Amazonia
15.Ağustos.2018, 00:29
Kur’an’da kadının nasıl örtünmesi istenmektedir? Saçlar da örtünme kapsamına giriyor mu? Kısaca açıklar mısınız?
İslâm’dan önce Mekke toplumu kadınları örtünmeye riayet etmez, hatta Kâbeyi çıplak olarak tavaf ederlerdi. Bu yüzden namazda ve tavaf sırasında örtünmeyi bildiren şu âyet Mekke döneminde inmiştir.
“Ey Âdemoğulları, her mescide girişinizde zînetinizi giyin.”(el-A’râf, 7/31) Buradaki “Zînet” sözcüğü “giysi ve elbise” olarak tefsir edilmiştir. Medine’ye hicretten sonra inen Nûr ve Ahzâb sûrelerinde örtünme ölçü ve sınırı şöyle belirlenmiştir.
“Mü’min kadınlara söyle; Gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Zînet yerlerini açmasınlar. Bunlardan kendiliğinden görünen kısmı müstesnadır. Baş örtülerini yakalarının üstüne koysunlar.”( en-Nûr, 24/31; bk. Elmalılı, Hak Dini Kur’an Dili, İst. t,l., VI. 15) Âyetteki “humur”un tekili olan “hımâr” kadına ait “başörtüsü” anlamına gelir. Said b. Cübeyr (ö. 95/713), başörtüsünün kadının boyun ve gögüsleri örtecek nitelikte olması gerektiğini söylemiştir.
Saçların da örtünme kapsamına girdiğinde açıklık vardır.( el-Kurtubî, el-Câmi’, XII, 153; İbn Kesir, Muhtasar, II, 600) Bütün bedeni örtecek diğer giysi için şöyle buyurulur: “Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve mü’minlerin kadınlarına dış giysilerinden üstlerine giymelerini söyle. Bu, onların tanınıp, kendilerine sarkıntılık edilmemesi için daha uygundur.” (el-Ahzâb, 33/59) Âyetteki “celâbîb”in tekili “cilbâb” olup sözlükte; geniş elbise, gömlek ve baş örtüsü gibi anlamlara gelir.
Bir fıkıh terimi olarak şöyle tarif edilmiştir: “Kadınların normal ev içi giysilerinin üstüne giydikleri her çeşit örtüdür”. “Kadının bütün bedenini örten giysidir”, “Kadınların örtündükleri her türlü giysi ve başka şeylerdir.”( Elmalılı, a.g.e., VI, 337, bk. yukarıda “örtünme” konusu)
Hz. Peygamber’in şu hadisi örtünme âyetlerini tefsir etmektedir. Hz. Âişe’den nakledildiğine göre, Esma binti Ebî Bekir (ö. 73/692) ince bir gyisi ile Allah’ın elçisinin huzuruna çıkmak isteyince o şöyle buyurmuştur: “Ey Esmâ! Kadın erginlik çağına ulaşınca, onun şu veya şu yerlerinden başkasının görünmesi uygun değildir”.
Hz. Peygamber bunu söylerken yüzüne ve avuçlarına işaret etmişti.( Ebû Davud, Libâs, 31. Ebû Dâvud bu hadise “Mürsel” demiştir. Çünkü Hâlid b. Düreyk bunu Hz. Âişe’den işitmemiştir. bk. el-Kurtubî, a.g.e., XII, 152; el-Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, V, 137) Başka bir hadiste ise “Allah erginlik çağına ulaşan kadının namazını başörtüsüz kabul etmez”( İbn Mâce, Tahâre, 132; Ebû Dâvud, Salât, 84; Tirmizî, Salât, 160) buyurulmuştur.
İslâm’dan önce Mekke toplumu kadınları örtünmeye riayet etmez, hatta Kâbeyi çıplak olarak tavaf ederlerdi. Bu yüzden namazda ve tavaf sırasında örtünmeyi bildiren şu âyet Mekke döneminde inmiştir.
“Ey Âdemoğulları, her mescide girişinizde zînetinizi giyin.”(el-A’râf, 7/31) Buradaki “Zînet” sözcüğü “giysi ve elbise” olarak tefsir edilmiştir. Medine’ye hicretten sonra inen Nûr ve Ahzâb sûrelerinde örtünme ölçü ve sınırı şöyle belirlenmiştir.
“Mü’min kadınlara söyle; Gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Zînet yerlerini açmasınlar. Bunlardan kendiliğinden görünen kısmı müstesnadır. Baş örtülerini yakalarının üstüne koysunlar.”( en-Nûr, 24/31; bk. Elmalılı, Hak Dini Kur’an Dili, İst. t,l., VI. 15) Âyetteki “humur”un tekili olan “hımâr” kadına ait “başörtüsü” anlamına gelir. Said b. Cübeyr (ö. 95/713), başörtüsünün kadının boyun ve gögüsleri örtecek nitelikte olması gerektiğini söylemiştir.
Saçların da örtünme kapsamına girdiğinde açıklık vardır.( el-Kurtubî, el-Câmi’, XII, 153; İbn Kesir, Muhtasar, II, 600) Bütün bedeni örtecek diğer giysi için şöyle buyurulur: “Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve mü’minlerin kadınlarına dış giysilerinden üstlerine giymelerini söyle. Bu, onların tanınıp, kendilerine sarkıntılık edilmemesi için daha uygundur.” (el-Ahzâb, 33/59) Âyetteki “celâbîb”in tekili “cilbâb” olup sözlükte; geniş elbise, gömlek ve baş örtüsü gibi anlamlara gelir.
Bir fıkıh terimi olarak şöyle tarif edilmiştir: “Kadınların normal ev içi giysilerinin üstüne giydikleri her çeşit örtüdür”. “Kadının bütün bedenini örten giysidir”, “Kadınların örtündükleri her türlü giysi ve başka şeylerdir.”( Elmalılı, a.g.e., VI, 337, bk. yukarıda “örtünme” konusu)
Hz. Peygamber’in şu hadisi örtünme âyetlerini tefsir etmektedir. Hz. Âişe’den nakledildiğine göre, Esma binti Ebî Bekir (ö. 73/692) ince bir gyisi ile Allah’ın elçisinin huzuruna çıkmak isteyince o şöyle buyurmuştur: “Ey Esmâ! Kadın erginlik çağına ulaşınca, onun şu veya şu yerlerinden başkasının görünmesi uygun değildir”.
Hz. Peygamber bunu söylerken yüzüne ve avuçlarına işaret etmişti.( Ebû Davud, Libâs, 31. Ebû Dâvud bu hadise “Mürsel” demiştir. Çünkü Hâlid b. Düreyk bunu Hz. Âişe’den işitmemiştir. bk. el-Kurtubî, a.g.e., XII, 152; el-Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, V, 137) Başka bir hadiste ise “Allah erginlik çağına ulaşan kadının namazını başörtüsüz kabul etmez”( İbn Mâce, Tahâre, 132; Ebû Dâvud, Salât, 84; Tirmizî, Salât, 160) buyurulmuştur.