Nartaneside
23.Şubat.2018, 19:15
GÖRME ENGELİNİN NEDENLERİ VE GÖRME ENGELLİLERİN ÖZELLİKLERİ
Görme engeli; hayatın çeşitli dönemlerinde geçirilen hastalık, kaza vb. sebepler ile veya doğuştan getirilen özellikler ile olabildiği gibi doğum anındaki komplikasyonlar sonucu da olabilmektedir. Böylece, doğum öncesi, doğum anı ve doğum sonrası olarak meydana gelen görme engellilerin eğitimleri; program, personel, eğitim ortamları ve araç-gereç yönünden genel eğitimden farklılıklar göstermektedir. Özellikle Braille (kabartma) yazılı materyallerin okunması görme engellilerin eğitim-öğretim çalışmalarında önemli bir yer tutmaktadır.
Görme engelli bireylerin çevrelerini algılamaları ve bilgi toplamaları sağlam kalan duyularına dayalı olmaktadır. Görme engelli bireyler dokunma duyularından geniş ölçüde yararlanmaktadırlar. Bu duyunun kullanılması ise bu bireylere uygun özel eğitim yöntemlerine dayalı olarak kazandırılması gerekmektedir. Görme engelli bireylerin çevreyi ve çevredeki uyaranları algılamada önemli olan bir diğer duyum organları işitmedir. İşitme duyusu bu bireylerin sosyal ilişkilerini sürdürmede önemlidir. Ancak çevrede sürekli olarak sesli uyaranları bulmak her zaman mümkün değildir. O halde görme engelli bireylere götürülecek yaşantılarda sesli uyaranlara da yer vermek gerekmektedir. İnsanlarla iletişim kurmada kullanılan konuşma becerisine sahip olmaları da görme engelliler için bir avantaj gibi görülebilir.
Görme engelli bireyler, tüm diğer engellilerde olduğu gibi bazen engellerinden bazen de toplumun anlayışsız tavrından dolayı engellerini daha fazla hissetmekte ve olumsuz yönde etkilenmektedir. Bu olumsuz etkilenmeyi en aza indirgemek veya bunlarla başedebilme becerisini kazandırmak için küçük yaştan itibaren eğitime alınmaları gelişimleri açısından önemlidir.
Görme engeli doğal olarak bağımsız hareketi kısıtlamaktadır. Bunun gözönünde tutularak, eğitim programlarında yoğun olarak işlenmesi ve mümkün olduğunca erken yaşlarda başlanması gerekmektedir.
Kavramsal gelişimde ya da bilişsel yeteneklerde gecikme gözlenebilir.
Özellikle soyut düşünmeyi gerektiren becerilerde daha başarısız olabilirler.
Alan kavramını vermek güçtür. Alana ilişkin bilgiler daha çok dokunma duyumu aracılığıyla kazanılmaktadır.
Görme yetersizliğinden kaynaklanan eksiklikleri diğer duyu organlarını kullanarak telafi etmeye çalışırlar.
Dikkat yoğunlaştırma, ince ayrıntıları fark etme yetenekleri gelişmiştir.
Sosyal faaliyetlere ilgilidirler.
Müzikle yakından ilgilenirler.
Bedensel ve zihinsel gelişimlerinde farklılık yoktur.
Bağımsız hareket edebilme becerileri sınırlıdır.
Görme engeli; hayatın çeşitli dönemlerinde geçirilen hastalık, kaza vb. sebepler ile veya doğuştan getirilen özellikler ile olabildiği gibi doğum anındaki komplikasyonlar sonucu da olabilmektedir. Böylece, doğum öncesi, doğum anı ve doğum sonrası olarak meydana gelen görme engellilerin eğitimleri; program, personel, eğitim ortamları ve araç-gereç yönünden genel eğitimden farklılıklar göstermektedir. Özellikle Braille (kabartma) yazılı materyallerin okunması görme engellilerin eğitim-öğretim çalışmalarında önemli bir yer tutmaktadır.
Görme engelli bireylerin çevrelerini algılamaları ve bilgi toplamaları sağlam kalan duyularına dayalı olmaktadır. Görme engelli bireyler dokunma duyularından geniş ölçüde yararlanmaktadırlar. Bu duyunun kullanılması ise bu bireylere uygun özel eğitim yöntemlerine dayalı olarak kazandırılması gerekmektedir. Görme engelli bireylerin çevreyi ve çevredeki uyaranları algılamada önemli olan bir diğer duyum organları işitmedir. İşitme duyusu bu bireylerin sosyal ilişkilerini sürdürmede önemlidir. Ancak çevrede sürekli olarak sesli uyaranları bulmak her zaman mümkün değildir. O halde görme engelli bireylere götürülecek yaşantılarda sesli uyaranlara da yer vermek gerekmektedir. İnsanlarla iletişim kurmada kullanılan konuşma becerisine sahip olmaları da görme engelliler için bir avantaj gibi görülebilir.
Görme engelli bireyler, tüm diğer engellilerde olduğu gibi bazen engellerinden bazen de toplumun anlayışsız tavrından dolayı engellerini daha fazla hissetmekte ve olumsuz yönde etkilenmektedir. Bu olumsuz etkilenmeyi en aza indirgemek veya bunlarla başedebilme becerisini kazandırmak için küçük yaştan itibaren eğitime alınmaları gelişimleri açısından önemlidir.
Görme engeli doğal olarak bağımsız hareketi kısıtlamaktadır. Bunun gözönünde tutularak, eğitim programlarında yoğun olarak işlenmesi ve mümkün olduğunca erken yaşlarda başlanması gerekmektedir.
Kavramsal gelişimde ya da bilişsel yeteneklerde gecikme gözlenebilir.
Özellikle soyut düşünmeyi gerektiren becerilerde daha başarısız olabilirler.
Alan kavramını vermek güçtür. Alana ilişkin bilgiler daha çok dokunma duyumu aracılığıyla kazanılmaktadır.
Görme yetersizliğinden kaynaklanan eksiklikleri diğer duyu organlarını kullanarak telafi etmeye çalışırlar.
Dikkat yoğunlaştırma, ince ayrıntıları fark etme yetenekleri gelişmiştir.
Sosyal faaliyetlere ilgilidirler.
Müzikle yakından ilgilenirler.
Bedensel ve zihinsel gelişimlerinde farklılık yoktur.
Bağımsız hareket edebilme becerileri sınırlıdır.