PDA

Orijinalini görmek için týklayýnýz : Ruhani Varliklar



Amazonia
15.Aðustos.2018, 02:03
1-Cinler

ÝSLAMDA CÝNLER

Þahab

Þahab, bir Ýslam dini terimi.

Þahab, Ýslam dininin kutsal kitabý Kur'an'da, yeryüzünü dinlemek için göðe yaklaþan cinlere Allah tarafýndan gönderilen yakýcý bir ýþýk olarak tanýmlanýr. Cinler önceleri, yeryüzünden haber almak için göðün bazý mevkilerine yerleþir ve dinlerdi. Ancak bu sonradan men edilir. Cinler, yeryüzüne yaklaþtýklarýnda kendilerini yakýcý bir ýþýk karþýlamaktadýr

Bu konuyla ilgili ayetler Cin suresi 8-9'dur. Ayetler þöyledir:

"8. 'Kuþkusuz biz göðe ulaþmak istedik, fakat onu çetin bekçilerle ve yakýcý ýþýklarla dolu bulduk.'

9. 'Halbuki biz, (daha önce) göðün bazý yerlerinde gayb haberlerini dinlemek için otururduk. Fakat þimdi her kim dinlemeye kalkacak olursa, kendini gözetleyen yakýcý bir ýþýk bulur.' "


Ýslam inanýþýnda cin

Ýslam dinindeki cin anlayýþý hakkýnda detaylý bilgi için lütfen: Ýslam'da cin maddesine bakýnýz.

Ýslam dinine göre, cinler ateþten yaratýlmýþ ve melekler gibi gözle görülmeyen ruhani varlýklardýr. Ýnsanlar gibi yerler, içerler, evlenirler ve çoðalýrlar. Erkeklik ve diþilikleri vardýr. Fani, yani ölümlüdürler. Fakat insanlardan daha uzun süre yaþadýklarýna inanýlýr. Geleceði ve gaybý bilmezler. Ancak Allah'ýn kendilerine bildirdiði kadar bilgiye sahiptirler. Fakat cinler, ruhani varlýklardan olduklarýndan, insanlarýn görmediði ve bilmediði birçok olaylarý görür ve bilirler. Cinler de insanlar gibi belli iþleri yapmakla sorumludurlar. Ýslam inancýna göre Ýslam'ýn son peygamberi Muhammed islamý cinlere de anlatmýþtýr. Bir kýsmý kabul ederek müslüman olmuþ, bir kýsmý ise kabul etmemiþtir. Cinlerin, kendileri istemedikleri takdirde, insanlarýn duyu organlarýyla algýlanamayacaðýna inanýlýr. Ayrýca çeþitli þekillere girebildiklerine, kuvvetli ve hýzlý olduklarýna inanýlýr

Ýslam'da cinler de Allah'a karþý sorumludur, Ýslam'a inanmak ve ibadet etmek zorundadýrlar. Bu nedenle yaþamlarý sýrasýnda yaptýklarýnýn hesabýný insanlar gibi vermek zorundadýrlar. Böylece, Ýslam inancýna göre, öldüklerinde, iyi iþler yapan ve inanan cinler cennete, kötü iþler yapan ve inanmayancinler ise cehenneme gider.

Kuraný Kerim'de Cin Suresi dýþýnda cinlerin bahsi geçen sureler: Zariyat. Hicr, Ýsra, Rahman, Kehf, Ahkaf, Enam, Neml, Sad, Saffat, Sebe, Fussýlet, Secde, Araf, Nas. Bütün bu surelerde bildirilenler þunlardýr: -Ýnsan topraktan, cin dumansýz ateþten yaratýldý.

-Ýçlerinde Allah'a iftira eden azgýn bir grup vardýr.

-Ýnsanlardan cinlerle temas edip onlarý azdýranlar vardýr.

-Cinler gökyüzünü yarýp geçmeyi denemiþ ama üzerlerine gelen koruyucular ve ýþýnlar sebebiyle bunu baþaramamýþlardýr.

-Gökyüzünde oturup etrafý dinlemek isterken üzerlerine ýþýn geldiðini söylediler.

-Ýblis cinlerdendi.

-Allah'ý aciz býrakamayacaklarýný anladýlar.

-Süleyman Peygamber'in cin ordusu vardý ve Kudusteki Mescid-i Aksa'nýn inþaasýnda cinleri çalýþtýrmýþtýr.

-Ýçlerinde fýrka fýrka ayrýldýlar. Zalimleri de var, mazlumlarý da.

-Kafirler cinlere tapýyordu.

-Cinler kalplere vesvese verir.

-Geçmiþte azaba uðratýldýlar.

-Cehennemin yarýsý cinlerle dolacak.


HRÝSTÝYANLIK'TA CÝNLER

Arapça cin, Eski Yunanca daimon. Eski Yunancadaki kullanýlan þekliyle daimon sözcüðü, putperestlerin taptýklarý tanrýlar için kullanýlýrdý. Buna göre “demonÝÝ? (daimon) sözcüðü “tanrýÝÝ? anlamýna gelir. Kitabý Mukaddes cinleri “günah iþlemiþ meleklerÝÝ? olarak, Þeytan'ýn “melekleriÝÝ? olarak adlandýrýr. Bununla, onlarýn Þeytan'ýn yönetimi altýna girdiklerini anlatýr. Hristiyanlýk'a göre Þeytan'ýn isyanýndan sonra bazý melekler, Nuh tufaný öncesinde, gökteki görevlerini býrakarak yeryüzüne geldiler. Onlar bunu, Þeytan'ý desteklemek amacýyla yapmadýlarsa da sonunda onun tarafýna geçmiþ oldular. Bunlar erkek þeklinde maddeleþerek kadýnlarla yaþamaya baþladýlar. Tufan esnasýnda, boðulmadýlar, maddeleþmiþ bedenlerini ruha çevirerek göðe döndüler ve alçaltýlmýþ bir durumda býrakýldýlar. Artýk maddeleþemeseler de hâlâ insanlara cinsel yönden yaklaþmaya devam ederler. Ayrýca bunu sadece erkek olarak deðil ayný zamanda kadýn þeklinde de yapmaya çalýþýrlar.

Hristiyanlýk dinine göre bir cin, hatta birçok cin bir kiþinin içine girebilir. Bu cinler içine girdikleri kiþinin içinden çýkarýlabilirler; Hristiyanlýk'ta cin çýkarma olgusu mevcuttur.

Cinlerin faaliyetleri Hristiyanlýða göre üç ana grupta özetlenebilir; insanlara cinsel yaklaþýmlarý (****), sahte tapýnmayý desteklemeleri (dinsel) ve insanlara eziyet etmeleri (sadizm-þiddet). Kutsal Metin insanlarý falcýlýk, büyücülük, ruh çaðýrma, sihirbazlýk, ölülerden medet umarak onlara yaklaþmak gibi cinlerle ilgili faaliyetlere karýþmak konusunda uyarýr. Cinlerin üstün yetenekleriyle insanlarýn beyinlerini etkileme güçleri olduðuna inanýlýr. Cinlerin rüyalarý kendi mesajlarýný vermek amacýyla kullanabileceðine inanýlýr.

Hristiyanlýk inancýnda cinler kudretli varlýklardýr, insanlarý aldatýrlar ve bazý insanlarý medyum-aracý olarak kullanýrlar. Buna göre bu medyumun söyledikleri doðru olabilir, eðer bu cinler medyuma doðruyu söylüyorlarsa. Zira, Kitabý Mukaddes cinlerin iblis (iblis = yalancý) gibi yalan söylediklerini belirtir. Ayrýca insanlara zarar verebilirler, bu nedenle Kutsal Metin onlarla ilgili þeylerden, ruhçuluðun her türünden uzak durulmasý gerektiðini söyler.

FOLKLOR

Latince genius'tan Arapçaya geçmiþtir. Çeþitli yörelerde pir, sahip, ecinni, mekir, iyi saatte olsunlar denilmektedir. Bunlarýn da çeþitli dinden olanlarý kadýný erkeði bulunup bütün iþlerini geceleri yaparlar, sabah ezanýyla daðýlýrlar, toplandýklarý yerler han, hamam, deðirmen, izbelik, mezarlýk, aðaçlýk, tekin olmayan yerler diye inanýlýr. Çöplüklere, incir aðacý dibine iþenmez. Metruk yerlerde destur çekilir. Muzip olduklarý, iþleri yapýp bozduklarý söylenir. Kýzdýranlarý çarparlar. Ýnsanlarýn arasýný bozduklarý, karý kocayý ayýrdýklarý, inme indirdikleri, kadýn veya erkeðe tutulup evlenmelerine mani olduklarýna dair inanýþlar vardýr. Bunlarýn meydana getirdiði hastalýklar için Cinci Hocalar, Hýristiyanlýktaki cin çýkarmaya benzer törenler yaparlar.

Dünyanýn çeþitli yerlerinde karakedi ve karaköpeðin cinlerin kötü þeklindeki birer biçimi olduðuna inanýlýr. Halk inanýþlarýnda din, efsane, masal ve folklor öðeleri birbirine karýþmýþtýr. Osmanlý zamanýnda cinlerin bir görünen bir de görünmeyen iki türü olduðuna inanýlýr, falcýlýk büyücülük gibi faaliyetlerle bunlar arasýnda iliþki kurulurdu. Anadolu folklorunda cinlere dair çok geniþ bir inanýþ çeþitlemesi bulunmaktadýr

Kitabý Mukaddes'te Cin

Cin (Arapça); Daimon: (eski Yunanca)
Eski yunancadaki kullanýlan þekliyle (daimon) sözcüðü, putperestlerin taptýklarý tanrýlar için kullanýlýrdý. Buna göre “demonÝÝ? (daimon) sözcüðü “tanrýÝÝ? anlamýna gelir.

Cinlerin Meydana Geliþi

Kutsal Metin cinleri “günah iþlemiþ meleklerÝÝ? olarak, Þeytan'ýn “melekleriÝÝ? olarak adlandýrýr. Bununla, onlarýn Þeytan'ýn yönetimi altýna girdiklerini anlatýr. Þeytan'ýn isyanýndan sonra bazý melekler, Nuh tufaný öncesinde gökteki görevlerini býrakarak yeryüzüne geldiler. Onlar bunu, Þeytan'ý desteklemek amacýyla yapmadýlarsa da sonunda onun tarafýna geçmiþ oldular. Kutsal Metin'in Tekvin (Yaratýlýþ) bölümünde bazý “Allah oðullarýÝÝ?ndan söz edilir. Bunlarla ilgili kayýt þöyledir: Tekvin 6: 1 – 4:

Ve vaki oldu ki, topraðýn yüzü üzerinde adamlar çoðalmaya baþladý, ve onlarýn kýzlarý doðduðu zaman, Allah oðullarý adam kýzlarýnýn güzel olduklarýný gördüler, ve bütün seçtiklerinden kendilerine karýlar aldýlar. Ve RAB dedi: Ruhum adam ile ebediyen çekiþmiyecektir, çünkü o da ettir; bunun için onun günleri yüz yirmi yýl olacaktýr. Allah oðullarý insan kýzlarýna vardýklarý, ve bu kýzlar onlara çocuk doðurduklarý zaman, o günlerde, hem de ondan sonra, yeryüzünde Nefilim vardý; bunlar eski zamandan zorbalar, þöhretli adamlardý. (Ýbranicede, Nefilim: düþürenler - birini vurup yere devirenler anlamýnda - )
Burada sözü geçen “Allah oðullarýÝÝ? Nuh tufaný öncesi, güzel insan kýzlarýyla cinsel iliþki kurmak amacýyla gökteki konumlarýný býrakmýþ olan meleklerdir. Bunlar erkek þeklinde maddeleþerek kadýnlarla yaþamaya baþladýlar. Bunlar tufanda suyla boðulmadýlar, maddeleþmiþ bedenlerini ruha çevirerek göðe döndüler ve alçaltýlmýþ bir durumda býrakýldýlar. Artýk maddeleþemeseler de hala insanlara cinsel yönden yaklaþmaya devam etmektedirler. Ve sadece erkek olarak deðil ayný zamanda kadýn þeklinde bunu yapmaya çalýþmaktadýrlar.

Kutsal Metin bu “Allah oðullarýÝÝ? olan meleklerin yaptýklarýyla, Lut'un zamanýndaki Sodom ve Gomorra (Lut Gölü'nün doðusu) þehirlerinde yaþayan ve cinsel sapýklýklar yapan insanlar arasýnda bir benzerlik kurar.

Yah. 6 (Kutsal Metinler):

...Ayrýca, asýl konumlarýný korumayýp ait olduklarý mekaný terk eden melekleri, büyük günde infaz edilecek hükme kadar sonsuz baðlarla koyu karanlýða kapatmýþtý.
Petrus (2.) 2: 4 - 10 (Kutsal Metinler):

Çünkü þu kesindir ki, Tanrý günah iþlemiþ melekleri cezadan esirgemeyip Tartaros'a (hapis benzeri alçaltýlmýþ duruma) atarak, hüküm gününü beklemek üzere zifiri karanlýk çukurlarda býrakmýþtýr. Tanrý'dan korkmayan bir insanlýk dünyasýnýn baþýna tufan getirdiðinde, o eski dünyayý cezadan esirgemeyip, doðruluk habercisi Nuh'u diðer yedi kiþiyle birlikte korumuþtur. Ayrýca, Sodom ve Gomorra þehirlerini küle çevirerek onlarý mahkum etmiþ ve böylece Tanrý'dan korkmayan kimselere, baþlarýna gelecek þeyler konusunda bir örnek býrakmýþtýr. Tanrý kanun tanýmayan insanlarýn edepsiz davranýþlarý yüzünden büyük keder duyan, doðru insan Lut'uda kurtarmýþtýr. Çünkü doðruluktan ayrýlmayan bu adam, her gün onlarýn arasýndayken gördükleri ve duyduklarýndan, onlarýn kanunsuz iþlerinden ötürü, kendine eziyet ederdi. Yehova Kendisine baðlý insanlarý geçirdikleri sýnavlardan nasýl kurtaracaðýný, fakat doðruluktan uzak insanlarý yok etmek için hüküm gününe dek nasýl alýkoyacaðýný bilir. Özellikle de baþkalarýnýn bedenlerini kirletme arzusuyla peþlerinden koþanlarý ve otoriteyi hor görenleri.

PAPUZU

Pazuzu, Sümer ve Akad miyolojilerinde, rüzgar cinlerinin kralý ve tanrý Hanbi'nin oðludur. Ayrýca, Sümerliler için güneybatý rüzgarýný, fýrtýnalarý taþýmayý, temsil ederdi.

MÝTELOJÝ

Pazuzu genellikle bir erkeðin vücudu ve bir köpek veya aslanýn kafasýyla tasvir edilmiþtir. Ayak yerine pençeleri, bir çift kanadý ve bir akrebin kuyruðuna sahiptir. Ayrýca, sað eli yukarý, sol eli ise aþaðý doðru sarkar; ellerinin bu durumunun hayat ve ölüm veya yaratmak, yok etmek anlamlarýna geldiði düþünülmüþtür.

Pazuzu, kuru dönemlerde kýtlýk ve kuraklýk, yaðmurlu dönemlerde ise çekirge getiren Güney-batý rüzgarýnýn ciniydi. Doðum sýrasýnda anne ve bebeðe zarar verdiðine inanýlan kötü niyetli tanrýça Lamaþtu'dan korunmak için Pazuzu muskalarý takýlýrdý. Her ne kadar kötü bir ruh olsa da, Pazuzu'nun insanlarý salgýnlara ve diðer þeytani ruhlara karþý koruduðuna inanýlýr.

Popüler Kültürde

The Exorcist (1973) filmi ve kitabýnda Pazuzu rahip Merrin'in daha önceden savaþtýðý ve Regan'ý ele geçiren cin olarak tasvir edilir.
Hikayenin baþlangýç kýsmýný anlatan bir devam filmi olan The Exorcist: The Beginning'de (2004) rahip Merrin'in 1949'da Doðu Afrika'da Pazuzu ile savaþmasý anlatýlýr.
Pazuzu ismi ve figürü birçok farklý kurgusal çalýþmada geçmiþtir.

--------------------
2-MELEKLER

Cebrâîl

Cebrâîl (Arapça جبريل) Ýslam dininde dört büyük melekten biri. Görevi peygamberlere vahiy1 getirmektir.


Etimolojisi ve Ýsimleri

Cebrâîl Allah'ýn kulu ve kuvveti anlamýna gelir ki bu Ýslam dinindeki Cebrail'in çok kuvvetli bir melek olduðu inancýna dayanmaktadýr. Kur'an'da ve hadislerde Cebrail farklý isimlerle de anýlmýþtýr:

Cibrîl (2/97-98; 66/4), Rûhu'l-kuds (2/87; 5/110; 16/102), Rûhu'l-emîn (26/193), Rûh (19/17; 70/49; 97/4), Rasûl-i kerîm (81/19) ve Nâmûs-ý Ekber2. Ayrýca Cebrail, en büyük melek olduðuna inanýldýðý için, Seyyidü'l melâike yani "Meleklerin efendisi" olarak da anýlmýþtýr.


Görevi ve Özellikleri

Ýsminin etimolojisinden de anlaþýldýðý gibi Ýslam dininde Cebrail'in çok kuvvetli bir melek olduðuna inanýlýr. Cebrail'in görevi vahiy getirmektir, yani Allah'tan peygamberlere haber ve bilgi taþýr. Ýslam dinine göre inanýlan bütün peygamberlere vahyi getiren Cebrail’dir. Kur'an'da Cebrail'in Allah katýnda önemli bir yeri olduðu belirtilir (bkz. 81/19-20).


--------------------------------------------------------------------------------

1: Vahiy - bir buyruk veya düþüncenin Tanrý tarafýndan peygamberlere bildirilmesine verilen isim.
2: Bkz. Buhari, Bed'ül-Vahy, 3; Enbiya, 21; Müslim, iman, 252.

Tasavvuf düþüncesinde Cebrail kiþinin akl-ý külle ulaþmasýna vesile olan tefekkürü simgeleyen bir rumuz olarak da görülmüþtür.


Azrail

Azrail, Ýslam dinindeki dört büyük melekten biri. Ýnsanlarýn canýný almakla görevlidir.

Azrail, Kur’an ve sahih hadislerde, melekü’l-mevt (ölüm meleði) þeklinde de anýlmýþtýr. (bknz. 32/11)

Her insanýn canýný almakla görevli bir ölüm meleðinin olduðuna, Azrail'in ise bu meleklerin baþý olduðuna inanýlýr.


Musevilik'te Azrail

Ýbranice Malah HaMavet (מלÝ?ך המות) adýndaki melek, insanlarýn canýný almakla memur edilmiþ bir melekdir.


Harut ve Marut

Harut ve Marut Kur'anda ismi geçen iki melektir.

Genel olarak kabul gören açýklama Harut ve Marut'un Allah'ýn emri ile sadece insanlara çeþitli bilgileri ve sihri öðreten iki melek olduðudur. Bazý tefsirlerde Harut ve Marut'un melek deðil insan olabileceði belirtilmiþtir.

Eski bazý kaynaklarda, Hristiyan ve yahudi kaynaklarý da referans gösterilerek Babil'in düþmüþ melekleri olarak da adlandýrýlýrlar. Efsaneye göre melekler, insanlarýn iþledikleri günahlarý görünce kýnarlar, Allah "Siz onlarýn yerinde olsanýz aynýsýný yapardýnýz" der ve meleklerden en iyilerinden ikisi, Harut ve Marut seçilerek Babil þehrine yargýç olarak gönderilir.

Konu ile ilgili Bakara Suresinin 102. ayetinin Türkçe meali:

"Ve onlar, Süleyman'ýn mülkü (nübüvveti) hakkýnda þeytanlarýn anlattýklarýna uydular. Süleyman inkâr etmedi; ancak þeytanlar inkâr etti. Onlar, insanlara sihri ve Babil'deki iki meleðe Harut'a ve Marut'a indirileni öðretiyorlardý. Oysa o ikisi: "Biz, yalnýzca bir fitneyiz, sakýn inkâr etme" demedikçe hiç kimseye (bir þey) öðretmezlerdi. Fakat onlardan erkekle karýsýnýn arasýný açan þeyi öðreniyorlardý. Oysa onunla Allah'ýn izni olmadýkça hiç kimseye zarar veremezlerdi. Buna raðmen kendilerine zarar verecek ve yarar saðlamayacak þeyi öðreniyorlardý. Andolsun onlar, bunu satýn alanýn, ahiretten hiçbir payý olmadýðýný bildiler; kendi nefislerini karþýlýðýnda sattýklarý þey ne kötü; bir bilselerdi."

Kirâmen Kâtibîn

Kirâmen Kâtibîn Ýslam dinininde, insanlarýn sað ve solunda bulunup yapýlan iyi ve kötü davranýþlarý tespit edip, yazan meleklere verilen isimdir. Bu meleklere Hafaza melekleri de denir.

Kirâmen Kâtibîn melekleri, Ýslam'a göre, iki tanedir. Bu meleklerden biri kiþinin solundadýr ve kötü davranýþlarýný yazar, diðeri ise kiþinin saðýndadýr ve iyi davranýþlarý yazar. Bu meleklerin varlýðý Kur'an'da geçmektedir ve bu nedenle bu meleklere inanmak Müslümanlara farzdýr (þarttýr). Kur'an'da bu iki melek hakkýnda þöyle denmiþtir:

"Andolsun, insaný biz yarattýk ve nefsinin ona verdiði vesveseyi de biz biliriz. Çünkü biz ona þah damarýndan daha yakýnýz. Üstelik, biri insanýn sað tarafýnda, biri sol tarafýnda oturmuþ iki alýcý melek de (onun yaptýklarýný) alýp kaydetmektedir. Ýnsan hiçbir söz söylemez ki onun yanýnda (yaptýklarýný) gözetleyen (ve kaydeden) hazýr bir melek bulunmasýn." (Kâf suresi, 16-18)[1]
Ayrýca Kâf suresi, 20-21; Zuhruf Suresi 79-80 ve Ýnfitâr suresi, 11-12. ayetlerde de bu meleklerden bahsedilir. Kur'an'da bu meleklerin ahirette hesap gördükleri sýrada insanlara þahitlik edecekleri de yer alýr (bkz: Kâf suresi, 20-21).

Mîkâîl

Mîkâîl, Ýslam ve diðer semavi dinlerdeki dört büyük melekten biri. Evrendeki tabii olaylardan, yani tabiat olaylarýndan görevlidir. Ýsim Mi-Ka-el kelimelerinin birleþiminden oluþmuþ ve "kim Allah gibi olabilir" anlamýna gelmektedir (Mi:kim Ka:gibi El:Allah) . Kur'an'da ismi anýlmaktadýr, bkz. 2/98.

israfil

Ýsrâfil, Ýslam dinindeki dört büyük melekten biri. Allah’ýn emri ile kýyamet kopacaðý zaman sûra üflemekle görevlendirilmiþtir.

Bir hadiste ÝsrâfiÝl, sahib-i karn (sûr’un sahibi, borunun sahibi) olarak isimlendirilmiþtir (Tirmizî, Kýyamet, 8). Ýsrafil sûr’u iki defa üfleyecektir. Birinci defa üfürdüðünde göklerde ve yerde bulunan her þey yok olacaðýna, ikinci defa üfürdüðünde ise, bütün insanlarýn tekrar dirileceðine ve mahþer yerinde toplanmak üzere sevk edileceklerine inanýlýr.

Berat gecesinde ameller nüshasý dünya semasýnda görevli olan Ýsrafil'e verilir.