PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : İran, Bilimsellikte Türkiye'nin Önüne Geçti



zAMBakk
08.Ekim.2018, 11:58
Tüm dünyada bilimsel üretim sürekli hız kazanıyor ve üretilen bilimsel içeriklerin sayısı da sürekli artıyor. Ancak konuyla ilgili yapılan listeler ve araştırmalar gösteriyor ki Türkiye bu alanda uzun zamandır yerinde sayıyor.
Bilimsel üretim, dünya ülkelerinin ileriye adım atabilmeleri için en kritik konulardan biri. Artık bilimsellikten uzak toplumların herhangi bir alanda ilerleme şansları yok ve gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler de bunu göz önünde bulundurarak ilerliyor. Tahmin edeceğiniz üzere Amerika'nın en önde olduğu bu yarışta hemen arkadan ise Çin geliyor.


Çin, bilimsellikte en çok yol almış ülkelerden biri diyebiliriz, çünkü 1996 yılında 27 alanın tümünde de birinci olan ABD, 2017 yılı sonunda birinciliği yalnızca 16 alanda koruyabilmiş. Geri kalan 11 alanda ise Çin birinciliği ABD'nin elinden almış. Üstelik Çin'in ABD'nin önüne geçtiği alanlar da günümüzün en kritik araştırmalarını oluşturan enerji, mühendislik, çevre bilimleri ve bilgisayar bilimleri gibi alanlar.

2017 SJR Sıralaması
Ülkemizin durumu ise enteresan, çünkü senelerdir çizdiğimiz tablo çok durgun. 1996 senesinde 26. sırada olan Türkiye 2004'e kadar genel bir yükseliş izlemiş. Ancak sonrasında sıralamasını hep 18-20 bandında tutmuş. 2017'de ise ülkemizin sıralaması 19, yani bir bakıma Türkiye uzun zamandır yerinde sayıyor. Sıralamalara göz atarken dikkat çeken detaylardan biri ise İran'ın yükselişi. 1996'da Türkiye 26. sıradayken İran listenin çok gerisinde 52. sıradaymış.


Fakat yıllar içerisinde ülkede bilimsel içeriklere ve üretime yönelik artış öyle hız kazanmış ki 2017'ye baktığımızda İran'ın 16. sıraya kadar yükseldiğini görüyoruz. Bu artışın sebebi ise bilimsel eğitimde niceliğin değil niteliğin artırılmış olması diyebiliriz. Ülkemizde ise tam tersine, sürekli yeni üniversiteler açılırken eğitimin niteliği ise ne yazık ki düşüş gösteriyor.

Bu gerilemenin sebebi ise yaşanan beyin göçleri ve bilimsel araştırmaların yeterince desteklenmemesi diyebiliriz. Ancak önümüzde Çin ve İran gibi iki örnek var ve bu örnekleri çok iyi gözlemleyebilmek gerekir.