Nartaneside
06.Nisan.2018, 07:50
EROİN
http://www.sucbilimi.org/rsm/uyusturucu/eroin2.jpgAlman Kimyacı Dressen, 1889 yılında Bayer ilaç fabrikalarında baz morfinden, asetik asit olarak adlandırılan ve uzunca bir takım kimyasal işlemler ile bir toz meydana getirdi. İlacın etkisinden dolayı Almanca "Etkisi yüksek ve güçlü " anlamına gelen "Heroisch" adı verildi. Ancak eroinin bildiğimiz özellikte üretilmesi, Bayer'in Kimyagerlerinden Felix Hoffman'ın 21 Agustos 1897 günü ağrıları kesen bir ilaç üretmek için bir karşım geliştirmesi ile devam etti ve bunun üzerine Bayer Firması bu maddenin üstünde çalışarak denemeye karar verdi.
İlk günlerde rahatsızlanan, ölen ya da ilaca bağımlı kalan kimse yoktu. Hatta içinde ağırlıklı olarak morfin olan ilaç, hastalıklara iyi bile gelmiş ve özellikle ağrıları kısa bir sürede kesiyordu. Uzun süre denemelerinin ardından Bayer, ilacı "Heroin " adında piyasaya sürmeye karar verdi.
İlaç piyasaya çıktığında ilk zamanlarda çok iyi söylentiler çıktı. 25 gramlik paketler halinde satılan Eroin eczanelere geldiği gün tükeniyor, öksürüğe ve ağrılara iyi geliyordu. Henüz kimse zarar görmemiş olmasından dolayı,
http://www.sucbilimi.org/rsm/uyusturucu/eroin3.jpgBayer'in ardından bazı ilaç fabrikaları da benzeri karışımları geliştirip piyasaya doktorların tavsiye ettiği ilaç olarak sürdüler. Başı ağrıyan, ağrı çeken birisi hemen toz halindeki şişedeki ilacı alıyordu. İlaç firmaları artan talep karşısında toz halinde olan eroini şurup ve tablet olarak geliştirdi Hatta kadınlar için eroinli tampon bile yapılmıştı. Eroin kullanımı o kadar ileri gitmişti ki eroinin soluk alıp verişi kolaylaştırması ve rahatlatması sonucunda ağrı şikayeti olmayanlar bile kullanıyordu.
Kullanıcı bir ülke olan ve Bayer'in ürünlerini alan ABD herkesin eroinden bahsetmesi üzerine bu ilacı araştırmaya başladı ve aşırı dozda kullanıldığında ölüme yol açtığını ve bağımlılık yaptığını tespit etti. Geçen günler, kliniklerin eroin bağımlıları ile dolup taşmasına neden oldu ve bu yüzden ABD sağlık kuruluşlarının raporları neticesinde ilacın olumsuz etkilerinden dolayı yasaklayarak eczanelerden kaldırdı. Eroinin eczanelerde kaldırılmasına mütakip ilaç kara borsaya düştü ve fiyatı her zamankinin kat ve kat üstüne çıktı. 1931 yılına gelindiğinde ilaçın uyuşturucu etkisi göstermesi ve bağımlılık yaptığı gerekçesi yasaklandı. Bayer ve üretici diğer ilaç fabrikaları yasak nedeni ile mali güçlükler yaşadı.
Eroinin mucidi Felix HOFFMANN eroinden 11 gün önce yani 10 Ağustos 1897 yılında "Asetilsalisil Acidi" adını verdiği ve günümüzde hepimizin ASPİRİN olarak bildiği ilacı bulmuş ancak bu ağrı kesicinin de eroin gibi olumsuz sonuçlar doğurma olasılığından dolayı yıllarca depolarda bekletilmiş ve HOFFMANN'ın bulduğu Aspirin'in karaşımı zehir sanılarak yarıdan fazlasını çöpe atılması esnasında son anda elde kalan küçük nektar araştırılınca ilacın tüm ağrıları azalttığı tespit edildi ve "Aspirin" olarak piyasaya sürüldü.
Eroin, görünüm itibariyle beyaza yakın kirli sarı renkte veya yapılış şekline göre pembemsi açık kahverengiye yakındır. Ama beyaza yakınlığı sebebiyle "Beyaz Ölüm " olarak tanınmıştır.
Ülkemizde eroinin imalatı, 1900'lü yılların başlarında bir Japon firmasının Türk afyonundan eroin yapmak için İstanbul, Taksimde yasal olarak imalathane açmasıyla başlar ve bunu sahipleri Fransız ve Musevi olan kişilerce Kuzguncuk, Bahariye ve Eyüp'te eroin fabrikaları açılması ile devam edilir.
Yasal olarak imal edilmeye başlanan eroinin kullanımı sonucunda başta Avrupa ve diğer ülkeleri olmak üzere ülkemizde de neticesinin olumsuzluklarının bilincine varılması ile imalatından vazgeçilir ve kullanımına cezai yaptırımlar getirilir.
EROİNİN KULLANILMASI
http://www.sucbilimi.org/rsm/uyusturucu/eroinarc.jpgİnsanı ölüme sürükleyen bu uyuşturucu madde toz halinde olması itibariyle ilk kullanımında buruna çekmek suretiyle olmakta ancak daha sonraki denemelerde dozajı artırma meyilinde olan müptela bu tozu su ile karıştırıp doğrudan damara zerk etmek suretiyle kullanır. Bu kullanımlar esnasında artık kan damarlarında yer kalmayan kişi ayak damarları gibi bulabildiği ve iğnenin girdiği her yere zerk eder. Bazı müptelaların eroini sigara içerisine koyup yakarak, çıkan dumanı burunlarına çektikleri de bilinmektedir.
Eroin bağımlısı, günde 0,5 ile 3 gram arası takriben üç doz eroin kullanır ve gün geçtikçe artan dozlarda artış meydana gelir. Eritilerek enjekte yolu ile damardan veya toz halinde burundan çekilerek alınan eroini ilk kullananlarda kusma ve mide bulantısı sık görülür ve zamanlar iğne yaptığı yerlerde iğne izleri görülerek mikrop kapması neticesinde yaralar oluşur. Eroin kullanımı sonucu kişilerde Hepatit B, Hepatit C ve AİSD gibi hastalıklara rastlanıldığı bilinmektedir.
Eroin enjekte edilerek kullanıldığında daha çabuk doz aşımı olmakta ve dozun yüksek kaçırılarak kullanılması durumunda ise vücut yeterli derecede oksijen alamaz, soluk alış yavaşlar ve bunun takip eden baygınlık gözükür. Kişi derhal hastaneye götürülmemesi durumunda nefesi tam olarak durabilir ve ölüm ile neticelenir.
Eroin, uyuşturucu maddeler arasında en tahrip edicidir. Bir kere deneme amacıyla bile kullanılması durumunda dahi bağımlılık yapabilir ve bir daha uzaklaşabilmek çok zordur. Eroin müptelası kullanmadığı zaman hasta gibidir ve hiçbir şey yiyemez, içemez, acılar içerisinde kıvranır, sürekli olarak burnu ve gözleri akar. Eroin krizi başladığında eroinman bu acılarından ve normal bir insan haline gelebilmek için uyuşturucuyu bulup kullanmak zorundadır.
Eroin kullanımı sırasında ya da hemen sonra gelişen, klinik açıdan belirgin olarak uygunsuz davranışlara veya başlangıçtaki neşeden sonra ilgisizlik, huzursuzluk, sinirlilik halinin vücuda yansıması, yargılama bozukluğu, toplumsal ya da mesleki ilişkilerde bozulma gibi psikolojik değişiklikler görülebilmekle birlikte sersemlik hissi , sözü ağızda gevelercesine konuşma, dikkat ya da bellek bozukluğu eroin kullanımın sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. İlk başlarda düşük dozajlar ile alınan eroin maddesi ilerleyen dönemlerde "Aşırı Doz " ihtiyacını hissettirir ve koma, solunumun yavaşlaması, hipotermi, hipotansiyon ve kalbin yavaş atması aşırı doz semptomları gözlenir. Koma durumunda bağımlının, gözbebeği iğne ucu gibi küçülür ve solunum depresyonuyla gözükür. Madde kesildiğinde, huzursuzluk, kas ağrıları, bulantı ya da kusma, gözyaşının artması, burun akıntısı, kılların diken diken olması, ishal, uykusuzluk gibi yoksunluk belirtileri görülür.
http://www.sucbilimi.org/rsm/uyusturucu/eroin2.jpgAlman Kimyacı Dressen, 1889 yılında Bayer ilaç fabrikalarında baz morfinden, asetik asit olarak adlandırılan ve uzunca bir takım kimyasal işlemler ile bir toz meydana getirdi. İlacın etkisinden dolayı Almanca "Etkisi yüksek ve güçlü " anlamına gelen "Heroisch" adı verildi. Ancak eroinin bildiğimiz özellikte üretilmesi, Bayer'in Kimyagerlerinden Felix Hoffman'ın 21 Agustos 1897 günü ağrıları kesen bir ilaç üretmek için bir karşım geliştirmesi ile devam etti ve bunun üzerine Bayer Firması bu maddenin üstünde çalışarak denemeye karar verdi.
İlk günlerde rahatsızlanan, ölen ya da ilaca bağımlı kalan kimse yoktu. Hatta içinde ağırlıklı olarak morfin olan ilaç, hastalıklara iyi bile gelmiş ve özellikle ağrıları kısa bir sürede kesiyordu. Uzun süre denemelerinin ardından Bayer, ilacı "Heroin " adında piyasaya sürmeye karar verdi.
İlaç piyasaya çıktığında ilk zamanlarda çok iyi söylentiler çıktı. 25 gramlik paketler halinde satılan Eroin eczanelere geldiği gün tükeniyor, öksürüğe ve ağrılara iyi geliyordu. Henüz kimse zarar görmemiş olmasından dolayı,
http://www.sucbilimi.org/rsm/uyusturucu/eroin3.jpgBayer'in ardından bazı ilaç fabrikaları da benzeri karışımları geliştirip piyasaya doktorların tavsiye ettiği ilaç olarak sürdüler. Başı ağrıyan, ağrı çeken birisi hemen toz halindeki şişedeki ilacı alıyordu. İlaç firmaları artan talep karşısında toz halinde olan eroini şurup ve tablet olarak geliştirdi Hatta kadınlar için eroinli tampon bile yapılmıştı. Eroin kullanımı o kadar ileri gitmişti ki eroinin soluk alıp verişi kolaylaştırması ve rahatlatması sonucunda ağrı şikayeti olmayanlar bile kullanıyordu.
Kullanıcı bir ülke olan ve Bayer'in ürünlerini alan ABD herkesin eroinden bahsetmesi üzerine bu ilacı araştırmaya başladı ve aşırı dozda kullanıldığında ölüme yol açtığını ve bağımlılık yaptığını tespit etti. Geçen günler, kliniklerin eroin bağımlıları ile dolup taşmasına neden oldu ve bu yüzden ABD sağlık kuruluşlarının raporları neticesinde ilacın olumsuz etkilerinden dolayı yasaklayarak eczanelerden kaldırdı. Eroinin eczanelerde kaldırılmasına mütakip ilaç kara borsaya düştü ve fiyatı her zamankinin kat ve kat üstüne çıktı. 1931 yılına gelindiğinde ilaçın uyuşturucu etkisi göstermesi ve bağımlılık yaptığı gerekçesi yasaklandı. Bayer ve üretici diğer ilaç fabrikaları yasak nedeni ile mali güçlükler yaşadı.
Eroinin mucidi Felix HOFFMANN eroinden 11 gün önce yani 10 Ağustos 1897 yılında "Asetilsalisil Acidi" adını verdiği ve günümüzde hepimizin ASPİRİN olarak bildiği ilacı bulmuş ancak bu ağrı kesicinin de eroin gibi olumsuz sonuçlar doğurma olasılığından dolayı yıllarca depolarda bekletilmiş ve HOFFMANN'ın bulduğu Aspirin'in karaşımı zehir sanılarak yarıdan fazlasını çöpe atılması esnasında son anda elde kalan küçük nektar araştırılınca ilacın tüm ağrıları azalttığı tespit edildi ve "Aspirin" olarak piyasaya sürüldü.
Eroin, görünüm itibariyle beyaza yakın kirli sarı renkte veya yapılış şekline göre pembemsi açık kahverengiye yakındır. Ama beyaza yakınlığı sebebiyle "Beyaz Ölüm " olarak tanınmıştır.
Ülkemizde eroinin imalatı, 1900'lü yılların başlarında bir Japon firmasının Türk afyonundan eroin yapmak için İstanbul, Taksimde yasal olarak imalathane açmasıyla başlar ve bunu sahipleri Fransız ve Musevi olan kişilerce Kuzguncuk, Bahariye ve Eyüp'te eroin fabrikaları açılması ile devam edilir.
Yasal olarak imal edilmeye başlanan eroinin kullanımı sonucunda başta Avrupa ve diğer ülkeleri olmak üzere ülkemizde de neticesinin olumsuzluklarının bilincine varılması ile imalatından vazgeçilir ve kullanımına cezai yaptırımlar getirilir.
EROİNİN KULLANILMASI
http://www.sucbilimi.org/rsm/uyusturucu/eroinarc.jpgİnsanı ölüme sürükleyen bu uyuşturucu madde toz halinde olması itibariyle ilk kullanımında buruna çekmek suretiyle olmakta ancak daha sonraki denemelerde dozajı artırma meyilinde olan müptela bu tozu su ile karıştırıp doğrudan damara zerk etmek suretiyle kullanır. Bu kullanımlar esnasında artık kan damarlarında yer kalmayan kişi ayak damarları gibi bulabildiği ve iğnenin girdiği her yere zerk eder. Bazı müptelaların eroini sigara içerisine koyup yakarak, çıkan dumanı burunlarına çektikleri de bilinmektedir.
Eroin bağımlısı, günde 0,5 ile 3 gram arası takriben üç doz eroin kullanır ve gün geçtikçe artan dozlarda artış meydana gelir. Eritilerek enjekte yolu ile damardan veya toz halinde burundan çekilerek alınan eroini ilk kullananlarda kusma ve mide bulantısı sık görülür ve zamanlar iğne yaptığı yerlerde iğne izleri görülerek mikrop kapması neticesinde yaralar oluşur. Eroin kullanımı sonucu kişilerde Hepatit B, Hepatit C ve AİSD gibi hastalıklara rastlanıldığı bilinmektedir.
Eroin enjekte edilerek kullanıldığında daha çabuk doz aşımı olmakta ve dozun yüksek kaçırılarak kullanılması durumunda ise vücut yeterli derecede oksijen alamaz, soluk alış yavaşlar ve bunun takip eden baygınlık gözükür. Kişi derhal hastaneye götürülmemesi durumunda nefesi tam olarak durabilir ve ölüm ile neticelenir.
Eroin, uyuşturucu maddeler arasında en tahrip edicidir. Bir kere deneme amacıyla bile kullanılması durumunda dahi bağımlılık yapabilir ve bir daha uzaklaşabilmek çok zordur. Eroin müptelası kullanmadığı zaman hasta gibidir ve hiçbir şey yiyemez, içemez, acılar içerisinde kıvranır, sürekli olarak burnu ve gözleri akar. Eroin krizi başladığında eroinman bu acılarından ve normal bir insan haline gelebilmek için uyuşturucuyu bulup kullanmak zorundadır.
Eroin kullanımı sırasında ya da hemen sonra gelişen, klinik açıdan belirgin olarak uygunsuz davranışlara veya başlangıçtaki neşeden sonra ilgisizlik, huzursuzluk, sinirlilik halinin vücuda yansıması, yargılama bozukluğu, toplumsal ya da mesleki ilişkilerde bozulma gibi psikolojik değişiklikler görülebilmekle birlikte sersemlik hissi , sözü ağızda gevelercesine konuşma, dikkat ya da bellek bozukluğu eroin kullanımın sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. İlk başlarda düşük dozajlar ile alınan eroin maddesi ilerleyen dönemlerde "Aşırı Doz " ihtiyacını hissettirir ve koma, solunumun yavaşlaması, hipotermi, hipotansiyon ve kalbin yavaş atması aşırı doz semptomları gözlenir. Koma durumunda bağımlının, gözbebeği iğne ucu gibi küçülür ve solunum depresyonuyla gözükür. Madde kesildiğinde, huzursuzluk, kas ağrıları, bulantı ya da kusma, gözyaşının artması, burun akıntısı, kılların diken diken olması, ishal, uykusuzluk gibi yoksunluk belirtileri görülür.