Amazonia
26.Nisan.2018, 00:53
KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELER (KOBİ'LER)
Kısaca KOBİ'ler olarak bilinen küçük ve orta boy işletmeler, her ülkede olduğu gibi ülkemiz ekonomisinde de son derece önemli bir yer ve ağırlığa sahip olmakta ve adeta ekonomik canlılığın bir barometresi ya da göstergesi durumundadırlar. Zira küçük ve orta ölçekli işletmeler yalnızca büyük işletmelerin ürettiği aynı mal ve hizmetleri üretip onları rekabetçi ortama çekerek ekonomik canlılık kazandıran birimler değil, aynı zamanda büyük işletmelerin kullandıkları mamul ve yarı mamül girdileri üreterek onların gelişimini de tamamlarlar Diğer bir deyişle, bir yandan kendi başlarına büyüklerle rekabet içinde nihai . ürün ve hizmet üretmek suretiyle ekonomik kalkınmaya katkıda bulu*nurken; diğer yandan da büyük işletmeleri tamamlayarak veya destekleyerek birlikte katkıda bulunurlar. Böylece ekonomilerde bir yan sanayi oluşturarak büyük işletmelerle bir ortak yaşam kurarlar.
Ülkemizde olduğu kadar hemen hemen tüm dünya ülkelerinde KOBİ'ler,; sayısal miktar, istihdam hacmi, üretim değeri, gelişmeye olan katkıları, mülkiyetin tabana yayılması, ekonomik açıdan serbest rekabete dayalı piyasa ekonomisinin ve sosyal bakımdan toplumsal is*tikrarın temel unsurudur.
Tüm ülkelerde KOBİ'lerin toplam işletmeler içindeki oranı % 96'dan fazladır. Almanya. Fransa ve Japonya'da bu oran % 99'dur. Öte yandan, tüm ülkelerde istihdama en fazla katkıda bulunan işletmelerdir. Örneğin ABD'de KOBİ'lerin toplam istihdam içindeki payı % 58: Japonya ve italya'da ise % 80'den fazladır (2).
Tüm ülkelerde olduğu kadar Türkiye'de de 1990 yılı verilerine göre tüm işletmelerin % 99.2'sini oluşturan, toplam istihdamın % 53'ünü sağlayan, toplam yatırımın % 26.5'ini gerçekleştiren ve ya*ratılan katma değer içinde % 38 oranında pay sahibi olan KOBİ'lerin ekonomi içinde büyük bir yeri ve ağırlığı bulunmaktadır (3)- Öte yandan, ülkemizde sektörel bazda katkılarına bakıldığında KOBİ'lerin toplam işletmelerin tarım sektöründe % 99.9'ini, sanayi sektöründe % 98.6'sını, ticaret ve hizmet sektöründe % 98.5'ini oluşturduğunu; is*tihdam bakımından KOBİ'lorde çalışanların tarım sektöründe % 99.8, sanayi sektöründe % 45.6 ticaret sektöründe % 90.0 pay tuttuğunu; toplam üretimin tarım sektöründe % 95.0'inin ve sanayi sektöründe % 45.4'ünün yine KOBİ'ler tarafından üretildiğini belirtebiliriz (1).
a- KOBİ'lerin Ortak Özellikleri
işletmelerin ölçek bakımından sınıflama kriterleri dikkate alındığında KOBİ'lerin ortak özelliklerini şöylece sıralamak olasıdır:
1. Çoğunlukla bireysel veya şahıs ortaklığı hukuki yapısına sahip*tirler.
2. İşletmelerde "Sahip-Yönetici" modeli egemendir. Diğer bir deyişle, sahiplik ve yöneticilik aynı kişide toplanmıştır. Pek azında veya bazı hizmetlere özgü olmak üzere profesyonel yöneticiden yarar*lanılmaktadır. İşletme ve sahiplik bütünleşmiştir.
3. Bağımsız olma niteliği. Kısıtlı sayıda işletme sahipleri genellikle aile bireylerinden oluştuğu ve ayrıca sahiplik ve yöneticiliğin aynı kişide toplandığı için büyük işletmelerde olduğu gibi; yöneticiler üzerinde işletme sahiplerinden, hissedarlardan gelen doğrudan bir kontrol mevcut değildir. Aynı zamanda yönetici durumunda olan İşletme sahibi bağımsız karar alabilme durumundadır.
4. Faaliyetler iş bölümü olmadan veya daha basit işbölümüne dayanan bir organizasyon ile yürütülebilmektedir. Uzmanlaşma çok sınırlı boyutlarda kalmaktadır.
5. İşçi-işveren arasında olduğu gibi işletme-müşteriler arasında da yakın bir ilişki vardır.
6. Sınırlı bir sermayeye sahiptirler. Finansman için gerekli fon*ları genellikle öz kaynaklardan veya öz sermayeden temin etmek duru*mundadırlar.
7. Duran (sabit) ve dönen varlıkların hacmi, mal ve hizmet kapa*siteleri sınırlıdır. Yatırım güçleri zayıftır.
8. Satış hacmi veya pazar payları sınırlıdır; genellikle küçük veya yöresel düzeyde kalmaktadır.
9. Tedarik ve pazarlamada pazarlık güçleri zayıftır. (1)
10. İstihdam oranı düşüktür, işletme sahibi çok kez aile bireyleri bizzat iş yerinde çalışırlar.
11. Yeniliği açık dinamik bir yapıya sahiptirler
b- Türkiye'de KOBİ'lerin Ekonomik ve Sosyal Kalkınmadaki Yeri ve Önemi
Özellikle son yıllarda ekonomi ve işletme literatürünün ilgi odağını oluşturan küçük ve orta ölçekli işletmeler konusunda yapılan çalışmalar, bu işletmelerin ekonomik ve toplumsal kalkınmada çok önemli roller oynadığını ortaya koymaktadır. Bunlar aşağıdaki gibi sıralanabilir:
1. KOBİ'ler ekonomiye dinamizm ve serbest rekabete dayalı piya*sa ekonomisine işlerlik kazandıran birimlerdir. Daha önce de değinildiği gibi bir ekonomide çok yoğun sayıda olan ve ülke sathına yayılmış bulu*nan KOBİ'ler, yalnızca büyük işletmelerin ürettiği aynı mal ve hizmet*leri üretip onları rekabetçi ortama çekerek ekonomik canlılık ka*zandıran birimler değil, aynı zamanda büyük işletmelerin kullandığı mamul ve yarı mamul girdileri üreterek onların gelişimini de tamam*larlar. Böylece bir ülkedeki tüm ekonomik birimlerin gelişmesine ve yaratıcılığına katkıda bulunurlar. Ekonomik hayatta ayakta kalmak ve başarmak güdüsü ile yönlendirilen ve yönetilen bu işletmeler, bir eko*nominin canlılığının barometresidirler ve ekonomiyi kemikleşmekten ve çökmekten korurlar. Zira bir ekonominin sağlıklıyı çok sayıda yeni işletmelerin doğuşuna ve bazılarının mevcut endüstri liderlerine mey*dan okuyarak ve yerini alabilecek kadar büyüyerek bir rekabet or*tamının oluşturulmasını gerektirmektedir. Bu nedenle, küçük ve orta ölçekli İşletmeler bazı fidanları çürüyen ve bazıları büyüyerek bir işletme ormanı oluşturan bir fidanlık fonksiyonu görürler. Bu fidanlık fonksiyonu bu işletmelerin ekonomiye yaptığı en önemli katkıdır (1)
2. KOBİ'ler ekonomik yapıda sayısal miktar, üretim değeri, istih*dam hacmi, katma değer, yatırım hacmi ve mülkiyetin tabana yayılması açısından büyük bir ağırlığa sahiptirler.
3. KOBİ'ler Türk ekonomisinde gelişmeyi hızlandırmak için girişimcilik faktörünün bir üretim elemanı olarak devreye girmesini ve böylece toplumun yaratıcı potansiyelinin ortaya çıkarılmasını gerçekleştiren birimlerdir
4. KOBİ'ler istihdam sağlayarak ve yeni iş olanakları yaratarak ülkedeki işsizlik sorununun çözümüne yönelik alternatiflerden birisini oluştururlar.
Nitekim küçük ve orta işletmelerin ülkemizde olduğu kadar dünya ekonomilerinde ilgi odağı olmalarının en önemli nedenlerinden birisi de bu tür işletmelerin istihdam sağlama ve yeni iş olanakları yaratmadaki büyük güçleridir. Örneğin, ABD'nde istihdamın % 58'ini, Almanya'da % 64'ünü, Fransa'da % 67'sini, Japonya'da % 81'ini ve Türkiye'de % 53'ünü küçük ve orta ölçekli işletmeler sağlamaktadır.
5. Küçük ve orta ölçekli işletmeler, çağdaş esnek üretim sistemlerine en uygun işletme türleridir.
Ekonomik krizlerin sık sık tekrarlandığı, teknolojinin sürekli değiştiği, zevkleri ve modayı algılama biçimleri farklılık gösteren geniş tüketici kitlerinin egemen olduğu günümüzde işletmelerin süratle değişen bu koşullara uyum gösterebilecek esnek bir yapıda olmaları ge*rekmektedir. Diğer bir deyişle, işletmelerin arlık klasik üretim sis*temleri yerine çağdaş esnek üretim sistemlerini uygulama yeteneğine sahip olmaları aranmaktadır.
Genellikle büyük miktarlarda üretim yapan, diğer bir deyişle, yoğun (kitle) üretim sistemi uygulayan büyük işletmeler; sabit varlıklara yaptıkları fazla yatırımlar ve büyük tüketici yığınlarına dönük standart mal tipini üretebilen üretim sistemlerini uygulamaları nedeniyle, ekonomik krizleri ve hızla değişen tüketici isteklerini za*manında karşılayabilecek esnek bir yapıda değillerdir. Talebin daraldığı kriz dönemlerinde en azından büyük meblağları bulan sabit maliyetleri*ni karşılayabilmek için üretimi kolayca durduramadıkları gibi; büyük kitlelere yönelik standart tipte mal ürettiklerinden zevkleri, kültürü, modayı algılama biçimi ve salın alma güçleri farklı olan değişik tüketicilerin özel zevk ve ihtiyaçlarını karşılayabilecek nitelikte farklı ürünler üretebilme yeteneğine da sahip değillerdir. Oysa küçük ve orta ölçekli işletmeler, sabit yatırımlarının azlığı nedeniyle kriz dönemlerinde üretimlerini kotayca yavaşlatabilecekleri veya durdura*bilecekleri gibi; farklı zevkleri, özel ihtiyaçları karşılayabilecek farklı ürün üretebilme yeteneğine ve değişen koşullara daha kolay uyum gösterebilme esnekliği gösterebilirler.
6. KOBİ'ler bölgesel kalkınmaya katkıda bulunurlar. Büyük işletmeler genelde büyük kentler (metropoller) etrafında yoğunlaşmış
olmalarına rağmen KOBİ'ler tüm coğrafi alanlara veya yurt sathına yayılmış olup daha çok bir taşra özelliği gösterirler. Böylece, ekono*mik faaliyetlerin bölgeler arasında dengeli dağılımına ve gelirlerin bölgeler arası dağılımını bir ölçüde iyileştirmeye katkıda bulunurlar. Ayrıca genellikle emek-yoğun çalıştıklarından büyük kent merkezlerine göçün engellenmesine ve bölgenin kendi potansiyeli içinde kalkınmasına temel oluştururlar.
7. Küçük işletmeler, bir ölçüde de eğitim fonksiyonlarını üstlenirler. Bunlar, çalışan nüfus ve meslek fonksiyonu yeterince veya hiç almamış gençler için birer okul fonksiyonu görürler. Küçük işletmeler bu kişiler için meslek ve teknik eğitimin alındığı, ekonomiye sürekli yetişmiş işgücünün, kalifiye personelin yetiştirildiği yerlerdir. Bu bir anlamda devletin eğitim harcamalarında tasarruf sağlayan bir hizmetin görülmesi demektir.
8. Yukarıdaki rollerine ek olarak küçük işletmelerin, bu işletmelere bağımsız olarak sahip olan insanlara bağımsız olma ola*nağını verdikleri ve böylece insanların bu psikolojik arzusunu yerine getirerek bir ölçüde psikolojik mutluluk kaynağı oldukları söylenebilir.
c- KOBİ'lerin Büyük İşletmelerle Karşılaştırılması
Küçük ve orta ölçekli işletmelerin büyük işletmelere göre bir takım üstünlükleri ve zayıf yönleri vardır. Başlıca üstünlüklerini aşağıdaki gibi sıralamak olanaklıdır:
1. Sermaye ihtiyacı az olduğu için hevesli ve dinamik girişimcileri yatırıma teşvik ederler.
2. Kriz dönemlerindeki koşullara tüketici isteklerindeki değişikliklere daha kolay, uyum sağlama esnekliğine sahiptirler.
3. işveren-işçi arasında olduğu gibi işletme-müşteriler arasında da, büyük işletmelere kıyasla daha yakın bir ilişki vardır. Bunun yanı sıra, küçük ve orta ölçekli işletmelerde aile duygusu, karşılıklı güven, kararların çok kez işveren ve işgörenle birlikte alınması, işgörenlerin işveren ve işletmeyle bütünleşmesini sağlar. Bu, ekono*mik düzeyde işin verimliliğini, kişisel düzeyde mutluluğu arttıran bir faktördür.
4. İstihdam edilen işçi sayısı az olduğu için etkili bir kontrol sis*temi uygulayabilirler.
5. Emir verme organlarının az oluşu kararların hızla alınışını ve uygulanışını sağlar.
6. Personelin değişik departmanlarda çalıştırılması ile işletmenin her safhasını bilen elemanın yetiştirilmesi mümkün olur.
Bu üstünlüklerine karşı küçük işletmelerin aşağıdaki zayıf yönleri veya sakıncaları vardır:
1. Para ve sermaye piyasalarından kendileri için gerekli olan fonu veya krediyi temin etmeleri güçtür. Sermaye ihtiyaçlarını risk payı yüksek olan ticari krediler ile karşılamaları gerekebilir.
2. Pazar paylarının sınırlı olması yanında tedarik ve pazarlamada pazarlık güçleri zayıftır.
3. Büyük işletmelerin reklam, araştırma-geliştirme olanak*-
larından yararlanamazlar.
4. Geleneklere bağlı ve fonlarının kısıtlı olması nedeniyle modern
ekonomik ve teknolojik gelişmeyi yakından izleyemezler.
5. Yığın üretim yapmadıkları için çok kez yüksek maliyetle çalışırlar ve satış fiyatını düşürme olanağına sahip olamazlar.
6. Sahiplik ve yöneticiliğin aynı kişide toplanması ve kısıtlı olanakları nedeniyle nitelikli eleman ve profesyonel yönetici istihdam etmeleri zordur.
4- Büyük İşletmeler
Büyük işletme ekonomik ve teknolojik gelişmenin ortaya çıkardığı ve zorunlu kıldığı işletme tipidir.
Büyük işletmelerin üstünlükleri şöyle özetlenebilir.
1. Gelişmiş üretim metodları ve bu metodların uygulanmasına imkân veren büyük makinalar ancak büyük işletmelerde kullanılabilir. Örneğin; rotatif sistemle gazete basmak, bir demir çelik üretimi ancak büyük işletmelerde kullanılabilir.
2. Büyük işletmeler, kullanılan makinalar ve modern metodlar sayesinde büyük hacimde üretimi, diğer bir deyişle kitle üretimini mümkün kılar, böylece yığın veya kitle üretimi nedeniyle birim başına düşen sabit veya değişmez maliyet giderleri azalır, satış fiyatı düşer, malın satış imkânları çoğalır.
3. Büyük işletmeler iyi bir organizasyonu gerçekleştirirler. Üretim planı uygulayabilirler. İyi bir organizasyon ve planlama verimi arttırır.
4. Büyük işletmeler, işletmenin değişik faaliyet departmanları için teknik ve yönetim alanında uzmanlaşmış kişiler kullanabilirler. Bu*nun sonucunda yine verim artar.
5. Büyük işletmeler finansal bakımdan güven veren işletmelerdir. Bu nedenle, sermaye bulma olanakları geniştir.
6. Satın alma açısından avantaja sahiptirler. Çünkü, birçok ham*maddeleri veya kullanacakları sermaye mallarını büyük hacimlerde satın alacakları için indirimli fiyatlardan faydalanabilirler.
7. Araştırma, geliştirme ve reklâm yapabilme olanağına sahip*tirler.
8. Üretim sonucu ortaya çıkan döküntüleri, atıkları
değerlendirme imkânına sahiptirler.
Yukarıdaki faydalarına karşı büyük işletmelerin bir takım sakıncaları vardır:
1. Tüketicinin zevkinde meydana gelen değişikliklere kolay uyamazlar. Örneğin, büyük yatırımla kurulmuş olan bir gazete işletmesi renkli baskıları tercih eden okuyucunun gazete ihtiyacını karşılayamaz.
2. Büyük işletmelerin sabit maliyet giderleri çok yüksek olduğundan ürettiği mal ve hizmetlerin talebi azaldığı zaman üretimi kısmak, maliyet giderlerini azaltmak olanağından yoksun kalacakları için yüksek maliyete ve satışların yeterli olmamasına rağmen üretime devam etmek zorundadırlar.
3. Büyük işletmelerde kontrol olanağı güçtür. Emirler, işlenen politika üst kademeden alt kademeye gelinceye kadar esas değerini ve amacını kaybeder.
4. Büyük işletmeler bürokratik işletmelerdir. Karar almak kolay değildir.
Büyük işletmelerde işçiler arasında iş birliği kurmak güçtür. İnsanlar manevi duygularını kaybetmişler, sadece numaraları olan maddi unsurlar haline gelmişlerdir.
Kısaca KOBİ'ler olarak bilinen küçük ve orta boy işletmeler, her ülkede olduğu gibi ülkemiz ekonomisinde de son derece önemli bir yer ve ağırlığa sahip olmakta ve adeta ekonomik canlılığın bir barometresi ya da göstergesi durumundadırlar. Zira küçük ve orta ölçekli işletmeler yalnızca büyük işletmelerin ürettiği aynı mal ve hizmetleri üretip onları rekabetçi ortama çekerek ekonomik canlılık kazandıran birimler değil, aynı zamanda büyük işletmelerin kullandıkları mamul ve yarı mamül girdileri üreterek onların gelişimini de tamamlarlar Diğer bir deyişle, bir yandan kendi başlarına büyüklerle rekabet içinde nihai . ürün ve hizmet üretmek suretiyle ekonomik kalkınmaya katkıda bulu*nurken; diğer yandan da büyük işletmeleri tamamlayarak veya destekleyerek birlikte katkıda bulunurlar. Böylece ekonomilerde bir yan sanayi oluşturarak büyük işletmelerle bir ortak yaşam kurarlar.
Ülkemizde olduğu kadar hemen hemen tüm dünya ülkelerinde KOBİ'ler,; sayısal miktar, istihdam hacmi, üretim değeri, gelişmeye olan katkıları, mülkiyetin tabana yayılması, ekonomik açıdan serbest rekabete dayalı piyasa ekonomisinin ve sosyal bakımdan toplumsal is*tikrarın temel unsurudur.
Tüm ülkelerde KOBİ'lerin toplam işletmeler içindeki oranı % 96'dan fazladır. Almanya. Fransa ve Japonya'da bu oran % 99'dur. Öte yandan, tüm ülkelerde istihdama en fazla katkıda bulunan işletmelerdir. Örneğin ABD'de KOBİ'lerin toplam istihdam içindeki payı % 58: Japonya ve italya'da ise % 80'den fazladır (2).
Tüm ülkelerde olduğu kadar Türkiye'de de 1990 yılı verilerine göre tüm işletmelerin % 99.2'sini oluşturan, toplam istihdamın % 53'ünü sağlayan, toplam yatırımın % 26.5'ini gerçekleştiren ve ya*ratılan katma değer içinde % 38 oranında pay sahibi olan KOBİ'lerin ekonomi içinde büyük bir yeri ve ağırlığı bulunmaktadır (3)- Öte yandan, ülkemizde sektörel bazda katkılarına bakıldığında KOBİ'lerin toplam işletmelerin tarım sektöründe % 99.9'ini, sanayi sektöründe % 98.6'sını, ticaret ve hizmet sektöründe % 98.5'ini oluşturduğunu; is*tihdam bakımından KOBİ'lorde çalışanların tarım sektöründe % 99.8, sanayi sektöründe % 45.6 ticaret sektöründe % 90.0 pay tuttuğunu; toplam üretimin tarım sektöründe % 95.0'inin ve sanayi sektöründe % 45.4'ünün yine KOBİ'ler tarafından üretildiğini belirtebiliriz (1).
a- KOBİ'lerin Ortak Özellikleri
işletmelerin ölçek bakımından sınıflama kriterleri dikkate alındığında KOBİ'lerin ortak özelliklerini şöylece sıralamak olasıdır:
1. Çoğunlukla bireysel veya şahıs ortaklığı hukuki yapısına sahip*tirler.
2. İşletmelerde "Sahip-Yönetici" modeli egemendir. Diğer bir deyişle, sahiplik ve yöneticilik aynı kişide toplanmıştır. Pek azında veya bazı hizmetlere özgü olmak üzere profesyonel yöneticiden yarar*lanılmaktadır. İşletme ve sahiplik bütünleşmiştir.
3. Bağımsız olma niteliği. Kısıtlı sayıda işletme sahipleri genellikle aile bireylerinden oluştuğu ve ayrıca sahiplik ve yöneticiliğin aynı kişide toplandığı için büyük işletmelerde olduğu gibi; yöneticiler üzerinde işletme sahiplerinden, hissedarlardan gelen doğrudan bir kontrol mevcut değildir. Aynı zamanda yönetici durumunda olan İşletme sahibi bağımsız karar alabilme durumundadır.
4. Faaliyetler iş bölümü olmadan veya daha basit işbölümüne dayanan bir organizasyon ile yürütülebilmektedir. Uzmanlaşma çok sınırlı boyutlarda kalmaktadır.
5. İşçi-işveren arasında olduğu gibi işletme-müşteriler arasında da yakın bir ilişki vardır.
6. Sınırlı bir sermayeye sahiptirler. Finansman için gerekli fon*ları genellikle öz kaynaklardan veya öz sermayeden temin etmek duru*mundadırlar.
7. Duran (sabit) ve dönen varlıkların hacmi, mal ve hizmet kapa*siteleri sınırlıdır. Yatırım güçleri zayıftır.
8. Satış hacmi veya pazar payları sınırlıdır; genellikle küçük veya yöresel düzeyde kalmaktadır.
9. Tedarik ve pazarlamada pazarlık güçleri zayıftır. (1)
10. İstihdam oranı düşüktür, işletme sahibi çok kez aile bireyleri bizzat iş yerinde çalışırlar.
11. Yeniliği açık dinamik bir yapıya sahiptirler
b- Türkiye'de KOBİ'lerin Ekonomik ve Sosyal Kalkınmadaki Yeri ve Önemi
Özellikle son yıllarda ekonomi ve işletme literatürünün ilgi odağını oluşturan küçük ve orta ölçekli işletmeler konusunda yapılan çalışmalar, bu işletmelerin ekonomik ve toplumsal kalkınmada çok önemli roller oynadığını ortaya koymaktadır. Bunlar aşağıdaki gibi sıralanabilir:
1. KOBİ'ler ekonomiye dinamizm ve serbest rekabete dayalı piya*sa ekonomisine işlerlik kazandıran birimlerdir. Daha önce de değinildiği gibi bir ekonomide çok yoğun sayıda olan ve ülke sathına yayılmış bulu*nan KOBİ'ler, yalnızca büyük işletmelerin ürettiği aynı mal ve hizmet*leri üretip onları rekabetçi ortama çekerek ekonomik canlılık ka*zandıran birimler değil, aynı zamanda büyük işletmelerin kullandığı mamul ve yarı mamul girdileri üreterek onların gelişimini de tamam*larlar. Böylece bir ülkedeki tüm ekonomik birimlerin gelişmesine ve yaratıcılığına katkıda bulunurlar. Ekonomik hayatta ayakta kalmak ve başarmak güdüsü ile yönlendirilen ve yönetilen bu işletmeler, bir eko*nominin canlılığının barometresidirler ve ekonomiyi kemikleşmekten ve çökmekten korurlar. Zira bir ekonominin sağlıklıyı çok sayıda yeni işletmelerin doğuşuna ve bazılarının mevcut endüstri liderlerine mey*dan okuyarak ve yerini alabilecek kadar büyüyerek bir rekabet or*tamının oluşturulmasını gerektirmektedir. Bu nedenle, küçük ve orta ölçekli İşletmeler bazı fidanları çürüyen ve bazıları büyüyerek bir işletme ormanı oluşturan bir fidanlık fonksiyonu görürler. Bu fidanlık fonksiyonu bu işletmelerin ekonomiye yaptığı en önemli katkıdır (1)
2. KOBİ'ler ekonomik yapıda sayısal miktar, üretim değeri, istih*dam hacmi, katma değer, yatırım hacmi ve mülkiyetin tabana yayılması açısından büyük bir ağırlığa sahiptirler.
3. KOBİ'ler Türk ekonomisinde gelişmeyi hızlandırmak için girişimcilik faktörünün bir üretim elemanı olarak devreye girmesini ve böylece toplumun yaratıcı potansiyelinin ortaya çıkarılmasını gerçekleştiren birimlerdir
4. KOBİ'ler istihdam sağlayarak ve yeni iş olanakları yaratarak ülkedeki işsizlik sorununun çözümüne yönelik alternatiflerden birisini oluştururlar.
Nitekim küçük ve orta işletmelerin ülkemizde olduğu kadar dünya ekonomilerinde ilgi odağı olmalarının en önemli nedenlerinden birisi de bu tür işletmelerin istihdam sağlama ve yeni iş olanakları yaratmadaki büyük güçleridir. Örneğin, ABD'nde istihdamın % 58'ini, Almanya'da % 64'ünü, Fransa'da % 67'sini, Japonya'da % 81'ini ve Türkiye'de % 53'ünü küçük ve orta ölçekli işletmeler sağlamaktadır.
5. Küçük ve orta ölçekli işletmeler, çağdaş esnek üretim sistemlerine en uygun işletme türleridir.
Ekonomik krizlerin sık sık tekrarlandığı, teknolojinin sürekli değiştiği, zevkleri ve modayı algılama biçimleri farklılık gösteren geniş tüketici kitlerinin egemen olduğu günümüzde işletmelerin süratle değişen bu koşullara uyum gösterebilecek esnek bir yapıda olmaları ge*rekmektedir. Diğer bir deyişle, işletmelerin arlık klasik üretim sis*temleri yerine çağdaş esnek üretim sistemlerini uygulama yeteneğine sahip olmaları aranmaktadır.
Genellikle büyük miktarlarda üretim yapan, diğer bir deyişle, yoğun (kitle) üretim sistemi uygulayan büyük işletmeler; sabit varlıklara yaptıkları fazla yatırımlar ve büyük tüketici yığınlarına dönük standart mal tipini üretebilen üretim sistemlerini uygulamaları nedeniyle, ekonomik krizleri ve hızla değişen tüketici isteklerini za*manında karşılayabilecek esnek bir yapıda değillerdir. Talebin daraldığı kriz dönemlerinde en azından büyük meblağları bulan sabit maliyetleri*ni karşılayabilmek için üretimi kolayca durduramadıkları gibi; büyük kitlelere yönelik standart tipte mal ürettiklerinden zevkleri, kültürü, modayı algılama biçimi ve salın alma güçleri farklı olan değişik tüketicilerin özel zevk ve ihtiyaçlarını karşılayabilecek nitelikte farklı ürünler üretebilme yeteneğine da sahip değillerdir. Oysa küçük ve orta ölçekli işletmeler, sabit yatırımlarının azlığı nedeniyle kriz dönemlerinde üretimlerini kotayca yavaşlatabilecekleri veya durdura*bilecekleri gibi; farklı zevkleri, özel ihtiyaçları karşılayabilecek farklı ürün üretebilme yeteneğine ve değişen koşullara daha kolay uyum gösterebilme esnekliği gösterebilirler.
6. KOBİ'ler bölgesel kalkınmaya katkıda bulunurlar. Büyük işletmeler genelde büyük kentler (metropoller) etrafında yoğunlaşmış
olmalarına rağmen KOBİ'ler tüm coğrafi alanlara veya yurt sathına yayılmış olup daha çok bir taşra özelliği gösterirler. Böylece, ekono*mik faaliyetlerin bölgeler arasında dengeli dağılımına ve gelirlerin bölgeler arası dağılımını bir ölçüde iyileştirmeye katkıda bulunurlar. Ayrıca genellikle emek-yoğun çalıştıklarından büyük kent merkezlerine göçün engellenmesine ve bölgenin kendi potansiyeli içinde kalkınmasına temel oluştururlar.
7. Küçük işletmeler, bir ölçüde de eğitim fonksiyonlarını üstlenirler. Bunlar, çalışan nüfus ve meslek fonksiyonu yeterince veya hiç almamış gençler için birer okul fonksiyonu görürler. Küçük işletmeler bu kişiler için meslek ve teknik eğitimin alındığı, ekonomiye sürekli yetişmiş işgücünün, kalifiye personelin yetiştirildiği yerlerdir. Bu bir anlamda devletin eğitim harcamalarında tasarruf sağlayan bir hizmetin görülmesi demektir.
8. Yukarıdaki rollerine ek olarak küçük işletmelerin, bu işletmelere bağımsız olarak sahip olan insanlara bağımsız olma ola*nağını verdikleri ve böylece insanların bu psikolojik arzusunu yerine getirerek bir ölçüde psikolojik mutluluk kaynağı oldukları söylenebilir.
c- KOBİ'lerin Büyük İşletmelerle Karşılaştırılması
Küçük ve orta ölçekli işletmelerin büyük işletmelere göre bir takım üstünlükleri ve zayıf yönleri vardır. Başlıca üstünlüklerini aşağıdaki gibi sıralamak olanaklıdır:
1. Sermaye ihtiyacı az olduğu için hevesli ve dinamik girişimcileri yatırıma teşvik ederler.
2. Kriz dönemlerindeki koşullara tüketici isteklerindeki değişikliklere daha kolay, uyum sağlama esnekliğine sahiptirler.
3. işveren-işçi arasında olduğu gibi işletme-müşteriler arasında da, büyük işletmelere kıyasla daha yakın bir ilişki vardır. Bunun yanı sıra, küçük ve orta ölçekli işletmelerde aile duygusu, karşılıklı güven, kararların çok kez işveren ve işgörenle birlikte alınması, işgörenlerin işveren ve işletmeyle bütünleşmesini sağlar. Bu, ekono*mik düzeyde işin verimliliğini, kişisel düzeyde mutluluğu arttıran bir faktördür.
4. İstihdam edilen işçi sayısı az olduğu için etkili bir kontrol sis*temi uygulayabilirler.
5. Emir verme organlarının az oluşu kararların hızla alınışını ve uygulanışını sağlar.
6. Personelin değişik departmanlarda çalıştırılması ile işletmenin her safhasını bilen elemanın yetiştirilmesi mümkün olur.
Bu üstünlüklerine karşı küçük işletmelerin aşağıdaki zayıf yönleri veya sakıncaları vardır:
1. Para ve sermaye piyasalarından kendileri için gerekli olan fonu veya krediyi temin etmeleri güçtür. Sermaye ihtiyaçlarını risk payı yüksek olan ticari krediler ile karşılamaları gerekebilir.
2. Pazar paylarının sınırlı olması yanında tedarik ve pazarlamada pazarlık güçleri zayıftır.
3. Büyük işletmelerin reklam, araştırma-geliştirme olanak*-
larından yararlanamazlar.
4. Geleneklere bağlı ve fonlarının kısıtlı olması nedeniyle modern
ekonomik ve teknolojik gelişmeyi yakından izleyemezler.
5. Yığın üretim yapmadıkları için çok kez yüksek maliyetle çalışırlar ve satış fiyatını düşürme olanağına sahip olamazlar.
6. Sahiplik ve yöneticiliğin aynı kişide toplanması ve kısıtlı olanakları nedeniyle nitelikli eleman ve profesyonel yönetici istihdam etmeleri zordur.
4- Büyük İşletmeler
Büyük işletme ekonomik ve teknolojik gelişmenin ortaya çıkardığı ve zorunlu kıldığı işletme tipidir.
Büyük işletmelerin üstünlükleri şöyle özetlenebilir.
1. Gelişmiş üretim metodları ve bu metodların uygulanmasına imkân veren büyük makinalar ancak büyük işletmelerde kullanılabilir. Örneğin; rotatif sistemle gazete basmak, bir demir çelik üretimi ancak büyük işletmelerde kullanılabilir.
2. Büyük işletmeler, kullanılan makinalar ve modern metodlar sayesinde büyük hacimde üretimi, diğer bir deyişle kitle üretimini mümkün kılar, böylece yığın veya kitle üretimi nedeniyle birim başına düşen sabit veya değişmez maliyet giderleri azalır, satış fiyatı düşer, malın satış imkânları çoğalır.
3. Büyük işletmeler iyi bir organizasyonu gerçekleştirirler. Üretim planı uygulayabilirler. İyi bir organizasyon ve planlama verimi arttırır.
4. Büyük işletmeler, işletmenin değişik faaliyet departmanları için teknik ve yönetim alanında uzmanlaşmış kişiler kullanabilirler. Bu*nun sonucunda yine verim artar.
5. Büyük işletmeler finansal bakımdan güven veren işletmelerdir. Bu nedenle, sermaye bulma olanakları geniştir.
6. Satın alma açısından avantaja sahiptirler. Çünkü, birçok ham*maddeleri veya kullanacakları sermaye mallarını büyük hacimlerde satın alacakları için indirimli fiyatlardan faydalanabilirler.
7. Araştırma, geliştirme ve reklâm yapabilme olanağına sahip*tirler.
8. Üretim sonucu ortaya çıkan döküntüleri, atıkları
değerlendirme imkânına sahiptirler.
Yukarıdaki faydalarına karşı büyük işletmelerin bir takım sakıncaları vardır:
1. Tüketicinin zevkinde meydana gelen değişikliklere kolay uyamazlar. Örneğin, büyük yatırımla kurulmuş olan bir gazete işletmesi renkli baskıları tercih eden okuyucunun gazete ihtiyacını karşılayamaz.
2. Büyük işletmelerin sabit maliyet giderleri çok yüksek olduğundan ürettiği mal ve hizmetlerin talebi azaldığı zaman üretimi kısmak, maliyet giderlerini azaltmak olanağından yoksun kalacakları için yüksek maliyete ve satışların yeterli olmamasına rağmen üretime devam etmek zorundadırlar.
3. Büyük işletmelerde kontrol olanağı güçtür. Emirler, işlenen politika üst kademeden alt kademeye gelinceye kadar esas değerini ve amacını kaybeder.
4. Büyük işletmeler bürokratik işletmelerdir. Karar almak kolay değildir.
Büyük işletmelerde işçiler arasında iş birliği kurmak güçtür. İnsanlar manevi duygularını kaybetmişler, sadece numaraları olan maddi unsurlar haline gelmişlerdir.