PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Saygi ve Bilinci



Amazonia
06.Eylül.2018, 06:14
Bugun toplumumuza ve iliskilere baktigimizda; bazi celiskilerin su yuzune ciktigini goruruz. Genel de, kisiler, kendilerine verilenlerle yetistigi ve yetistirildigi icin; herkes, ya bir buyugunun, ya torenin ya da bir gelenegin golgesinde buyur. Dolayisiyle, sahip ciktigi bu deger, onun icin herkesin sahip cikmasi gereken deger olur.

Bu neyi getirir? Bu ilk basta, kendine gore, bu degere uymayana mudaheleyi ve baskiyi getirir. Bu, o kisinin bu degeri koru korune savundugunu ve sahiplendigini getirir. Bu , o kisinin bireysel hak ve hurriyetleri savunamamasini ve savundurmamasini getirir. Bu, kisinin, kendisi icin degil; bu degerler icin yasamasini getirir.

Isin ilginc tarafi, bu degerler ve kavramlarinin algisi soyut oldugu icin, her kisi, kendi algisina gore bu degerleri degerlendirir. Yine kendi algisina gore, bu degerlerin yasam ve iliskide uygulanmasini ve uygulatmasini saglamaya calisir. Iste bu kisilerin, kendine gore toplumsal, ulkesel, yoresel, bolgesel, milli-dini kokensel v.s. yasami ve iliskisi, toplum uzerindeki bir baskidir. Iste bu toplumsal olgu, bilincli olmadigi icin - yani atadan kalma - sadece algilanma temeliyle, uygulanmaya calisilir.

Uygulamayanlar, ya afaroz edilerek, ya da uygulanmaya zorlanarak, bu degerlerin kaliciligi ve sabitligi saglanmaya calisilir. Bu kisilerin, toplum uzerindeki, kurdugu deger baskisi, ayrica, farkli degerler arasinda da, bir atismaya ve kutuplasmaya yol acar. Boylece, hem nesiller arasi bir karsitlik; hemde, toplum ici bir ayrisma dogar. Cunku, hicbir ayrimci deger, kendi degerinden odun vermedigi gibi; baska degerlere de yer vermemeyi gozetir.

Iste, bu tip, alisilagelmislik temelinde ve otomatiklesmis iliskilerin iceriginde bir toplum, ancak ayrimcilik temelinde yasamaya calisir. Bu oyle bir hal alirki; kisinin dogdugu sehir bile, bu ayrimciliga alet edinilir. Kisiler, birbirini tanimadan, birbirileri hakkindaki kulaktan dolma bilgilerle; birbirlerine tavir alir, yani "sen suralisin, oyleyse soylesin" ya da "sen busun, oyleyse boylesin" v.s. Bu, toplumun bir gercegidir. Bu toplumu, boyle tutmakta, cikarci sistemin ve yonetip yonlendirenlerin isine gelmektedir. Burada, bir kisiyi "boyle" diye suclamak; hem bir cozum degildir, hemde bu ayrimciligin ekmegine yag surer. Kisiler, yasamda herzaman kolayi tercih ederler. Dusunup, nedenlemek-sorgulamak yerine; verilenlere takilirlar. Kendilerinin takilmalari yetmiyormus gibi; bir de etraflarina bunu empoze ederler.

Iste, boyle bir toplumu, icine dustugu bu ayrimcilik batagindan kurtaracak sey; bilinc, egitim ve ogretimdir. Bu da ancak saygi temelinde olusur. Saygi da, farkin farkina vararak, bu farki algilamaktan ve koruyup, kollamaktan gecer. Tek onemli kistas, farki farkindan dolayi ayirmamak ve karsiya almamaktir.

Bunun en basit bilinci "benim yasam ve iliskilerimin degerleri farkliysa, ve ben bunlari koruyacaksam; baska birinin de yasam ve iliskilerinin degerleri farklidir ve o da kendininkileri korur. Ben ona mudahele edersem, o da bana eder. Ben onu ayirirsam, o da beni ayirir. Ama, bizler, toplum icinde beraber ve birlikte yasamak zorundayiz. O zaman, bu ancak, biribirimizin degerlerine saygi gostermemizin temelinde olur. Ben, onun degerlerine saygi gosterirsem, o da benimkilere gosterir. Demekki, benim kendi farkimi korumam, baskasinin farklarina saygi gostermemden gecer. Bu sayginin temeli de, ayrimcilik yapmamaktan gecer. Ben, bunu bir birey olarak; aile, cevre, toplum ve ulke icinde uygularsam, o zaman hem kendimi, toplum icinde ortaya koyabilir, hemde toplumun farkliliklarina saygi gostererek, toplum icinde yasayabilirim."

Egitim ve ogrenim ise; once, her ferdin, bir birey oldugunu bilmesi ile baslar. Birey olabilmek ise, kendi sahsina ait degerleri, yine kendi dusuncesinin nedenlemesi ve sorgulamasiyla ortaya koymasidir. Bu konuda, babasinin, annesinin, akrabalarinin, arkadaslarinin, cevresinin, ve hatta toplumunun, degerlerine ters dusebilir. Ama onemli olan, bu degerlerin kendine ait olmasi, ama yine her iliskide oldugu kisinin-ki buna anne-babada dahildir-degerine de saygi gostermesidir. Bu, kisinin, hem kendi bireysel kisiligini ortaya koymasi; hem de toplum icinde kendine bir yer bulmasi demektir. Burada, amac, yasami bireysel yasayarak; toplumsal iliskileri yurutebilmektir. Kimseyi, veya hicbir degeri karsisina almadan.

Bu ayni zamanda. bireye, kisilerle ugrasma yerine; onlarla gecinmeyi getirecek. Kisilerin, sadece, verilenleri uygulayan bir uygulayici oldugunu gosterecektir.

Cunku, birey olamayanin yasami kendisinin degil; kendisine verilen degerlerin onu yasatmasidir. Kendi yoktur, sadece yasattigi degerler vardir. Ne kadar cok, bunun bilincine varir; o kadar cok, bireylesir ve kendini bulur. Kendini buldukca da; hak ve ozgurluklerin, insanlik temelindeki onemini kavrar. O zaman sadece, kendi hak ve ozgurluklerini degil; baskasinin da hak ve ozgurluklerini koruyacak duzeye gelir. Bu da, insan hak ve ozgurluklerinin bireysel korunusudur. Bu ayrica, kendinin olmadigi bir yasamda, o na hem kendini, hemde insanligin bir parcasi oldugunu hatirlatir. Cunku, bilirki, korudugu hak ve ozgurlukler; kendi cesidi olan insanin hak ve ozgurlukleridir. Tabi, egoist, bireyci ve ayrimci dusunup davranmazsa.