Amazonia
25.Temmuz.2018, 00:05
Büyüme kuramının amacı, bir ülke içindeki büyüme oranını belirleyen unsurları ve ülkeler arasında kişi başına gelir ve büyüme oranı farklılıklarının nedenlerini açıklamaktır.
Büyüme üzerine yapılan çalışmalar, 1950-1960 ve 1980-1990 yıllarını kapsayan iki dönemde yoğun olarak yapılmıştır. Bu dönemlerden birincisinde yapılan çalışmalar neoklasik büyüme kuramını yaratmıştır. Neoklasik büyüme kuramına en büyük katkı ise R. Solow tarafından yapılmıştır.
Neoklasik büyüme kuramı şu denklemler kullanılarak geliştirilir:
Y = AF (K, N)
ΔY / Y = [ (1 – θ) * ΔN / N] + ( θ* ΔK / K) + ΔA / A
İşgücünün verili ve sabit bir büyüme hızına sahip olduğu ve herhangi bir teknolojik gelişmenin olmadığı varsayılır.
Üretim fonksiyonu, işçi başına veya kişi başına ifade etmek de yararlı olacaktır.
y = f (k)
y : işçi başına çıktı
k : işçi başına sermaye
bu fonksiyon, sermayeye göre azalan getiriye sahiptir.
Teknik ilerlemenin olmadığı ve nüfus artış hızının sabit olduğu varsayımı altında son denklemde değişebilen tek unsur olarak sermayenin büyüme oranı kalmaktadır. Sermayenin büyüme oranını tasarruf belirler ve bu ise gelire bağlıdır. Buna karşılık, gelir ya da çıktı da semayeye bağlı olmaktadır.
Böylece, sermaye büyümesinin, tasarruf ve gelir aracılığıyla sermaye stokuna bağlı olduğu içsel bağımlı bir sistem oluşturulur.
Üretim fonksiyonu, kişi başına çıktıyı, kişi başına sermaye miktarının bir fonksiyonu olarak göstermektedir.
Kişi başına sermaye ne kadar yüksekse, kişi başına çıktı da o kadar yüksek olacaktır.
Neoklasik büyüme kuramının dört temel sonucu bulunmaktadır:
Durağan durumda çıktının büyüme oranı dışsaldır, bu durumda n’ye eşittir. Bu nedenle, büyüme oranı tasarruf oranından bağımsızdır.
Tasarruf oranındaki bir artış, sermaye-çıktı oranını arttırarak durağan durum gelir düzeyini arttırır fakat durağan durum büyüme oranını etkilemez.
Verimlilik artışına izin verildiği zaman durağan durum sözkonusu ise; çıktının durağan durum büyüme oranı dışsal olmayı sürdürür. Durağan durumda kişi başına gelirin büyüme oranı teknik ilerleme oranıyla belirlenir. T toplam çıktının durağan durum büyüme oranı, teknik ilerleme oranıyla nüfus artış oranının toplamına eşittir.
Eğer iki ülke aynı nüfus artış oranına sahipse ve aynı üretim fonksiyonunu kullanıyorsa, aynı gelir düzeyine ulaşacaklardır.
Büyüme üzerine yapılan çalışmalar, 1950-1960 ve 1980-1990 yıllarını kapsayan iki dönemde yoğun olarak yapılmıştır. Bu dönemlerden birincisinde yapılan çalışmalar neoklasik büyüme kuramını yaratmıştır. Neoklasik büyüme kuramına en büyük katkı ise R. Solow tarafından yapılmıştır.
Neoklasik büyüme kuramı şu denklemler kullanılarak geliştirilir:
Y = AF (K, N)
ΔY / Y = [ (1 – θ) * ΔN / N] + ( θ* ΔK / K) + ΔA / A
İşgücünün verili ve sabit bir büyüme hızına sahip olduğu ve herhangi bir teknolojik gelişmenin olmadığı varsayılır.
Üretim fonksiyonu, işçi başına veya kişi başına ifade etmek de yararlı olacaktır.
y = f (k)
y : işçi başına çıktı
k : işçi başına sermaye
bu fonksiyon, sermayeye göre azalan getiriye sahiptir.
Teknik ilerlemenin olmadığı ve nüfus artış hızının sabit olduğu varsayımı altında son denklemde değişebilen tek unsur olarak sermayenin büyüme oranı kalmaktadır. Sermayenin büyüme oranını tasarruf belirler ve bu ise gelire bağlıdır. Buna karşılık, gelir ya da çıktı da semayeye bağlı olmaktadır.
Böylece, sermaye büyümesinin, tasarruf ve gelir aracılığıyla sermaye stokuna bağlı olduğu içsel bağımlı bir sistem oluşturulur.
Üretim fonksiyonu, kişi başına çıktıyı, kişi başına sermaye miktarının bir fonksiyonu olarak göstermektedir.
Kişi başına sermaye ne kadar yüksekse, kişi başına çıktı da o kadar yüksek olacaktır.
Neoklasik büyüme kuramının dört temel sonucu bulunmaktadır:
Durağan durumda çıktının büyüme oranı dışsaldır, bu durumda n’ye eşittir. Bu nedenle, büyüme oranı tasarruf oranından bağımsızdır.
Tasarruf oranındaki bir artış, sermaye-çıktı oranını arttırarak durağan durum gelir düzeyini arttırır fakat durağan durum büyüme oranını etkilemez.
Verimlilik artışına izin verildiği zaman durağan durum sözkonusu ise; çıktının durağan durum büyüme oranı dışsal olmayı sürdürür. Durağan durumda kişi başına gelirin büyüme oranı teknik ilerleme oranıyla belirlenir. T toplam çıktının durağan durum büyüme oranı, teknik ilerleme oranıyla nüfus artış oranının toplamına eşittir.
Eğer iki ülke aynı nüfus artış oranına sahipse ve aynı üretim fonksiyonunu kullanıyorsa, aynı gelir düzeyine ulaşacaklardır.