zAMBakk
13.Haziran.2018, 14:07
Yaygın olan görüşün aksine, strateji belirsizliği belirli olana dönüştürmek değildir. Bürokratik olarak böyle düşünmeye meyilli olan birçok üst düzey yönetici ve amir, söz konusu kavramın bu şekilde anlaşılmasını ister ve beklerler.
Sonuç olarak, stratejileri gözden geçirdiklerinde, stratejinin başarılı olacağına dair kanıt talep ettiklerini duyabilirsiniz.
Bu çeşit bir alış veriş, tüm taraflar için yapılabilecek korkunç bir hatadır. Kanıt sunanların kontrol edemeyecekleri bir şey için söz vermeleri ve eğer beklentileri de umdukları gibi gerçekleşmediği takdirde, kendilerini şiddetli bir cezalandırılmaya maruz bırakmaları anlamına gelir. Aynı zamanda, başlangıçta garanti vermek, gelecekte karşılaşılabilecek herhangi bir durumun kesinlikle var olabileceği konusundaki yanlış inancı güçlendirir.
Gerçekte strateji, rekabet ve belirsizlik ortamında, seçimler yapmakla ilgilidir. Bugün için herhangi bir seçimde bulunmamak, geleceğin belirsizliğini düşünmekten bizi alıkoyabilir. En iyi stratejinin sağlayabileceği şey ise başarının anlam veremediğimiz kısımlarının oranını azaltabilmesidir. Profesyonelce bir strateji hazırlarken, şirketlerin, gelecekte müşterilerinin ne talep edecekleri, rakiplerinin ne yapacakları, şirketin neyi gerçekleştirmeye muktedir olduğu, genel olarak ekonominin nasıl gelişeceği konularında iddialarda bulunmaları gerekir. Ve bu iddiaların hiçbirinin gerçekleşeceği garanti edilemez.
Stratejinin anlamı, bugün için yapılabilecek en iyi seçimleri yapmak ve iddialarımızın gerçekleşmesi veya gerçekleşmemesi halinde söz konusu duruma cevap verebilecek esneklikte olmaktır. Özünde, "Bunun böyle olacağını düşünüyorum" derler, gelişmeleri izlerler ve elde ettikleri en son enformasyona göre de stratejilerini ve iddialarını güncelleştirirler.
Eğer strateji belirsizliği gideremiyorsa ve tekrarlanan ayarlamaları gerektiriyorsa, strateji ile uğraşmanın ne anlamı vardır? Belirsizliklerin tamamen ortadan kalktığı ana kadar beklemenin ve sonrasında reaksiyon göstermenin ne mahzuru vardır? Sebebi ise, stratejinin, neye dikkat etmemizi ve nasıl daha iyi olabileceğimizi anlayıp hesaplayabilmemizin tek yolu olduğudur.
Gelecekte olması arzu edilen durumun (nerede faaliyet gösterileceği ve nasıl kazanılacağı) düzgün bir şekilde ifade edilmesi, arzu edilen duruma nispeten kaydedilen gelişmeyi izlemeyi, takip edebilmeyi mümkün kılar. Arzu edilen durum için gerçekleşmesi olmazsa olmaz gelecekle ilgili temel iddiaları belirlemek, söz konusu temel iddiaların nasıl bir performans gösterdiklerini gözlemlemek, izlemek, kontrol etmek imkanını verir.
Örneğin, nispeten daha üstün bir müşteri hizmeti sunmak konusunda başarı isteyen bir şirket, müşterilerin söz konusu hizmeti takdir edecekleri iddiasında bulunmak zorundadır. Ve ancak böylelikle anlamlı bir şekilde, söz konusu hizmeti rakiplerinden daha iyi bir şekilde sunabilir. Stratejiyi ve iddialarını anlaşılabilir ve ikna edici bir şekilde ifade etmek yoluyla, şirket hem elde ettiği sonuçları hem de iddialarını ölçme sistemleri geliştirebilir.
Bu sistemlerin, net bir şekilde, şirket için önemli ve dikkat edilmesi zorunlu meselelere işaret etmesi gerekir. Gelecek gerçekleşmeye devam ederken bunlar yapılmadığında, şirket nelerin önemli olduğunu veya gerçekleşen olayların ne anlama geldiğini bilemeyecektir. Özünde, açık, net bir şekilde stratejinin belirlenmesi, piyasadan alınan geri bildirimin sinyal-parazit oranını yükseltir.
Bu yüzden strateji belirsizliklerden kurtulma ile ilgili değildir. İddialarınızın karşısındaki gelişmeleri algılayabilmeniz ve anlayabilmeniz ile ilgilidir. Örneğin, “Biz müşterilerimizin daha küçük ekranları talep ettiklerini düşünüyoruz, fakat aslında onlar daha büyük ekranları talep ediyorlar.” Yukarıda ifade edildiği şekliyle düşünüldüğünde, strateji iki bakımdan faydalıdır.
Birincisi, şirket temel iddialarını bir şahin gibi gözlemler, sapmaları mümkün olan en kısa zamanda görür ve uygun gördüğü hareketi sergiler. Aksi halde neyin izlenmesi gerektiği bilinmediğinde, şirket çok daha yavaş karşılık verecek veya tepki gösterecektir.
İkincisi, şirket stratejinin nasıl değiştirilmesi gerektiği konusunda destek almış olur. Çünkü, şirket, var olan stratejiye yeni verilerin girilmesi, güncellenmesi ve stratejik mantığın iyileştirilmesine imkan veren mantıksal bir yapıya sahip olmuş olur.
Bu nedenle, stratejiyi geleceğin belirsizliğinden kurtulmaktan çok, gelecekle ilgili, devamlı surette yeni iddialarda bulunup güncellemeler yaparak, hayatın kaçınılmaz belirsizliğiyle başa çıkma çabasının, bir yolu olarak düşünmemiz gerekir.
Sonuç olarak, stratejileri gözden geçirdiklerinde, stratejinin başarılı olacağına dair kanıt talep ettiklerini duyabilirsiniz.
Bu çeşit bir alış veriş, tüm taraflar için yapılabilecek korkunç bir hatadır. Kanıt sunanların kontrol edemeyecekleri bir şey için söz vermeleri ve eğer beklentileri de umdukları gibi gerçekleşmediği takdirde, kendilerini şiddetli bir cezalandırılmaya maruz bırakmaları anlamına gelir. Aynı zamanda, başlangıçta garanti vermek, gelecekte karşılaşılabilecek herhangi bir durumun kesinlikle var olabileceği konusundaki yanlış inancı güçlendirir.
Gerçekte strateji, rekabet ve belirsizlik ortamında, seçimler yapmakla ilgilidir. Bugün için herhangi bir seçimde bulunmamak, geleceğin belirsizliğini düşünmekten bizi alıkoyabilir. En iyi stratejinin sağlayabileceği şey ise başarının anlam veremediğimiz kısımlarının oranını azaltabilmesidir. Profesyonelce bir strateji hazırlarken, şirketlerin, gelecekte müşterilerinin ne talep edecekleri, rakiplerinin ne yapacakları, şirketin neyi gerçekleştirmeye muktedir olduğu, genel olarak ekonominin nasıl gelişeceği konularında iddialarda bulunmaları gerekir. Ve bu iddiaların hiçbirinin gerçekleşeceği garanti edilemez.
Stratejinin anlamı, bugün için yapılabilecek en iyi seçimleri yapmak ve iddialarımızın gerçekleşmesi veya gerçekleşmemesi halinde söz konusu duruma cevap verebilecek esneklikte olmaktır. Özünde, "Bunun böyle olacağını düşünüyorum" derler, gelişmeleri izlerler ve elde ettikleri en son enformasyona göre de stratejilerini ve iddialarını güncelleştirirler.
Eğer strateji belirsizliği gideremiyorsa ve tekrarlanan ayarlamaları gerektiriyorsa, strateji ile uğraşmanın ne anlamı vardır? Belirsizliklerin tamamen ortadan kalktığı ana kadar beklemenin ve sonrasında reaksiyon göstermenin ne mahzuru vardır? Sebebi ise, stratejinin, neye dikkat etmemizi ve nasıl daha iyi olabileceğimizi anlayıp hesaplayabilmemizin tek yolu olduğudur.
Gelecekte olması arzu edilen durumun (nerede faaliyet gösterileceği ve nasıl kazanılacağı) düzgün bir şekilde ifade edilmesi, arzu edilen duruma nispeten kaydedilen gelişmeyi izlemeyi, takip edebilmeyi mümkün kılar. Arzu edilen durum için gerçekleşmesi olmazsa olmaz gelecekle ilgili temel iddiaları belirlemek, söz konusu temel iddiaların nasıl bir performans gösterdiklerini gözlemlemek, izlemek, kontrol etmek imkanını verir.
Örneğin, nispeten daha üstün bir müşteri hizmeti sunmak konusunda başarı isteyen bir şirket, müşterilerin söz konusu hizmeti takdir edecekleri iddiasında bulunmak zorundadır. Ve ancak böylelikle anlamlı bir şekilde, söz konusu hizmeti rakiplerinden daha iyi bir şekilde sunabilir. Stratejiyi ve iddialarını anlaşılabilir ve ikna edici bir şekilde ifade etmek yoluyla, şirket hem elde ettiği sonuçları hem de iddialarını ölçme sistemleri geliştirebilir.
Bu sistemlerin, net bir şekilde, şirket için önemli ve dikkat edilmesi zorunlu meselelere işaret etmesi gerekir. Gelecek gerçekleşmeye devam ederken bunlar yapılmadığında, şirket nelerin önemli olduğunu veya gerçekleşen olayların ne anlama geldiğini bilemeyecektir. Özünde, açık, net bir şekilde stratejinin belirlenmesi, piyasadan alınan geri bildirimin sinyal-parazit oranını yükseltir.
Bu yüzden strateji belirsizliklerden kurtulma ile ilgili değildir. İddialarınızın karşısındaki gelişmeleri algılayabilmeniz ve anlayabilmeniz ile ilgilidir. Örneğin, “Biz müşterilerimizin daha küçük ekranları talep ettiklerini düşünüyoruz, fakat aslında onlar daha büyük ekranları talep ediyorlar.” Yukarıda ifade edildiği şekliyle düşünüldüğünde, strateji iki bakımdan faydalıdır.
Birincisi, şirket temel iddialarını bir şahin gibi gözlemler, sapmaları mümkün olan en kısa zamanda görür ve uygun gördüğü hareketi sergiler. Aksi halde neyin izlenmesi gerektiği bilinmediğinde, şirket çok daha yavaş karşılık verecek veya tepki gösterecektir.
İkincisi, şirket stratejinin nasıl değiştirilmesi gerektiği konusunda destek almış olur. Çünkü, şirket, var olan stratejiye yeni verilerin girilmesi, güncellenmesi ve stratejik mantığın iyileştirilmesine imkan veren mantıksal bir yapıya sahip olmuş olur.
Bu nedenle, stratejiyi geleceğin belirsizliğinden kurtulmaktan çok, gelecekle ilgili, devamlı surette yeni iddialarda bulunup güncellemeler yaparak, hayatın kaçınılmaz belirsizliğiyle başa çıkma çabasının, bir yolu olarak düşünmemiz gerekir.