Amazonia
09.Eylül.2018, 22:44
Yerleşim Biçimleri, Tipleri: Köy, Kent, Metropol Nedir?
Toplumsal yapı hakkında önemli bilgiler veren bir unsur da toplumların yerleşme düzenleridir. Tarihte insan topluluklarının coğrafi koşulları dikkate alarak yerleştiklerini görüyoruz. Örneğin ilk yerleşim yerlerinin nehir kenarları, korunaklı dağ etekleri gibi yerler olduklarını biliyoruz.
Daha sonra nüfus artışı, sosyal, kültürel, ekonomik ve teknik değişmelere paralel olarak yerleşim biçimlerinin de değiştiğini görüyoruz. Buradan anlaşılacağı üzere toplumların yerleşim düzenleri, toplumsal yapı hakkında bize fikir vermekte ve toplumsal yapıların değişmeye açık olduğunu göstermektedir.
Toplumların sosyoekonomik ve teknik değişimleriyle ilişkili bir biçimde temel üç yerleşim biçiminin varlığından söz edilebilir.
Köy; ekonomik yapısı büyük ölçüde tarım ve hayvancılığa dayanan, kendine özgü bir kültürü ve toplumsal ilişkiler düzeni olan yerleşim birimidir. Köy toplulukları homojen kültüre sahip olup mesleki farklılaşmalar çok sınırlıdır.
Köyde bireylerin aynı uğraşlar içinde olmalarından dolayı mekanik iş bölümü görülür. Bu anlamda köy, tarımsal üretim biçiminin hâkim olduğu geleneksel toplumsal yapılara ait bir yerleşim düzenidir. Bir toplumda teknik ve endüstriyel gelişmeler arttıkça köyler ya dağılmakta ya da yapısal bir dönüşüme uğramaktadır.
Kent, sanayi ve ticaretle uğraşan çok sayıdaki insanın toplu olarak bir arada yaşadığı yerleşim birimidir. Kentlerin; üretim şekli, tüketim, sosyal ilişkiler bakımlarından kendine özgü bir yapısı vardır.
Kentlerde bireysellik, ekonomik kazanç, konforlu bir yaşam, sportif ve sanatsal faaliyetler gibi amaçlar toplumsal hayatı harekete geçiren ve belirleyen ana ögelerdir. Bundan dolayı kentlerde insanlar arası ilişkiler çoğunlukla resmî, mesafeli ve çıkar ilişkisine dayalıdır.
Yoğun bir nüfus yapısına sahip olan kentlerdebireyler farklı uğraşlar içinde bulunarak birbirlerini tamamlarlar. Bu durum beraberinde uzmanlaşmayı da getirir. Ayrıca sürekli göç alan kentlerde heterojen bir kültür görülür. Kentsel yerleşim biçimi her geçen gün büyümekte, değişmekte ve yapısal analizi sosyologlar için güç hâle gelen metropollere dönüşmektedir.
Metropol, kentten farklı olarak birden fazla merkeze sahip yerleşim birimidir. Metropoller sanayi ve ticaret başta olmak üzere birden fazla merkeze ayrılmıştır. Metropoller sadece kendilerine değil çevrelerine de üretim, ticaret, ulaşım, kültür, sanat, hizmet sektörü, eğitim gibi birçok alanda hitap edebilen çok merkezli kentlerdir.
Bu tip kentlerin bir bölgesi sanayi merkezi iken başka bir bölgesi ticaret merkezi durumunda olabilmektedir. Kişilere sağlamış oldukları iş imkânlarından dolayı oldukça kalabalık bir nüfusa sahip olan metropoller sürekli göç aldıkları için kapladıkları alanlar genişlemektedir. Çalışma alanları ile yerleşim alanlarının ayrılması metropollerin etrafında banliyö adı verilen yerleşim birimlerini ortaya çıkarmaktadır. Banliyöler ulaşım ağıyla şehre bağlanmaktadırlar.
- Devasa nüfusu, ekonomik imkânları, sanatsal ve kültürel etkinlikleriyle İstanbul Türkiye’nin en büyük metropolü konumundadır.
- Modern ulus devletlerin ortaya çıkmasıyla birlikte millet(ulus) bilinci gelişmiş ve toplumsal yapının bir parçasını oluşturmaya başlamıştır.
Belli bir toprak parçasının üzerinde yaşayan, ortak bir dil, kültür, tarih, duygu, düşünce gibi kendine has özellikleriyle diğer topluluklardan ayrılan, çeşitli tehlikelere karşı birlikte hareket edebilen topluluklar millet olarak adlandırılır. Buna göre milleti oluşturan başlıca unsurlar şunlardır: Toprak birliği, ekonomi birliği, ortak bir tarih, kültür ve gelecek beklentisi.
Toplumsal yapı hakkında önemli bilgiler veren bir unsur da toplumların yerleşme düzenleridir. Tarihte insan topluluklarının coğrafi koşulları dikkate alarak yerleştiklerini görüyoruz. Örneğin ilk yerleşim yerlerinin nehir kenarları, korunaklı dağ etekleri gibi yerler olduklarını biliyoruz.
Daha sonra nüfus artışı, sosyal, kültürel, ekonomik ve teknik değişmelere paralel olarak yerleşim biçimlerinin de değiştiğini görüyoruz. Buradan anlaşılacağı üzere toplumların yerleşim düzenleri, toplumsal yapı hakkında bize fikir vermekte ve toplumsal yapıların değişmeye açık olduğunu göstermektedir.
Toplumların sosyoekonomik ve teknik değişimleriyle ilişkili bir biçimde temel üç yerleşim biçiminin varlığından söz edilebilir.
Köy; ekonomik yapısı büyük ölçüde tarım ve hayvancılığa dayanan, kendine özgü bir kültürü ve toplumsal ilişkiler düzeni olan yerleşim birimidir. Köy toplulukları homojen kültüre sahip olup mesleki farklılaşmalar çok sınırlıdır.
Köyde bireylerin aynı uğraşlar içinde olmalarından dolayı mekanik iş bölümü görülür. Bu anlamda köy, tarımsal üretim biçiminin hâkim olduğu geleneksel toplumsal yapılara ait bir yerleşim düzenidir. Bir toplumda teknik ve endüstriyel gelişmeler arttıkça köyler ya dağılmakta ya da yapısal bir dönüşüme uğramaktadır.
Kent, sanayi ve ticaretle uğraşan çok sayıdaki insanın toplu olarak bir arada yaşadığı yerleşim birimidir. Kentlerin; üretim şekli, tüketim, sosyal ilişkiler bakımlarından kendine özgü bir yapısı vardır.
Kentlerde bireysellik, ekonomik kazanç, konforlu bir yaşam, sportif ve sanatsal faaliyetler gibi amaçlar toplumsal hayatı harekete geçiren ve belirleyen ana ögelerdir. Bundan dolayı kentlerde insanlar arası ilişkiler çoğunlukla resmî, mesafeli ve çıkar ilişkisine dayalıdır.
Yoğun bir nüfus yapısına sahip olan kentlerdebireyler farklı uğraşlar içinde bulunarak birbirlerini tamamlarlar. Bu durum beraberinde uzmanlaşmayı da getirir. Ayrıca sürekli göç alan kentlerde heterojen bir kültür görülür. Kentsel yerleşim biçimi her geçen gün büyümekte, değişmekte ve yapısal analizi sosyologlar için güç hâle gelen metropollere dönüşmektedir.
Metropol, kentten farklı olarak birden fazla merkeze sahip yerleşim birimidir. Metropoller sanayi ve ticaret başta olmak üzere birden fazla merkeze ayrılmıştır. Metropoller sadece kendilerine değil çevrelerine de üretim, ticaret, ulaşım, kültür, sanat, hizmet sektörü, eğitim gibi birçok alanda hitap edebilen çok merkezli kentlerdir.
Bu tip kentlerin bir bölgesi sanayi merkezi iken başka bir bölgesi ticaret merkezi durumunda olabilmektedir. Kişilere sağlamış oldukları iş imkânlarından dolayı oldukça kalabalık bir nüfusa sahip olan metropoller sürekli göç aldıkları için kapladıkları alanlar genişlemektedir. Çalışma alanları ile yerleşim alanlarının ayrılması metropollerin etrafında banliyö adı verilen yerleşim birimlerini ortaya çıkarmaktadır. Banliyöler ulaşım ağıyla şehre bağlanmaktadırlar.
- Devasa nüfusu, ekonomik imkânları, sanatsal ve kültürel etkinlikleriyle İstanbul Türkiye’nin en büyük metropolü konumundadır.
- Modern ulus devletlerin ortaya çıkmasıyla birlikte millet(ulus) bilinci gelişmiş ve toplumsal yapının bir parçasını oluşturmaya başlamıştır.
Belli bir toprak parçasının üzerinde yaşayan, ortak bir dil, kültür, tarih, duygu, düşünce gibi kendine has özellikleriyle diğer topluluklardan ayrılan, çeşitli tehlikelere karşı birlikte hareket edebilen topluluklar millet olarak adlandırılır. Buna göre milleti oluşturan başlıca unsurlar şunlardır: Toprak birliği, ekonomi birliği, ortak bir tarih, kültür ve gelecek beklentisi.