En iyi salgılandığı aralık gece(ışığın olmadığı vakit) olup vücuttaki dengeyi sağlamaktadır.
Bu sadece küçük bir kesit, beyin bunlar dışında atmosferle ciddi anlamda elektriksel/ısısal etkileşime sahiptir. Örneğin, soğuk hava, sıcak hava kimyamızı birinci dereceden etkileyen faktörlerdir.Ayrıca rüzgarlı havalarda, havanın potansiyeli değiştiğinden beynimizi etkilemektedir. Dünyanın/güneşin manyetik alanı da beynimiz üzerinde büyük etkilere sahiptir.Ayrıca diğer gezegenler hakkında da pek az şey biliyoruz.Bu gezegenlerin de, dolayı ve doğrudan etkileri mevcuttur.Manyetik etki, kütle çekim etkisi, kozmik etkiler basit örneklerdir...
Pekala, ortamın elektrik iletkenliği ne şekildedir? Bizi ne şekilde etkiler?
Şöyle ki, dünya denilen yapı, içerdiği maddeler (demir bakır vs vs) ve mağma itibariyle bir tür mıknatıs gibi davranır. Aynı mıknatısın iki kutbu gibi bir güney bir kuzey kutbu oluşur.Bu manyetik, güney kutbundan kuzey kutbuna doğru akan manyetik alan çizgileri şeklinde kendini gösterir, aynı zamanda insan beynini diğer gezegenlerin radyasyonundan koruyacaktır.
Bu mantıkla güneşi hesaba katarsak karşımıza inanılmaz bir mıknatıs çıkacaktır; fakat dünyadaki gibi olmayıp dağınık bir şekildedir; bazı bölgelerde şiddetli, bazı bölgelerde düşük manyetik alana sahip olacaktır.Bunun sebebi, yapısının plazmadan oluşmasından olabilir. Bu nedenle güneşin manyetik alanı dünyaya göre kat kat büyük olacaktır.Bunlar dışında, güneşin bu manyetik alanı dünyayı etkileyecektir(özellikle güneş gören yüzünü) . Bu dünyayı etkiler de, dünyayı oluşturan canlıları etkilemez mi? Elbette etkileyecektir.
Bu nedenle sıcak havalarda elektrikle (havadaki serbest yükler) etkileşim daha az olmasına rağmen, bu sefer güneşin radyasyonu fazla olacaktır.Soğuk havalarda ise hava molekülleri birbirine daha yakın olacağından iletkenlik artacaktır.Demek ki soğuk havada elektrikle etkileşimiz daha fazla olacaktır. Buradaki elektrikten kastım; rüzgarın sürtünme yaratarak havada meydana getirdiği yüklerdir.Hani şu yıldırımda yere boşalanlar veya bulut bulut arası oluşan şimşekler buna örnektir.Yaratıcı düşünce Nikola Tesla'yı rahmetle anmak gerekirse, yağmurların elektrikle ilişkili olabileceğini düşünmüştür.Bu gün 21.yüzyıl bu konular halen muammadır.Yüklerin yapısı bile tam anlaşılmış değildir.Neden iter neden çeker gibi sorular işin içinden çıkılması zor sorulardır.
Aklıma bir kimya hocamızın cevap niteliğinde bir sorusu, yeri gelmişken paylaşalım, şöyle demişti: "hiç soğuk suyla abdest alanla sıcak suda abdest alanın sevabı bir olur mu? "
Bu soruya bilimsel olarak baktığımızda;soğuk suyun molekülleri birbirine yakın olduğu için, bünyemize aktarılan elektrik yükleri daha hızlı olacaktır. İkinci yönü ise, özellikle balıkların soğuk suda daha leziz olmalarının ve ayrıca bu balıkların hayattayken soğuk suyu tercih etmelerinin sebebi; OKSİJEN MİKTARININ SOĞUK SUDA FAZLA OLMASI'dır!Nedeni, soğuk suyun oksijen tutma kapasitesinin yüksek olmasıdır. Konumuzla ilişkisi şu ki, sevap almak Allah'a/emirlerine ibadet etmek içinse, oksijenle iyi beslenen beyin daha sağlıklı olacağından, bu emirleri daha sağlıklı değerlendirecektir. Beynine oksijen girmeyen arkadaşlarımızın ise konuyu anlaması hayli imkansız, bu nedenle makaleye anlam veremeyenler soğuk suyla abdest alırsa, sanırım daha iyi anlar buradaki izleri...Ve şayet takip ederseler bu izleri, elbette bulurlar bizleri...Tabi bulmak da yetmiyor artık! Bazen insan yanı başındaki insana bile çok uzak olabiliyor. Tuhaf ama gerçek! Bazen de yanındakini görmezsin, hani derler ya "aaa sen sınıfta mıydın?... hiç görmedim seni".Espri ile cevap vermek gerekir, ben genelde şöyle derim; Nasreddin Hoca'nın "görünmez yapan esansını kullanıyorum."(Hani vardır ya Hoca'nın bir esansı sürünce kayboluyor ortalıktan)
Atmosferde İletkenlik artarsa?
Atmosferdeki iletkenlik artarsa (soğuk havalarda mesela) beynimiz daha çok elektirk yükleriyle temas halinde olacaktır.Bu, bir tür bir deşarj olma halidir veya etkileşim.
Rüzgarın beynimize etkisi?