PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Deniz Akvaryumu Nitrat Sorunu



Nartaneside
29.Kasım.2017, 10:43
Giriş
Doğa çok dengeli bir döngü oluşumuna sahiptir. Bizim akvaryumlarımızda kurmaya çalıştığımız dengeyi ‘doğa’ farklı canlılar ve bakteriler ile otomatik olarak sağlar. Bu süreçte pek çok döngü, bu döngülerde ise pek çok canlı, bu canlıların ise pek çok görevi vardır. Bu zincirin halkalarından biri ise azot döngüsü olarak adlandırdığımız amonyum ve amonyaktan başlayıp, nitrat, oradan da azot gazı ile son bulan bir olgudur. Gün içinde gerek akvaryum canlılarımızın arıkları, gerek akvaryumda ölen mikro ve makro organizmalar, gerekse yapılan fazla yemlemeler ile ortaya organik bir bileşik olan NH3 (amonyak) ve dolaylı olarak NH4 (amonyum) çıkmaktadır. Akvaryumda mevcut bölgelerde konuşlanmış olan nitrifikasyon bakterileri bu organik bileşiğin önce nitrit (NO2) ardından nitrat (NO3)’a dönüşmesinde yardımcı olurlar. Azot döngüsüsün son basamağı olan nitratın N2 yani azot gazına dönüştürülmesi ise bu kadar kolay olmamaktadır. Bu son basamağa denitrifikasyon denir ve bu bağlamda çalışabilecek farklı bakterilere ihtiyaç duyar. Bu bakterilerin çoğu anaerobik olmakla birlikte çok az sayıda da olsa aerobik olanlar da mevcuttur. Anaerobik bakterilerin oluşması için oksijensiz bir ortama ihtiyaç vardır bu nedenle sistemden nitratın bakteriler yardımıyla uzaklaştırılması o kadar da kolay değildir. Bu bakteriler doğada canlı kayaların iç kısımlarında ve kumun oksijen almayacak kadar derinliklerinde barınırlar. Bu bağlamda nitratı sistemden uzaklaştırmak için birçok farklı yol geliştirilmiştir. Bunların çoğu, ortamda denitrifikasyon bakterisi üretme mantığına dayanır.
Nitratı sistemden uzaklaştırmak istememizin temel sebebi, diğer döngü basamaklarındaki elemanlar kadar zehirli olmasa da yüksek oranda olduğunda, özellikle omurgasızlar için büyük tehlike teşkil etmesidir. Aslında mercanlar da bir bakıma nitrata ihtiyaç duyar ve deniz suyunda da bir miktar nitrat bulunur. Bir resif akvaryumunda ideal nitrat değeri 0,25ppm (milyonda bir değer)’dir. 5ppm’e kadar normaldir. 5ppm üzeri değerlerde akvaryumda yosun oluşumu görülür.Yalnız balık akvaryumlarında ise nitrat seviyesi daha yüksek olabilir fakat yine de hem balıkların sağlığı açısından hem de yosun oluşumunu engellemek için 5-10ppm’i geçmemelidir.

Nitratı Akvaryumdan Atma Yöntemleri:

Su değişimi:
Su değişimi, nitrat seviyesini acilen düşürmek için kullanılabilecek en etkili yöntemdir. Özellikle; balık ölümü olduktan, tatil dönüşlerinde veya nitrojen döngüsü yeni bitmiş olan akvaryumlarda nitrat seviyesi yük****e su değişimi yapılmalıdır.

Refugium:
Refugium kelimesi İngilizce’deki sığınak anlamına gelen “refuge” kelimesinden gelir. Refugium ana tanka bağlı başka bir tanktır ve bu tankın içinde nitratı besin olarak kullanan canlılar bulunur. Refugiumda en fazla kullanılan canlı Caulerpadır. Caulerpa çok fazla ışığa ihtiyaç duymadan çok hızlı bir gelişim gösteren bir yosun türüdür. Caulerpanın kötü bir huyu vardır bu da arada sırada eşeyli üreme yapmasıdır. Bu daha çok gece ışıklar kapalıyken olur ve sporlarını suya salarlar. Aynı zamanda bitki aniden çürür ve topladığı tüm amonyak, nitrat ve fosfatı da suya geri salar. Aynı zamanda vücudunda otçul canlılara karşı ürettiği toksinler de suya karışır. Bu durum akvaryumun dengelerini bozabilir hatta bazı canlılar için ölümcül olabilir. Spor salınımını engellemek için ışıkları 24 saat açık tutmalısınız ve Caulerpaları düzenli olarak budamalısınız. Caulerpa dışında başka makro algler de refugiumda kullanılabilir fakat Türkiye’de başka makro algler pek görülmez. Nitrat ve fosfatı besin olarak kullanan Xenia mercanları refugiumda kullanılabilir. Xenialar çok hızlı büyüdüğünden nitratı düşürmede etkili olacaktırlar. Bazı hobiciler dev istiridyeleri (Tridacna türleri) ve bazı sünger türlerini de refugiumda kullanmıştır fakat bunlar daha çok görsel amaçlı refugiumlardır, amaç nitratı düşürmek değildir.
Refugiumlar uzun dönemde nitrat seviyesini düşürmek için etkili yöntemdir.

Denitratör:
Dünyada yaygın olarak kullanılan ‘denitratör’ oksijen almayacak bir sistem içersinde bu bakterilerden yetiştirip belli periyotlarla etil alkol ile onları beslemek ve suyun bu ortamdan saatte akvaryum hacmine göre çok çok düşük su debileri ile geçirilmesi prensibine dayanır. Sistemin çıkışındaki oksijen düzeyi yani redox potansiyeli çok büyük önem taşır. Bu etkili bir yol olmasına rağmen çok tehlikelidir. Redox potansiyelinin normal değerlerin dışında olmaması çok ve sülfür zehirlenmelerine sebep olabilir. Bu yüzden denitratörlerin bir MV-(Redox) cihazı ile kullanılmaları önerilmektedir.

DKY:
DKY yani Derin Kum Yatağı (İngilizce aramak isterseniz DSB olarak geçer yani Deep Sand Bed) nitrat ve fosfat üzerinde etkili bir yöntemdir. Bu sistemin amacı, derin bir kum yatağı oluşturup üst kısımda aerobik, alt kısımda da anaerobik bakteriler için uygun ortam yaratmaktır. Bu sistemde kullanılan kumun çok ince, 0,2-1,0mm arasında, olması gerekmektedir. Kum derinliği 8cm veya daha fazla olmalı. Mercan kırığı veya mercan kırığını ezerek yapılan kumlar bu işin için pek uygun değildir. Kumun aragonit veya çok salınım yapmayan silika kum olması gerekmektedir. Fakat aragonit kumlar hem suya kalsiyum sağladıklarından hem de ph’ı dengede tuttuğundan kesinlikle çok daha kullanışlıdır. Ne yazık ki ülkemizde çok kolay bulunmuyor, bulunanlar da istenilen boyutlarda olmuyor genelde. Bu sistemin Türkiye’de yapılmasında bir engel de Türkiye’de canlı kumun ve kumu karıştıracak canlıların bulunmamasıdır. Deniz çıkarılan bazı canlılar bu iş için uygun olabilir fakat tüm bu canlıları denizden toplamak zahmetli olacaktır. her şeye rağmen DKY hem nitrat ve fosfat seviyelerini düşürmesi açısından çok efektiftir hem de akvaryumda doğaya daha yakın bir ortam oluşmasında yardımcı olur.
DKY’nin kullanıldığı bir deniz akvaryumunda deniz çimi, kum anemonu yada çene balığı gibi yaşamak için derin bir kum tabakasına ihtiyaç duyan canlılara da bakabilirsiniz.

Votka:
Sistemde yaşayan anaerobik bakteriler belli bir besin kaynağına ihtiyaç duyarlar. Bunun en önemlisi ise etil alkoldür. Sisteme dışardan fazla miktarda etil alkol ilave edilmesi bu bakterilere ekstra besin kaynağı ve enerji sağlayacağı için mevcut kolonilerin hızla artmasına, dolayısı ile nitratın çok daha hızlı bir şekilde elimine edilmesine sebep olur. Votka da etil alkol içerdiğinden akvaryumda kullanılabilir. Bu metodun bilinçsiz kullanılması farklı bileşiklerin çökelmesine ve kontrolsüz alg oluşumuna sebebiyet verebilmektedir.

Canlı kaya:
Sistemin temel denitrifikasyon aracı canlı kayalardır. Kaliteli yapıya sahip canlı kayalar nitratın elimine edilmesinde büyük önem taşır. Derin oyuklar ve çatlara sahip efektif yapıdaki bir canlı kayada bu deliklerin derinliklerine fazla oksijen ulaşamayacağından burada oksijensiz bir ortam meydana gelir. Bu ortamlar denitrifikasyon bakterileri için kolonileşme yeri olarak kullanılır. Hacme oranla yeterli miktarda canlı kayanın nitrat seviyesinin düşmesinde etkisi olacaktır

Canlı kayalar hem nitrifikasyon hem de denitrifikasyon yaptığından deniz akvaryumları için çok önemlidir.

Sonuç:
En başta dediğimiz gibi nitrat, azot döngüsünün azot gazından önceki son adımıdır. Yukarıda refugium ve su değişimi dışındaki metotlarda nitrat nitrojen gazına dönüştürülüp atmosfere bırakılır ve sistemden uzaklaştırılmış olur. Refugiumda ise fotosentez için nitrat besin olarak kullanılır. Döngünün ilk ayağı amonyum ve amonyak olduğu için nitratı yok etmeye çalışmadan önce amonyak oluşumunu azaltmak daha mantıklı bir yol olacaktır. Bunun için de doğru kurulmuş bir sistem, düzenli su değişimi ve doğru miktarda canlı yüklemesi yapılması gerekmektedir.
Yazan:Ertunç Ererdi-Selim Özadar