PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Sevmek, insanın en büyük acısıdır.



VitaA
17.Mart.2018, 19:39
Sevmek, bizim kendimize ve dünyaya karşı giriştiğimiz hırsızlığa, kendi gücümüzle karşı çıktığımız biricik haklılığımızdır. Alacakaranlığın ufalaya ufalaya sildiği bir adamı tutup ellerinden, başına ay ışığından bir hale geçirmektir, kaybolmadan sabaha çıksın diye. Sevmek, özünde varolan büyük bağlanmaya karşın, insanı günlük ilişkilerin kişiliksizleştirdiği tutsaklıktan kurtaran en büyük özgürlüktür. İnsanı yalnızlığın hazinelerine götüren bir arınmadır sevmek. Yalanın kirlettiği bir yüreği yağmur sularıyla yıkamak, sonra da içtenliğin rûzgarıyla durulayıp iğde kokularına sarmaktır. Işıkları kesilmiş odalarda kirpiklerden ve parmaklardan mumlar yakıp, derin bir hazla ışıyan güzelliğini seyretmektir insanın. Bunca aşağılanmaya karşı insanın onurunu kutsamak, gövdesini yüceltmektir.

Evlere karşı sokakların, sokaklara karşı evlerin biricik zaferidir. Zorun, kanıksamanın ve alışkanlığın insan ruhunda açtığı yıkıma karşı, en ince, en güçlü, her zaman yeni, direnme duygusudur. Akıl ona bir olanak sağlıyorsa bir işe yarıyordur, güzeldir, değerlidir. Sevmek, yaşamın bizi sürüklediği uçurumun kıyısında tutunduğumuz o incecik gelincik sapı; ölümle dirim arasındaki baş dönmesidir. Üstümüze yürüyen duyarsızlığın o siyah ordusuna karşı yürek çarpıntılarında oluşturduğumuz ışıklı bir korunaktır. Sevmek, bizi onaran, acısından bile haz aldığımız belki de tek incinme; bütün hüznü, iyimserliği ve ikircimine karşın, sesimizin en duru aktığı yataktır.

Önünde durduğumuz kapıların zembereği; saatlerin mutluluk ayarı aldığı boylamdır ömrümüzün. Sevmek barışın kişiye özel adıdır. Kalabalığa karşı bireyin özgeliği; kalabalığa kişilik veren biricik olanaktır. Bütün dillerin ortak şarkısı, bütün şarkıların sustuğu yerdir. Taşa ses veren duygusu insanın; en kolay bağışlanacak kusuru; ölümün eşiğinde bile çırpınan ıslığıdır. Dört mevsimin biricik paydasıdır sevmek, yazı, ayazı aynı içtenlikle güzelleştirir. Bir gelecek düşüdür bütün ufuklardan el eden. Göklerin genişliğini, denizlerin derinliğini, dağların doruğunu büyük bir ustalıkla gözlerimize ve göğüs kafesimize yerleştiriverir. İkide bir camlarına düştüğümüz bizi bize en güzel gösteren hayal aynamızdır.

Yine de insanın kendine en büyük ihanetidir sevmek. Sığlığın kolaylığından derinliğin baş dönmesine geçmek bir zorlu yürek türküsüdür, içindeki binlerce gözü susturmayı gerektiren. İstemekle yapmak arasındaki o ince çizgi, binlerce yılın günah burgaçlarıyla bir uçuruma dönüşür. Dünya karşı tarafta, biz bu tarafta kalmışızdır. Bir iki cılız sesten başka bir şey yoktur sesimizi karşılayan. Giderek bencilliğimizden söz etmeye, sevgimizden utanmaya, kendimizi aşağılamaya başlarız. Bu uçuruma verebileceğimiz kurban, içimizde yeni yeni kekelemeye başlayan sevincimizdir. Rûzgar usul usul kesilir. Gündüzler yatışmıştır. Gece o eski gecedir artık. Tanrılar kazanmıştır. Mutsuzluğumuza karşı ayaklanan çoğunluk geri çekilmiş, kimse mutsuzluğumuzla ilgilenmez olmuştur. Herkes içine gömdüğü yaralı bir hayvanla iyileşmeye çalışmakta, dünyayı düzene koymaya devam etmektedir.

Sevmek, insanın en büyük acısıdır.

zAMBakk
21.Nisan.2018, 14:25
Sevmek ve sadece sevmek.

VitaA
01.Temmuz.2018, 00:31
Yaşarken anlayamadıkları değerleri, öldükten sonra anlamanın kimseye faydası yok.
Sevdiğinizi dirileştirmenin yolu, hayatın tazeliğinde itiraf ve ifade etmektir.

''Şems-i Tebrizi''

Rosmarin
01.Temmuz.2018, 00:34
"Sevdiğinize sevdiğinizi söyleyin!"

hadisi serif.

VitaA
21.Temmuz.2018, 13:22
Ayrılıklarımız koşar adım
Kavuşmalarımız ağır aksak..

VitaA
28.Temmuz.2018, 00:10
Biz o kadar ağladık ki beraber,
Gözyaşları doldurdu avucumu şimdilik.
Şimdilik uzun uzun, bambaşka bir sessizlik
Yavaşça alçalarak, yavaşça bizi dinler.

Etrafta kalan sesler kesildi birer birer.
Hatırlamaz olmuşum, her şey uzakta, silik.
Yalnız senin vücudun… Ah içte bir içimlik
Bir su gibi ellerin avucumda serinler.

Vücudunun gölgesi bak yerde gölgemle bir,
Yeni bir nefes gibi sessizlik göğsümdedir.
Sessizlik içerime doluyor yudum yudum.

Dolu bir yelken gibi göğsümde genişleyiş,
Ve öyle için için, ve öyle geniş geniş.
Ben hiç bir şey duymadan, ben yalnız seviyorum.

VitaA
30.Eylül.2018, 12:16
AGORA MEYHANESİ

Sana bu satırları
Bir sonbahar gecesinin
Felç olmuş köşesinden yazıyorum
Beşyüz mumluk ampullerin karanlığında
Saatlerdir boşalan kadehlere
şarkılarını dolduruyorum
Tabağımdaki her zeytin tanesine
Simsiyah bakışlarını koyuyorum
Ve kaldırıp kadehimi
Bu rezilcesine yaşamaların şerefine içiyorum.
Burası agora meyhanesi
Burada yaşar aşkların en madarası
Ve en şahanesi
Burada saçların her teline bir galon içilir
Gözlerin her rengine bir şarkı seçilir
Sen bu sekiz köşeli meyhaneyi bilmezsin
Bu sekiz köşeli meyhane seni bilir
Burası agora meyhanesi
Burası arzularını yitirmiş insanların dünyası?
Şimdi içimde sokak fenerlerinin yalnızlığı
Boşalan ellerimde kahreden bir hafiflik
Bu akşam umutlarımı meze yapıp içiyorsam
Elimde değil
Bu da bir nevi namuslu serserilik
Dışarda hafiften bir yağmur var
Bu gece benim gecem
Kadehlerde alaim-i semaların raksettiği
Gönlümde bütün dertlerin hora teptiği gece bu
Camlara vuran her damlada seni hatırlıyorum
Ve sana susuzluğumu
Birazdan şarkılar susar, kadehler boşalır
Umutlar tükenir, mezeler biter
Biraz sonra bir mavi ay doğar tepelerden
Bu sarhoş şehrin üstüne
Birazdan bu yağmur da diner
Sen bakma benim böyle
Delice efkarlandığıma
Mendilimdeki o kızıl lekeye de boş ver
Yarın gelir çamaşırcı kadın
Her şeyden habersiz onu da yıkar
Sen mesut ol yeter ki ben olmasam ne çıkar?
Dedim ya burası agora meyhanesi
Bir tek iyiliğin tüm kötülüklere meydan okuduğu yer
Burası agora meyhanesi
burası kan tüküren mesut insanların dünyası.”

Rosmarin
30.Eylül.2018, 17:22
Hayat sevince güzel:)