Mavi
19.Şubat.2014, 02:19
Nişanlısı Arda Turan'dan ayrılan Sinem Kobal'dan samimi açıklamalar.
Güzel oyuncu Sinem Kobal bir süredir ara verdiği ekrana geri dönüyor. Bu ara bol bol proje okuyan Kobal, ekrandan uzak kaldığı dönemde yaptıklarını, özel hayatını, ailesini anlattı. Kobal, "Ünlü olmaya anlam yüklemedim, hayatın bana getirdiklerini yaşadım" diyor.
İşte Sinem Kobal'ın Sabah Gazetesi'ne verdiği röportajdan öne çıkan başlıklar...
-Dadı dizisiyle, 13 yaşında bir Lolita olarak hayatımıza girdiniz... O dönem herkes sizden söz ediyordu... Bu ilginin farkında mıydınız?
Hiç farkında değildim. Çünkü daha çocuktum. Dadı'nın o kadar önemli ve patlayan bir iş olduğunu, dönemin tek çocuk ya da 'Lolita' diye tabir edilen oyuncusu olduğumu fark etmemiştim. Yıllar sonra bir gün bunun farkına vardım; 16 yaşımdaydım gazetede kendi haberimi görünce 'ünlü' olduğunu fark ettim. Tüm bu 'ünlü' olma halini yaşamamamda ailemin de etkisi var elbette. Çocukluğumdan beri okuldan çıkıp baleye gidiyordum. Tıpkı bale gibi oyunculuğu da benim için bir sosyal aktivite gibi tuttular. Zaten insanların tepkisini görebileceğim, hayatımda neyin değiştiğini fark edebileceğim bir ortama girmeye pek vaktim olmuyordu. Sadece sınıf arkadaşlarım 'Aaa seni izledik' diyorlardı.
Uzun bir ilişki yaşadınız , nişanlandınız ve evlenmek üzereyken ayrıldınız. Hakkınızda doğru ya da yanlış birçok haber çıktı. Ama siz asla bu konuyla ilgili bugüne kadar yorum yapmadınız. Bunun sebebi nedir? Neler oluyor?
Ne yazık ki hayatımdaki birçok şey gibi bu konuda da farklı yansıtılan haberler oldu. Bunlar elbette beni rahatsız etti ama çok da takılmamaya çalışıyorum. Bunlara takılırsam hiçbir şeye konsantre olamam. Ben bu soruların sorulmasına saygı duyuyorum. Sonuçta o da göz önünde bir mesleğe sahip. Ben de öyleyim. Ama ben çocukluğumdan beri, sadece şu dönem için değil, sadece böyle bir durum var diye de değil, özel hayatım hakkında çok fazla bir şey paylaşmayı ve bunun üzerine cümleler kurmayı sevmeyen biriyim. O yüzden yorum yapmamayı tercih ediyorum. Bu bir tepki değil. Genel bir duruş. Özel hayatımla ön plana çıkmayı sevmiyorum. Bu konuda basında yer alan haberlerle ilgili de herkesten aynı hassasiyeti bekliyorum.
"AŞKA İNANIYORUM"
- Aşk hakkında şu an ne düşünüyorsunuz? Aşka dair umudu olan biri misiniz?
- İnsanın hayatta her şeye tutkuyla ve aşkla bağlı olması gerektiğini düşünüyorum. Tabii ki aşk, sevgi temiz duygular olarak geliyor bana. Elbette aşka inanıyorum. Her şeye aşkla bağlı olan bir kızım, aileme, işime, sevdiklerime... Aşkla bağlı olmadan, hayata değmeden, monoton yaşamak üzücü. Ben bunu kaybetmemeye, her şeye aşkla bağlı olup, o şekilde devam etmeye çalışıyorum ve tabii ki aşka inanıyorum.
"BEN HAYATI TERCÜBE EDİYORUM"
- Olgunlaştığınızı düşünüyor musunuz?
- Sürekli hem de. Hayatta sürekli olgunlaşıp, çocuksulaşıyoruz. Hayat da size bazı tecrübeler yaşatıyor. Bunlar ya çocuksulaştırıyor ya da olgunlaştırıyor. Ben de hayatı tecrübe ediyorum.
Güzel oyuncu Sinem Kobal bir süredir ara verdiği ekrana geri dönüyor. Bu ara bol bol proje okuyan Kobal, ekrandan uzak kaldığı dönemde yaptıklarını, özel hayatını, ailesini anlattı. Kobal, "Ünlü olmaya anlam yüklemedim, hayatın bana getirdiklerini yaşadım" diyor.
İşte Sinem Kobal'ın Sabah Gazetesi'ne verdiği röportajdan öne çıkan başlıklar...
-Dadı dizisiyle, 13 yaşında bir Lolita olarak hayatımıza girdiniz... O dönem herkes sizden söz ediyordu... Bu ilginin farkında mıydınız?
Hiç farkında değildim. Çünkü daha çocuktum. Dadı'nın o kadar önemli ve patlayan bir iş olduğunu, dönemin tek çocuk ya da 'Lolita' diye tabir edilen oyuncusu olduğumu fark etmemiştim. Yıllar sonra bir gün bunun farkına vardım; 16 yaşımdaydım gazetede kendi haberimi görünce 'ünlü' olduğunu fark ettim. Tüm bu 'ünlü' olma halini yaşamamamda ailemin de etkisi var elbette. Çocukluğumdan beri okuldan çıkıp baleye gidiyordum. Tıpkı bale gibi oyunculuğu da benim için bir sosyal aktivite gibi tuttular. Zaten insanların tepkisini görebileceğim, hayatımda neyin değiştiğini fark edebileceğim bir ortama girmeye pek vaktim olmuyordu. Sadece sınıf arkadaşlarım 'Aaa seni izledik' diyorlardı.
Uzun bir ilişki yaşadınız , nişanlandınız ve evlenmek üzereyken ayrıldınız. Hakkınızda doğru ya da yanlış birçok haber çıktı. Ama siz asla bu konuyla ilgili bugüne kadar yorum yapmadınız. Bunun sebebi nedir? Neler oluyor?
Ne yazık ki hayatımdaki birçok şey gibi bu konuda da farklı yansıtılan haberler oldu. Bunlar elbette beni rahatsız etti ama çok da takılmamaya çalışıyorum. Bunlara takılırsam hiçbir şeye konsantre olamam. Ben bu soruların sorulmasına saygı duyuyorum. Sonuçta o da göz önünde bir mesleğe sahip. Ben de öyleyim. Ama ben çocukluğumdan beri, sadece şu dönem için değil, sadece böyle bir durum var diye de değil, özel hayatım hakkında çok fazla bir şey paylaşmayı ve bunun üzerine cümleler kurmayı sevmeyen biriyim. O yüzden yorum yapmamayı tercih ediyorum. Bu bir tepki değil. Genel bir duruş. Özel hayatımla ön plana çıkmayı sevmiyorum. Bu konuda basında yer alan haberlerle ilgili de herkesten aynı hassasiyeti bekliyorum.
"AŞKA İNANIYORUM"
- Aşk hakkında şu an ne düşünüyorsunuz? Aşka dair umudu olan biri misiniz?
- İnsanın hayatta her şeye tutkuyla ve aşkla bağlı olması gerektiğini düşünüyorum. Tabii ki aşk, sevgi temiz duygular olarak geliyor bana. Elbette aşka inanıyorum. Her şeye aşkla bağlı olan bir kızım, aileme, işime, sevdiklerime... Aşkla bağlı olmadan, hayata değmeden, monoton yaşamak üzücü. Ben bunu kaybetmemeye, her şeye aşkla bağlı olup, o şekilde devam etmeye çalışıyorum ve tabii ki aşka inanıyorum.
"BEN HAYATI TERCÜBE EDİYORUM"
- Olgunlaştığınızı düşünüyor musunuz?
- Sürekli hem de. Hayatta sürekli olgunlaşıp, çocuksulaşıyoruz. Hayat da size bazı tecrübeler yaşatıyor. Bunlar ya çocuksulaştırıyor ya da olgunlaştırıyor. Ben de hayatı tecrübe ediyorum.