Nartaneside
30.Kasım.2017, 08:17
Aşağıdaki konu bana bir şekilde ulaşan ve order'ları hakkında biraz da olsa fikir sahibi olmamı sağlayan birinin aracılığı ile size aktarılıyor..
Dragon Rouge günümüzde varlığını sürdüren ezoterizm hakkında sağlam adımlar atan sol ele , karşıtlığa yakın bir oluşum..
Dragon Rouge genellikle kendini ezoterik bilgiyi araştıran ezoterik bir cemiyet olarak tanımlar. Peki o zaman ezoterizm nedir ve sol el yoluyla nasıl bir bağlantısı vardır? Okült araştırma ve ezoterizmde başı tutan akademisyenlerden Antoine Faivre Ezoterizm adlı kitabında ezoterizmin sanat, felsefe veya kimya gibi bir alan olmadığını, daha çok bir düşünme yöntemi olduğunu yazar. Faivre şöyle açıklıyor:
“Kelimenin geniş bir alana yayılmış etimolojik kökleri bireyin sembollerin, mitlerin ve gerçekliğin anahtarlarını, tefsirci bir yolla, aydınlanmaya adım adım eriştiği yerde ilerlemesiyle elde edebileceğini işaret eder. Eğer kişi herşeyin esasında gizli olduğuna inanıyorsa, dışsal bir giz yoktur.”
Ezoterizm (batınilik), dışsal şekil olan egzoterizm’den (zahirilik) farklı olarak, içsel ve gizemli birşeyi anlatır. Hristiyanlık ve onun dışsal dogmaları ve seremonileri egzoterik (zahiri) olarak adlandırılabilir, bunun yanında gnostisizme ezoterik (batini) denebilir. Aynı şekilde Satanizm egzoterik olarak nitelenirken, sol el yoluna da ezoterik denebilir. Faivre ezoterizm kelimesi hakkındaki açıklamasını şöyle sunuyor:
“Ezoterizm kelimesi ‘içeri’ anlamına gelen “eso”dan ve ‘karşıtlık’ manasına yönelen “ter”den türetilmiştir. Kelimenin köklerinin geniş bir yelpazeden gelmesi kelimeyi şekillenebilir ve açık hale getirmiştir.”
Bununla beraber Faivre birinin birşeyin ezoterik olup olmamasını düzgün şekilde tartışabilmesi için (ezoterik olmayan aydınlanmalardan ayırabilmek amacıyla) dört tanesi esas olan altı kriterin karşılanması gerektiğine inanmaktadır. Sıralanan kriterler,
1) mütekabiliyet,
2) yaşayan doğa,
3)kavramlar ve uyuşmaları,
4)özsel dönüşümün tecrübesi,
5) uyumluluklar
6) aktarım.
1) Tekabüliyet (karşılıklılık), hermetik “Aşağıdaki de Yukarıdaki gibidir.” yasasıyla uyum içinde, evrenin görünür ve görünür olmayan parçaları arasındaki gizli bağlantılar düşüncesidir. Mineraller, insan vücudu ve gezegenler arasında vb. karşılıklı ilişkiler bulunur.
2) Yaşayan doğa, doğanın Tanrı ve insandan hemen sonra geldiği, çok çeşitli ve hiyerarşik birlik içindeki bir kozmos düşüncesidir. Bir ışık yada bir ateş tarafından doğaya nüfuz edilmiştir ve doğa potansiyel deneyimler açısından zengindir ve bir kitap gibi okunmalıdır. Ama Faivre’nin söylemek istediği esas önemli olan şey, yirminci yüzyılın başından beri doğu mistizminden etkilenmiş olan bir çeşit monistik spiritualizmin yükselmiş olduğudur ve bu yeni akımdaki doğa düşüncesi terkedilmiştir ve hatta ölüdür.
3) Kavramlar ve uyuşmaları. Ezoterizm mistisizmden dünyevi ve uhrevi seviyelerin önemi ve vurgusu yoluyla ayrılmıştır. Melekler ve diğer orta düzlemlerde yaşayan değişik varlık çeşitleri, aynen guruların ve inisiyatörlerin düşünceleri gibi, bu bağlamda önem kazanır. Mistisizm fantazilere bir engel olarak bakarken, ezoterizm bunu bir potansiyel olarak görür. Faivre bunu renkli bir şekilde tanımlıyor:
“Fantazi (‘imaginato’ kelimesi magnet, magia ve imagio ile ilişkilidir) benlik, dünya ve mit hakkında bilgiye ulaşmak isteyenler için bir araç şeklinde anlaşılmıştır. Bu zahiri görüntünün içine işleyen, esas önemli olanın görünmesini sağlayan ve bizim normal görüşümüzü geliştirmek için “bağlantıların” örtüsünü kaldırarak gizliyi görünür yapan ateşin gözüdür; etten vücudumuza ait gözümüze göre ulaşılamayan ‘mundus imaginalis’tir”.
4) Özsel dönüşümün tecrübesi. Özsel dönüşüm tecrübesi ezoterizmin önemli bir parçası olarak algılanmazsa ezoterizmin bir çeşit spekülatif ruhanilik olduğu hatasına düşülebilir. Özsel dönüşüm kelimesi simyada bulunabilir ve bir seviyeden diğer bir seviyeye yükseliş veya geçişi, öznenin yüksek seviyelere metamorfozunu anlatır.
Ezoterizmin bu dört esas bileşenine iki göreceli bileşen daha eklenebilir:
5) Değişik dinler ve öğretiler arasında uyumluluklar vardır, ve bunları birleştirmek için ortak paydalar bulunabilir.
6) Aktarım. Bilgi öğretmenden öğrenciye belli bir döngüye göre, çoğu zaman inisasyonlarla transfer edilebilir veya edilmelidir. Bu “ikinci doğum”un şartları şunlardır: a) kişi geleneğin bir parçası olmak istediğinden, öğretilere saygı duymaktadır ve sorgulamamaktadır, ve b) inisasyona bir üstat veya öğretmen tarafından nezaret edilmektedir.
Faivre’nin ezoterizm tanımı Dragon Rouge’un drakonyan felsefesine uymaktadır. Karşılıklıklar ritüel majinin temelidir ve sol el yolunun pratiği için gereklidir. “Beş esas drakonyan prensip”in ilki: Herşey birdir. Bu Ouroboros sembollerine kadar her tür simyasal sembollerde bulunabilecek simyasal bir formüldür: kuyruğunu ısıran ejderhaların ve yılanların resimleri. Bu formül Yunancada En to pan’dır ve simyasal ve hermetik felsefede kritik önemdedir. Sol el yolunun sisteminde bu formül, bizim dışımızdaki ilahi güce bir tepki olarak insanın içinde ilahi ateşin bulunduğu(oluştuğu) şeklinde yorumlanır. Drakonyan terminolojide bu dışsal ve içsel ejder olarak adlandırılır. Bu düşünce, insanın içinde atman/şaktikundalini şeklinde bulunan brahman/parakundalini tantrik düşüncesine uyumludur. Aynı zamanda bu, kendi içinde bulduğu takdirde insanı tanrıya çeviren pagan Işık tanrısı Lucifer’in ışığına veya Prometheus’un ateşine de karşılık gelmektedir. İnsan ve ruhu, dışımızdaki evrenin prensiplerine karşılık gelir.
İnsan ve doğa hakkındaki atomcu ve materyalist görüşe karşı çıktığından, yaşayan doğa hakkındaki düşünce drakonyan felsefede önemlidir. Özellikle eski nordik ve keltik majide ejderhayı doğanın ruhunun sembolü olarak bulabiliriz. Bu durum Çin geleneği Feng Shui için de geçerlidir. Tüm ezoterik bilgi doğada bulunmaktadır, ama modern şehirli insandan saklanmıştır. “Bilgi ağacı” yalnızca bir mecaz değildir, daha fazlasıdır.
Faivre’nin bahsettiği orta bölgeler majisyenin simyasal dönüşüm sırasında geçtiği astral dünyalar ve değişik seviyelerdir. Dragon Rouge’un majikal sistemi, majisyenin belli seviyelere yavaş yavaş girdiği inisiyatik bir sistemdir. Amaç Tanrıyla bir olmak değildir; bu yüzden ilahiyata giden yol, ilahi ateşi kontrol etmeyi öğrenmek için önemli bir işlemdir.
Faivre’nin son kriteri Dragon Rouge’un simyasal inisasyon işleminin belki de en önemli özelliğidir. Bizim insani tabiatımızdan tanrısal bir tabiata transforme olmak sol el yolunun hedefidir. Birçok Satanistin veya Yeni Çağ akımındakilerin aksine, Dragon Rouge insanın zaten halihazırda tanrısal olduğunu ve sadece bunu farketmesi gerektiği düşüncesine inanmaz. Klifotik prensiplerin ve karanlık güçlerin halihazırdaki benliklerimizin parçalanmasında ve kendimizin yeniden yapılandırılmasında bizzat bizim tarafımızdan kullanılması gereklidir, ta ki kendimize tanrı olarak doğum vermemize dek. Biz geçmişin yaratımlarından geleceğin yaratıcıları olmak üzere dönüşmeye başladık.
Faivre’nin son iki kriteri Dragon Rouge’un felsefesine belli bir ölçüde uyumludur. Farklı kara geleneklerdeki varolan prensipler birbiriyle karşılıklılığa sahiptir ve bu da geniş bir alandan gelen çalışmaları verimli kılmaktadır. Odin, Şiva, Hermes ve Lucifer karşılaştırılabilir ve kişi birbirine karşılık olan özellikler bulabilir. Faivre’nin inisasyonla ve aktarımla ilgili son kriteri Dragon Rouge’da daha dinamik ve bireyci bir anlama sahiptir.
Çeviri: Aytaç Koray
Dragon Rouge, Thomas Karlsson,
Ezoterizm , maji , sol el Ve genelde hep yanlış bildiğiniz negatif enerji = şeytani çalışmalar'!!! hakkında bilgi sahibi olabileceğiniz bir yazıdır ..
tamamen bilgilendirme amaçlı eklenmiştir..
Alıntı
Dragon Rouge günümüzde varlığını sürdüren ezoterizm hakkında sağlam adımlar atan sol ele , karşıtlığa yakın bir oluşum..
Dragon Rouge genellikle kendini ezoterik bilgiyi araştıran ezoterik bir cemiyet olarak tanımlar. Peki o zaman ezoterizm nedir ve sol el yoluyla nasıl bir bağlantısı vardır? Okült araştırma ve ezoterizmde başı tutan akademisyenlerden Antoine Faivre Ezoterizm adlı kitabında ezoterizmin sanat, felsefe veya kimya gibi bir alan olmadığını, daha çok bir düşünme yöntemi olduğunu yazar. Faivre şöyle açıklıyor:
“Kelimenin geniş bir alana yayılmış etimolojik kökleri bireyin sembollerin, mitlerin ve gerçekliğin anahtarlarını, tefsirci bir yolla, aydınlanmaya adım adım eriştiği yerde ilerlemesiyle elde edebileceğini işaret eder. Eğer kişi herşeyin esasında gizli olduğuna inanıyorsa, dışsal bir giz yoktur.”
Ezoterizm (batınilik), dışsal şekil olan egzoterizm’den (zahirilik) farklı olarak, içsel ve gizemli birşeyi anlatır. Hristiyanlık ve onun dışsal dogmaları ve seremonileri egzoterik (zahiri) olarak adlandırılabilir, bunun yanında gnostisizme ezoterik (batini) denebilir. Aynı şekilde Satanizm egzoterik olarak nitelenirken, sol el yoluna da ezoterik denebilir. Faivre ezoterizm kelimesi hakkındaki açıklamasını şöyle sunuyor:
“Ezoterizm kelimesi ‘içeri’ anlamına gelen “eso”dan ve ‘karşıtlık’ manasına yönelen “ter”den türetilmiştir. Kelimenin köklerinin geniş bir yelpazeden gelmesi kelimeyi şekillenebilir ve açık hale getirmiştir.”
Bununla beraber Faivre birinin birşeyin ezoterik olup olmamasını düzgün şekilde tartışabilmesi için (ezoterik olmayan aydınlanmalardan ayırabilmek amacıyla) dört tanesi esas olan altı kriterin karşılanması gerektiğine inanmaktadır. Sıralanan kriterler,
1) mütekabiliyet,
2) yaşayan doğa,
3)kavramlar ve uyuşmaları,
4)özsel dönüşümün tecrübesi,
5) uyumluluklar
6) aktarım.
1) Tekabüliyet (karşılıklılık), hermetik “Aşağıdaki de Yukarıdaki gibidir.” yasasıyla uyum içinde, evrenin görünür ve görünür olmayan parçaları arasındaki gizli bağlantılar düşüncesidir. Mineraller, insan vücudu ve gezegenler arasında vb. karşılıklı ilişkiler bulunur.
2) Yaşayan doğa, doğanın Tanrı ve insandan hemen sonra geldiği, çok çeşitli ve hiyerarşik birlik içindeki bir kozmos düşüncesidir. Bir ışık yada bir ateş tarafından doğaya nüfuz edilmiştir ve doğa potansiyel deneyimler açısından zengindir ve bir kitap gibi okunmalıdır. Ama Faivre’nin söylemek istediği esas önemli olan şey, yirminci yüzyılın başından beri doğu mistizminden etkilenmiş olan bir çeşit monistik spiritualizmin yükselmiş olduğudur ve bu yeni akımdaki doğa düşüncesi terkedilmiştir ve hatta ölüdür.
3) Kavramlar ve uyuşmaları. Ezoterizm mistisizmden dünyevi ve uhrevi seviyelerin önemi ve vurgusu yoluyla ayrılmıştır. Melekler ve diğer orta düzlemlerde yaşayan değişik varlık çeşitleri, aynen guruların ve inisiyatörlerin düşünceleri gibi, bu bağlamda önem kazanır. Mistisizm fantazilere bir engel olarak bakarken, ezoterizm bunu bir potansiyel olarak görür. Faivre bunu renkli bir şekilde tanımlıyor:
“Fantazi (‘imaginato’ kelimesi magnet, magia ve imagio ile ilişkilidir) benlik, dünya ve mit hakkında bilgiye ulaşmak isteyenler için bir araç şeklinde anlaşılmıştır. Bu zahiri görüntünün içine işleyen, esas önemli olanın görünmesini sağlayan ve bizim normal görüşümüzü geliştirmek için “bağlantıların” örtüsünü kaldırarak gizliyi görünür yapan ateşin gözüdür; etten vücudumuza ait gözümüze göre ulaşılamayan ‘mundus imaginalis’tir”.
4) Özsel dönüşümün tecrübesi. Özsel dönüşüm tecrübesi ezoterizmin önemli bir parçası olarak algılanmazsa ezoterizmin bir çeşit spekülatif ruhanilik olduğu hatasına düşülebilir. Özsel dönüşüm kelimesi simyada bulunabilir ve bir seviyeden diğer bir seviyeye yükseliş veya geçişi, öznenin yüksek seviyelere metamorfozunu anlatır.
Ezoterizmin bu dört esas bileşenine iki göreceli bileşen daha eklenebilir:
5) Değişik dinler ve öğretiler arasında uyumluluklar vardır, ve bunları birleştirmek için ortak paydalar bulunabilir.
6) Aktarım. Bilgi öğretmenden öğrenciye belli bir döngüye göre, çoğu zaman inisasyonlarla transfer edilebilir veya edilmelidir. Bu “ikinci doğum”un şartları şunlardır: a) kişi geleneğin bir parçası olmak istediğinden, öğretilere saygı duymaktadır ve sorgulamamaktadır, ve b) inisasyona bir üstat veya öğretmen tarafından nezaret edilmektedir.
Faivre’nin ezoterizm tanımı Dragon Rouge’un drakonyan felsefesine uymaktadır. Karşılıklıklar ritüel majinin temelidir ve sol el yolunun pratiği için gereklidir. “Beş esas drakonyan prensip”in ilki: Herşey birdir. Bu Ouroboros sembollerine kadar her tür simyasal sembollerde bulunabilecek simyasal bir formüldür: kuyruğunu ısıran ejderhaların ve yılanların resimleri. Bu formül Yunancada En to pan’dır ve simyasal ve hermetik felsefede kritik önemdedir. Sol el yolunun sisteminde bu formül, bizim dışımızdaki ilahi güce bir tepki olarak insanın içinde ilahi ateşin bulunduğu(oluştuğu) şeklinde yorumlanır. Drakonyan terminolojide bu dışsal ve içsel ejder olarak adlandırılır. Bu düşünce, insanın içinde atman/şaktikundalini şeklinde bulunan brahman/parakundalini tantrik düşüncesine uyumludur. Aynı zamanda bu, kendi içinde bulduğu takdirde insanı tanrıya çeviren pagan Işık tanrısı Lucifer’in ışığına veya Prometheus’un ateşine de karşılık gelmektedir. İnsan ve ruhu, dışımızdaki evrenin prensiplerine karşılık gelir.
İnsan ve doğa hakkındaki atomcu ve materyalist görüşe karşı çıktığından, yaşayan doğa hakkındaki düşünce drakonyan felsefede önemlidir. Özellikle eski nordik ve keltik majide ejderhayı doğanın ruhunun sembolü olarak bulabiliriz. Bu durum Çin geleneği Feng Shui için de geçerlidir. Tüm ezoterik bilgi doğada bulunmaktadır, ama modern şehirli insandan saklanmıştır. “Bilgi ağacı” yalnızca bir mecaz değildir, daha fazlasıdır.
Faivre’nin bahsettiği orta bölgeler majisyenin simyasal dönüşüm sırasında geçtiği astral dünyalar ve değişik seviyelerdir. Dragon Rouge’un majikal sistemi, majisyenin belli seviyelere yavaş yavaş girdiği inisiyatik bir sistemdir. Amaç Tanrıyla bir olmak değildir; bu yüzden ilahiyata giden yol, ilahi ateşi kontrol etmeyi öğrenmek için önemli bir işlemdir.
Faivre’nin son kriteri Dragon Rouge’un simyasal inisasyon işleminin belki de en önemli özelliğidir. Bizim insani tabiatımızdan tanrısal bir tabiata transforme olmak sol el yolunun hedefidir. Birçok Satanistin veya Yeni Çağ akımındakilerin aksine, Dragon Rouge insanın zaten halihazırda tanrısal olduğunu ve sadece bunu farketmesi gerektiği düşüncesine inanmaz. Klifotik prensiplerin ve karanlık güçlerin halihazırdaki benliklerimizin parçalanmasında ve kendimizin yeniden yapılandırılmasında bizzat bizim tarafımızdan kullanılması gereklidir, ta ki kendimize tanrı olarak doğum vermemize dek. Biz geçmişin yaratımlarından geleceğin yaratıcıları olmak üzere dönüşmeye başladık.
Faivre’nin son iki kriteri Dragon Rouge’un felsefesine belli bir ölçüde uyumludur. Farklı kara geleneklerdeki varolan prensipler birbiriyle karşılıklılığa sahiptir ve bu da geniş bir alandan gelen çalışmaları verimli kılmaktadır. Odin, Şiva, Hermes ve Lucifer karşılaştırılabilir ve kişi birbirine karşılık olan özellikler bulabilir. Faivre’nin inisasyonla ve aktarımla ilgili son kriteri Dragon Rouge’da daha dinamik ve bireyci bir anlama sahiptir.
Çeviri: Aytaç Koray
Dragon Rouge, Thomas Karlsson,
Ezoterizm , maji , sol el Ve genelde hep yanlış bildiğiniz negatif enerji = şeytani çalışmalar'!!! hakkında bilgi sahibi olabileceğiniz bir yazıdır ..
tamamen bilgilendirme amaçlı eklenmiştir..
Alıntı