aRZuU
23.Şubat.2014, 17:58
İnsanlar doğar, yetişir, çiftleşir ve çoğalırlar. Bu aile denen kadın ve erkeğin evlenmesi ile kurulan ve sonrasında çocuklarının olması ile büyüyen bir kurumdur. Ancak kar-koca arasındaki eş rolü ile çocuk anne-baba arasındaki rol farklı farklı olgudur ve bunun çock iyi ayırt edilmesi geekmektedir. Eşler evlendikten sonra çocuk yapmaya karar verirler. Bu bazen çocuk yapmaya hazırlıklı olup olmadıkları konusunda çocuğun doğmasından sonra çeşitli problemler meydana getirebilir. Çünkü eşler öncelikle evliliklerinin mutlu ve olunda gidip gitmediğini çok iyi algılamalı, çocuğun evliliklerine nasıl bir etki yapacağını çok iyi analiz etmelidir.
Sadece çocuğumuz olsun diye çocuk yapmak evliliğin yolunda gitmesi anlamına gelmez. Çünkü çocuk olması sonrası aile hayatı nerede ise tekdüze yani monoton bir hal alacağından ve sorumlulukların artacağından eşlerin bu duruma kendilerini çok iyi hazırlamaları ve hazır olduklarını hissetmeleri gerekmektedir. Geri dönüşü olmayan, bilgi, beceri isteyen sosyal anlamda bir çok fedakarlığa neden olan bir olgudur çocuk yapmak. Öncelikle eşlerin kendilerini psikolojik olarak hazırlaması, evliliklerinin sağlıklı yürüdüğünden emin olması, çocukla birlikte yaşamlarının tamamen değişeceğinden bu duruma hazır olduklarını hissetmeleri gerekir. İyi gitmeyen problemli bir evlilik sırasında belki düzelir amacıyla çocuk yapılması evliliğin düzeleceğine garanti değildir. Tabi kötü gidecek diye bir ganati de yoktur, bazı evlilikler çocuğun doğumu ile kötü gidişten kurtulmakta ve iyi sağlıklı bir hal almaktadır. Önemli olan karı-kocanın çocuk için kendilerine doğru zamanı seçmiş olmalarıdır. Hele bir de çalışan karı-koca için çocuk yapmak çok daha önemlidir.
Çünkü her ikisinin de iş hayatı, sosyal yaşantıları büyük bir değişikliğe uğrayacaktır. Doğum sonrası çocuk bütün ilgi odağı olacağından eşler arasında gerginliğe sebep olabilecek durumların önceden tespiti ile buna hazırlıklı olunmalı, annenin emzirme, yorgunluk ve uykusuzluk gibi olumsuz ruh hali ister istemez eşler arasındaki özellikle cinsel ilişkiye gölge düşürür ve bu da ister istemez erkeği olumsuz etkiler ki eşlerin bu gibi durumlara kendilerini çok iyi hazırlamaları gerekir. İşte bu tür durumlara kendilerini iyi hazırlamayan eşler arasında çocuk olması sonrası birbirlerine karşı ilgisizlik gibi türlü bahanelerle problemler meydana gelmekte ve evlilikleri tehlikeye düşerek çocuğun evliliklerine büyük bir darbe olduğu gözlenmekle beraber eşlerin baş başa kalmaya özen göstermediği, gerginliklerin artığı ve ilişkilerinde tehlike çanlarının çaldığı görülmektedir. Bu sebeple çocuk sahibi olmadan gerekli hazırlıkların yapılabilmesi için bulunması mümkün bu konuda yayınlanmış bir çok kitaptan faydalanabilir veya aile büyüklerinin öğütleri çok iyi algılanarak onların tecrübelerinden faydalanmak suretiyle kendilerini çocuk sahibi olmaya çok iyi hazırlayabilirler.
Kendilerini çok iyi hazırlayan eşler arasındaki çocuğun olması sonrası çok olumlu etkiler meydana gelmekte ve eşlerin sosyal aktivitelerine hiçbir problem yaşamadan zaman bulabilerek devam ettirebildikleri de yapılan araştırmalar da kanıtlanmıştır. Yani makalemizi sonuçlandırırken söylenecek en önemli unsur şudur ki çocuk, evliliğe darbe değil, evliliği besleyen, perçinleyen, evliliğin olmazsa olmazlarından yaşantımızın doğal bir olgusu olan eşlerin evlerinde neşe kaynakları ailenini kurulmasının temel kaynağı, her ailenin en büyük hayalidir, sadece eşlerin iyi bir zamanlama ve planlama sonrası kendilerini çocuğa çok iyi hazırlamalarıdır.
Sadece çocuğumuz olsun diye çocuk yapmak evliliğin yolunda gitmesi anlamına gelmez. Çünkü çocuk olması sonrası aile hayatı nerede ise tekdüze yani monoton bir hal alacağından ve sorumlulukların artacağından eşlerin bu duruma kendilerini çok iyi hazırlamaları ve hazır olduklarını hissetmeleri gerekmektedir. Geri dönüşü olmayan, bilgi, beceri isteyen sosyal anlamda bir çok fedakarlığa neden olan bir olgudur çocuk yapmak. Öncelikle eşlerin kendilerini psikolojik olarak hazırlaması, evliliklerinin sağlıklı yürüdüğünden emin olması, çocukla birlikte yaşamlarının tamamen değişeceğinden bu duruma hazır olduklarını hissetmeleri gerekir. İyi gitmeyen problemli bir evlilik sırasında belki düzelir amacıyla çocuk yapılması evliliğin düzeleceğine garanti değildir. Tabi kötü gidecek diye bir ganati de yoktur, bazı evlilikler çocuğun doğumu ile kötü gidişten kurtulmakta ve iyi sağlıklı bir hal almaktadır. Önemli olan karı-kocanın çocuk için kendilerine doğru zamanı seçmiş olmalarıdır. Hele bir de çalışan karı-koca için çocuk yapmak çok daha önemlidir.
Çünkü her ikisinin de iş hayatı, sosyal yaşantıları büyük bir değişikliğe uğrayacaktır. Doğum sonrası çocuk bütün ilgi odağı olacağından eşler arasında gerginliğe sebep olabilecek durumların önceden tespiti ile buna hazırlıklı olunmalı, annenin emzirme, yorgunluk ve uykusuzluk gibi olumsuz ruh hali ister istemez eşler arasındaki özellikle cinsel ilişkiye gölge düşürür ve bu da ister istemez erkeği olumsuz etkiler ki eşlerin bu gibi durumlara kendilerini çok iyi hazırlamaları gerekir. İşte bu tür durumlara kendilerini iyi hazırlamayan eşler arasında çocuk olması sonrası birbirlerine karşı ilgisizlik gibi türlü bahanelerle problemler meydana gelmekte ve evlilikleri tehlikeye düşerek çocuğun evliliklerine büyük bir darbe olduğu gözlenmekle beraber eşlerin baş başa kalmaya özen göstermediği, gerginliklerin artığı ve ilişkilerinde tehlike çanlarının çaldığı görülmektedir. Bu sebeple çocuk sahibi olmadan gerekli hazırlıkların yapılabilmesi için bulunması mümkün bu konuda yayınlanmış bir çok kitaptan faydalanabilir veya aile büyüklerinin öğütleri çok iyi algılanarak onların tecrübelerinden faydalanmak suretiyle kendilerini çocuk sahibi olmaya çok iyi hazırlayabilirler.
Kendilerini çok iyi hazırlayan eşler arasındaki çocuğun olması sonrası çok olumlu etkiler meydana gelmekte ve eşlerin sosyal aktivitelerine hiçbir problem yaşamadan zaman bulabilerek devam ettirebildikleri de yapılan araştırmalar da kanıtlanmıştır. Yani makalemizi sonuçlandırırken söylenecek en önemli unsur şudur ki çocuk, evliliğe darbe değil, evliliği besleyen, perçinleyen, evliliğin olmazsa olmazlarından yaşantımızın doğal bir olgusu olan eşlerin evlerinde neşe kaynakları ailenini kurulmasının temel kaynağı, her ailenin en büyük hayalidir, sadece eşlerin iyi bir zamanlama ve planlama sonrası kendilerini çocuğa çok iyi hazırlamalarıdır.