BOZKURT21
28.Mart.2018, 07:57
ALIŞVERİŞTE VADE FARKINI AKLEMEK CAİZ MİDİR?
İslam dini ister peşin ister va`deli olsun alışverişi mübah kılmıştır. Cenab-ı Hakk buyuruyor ki: "Allah alışverişi mübah kılmış, faizi de yasaklamışıtr" (Bakara). Alışveriş peşin olursa normal olarak kar etmek tabii olduğu gibi, va`deli olursa da insaf dairesinde karşı tarafı yıkmadan belirtilen zamanı ölçerek kar etmek de tabi`dir. Her tarihte bu tip alışveriş olmuştur. Yani alışverişte va`de farkı alınmıştır.
Alışverişte va`de farkını eklemek Cümhur-u ulemaya göre caizdir (Neylü`l-Evtar). Bu hususta ulema arasında ihtilaf olmamıştır. Ancak idraki kıt olan bazı kimseler, Peygamber (asv): "Bir ateş için de iki satış yapmaktan men etmiştir" (Tirmizi) mealindeki hadise dayanarak alışverişte va`de farkını eklemek caiz değildir, diyorlar. Halbuki bu hadis, va`de farkından hiç söz etmiyor, fukahadan hiç kimse de ona hami etmemiştir. Hadis ya akd içinde bir şartı koşmanın caiz olmadığını, mesela: Zeyd`in Halid`e evini bana yüzbin liraya satarsan ben de şu tarlamı yüz elli bine sana satarım, demesi gibi. Veya semen (bedel) belli olmadığından mesela: şunu peşin olarak bine, va`deli olarak ikibine "sana sattım" şeklinde yapılan akdin muteber olmadığını ifade ediyor. Şayet semen belli olur, kesin bir fiyat üzerinde anlaşılır, mesela: Peşin olarak fiyatı bin lira olan bir meta` için, veresiye iki bine sattım denilirse va`de farkı eklendiği halde, kesin olarak bu alış-veriş caizdir (al-ahvazı,Şarh al-Tirmizi, al_mühazzab, Muğni`l-Muhtaç, İbni Abidin). Hatta bir kimse satılık meta`için peşin fiyatı şu kadardır, veresiye fiyatı da bu kadardır dese, yani hem peşin hem va`deli fiyattan söz edip, bilahare bir fiyat üzerine akd yapılsa yine caizdir (al-ahvazı..)
Muhammed al-Hamid, alışverişte vade farkını eklemek hususunda şöyle diyor: "Vade farkını eklemek haram değildir, faizle münasebeti yoktur" (Rüdudün ‚ala Ebatıl).
Ancak alışveriş ister peşin ister vadeli olsun insafa göre ceryan etmezse haram ve bereketsiz olur. Bunun için satıcı, kendi durumunu nazar-ı itibare alması gerektiği gibi alıcının durumunu da nazar-ı itibare alması gerekir.
İslam dini ister peşin ister va`deli olsun alışverişi mübah kılmıştır. Cenab-ı Hakk buyuruyor ki: "Allah alışverişi mübah kılmış, faizi de yasaklamışıtr" (Bakara). Alışveriş peşin olursa normal olarak kar etmek tabii olduğu gibi, va`deli olursa da insaf dairesinde karşı tarafı yıkmadan belirtilen zamanı ölçerek kar etmek de tabi`dir. Her tarihte bu tip alışveriş olmuştur. Yani alışverişte va`de farkı alınmıştır.
Alışverişte va`de farkını eklemek Cümhur-u ulemaya göre caizdir (Neylü`l-Evtar). Bu hususta ulema arasında ihtilaf olmamıştır. Ancak idraki kıt olan bazı kimseler, Peygamber (asv): "Bir ateş için de iki satış yapmaktan men etmiştir" (Tirmizi) mealindeki hadise dayanarak alışverişte va`de farkını eklemek caiz değildir, diyorlar. Halbuki bu hadis, va`de farkından hiç söz etmiyor, fukahadan hiç kimse de ona hami etmemiştir. Hadis ya akd içinde bir şartı koşmanın caiz olmadığını, mesela: Zeyd`in Halid`e evini bana yüzbin liraya satarsan ben de şu tarlamı yüz elli bine sana satarım, demesi gibi. Veya semen (bedel) belli olmadığından mesela: şunu peşin olarak bine, va`deli olarak ikibine "sana sattım" şeklinde yapılan akdin muteber olmadığını ifade ediyor. Şayet semen belli olur, kesin bir fiyat üzerinde anlaşılır, mesela: Peşin olarak fiyatı bin lira olan bir meta` için, veresiye iki bine sattım denilirse va`de farkı eklendiği halde, kesin olarak bu alış-veriş caizdir (al-ahvazı,Şarh al-Tirmizi, al_mühazzab, Muğni`l-Muhtaç, İbni Abidin). Hatta bir kimse satılık meta`için peşin fiyatı şu kadardır, veresiye fiyatı da bu kadardır dese, yani hem peşin hem va`deli fiyattan söz edip, bilahare bir fiyat üzerine akd yapılsa yine caizdir (al-ahvazı..)
Muhammed al-Hamid, alışverişte vade farkını eklemek hususunda şöyle diyor: "Vade farkını eklemek haram değildir, faizle münasebeti yoktur" (Rüdudün ‚ala Ebatıl).
Ancak alışveriş ister peşin ister vadeli olsun insafa göre ceryan etmezse haram ve bereketsiz olur. Bunun için satıcı, kendi durumunu nazar-ı itibare alması gerektiği gibi alıcının durumunu da nazar-ı itibare alması gerekir.