BOZKURT21
08.Ekim.2018, 16:53
http://www.nkfu.com/wp-content/uploads/2012/08/ataturk-2-780x516.jpg
Atatürk’ün başlatmış olduğu mücadele ne kişisel ne de bir soyun, bir aile ya da sülalenin mücadelesi olmamıştır. O, mücadeleyi Türk ulusu adına başlatmış, öyle sürdürmüş ve öyle kazanmıştır. Kazanırken, yalnız kendisi değil kendisinin içinde olmasından her zaman onur duyduğu Türk ulusu ile bir bütün olarak kazanmıştır.
Atatürk, her zaman yaptığı çalışmalara yönelik olarak adına hareket ettiği ulusunu bilgilendirmeyi bir görev ve sorumluluk olarak algılamış ve öyle davranmıştır.Bu anlamda;Sivas’ta, 4 Eylül 1919’da (Sivas Kongresi’nin başladığı gün) İrade-i Milliye (ulusal irade) gazetesini kurmuştur. Bunda amaç, yönetimde iradenin ulusa ait olduğunu pekiştirmektir. Zaten Erzurum Kongresi kararlarından biri de “Ulusal iradeyi egemen kılmak esastır.” şeklinde idi.10 Ocak 1920’de Son Osmanlı Mebuslar Meclisi istanbul’da toplandığında bu kez Hakimiyet-i Milliye (Ulusal Egemenlik)) adı altında bir gazete çıkarılmıştır. Meclis, ulusal egemenliğin vazgeçilmez temsilcisidir. TBMM’nin açıldığı gün alınan kararlardan önde geleni de “Egemenlik kayıtsız ve koşulsuz millete (ulusa) aittir” biçiminde olmuştur.6 Nisan 1920 günü, Türk bağımsızlık eylemini hem içeride hem de dışarıda tam ve doğru olarak anlatmak, bilgilendirmek amacıyla Anadolu Ajansı kurulmuştur. Bu kurum günümüzde de gerek içeride gerekse dışarıda Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin resmi haber kurumudur.1920 yılının Ekim’inde, yeni TBMM açıldıktan sonra artık bir resmi gazeteye gerek duyulmuştur ve Ceride-i Resmiye gazetesi yayına başlamıştır. Günümüzde Resmi Gazete olarak bilinen gazetedir.1925 yılında Telsiz ve Telgraf Hakkında Yasa çıkarılmış, 1927’de de Telsiz-Telgraf vericileri hizmete girmiştir.6 Mayıs 1927’de İstanbul Radyosu, aynı yılın Kasım ayında da Ankara Radyosu yayınlarına başlamışlardır.
Atatürk’ün başlatmış olduğu mücadele ne kişisel ne de bir soyun, bir aile ya da sülalenin mücadelesi olmamıştır. O, mücadeleyi Türk ulusu adına başlatmış, öyle sürdürmüş ve öyle kazanmıştır. Kazanırken, yalnız kendisi değil kendisinin içinde olmasından her zaman onur duyduğu Türk ulusu ile bir bütün olarak kazanmıştır.
Atatürk, her zaman yaptığı çalışmalara yönelik olarak adına hareket ettiği ulusunu bilgilendirmeyi bir görev ve sorumluluk olarak algılamış ve öyle davranmıştır.Bu anlamda;Sivas’ta, 4 Eylül 1919’da (Sivas Kongresi’nin başladığı gün) İrade-i Milliye (ulusal irade) gazetesini kurmuştur. Bunda amaç, yönetimde iradenin ulusa ait olduğunu pekiştirmektir. Zaten Erzurum Kongresi kararlarından biri de “Ulusal iradeyi egemen kılmak esastır.” şeklinde idi.10 Ocak 1920’de Son Osmanlı Mebuslar Meclisi istanbul’da toplandığında bu kez Hakimiyet-i Milliye (Ulusal Egemenlik)) adı altında bir gazete çıkarılmıştır. Meclis, ulusal egemenliğin vazgeçilmez temsilcisidir. TBMM’nin açıldığı gün alınan kararlardan önde geleni de “Egemenlik kayıtsız ve koşulsuz millete (ulusa) aittir” biçiminde olmuştur.6 Nisan 1920 günü, Türk bağımsızlık eylemini hem içeride hem de dışarıda tam ve doğru olarak anlatmak, bilgilendirmek amacıyla Anadolu Ajansı kurulmuştur. Bu kurum günümüzde de gerek içeride gerekse dışarıda Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin resmi haber kurumudur.1920 yılının Ekim’inde, yeni TBMM açıldıktan sonra artık bir resmi gazeteye gerek duyulmuştur ve Ceride-i Resmiye gazetesi yayına başlamıştır. Günümüzde Resmi Gazete olarak bilinen gazetedir.1925 yılında Telsiz ve Telgraf Hakkında Yasa çıkarılmış, 1927’de de Telsiz-Telgraf vericileri hizmete girmiştir.6 Mayıs 1927’de İstanbul Radyosu, aynı yılın Kasım ayında da Ankara Radyosu yayınlarına başlamışlardır.