Amazonia
09.Eylül.2018, 22:38
Kurumsal Yapı Nedir?
Sosyologlar toplumsal yapıyı incelerken onu yaratan temel dinamiğin organize olmuş ve kısmen tarihsel bir boyut taşıyan toplumsal ilişkiler olduğunu vurgulamaktadırlar.
Yandaki tabloda gösterildiği gibi bir yandan bireyler arası ve gruplar arası ilişkilerle başlayan, kurum ve kuruluşların oluşmasıyla devam eden dinamik süreç, toplumsal yapının şekillenmesine yol açmaktadır.
Diğer yandan da toplumsal yapı bireyler için her zaman tarihsel olarak belirlenmiş ve kurulmuş bir yapı olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu anlamda her toplum kurum diye adlandırdığımız görece standartlaşmış davranış biçimlerinden oluşmuş bir yapıya sahiptir. Kurumlar toplumsal yapının ana gövdesini, başka bir deyişle omurgasını oluşturur.
Kurumların işleyişi ve toplumsal hayatta üstlendikleri işlevler toplumsal yapının ayakta kalabilmesi için zorunludur. Toplumsal kurumların, toplumsal yapıyla ilişkili temel işlevleri kısaca şöyledir:
Aile, cinsler arası ilişkileri düzenler ve neslin sürdürülmesini sağlar. Eğitim, bireylerin toplumsal hayata uyumlu bir şekilde katılmalarını ve çeşitli mesleki beceriler edinmelerini sağlayan kurumdur. Din, bireylere bu dünya ve öte dünyaya ilişkin inançlar sunar. Bu inançlardan kaynaklanan eylemleri konu edinir.
Ekonomi, bir toplumdaki üretim tüketim ilişkilerini belirler. Siyaset, bir toplumdaki iktidarın nasıl paylaşılacağını belirleyen ilişkileri düzenler. Hukuk, insanlar arası ilişkileri adalet temelinde yasal yetkiye dayanarak düzenleyen kurumdur.
Ahlak, insanların eylemlerine sınır koyan din, gelenek, görenek gibi kaynaklardan beslenerek iyi-kötü gibi değer yargıları içeren ve bireyler arası ilişkileri yönlendiren davranış biçimleridir. Ahlakın temelinde din, inanç, gelenek, görenek gibi alışkanlıklar ve felsefi kanaatler yer almaktadır.
Sosyologlar toplumsal yapıyı incelerken onu yaratan temel dinamiğin organize olmuş ve kısmen tarihsel bir boyut taşıyan toplumsal ilişkiler olduğunu vurgulamaktadırlar.
Yandaki tabloda gösterildiği gibi bir yandan bireyler arası ve gruplar arası ilişkilerle başlayan, kurum ve kuruluşların oluşmasıyla devam eden dinamik süreç, toplumsal yapının şekillenmesine yol açmaktadır.
Diğer yandan da toplumsal yapı bireyler için her zaman tarihsel olarak belirlenmiş ve kurulmuş bir yapı olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu anlamda her toplum kurum diye adlandırdığımız görece standartlaşmış davranış biçimlerinden oluşmuş bir yapıya sahiptir. Kurumlar toplumsal yapının ana gövdesini, başka bir deyişle omurgasını oluşturur.
Kurumların işleyişi ve toplumsal hayatta üstlendikleri işlevler toplumsal yapının ayakta kalabilmesi için zorunludur. Toplumsal kurumların, toplumsal yapıyla ilişkili temel işlevleri kısaca şöyledir:
Aile, cinsler arası ilişkileri düzenler ve neslin sürdürülmesini sağlar. Eğitim, bireylerin toplumsal hayata uyumlu bir şekilde katılmalarını ve çeşitli mesleki beceriler edinmelerini sağlayan kurumdur. Din, bireylere bu dünya ve öte dünyaya ilişkin inançlar sunar. Bu inançlardan kaynaklanan eylemleri konu edinir.
Ekonomi, bir toplumdaki üretim tüketim ilişkilerini belirler. Siyaset, bir toplumdaki iktidarın nasıl paylaşılacağını belirleyen ilişkileri düzenler. Hukuk, insanlar arası ilişkileri adalet temelinde yasal yetkiye dayanarak düzenleyen kurumdur.
Ahlak, insanların eylemlerine sınır koyan din, gelenek, görenek gibi kaynaklardan beslenerek iyi-kötü gibi değer yargıları içeren ve bireyler arası ilişkileri yönlendiren davranış biçimleridir. Ahlakın temelinde din, inanç, gelenek, görenek gibi alışkanlıklar ve felsefi kanaatler yer almaktadır.