LaDe
28.Ocak.2018, 22:17
IQ testlerinden ortalamanın üzerinde puan alan çocuklar, hayat başarısı olarak değerlendirilebilecek akademik ya da ekonomik alanlarda da daha yüksek performans göstermektedir. Bu sonuç onların daha yüksek IQ puanlarına sahip olmalarından mı kaynaklanmkatadır? Şart değil. Yeni bir araştırma, IQ sonuçlarının kısmen çocukların bu test için ne kadar motive olduklarınını bir ölçümü olduğunu ortaya koyuyor. Ayrıca motivasyonun hayatın ileriki dönemlerinde elde edilecek başarılarda da zekâ kadar etkili olabileceğini gösteriyor.
FARKLI ETKENLERİN ARAŞTIRILMASI
Araştırmacılar uzun zamandır IQ testlerinin gerçekte neyi ölçtüğünü ve ortalama puanlar arasındaki farklılıkların sosyal faktörler, ekonomik faktörler ya da başka nelerle ilişkili olduğunu tartışmaktadır. Tartışmaların kamusal alana taşınması Richard Herrnstein ve Charles Murray’nin kaleme aldıkları Çan Eğrisi (The Bell Curve) adlı eserin 1994’te yayımlanması ile olmuştur. Yayında ortalamanın altında IQ puanlarına sahip olan Afrikan-Amerikanlar gibi bazı etnik grupların bu farklılıkları, beyaz ırktan olan genetik farklılıkları ile ilişkilendirilmiştir. Pek çok bilimci bu çıkarımlara itiraz etmiştir. Örneğin bir psikolog olan Richard Nisbett, araştırmacıların sosyal ve ekonomik faktörleri kontrol altında tuttuklarında bu farklılıkların ortadan kalktığını savunmuştur.
Pennsylvania Üniversitesi’nden psikolog Angela Lee Duckworth’un Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde geçtiğimiz haftalarda yayımlanan çalışmasında motivasyonun IQ testinden elde edilen puanları nasıl etkilediği araştırılmaktadır. Geçmiş çalışmalar, test uygulananlara yapabildikleri kadar çok yapmaları söylendiğinde, herkesin maksimum çabayı göstermediğini ortaya koymaktadır. Bazı araştırmalar ise IQ testinin ya da diğer bazı bilişsel testlerin sonucuna göre para ödülü vaat edildiğinde başarı oranlarının arttığına işaret etmektedir.
Motivasyonun hem IQ puanına hem de IQ testinin hayat başarısını öngörebilme gücüne etkisini araştırabilmek için ekip iki çalışma yapmıştır. Öncelikle para ödülünün IQ sonucuna etkisini araştıran geçmiş 46 çalışmanın (yaklaşık 2000 katılımcının sonuçlarını içeren) meta-analizini yapmışlardır. Para ödülü en az 1 doların altında, en çok ise 10 dolar civarındadır. Ödül etkisini değerlendirmek için istatistiksel bir analiz kullanmışlardır, Hedge’nin g’si olarak bilinen parametre 0.2’nin altında olduğunda ilişki zayıf, 0.5 ise orta, 0.7 ya da üzerinde ise güçlü olarak yorumlanmaktadır.
Duckworth’un ekibi, ortalama etkinin 0.64 olduğunu bulmuştur. Ayrıca ödül miktarı arttıkça IQ puanı üzerindeki etki de dramatik bir şekilde artmaktadır, öyle ki ödülün 10 doların üzerine çıkması durumunda g değeri 1.6 gibi bir değer almaktadır (bu değer IQ puanında yaklaşık 20 puanlık bir artışa karşılık gelir!).
İkinci çalışmada ise Duckworth ve meslektaşları, 1980’lerde Wisconsin Üniversitesi’nden bir ekibin Pittsburgh’dan 500’ün üzerinde erkek çocukla yaptıkları bir araştırmayı ele almışlardır. IQ testi sırasında, yaşları ortalama 12.5 olan çocukların görüntüleri kayda alınmış ve ‘sıkılma’ ya da ‘motivasyon kaybı’ olarak yorumlanabilecek davranışları (esnemek, masanın üzerine başını koymak ya da sık sık etrafı seyretmek gibi) belirlemek üzere eğitilen gözlemciler tarafından izlenmiştir. Araştırmacılar çocukları genç erişkinliklerine kadar izlemiş ve ortalama 24 yaşlarında iken 251’i ile eğitim alanındaki ve mesleki başarılarını değerlendirmek üzere görüşmeler yapmışlardır (çocukların IQ puanları ya da diğer önemli değişkenlerle ilgili önemli bir farklılıkları bulunmamaktadır).
MOTİVASYON HER ŞEY DEĞİL
Duckworth ve ekibi bu çalışmada IQ skorları ile motivasyon ve hayat başarısı arasındaki ilişkiye dair ne tür çıkarımlar yapıldığını değerlendirmişlerdir. Motivasyon yüksekliğinin hem IQ skorları ile hem de hayat başarısı ile yakından ilişkili olduğu bulunmuştur. Örneğin motivasyon farklılıklarının çocukların ileriki hayatlarında kaç yıl süreyle eğitim aldıkları, iş sahibi olup olmadıkları ile %84 oranında bir ilişki gösterdiği belirlenmiştir. Öte yandan motivasyon düzeyleri o dönemki okul hayatlarında ne kadar başarılı olduklarını sadece yüzde 25 oranında etkilemektedir. Araştırmacılara göre, zekâ yine de hem IQ testinde hem de akademik başarıda önemli role sahiptir.
Sonuçta Duckworth ekibi, IQ testinin doğal zekâdan çok daha fazlasını ölçtüğü sonucuna varmışlardır –test aynı zamanda kişinin testte ve hayatta başarılı olma isteği/motivasyonu ile ilgili de bir sonuç vermektedir. Bununla birlikte Duckworth, motivasyonun her şey demek olmadığına dikkat çekmektedir: ‘Yüksek bir IQ skoru elde etmek yüksek düzeyde bir zekâya ek olarak motivasyon gerektirmektedir’.
Duckworth bu tür çalışma sonuçlarının sosyal bilimciler ve eğitimcilerden, politika üreticilerine kadar pek çok kesimi ilgilendirdiğini özellikle vurgulamaktadır. İnsanların hayatta sadece doğuştan gelen zekâlarına dayanarak başarılı olmaları güçtür, bu özelliği destekleyecek ya da bu potansiyellerini kullanabilecek ortamlara, motive olmalarını sağlayacak sosyal ve ekonomik koşullara gereksinimleri vardır.
FARKLI ETKENLERİN ARAŞTIRILMASI
Araştırmacılar uzun zamandır IQ testlerinin gerçekte neyi ölçtüğünü ve ortalama puanlar arasındaki farklılıkların sosyal faktörler, ekonomik faktörler ya da başka nelerle ilişkili olduğunu tartışmaktadır. Tartışmaların kamusal alana taşınması Richard Herrnstein ve Charles Murray’nin kaleme aldıkları Çan Eğrisi (The Bell Curve) adlı eserin 1994’te yayımlanması ile olmuştur. Yayında ortalamanın altında IQ puanlarına sahip olan Afrikan-Amerikanlar gibi bazı etnik grupların bu farklılıkları, beyaz ırktan olan genetik farklılıkları ile ilişkilendirilmiştir. Pek çok bilimci bu çıkarımlara itiraz etmiştir. Örneğin bir psikolog olan Richard Nisbett, araştırmacıların sosyal ve ekonomik faktörleri kontrol altında tuttuklarında bu farklılıkların ortadan kalktığını savunmuştur.
Pennsylvania Üniversitesi’nden psikolog Angela Lee Duckworth’un Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde geçtiğimiz haftalarda yayımlanan çalışmasında motivasyonun IQ testinden elde edilen puanları nasıl etkilediği araştırılmaktadır. Geçmiş çalışmalar, test uygulananlara yapabildikleri kadar çok yapmaları söylendiğinde, herkesin maksimum çabayı göstermediğini ortaya koymaktadır. Bazı araştırmalar ise IQ testinin ya da diğer bazı bilişsel testlerin sonucuna göre para ödülü vaat edildiğinde başarı oranlarının arttığına işaret etmektedir.
Motivasyonun hem IQ puanına hem de IQ testinin hayat başarısını öngörebilme gücüne etkisini araştırabilmek için ekip iki çalışma yapmıştır. Öncelikle para ödülünün IQ sonucuna etkisini araştıran geçmiş 46 çalışmanın (yaklaşık 2000 katılımcının sonuçlarını içeren) meta-analizini yapmışlardır. Para ödülü en az 1 doların altında, en çok ise 10 dolar civarındadır. Ödül etkisini değerlendirmek için istatistiksel bir analiz kullanmışlardır, Hedge’nin g’si olarak bilinen parametre 0.2’nin altında olduğunda ilişki zayıf, 0.5 ise orta, 0.7 ya da üzerinde ise güçlü olarak yorumlanmaktadır.
Duckworth’un ekibi, ortalama etkinin 0.64 olduğunu bulmuştur. Ayrıca ödül miktarı arttıkça IQ puanı üzerindeki etki de dramatik bir şekilde artmaktadır, öyle ki ödülün 10 doların üzerine çıkması durumunda g değeri 1.6 gibi bir değer almaktadır (bu değer IQ puanında yaklaşık 20 puanlık bir artışa karşılık gelir!).
İkinci çalışmada ise Duckworth ve meslektaşları, 1980’lerde Wisconsin Üniversitesi’nden bir ekibin Pittsburgh’dan 500’ün üzerinde erkek çocukla yaptıkları bir araştırmayı ele almışlardır. IQ testi sırasında, yaşları ortalama 12.5 olan çocukların görüntüleri kayda alınmış ve ‘sıkılma’ ya da ‘motivasyon kaybı’ olarak yorumlanabilecek davranışları (esnemek, masanın üzerine başını koymak ya da sık sık etrafı seyretmek gibi) belirlemek üzere eğitilen gözlemciler tarafından izlenmiştir. Araştırmacılar çocukları genç erişkinliklerine kadar izlemiş ve ortalama 24 yaşlarında iken 251’i ile eğitim alanındaki ve mesleki başarılarını değerlendirmek üzere görüşmeler yapmışlardır (çocukların IQ puanları ya da diğer önemli değişkenlerle ilgili önemli bir farklılıkları bulunmamaktadır).
MOTİVASYON HER ŞEY DEĞİL
Duckworth ve ekibi bu çalışmada IQ skorları ile motivasyon ve hayat başarısı arasındaki ilişkiye dair ne tür çıkarımlar yapıldığını değerlendirmişlerdir. Motivasyon yüksekliğinin hem IQ skorları ile hem de hayat başarısı ile yakından ilişkili olduğu bulunmuştur. Örneğin motivasyon farklılıklarının çocukların ileriki hayatlarında kaç yıl süreyle eğitim aldıkları, iş sahibi olup olmadıkları ile %84 oranında bir ilişki gösterdiği belirlenmiştir. Öte yandan motivasyon düzeyleri o dönemki okul hayatlarında ne kadar başarılı olduklarını sadece yüzde 25 oranında etkilemektedir. Araştırmacılara göre, zekâ yine de hem IQ testinde hem de akademik başarıda önemli role sahiptir.
Sonuçta Duckworth ekibi, IQ testinin doğal zekâdan çok daha fazlasını ölçtüğü sonucuna varmışlardır –test aynı zamanda kişinin testte ve hayatta başarılı olma isteği/motivasyonu ile ilgili de bir sonuç vermektedir. Bununla birlikte Duckworth, motivasyonun her şey demek olmadığına dikkat çekmektedir: ‘Yüksek bir IQ skoru elde etmek yüksek düzeyde bir zekâya ek olarak motivasyon gerektirmektedir’.
Duckworth bu tür çalışma sonuçlarının sosyal bilimciler ve eğitimcilerden, politika üreticilerine kadar pek çok kesimi ilgilendirdiğini özellikle vurgulamaktadır. İnsanların hayatta sadece doğuştan gelen zekâlarına dayanarak başarılı olmaları güçtür, bu özelliği destekleyecek ya da bu potansiyellerini kullanabilecek ortamlara, motive olmalarını sağlayacak sosyal ve ekonomik koşullara gereksinimleri vardır.