Türk Milliyetçisi
01.Şubat.2018, 18:45
Çankaya sırasıyla Hatti, Hititler, Frigyalılar Lidyalılar, Pers İmparatorluğu, Makedonya Krallığı, Galatlar, Roma İmparatorluğu, Doğu Roma İmparatorluğu, Büyük Selçuklu İmparatorluğu, Anadolu Selçuklu Devleti, Ahiler ve Osmanlı İmparatorluğu dönemlerini yaşamıştır. 19. yüzyılda önemini kaybeden yerleşim, 20. yüzyılın başlarında Bağdat Demiryolu'nun yapılması, daha sonra Mustafa Kemal Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı'nı buradan yönetmesi ile gelişti. Ankara'nın 13 Ekim 1923 tarihinde yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti olmasının ardından gelişen Çankaya, 9 Haziran 1936 tarihinde kabul edilen 330 sayılı Kanun ile ilçe statüsüne erişmiştir.
İlçemizin ismiyle ilgili olarak çeşitli rivayetler bulunmaktadır.
Bölgedeki bir su pınarının üzerinin tamamen yeşil yosunlarla kaplanmış havuza benzer bir kayanın üzerinden geçmesi ve bu suyun bir çok hastalıklara şifa canlara can olmasından dolayı bölgeye "Can-Kaya" isminin verildiği,
Zaman içerisinde harplerde yıkılan suyun geldiği gözün kapandığı, daha sonra suyun gözünün açıldığı ama eskisi gibi dertlere deva, hastalara şifa olmadığı, ama "Cankaya" adının bugüne kadar geldiği,
Başka bir rivayet de, ilçemizde bulunan Papazın Bağı bölgesinde eski zamanlarda bir kilisenin olduğu ve bu kilisenin tapınma saatlerinde buradaki çanın sürekli çaldığı doğrultusunda söylemler bulunduğu,
İlçemiz isminin bölgede eskiden "Çengikayası" olduğu Çengikayası isminin zamanla değişerek "Çankaya" olduğu rivayet edilmektedir.
Çankaya, yüz çiçekli bahçe Ankara'nın en güzel çiçeği, o çok yönlü yaşamıyla, yediveren gülüdür. Çankaya, bir yerleşim olarak, bir parçası olduğu başkent Ankara'nın siyasal, kamusal ve sosyo-ekonomik, kültürel kuruluşlarının en önemlilerini içinde bulunduran ilçesidir.
Cumhuriyet döneminden hemen önceki haliyle Çankaya, bağlık bahçelik kırsal bir alan görünümündeydi. Bu bağlardan birinin içindeki köşke Mustafa Kemal Paşa'nın yerleşmesi, Çankaya'nın önemini birdenbire artırdı. Bu köşk bugün bir müze olarak korunuyor. Bugünkü Çankaya köşkü ise, Alman Mimar Clemens Holzmeister tarafından projelendirilerek daha sonra yapıldı.
Kale çevresinde oluşmuş eski kente tepeden bakan, güney yöndeki bu bağlık bahçelik alan zaman içinde gelişerek 1936 yılında ilçe durumuna geldi. Bugünkü Çankaya, ülkenin en önemli kamusal karar organlarını, üniversitelerini, çeşitli ülkelerin büyükelçiliklerini, iş alanlarını, ticaret merkezlerini, bankaları, büyük otelleri, kültür ve sanat kuruluşlarını, restoranları, eğlence ve dinlenme yerlerini barındıran bir yerleşim alanı. Yeni Türk devletinin kuruluşundaki güç günleri yakından yaşamış olan bu ilçe, sağlığında Atatürk'ün konutuna, ölümünde Anıtkabirine mekan oldu.
Çankaya’da 124 mahalle vardır. 2014 Yılı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemine göre İlçemiz Nüfusu 914.501'dir. İlçemizin yüzölçümü 464,08 km²'dir.
Günlük nüfus hareketlerine bağlı olarak Çankaya’nın nüfusu, gün boyunca 2 milyona ulaşmaktadır. İlçemiz bu özelliğiyle kent içinde ayrı bir kent merkezi özelliğine sahiptir.
İlçemiz aynı zamanda, uluslararası kültürel ve sanatsal etkinliklerin de merkezi durumundadır. Bu özelliği, onu Ankara’nın en gözde ilçesi haline getirmektedir.
Çankaya, bütün bu özellikleriyle, tüm yerli ve yabancı turistlerin en çok ziyaret etmek istediği nadir ilçeler arasında yer almaktadır.
İlçemizin ismiyle ilgili olarak çeşitli rivayetler bulunmaktadır.
Bölgedeki bir su pınarının üzerinin tamamen yeşil yosunlarla kaplanmış havuza benzer bir kayanın üzerinden geçmesi ve bu suyun bir çok hastalıklara şifa canlara can olmasından dolayı bölgeye "Can-Kaya" isminin verildiği,
Zaman içerisinde harplerde yıkılan suyun geldiği gözün kapandığı, daha sonra suyun gözünün açıldığı ama eskisi gibi dertlere deva, hastalara şifa olmadığı, ama "Cankaya" adının bugüne kadar geldiği,
Başka bir rivayet de, ilçemizde bulunan Papazın Bağı bölgesinde eski zamanlarda bir kilisenin olduğu ve bu kilisenin tapınma saatlerinde buradaki çanın sürekli çaldığı doğrultusunda söylemler bulunduğu,
İlçemiz isminin bölgede eskiden "Çengikayası" olduğu Çengikayası isminin zamanla değişerek "Çankaya" olduğu rivayet edilmektedir.
Çankaya, yüz çiçekli bahçe Ankara'nın en güzel çiçeği, o çok yönlü yaşamıyla, yediveren gülüdür. Çankaya, bir yerleşim olarak, bir parçası olduğu başkent Ankara'nın siyasal, kamusal ve sosyo-ekonomik, kültürel kuruluşlarının en önemlilerini içinde bulunduran ilçesidir.
Cumhuriyet döneminden hemen önceki haliyle Çankaya, bağlık bahçelik kırsal bir alan görünümündeydi. Bu bağlardan birinin içindeki köşke Mustafa Kemal Paşa'nın yerleşmesi, Çankaya'nın önemini birdenbire artırdı. Bu köşk bugün bir müze olarak korunuyor. Bugünkü Çankaya köşkü ise, Alman Mimar Clemens Holzmeister tarafından projelendirilerek daha sonra yapıldı.
Kale çevresinde oluşmuş eski kente tepeden bakan, güney yöndeki bu bağlık bahçelik alan zaman içinde gelişerek 1936 yılında ilçe durumuna geldi. Bugünkü Çankaya, ülkenin en önemli kamusal karar organlarını, üniversitelerini, çeşitli ülkelerin büyükelçiliklerini, iş alanlarını, ticaret merkezlerini, bankaları, büyük otelleri, kültür ve sanat kuruluşlarını, restoranları, eğlence ve dinlenme yerlerini barındıran bir yerleşim alanı. Yeni Türk devletinin kuruluşundaki güç günleri yakından yaşamış olan bu ilçe, sağlığında Atatürk'ün konutuna, ölümünde Anıtkabirine mekan oldu.
Çankaya’da 124 mahalle vardır. 2014 Yılı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemine göre İlçemiz Nüfusu 914.501'dir. İlçemizin yüzölçümü 464,08 km²'dir.
Günlük nüfus hareketlerine bağlı olarak Çankaya’nın nüfusu, gün boyunca 2 milyona ulaşmaktadır. İlçemiz bu özelliğiyle kent içinde ayrı bir kent merkezi özelliğine sahiptir.
İlçemiz aynı zamanda, uluslararası kültürel ve sanatsal etkinliklerin de merkezi durumundadır. Bu özelliği, onu Ankara’nın en gözde ilçesi haline getirmektedir.
Çankaya, bütün bu özellikleriyle, tüm yerli ve yabancı turistlerin en çok ziyaret etmek istediği nadir ilçeler arasında yer almaktadır.