aRZuU
24.Mayıs.2014, 01:43
Atatürkün Sanatla ilgili Özdeyişleri Nelerdir?
Atatürkün Sanatla ilgili Özdeyişleri
Sanat güzelliğin ifadesidir. Bu ifade sözle olursa şiir nağme olursa musiki resim ile olursa ressamlık oyma ile olursa heykeltraşlık bina ile olursa mimarlık... olur.
(Muhit Mecmuası Sene:1 No:2 1928)
Sanatkâr da toplum da uzun mücadele ve gayretten sonra alnında ışığı ilk hisseden insandır.
(Atatürk'e Ait Hatıralar 1949)
Biz çok defa bu musikinin tam haysiyetini bulamıyoruz. İşte bu dinlediğimiz hakiki Türk Musikisi'dir ve hiç şüphesiz yüksek bir medeniyetin musikisidir. Bu musikiyi bütün dünyanın anlaması lâzımdır. Fakat onu bütün dünyaya anlatabilmek için bizim milletçe bugünkü medenî dünyanın seviyesine yükselmemiz lâzımdır.
(Mesut Cemil Anlatıyor: Nükte Fıkra ve Çizgilerle Atatürk II 1954)
Dünyada medeni olmak ilerlemek ve olgunlaşmak isteyen herhangi bir millet mutlaka heykel yapacak ve heykeltraş yetiştirecektir. Abidelerin şuraya buraya tarihi hatıralar olarak dikilmesinin dine aykırı olduğunu iddia edenler din hükümlerini gereği gibi araştırıp incelememiş olanlardır. ( 1923 )
(Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri Cilt:II 1952)
Aydın ve dindar olan milletimiz ilerlemenin sebeplerinden biri olan heykeltraşlığı en üst derecede ilerletecek ve memleketimizin her köşesinde atalarımızın ve bunlardan sonra yetişecek evlatlarımızın hatıralarını güzel heykellerle dünyaya ilan edecektir. ( 1923 )
(Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri Cilt:II 1952)
İnsanlar olgunlaşmak için bazı şeylere muhtaçtır. Bir millet ki resim yapmaz bir millet ki heykel yapmaz bir millet ki tekniğin getirdiği şeyleri yapmaz; itiraf etmeli ki o milletin ilerleme yolunda yeri yoktur. Halbuki bizim milletimiz gerçek nitelikleriyle medeni ve ileri olmaya lâyıktır ve olacaktır. ( 1923 )
(Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri Cilt:II 1952)
Bir milleti yaşatmak için birtakım temeller lazımdır ve bilirsiniz ki bu temellerin en önemlilerinden biri sanattır. Bir millet sanattan ve sanatkârdan yoksunsa tam bir hayata sahip olamaz. Böyle bir millet bir ayağı topal bir kolu çolak sakat ve hasta bir kimse gibidir. Hatta kasdettiğim manayı bu söz de ifadeye yeterli değildir. Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş olur... Bir millet sanata önem vermedikçe büyük bir felakete mahkumdur. Birçok unsurlar o felaketin derecesini farketmez. Farkettiği gün de ne kadar müthiş bir etkinlikle çalışmak gerektiğini tahmin edemez. ( 1923 )
Hayatta musiki lâzım mıdır? Hayatta musiki lâzım değildir. Çünkü hayat musikidir. Musiki ile alâkası olmayan yaratıklar insan değildirler. Eğer söz konusu olan hayat insan hayatı ise musiki mutlaka vardır. Musikisiz hayat zaten mevcut olamaz. Musiki hayatın neşesi ruhu sevinci ve herşeyidir. Yalınz musikinin nev'i üzerinde düşünmeye değer. ( 1925 )
(Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri Cilt:II 1952)
İnsanlarda birtakım ince yüksek ve temiz duygular vardır ki insan onlarla yaşar. İşte ince yüksek derin ve temiz duyguları en ziyade duyabilen ve diğer insanlara duyurabilen şairdir. ( 1928 )
(Muhit Mecmuası Sene:1 No:2 1928)
Efendiler.. Hepiniz mebus olabilirsiniz vekil olabilirsiniz; hattâ reisicumhur olabilirsiniz. Fakat bir sanatkâr olamazsınız. Hayatlarını büyük bir sanata vakfeden bu çocukları sevelim... ( 1930 )
(İ. Galip Arcan Anlatıyor Ses Dergisinden iktibas. Sümerbank Dergisi Cilt:3 Sayı:29 1963)
Bizim hakikî musikimiz Anadolu Halkı'nda işitilebilir. ( 1930 )
(Ayın Tarihi Sayı:73 1930)
Vatan bütün evlatlarının çalışması ile ve yardımı ile yaşar ve bundan başka toplumunu mekanizmasında faydasız hiçbir parça yoktur. Devleti idare eden bakanla vatanın refahına elinin işi ile yardım eden sanatkâr arasında yalnız küçük bir fark vardır o mda şudur. Birinin vazifesi bir diğerininkinden daha önemlidir. Fakat her ikisinde de iyi yapılmak şartıyla ahlaki değer aynıdır. ( 1930 )
Yüksek bir insan toplumu olan Türk Milleti'nin tarihi bir özelliği de güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. Bunun içindir ki milletimizin yüksek karakterini yorulmaz çalışkanlığını doğuştan gelen zekâsını ilme bağlılığını güzel sanatlar sevgisini ve milli birlik duygusunu devamlı olarak ve her türlü vasıta ve önlemlerle besleyerek geliştirmek milli idealimizdir. ( 1933 )
(Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri Cilt:II 1952)
Güzel sanatların hepsinde ulus gençliğinin ne türlü ilerletmesini istediğinizi bilirim. Bu yapılmaktadır. Ancak bunda en çabuk en önde götürülmesi gerekli olan Türk Müziği'dir. Bir ulusun yeni değişikliğine ölçü müzikte değişikliği alabilmesi kavrayabilmesidir... Ulusal; ince duyguları düşünceleri anlatan; yüksek deyişleri söyleyişleri toplamak onları bir an önce modern müzik kurallarına göre işlemek gerekir. Ancak bu düzeyde Türk ulusal müziği yükselip evrensel müzikte yerini alabilir. ( 1934 )
(Ayın Tarihi Sayı:12 1934)
Sinan'ın heykelini yapınız. ( 1935 )
(TTK Belleten Cilt:III Sayı:10 1939 Lev:XCIII... Atatürk el yazısı ve imzası ile yazmıştır)
Güzel sanatların her dalı için Kamutay'ın ( TBMM'nin ) ilgi ve emek milletin insani ve medeni hayatı ve çalışkanlık veriminin artması için çok etkilidir. ( 1936 )
(Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri Cilt:I 1945)
Güzel sanatlarda başarı; bütün inkılâpların başarılı olduğunun en kesin delilidir. Bunda başarılı olamayan milletlere ne yazıktır. Onlar bütün başarılarına rağmen medeniyet alanında yüksek insanlık sıfatıyla tanınmaktan daima yoksun kalacaklardır. ( 1936 )
(Cumhuriyet Gazetesi 10.11.1941 Cevat Abbas Gürer)
Edebiyat denildiği zaman şu anlaşılır: Söz ve anlamı yni insan beyninde yer ede her türlü bilgileri ve insan karakterinin en büyük duygularını bunları dinleyen veya okuyanların çok ilgisini çekecek şekilde söylemek ve yazmak sanatı. Bunun içindir ki edebiyat ister nesir şeklinde olsun ister nazım şeklinde olsun tıpkı resim gibi heykeltraşlık gibi özellikle müzik gibi güzel sanatlardan sayılmaktadır.
İnsanlıkta en müspet ilim ve en ince teknik esaslarına dayanan hayatla ve kanla karşılamak kendileri için kaçınılmaz olan askerlik gibi yüksek bir idealist meslek bile kendini içinde bulunduğu topluma anlatabilmek ve bu büyük insanlık ve kahramanlık yolculuğunu hazırlayabilmek için uyandırıcı yönlendirici harekete geçirici ve nihayet fedakâr ve kahraman yapıcı vasıtayı edebiyatta bulur.
Bu itibarla edebiyatın her insan topluluğu ve bu topluluğun şimdiki durumunu ve geleceğini koruyan ve koruyacak olan her kuruluş için en esaslı eğitim vasıtalarından biri olduğu kolaylıkla anlaşılır.
Bunun içindir ki Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı edebiyat öğretiminde şu noktalara özellikle önem ve kıymet vemelidir:
1 - Türk çocuğunun kafasını doğuştan sahip olduğu dikkat ve özene göre oluşturmak; bu Cumhuriyetin sağlıkla ilgili olan bakanlığa da düşen bir vazifedir.
2 - Güzel korunan Türk kafa ve zekâlarını açmak yaymak genişletmek. Bu özellikle Kültür Bakanlığı'nın vazifesidir. Bununla birlikte kabiliyetli Türk çocuklarının kafalarına müspet ilim ve maddi teknik kavramları yalnız nazari ( kurumsal ) olarak değil aynı zamanda pratik vasıtalar ile de değiştirmek.
3 - Bir taraftan da Türk kafalarındaki kabiliyetleri Türk karakterindeki sağlamlıkları Türk duygularındaki yükseklik ve genişlikleri kendilerini hiç zorlamadan doğal bir şekilde ve olduğu gibi ifadeye onları alıştırmak.
Bunlar yapılınca netice şu olacaktır: Türk çocuğu konuşurken onun ifade ve anlatış şekli Türk çocuğu yazarken onun ifade ve üslûbu kendisini dinleyenleri onun yürüdüğü yola götürebilecek bu kabiliyeti sayesinde Türk çocuğu kendisini dinleyen veya yazısını okuyanları peşine takarak yüksek Türk idealine iletebilecek ulaştırabilecektir.
Bu edebiyat görüşü böyle bir edebiyat öğretimi sayesindedir ki edebiyattan anlaşılan amaca ulaşmak mümkün olabilir. (1937 )
Atatürkün Sanatla ilgili Özdeyişleri
Sanat güzelliğin ifadesidir. Bu ifade sözle olursa şiir nağme olursa musiki resim ile olursa ressamlık oyma ile olursa heykeltraşlık bina ile olursa mimarlık... olur.
(Muhit Mecmuası Sene:1 No:2 1928)
Sanatkâr da toplum da uzun mücadele ve gayretten sonra alnında ışığı ilk hisseden insandır.
(Atatürk'e Ait Hatıralar 1949)
Biz çok defa bu musikinin tam haysiyetini bulamıyoruz. İşte bu dinlediğimiz hakiki Türk Musikisi'dir ve hiç şüphesiz yüksek bir medeniyetin musikisidir. Bu musikiyi bütün dünyanın anlaması lâzımdır. Fakat onu bütün dünyaya anlatabilmek için bizim milletçe bugünkü medenî dünyanın seviyesine yükselmemiz lâzımdır.
(Mesut Cemil Anlatıyor: Nükte Fıkra ve Çizgilerle Atatürk II 1954)
Dünyada medeni olmak ilerlemek ve olgunlaşmak isteyen herhangi bir millet mutlaka heykel yapacak ve heykeltraş yetiştirecektir. Abidelerin şuraya buraya tarihi hatıralar olarak dikilmesinin dine aykırı olduğunu iddia edenler din hükümlerini gereği gibi araştırıp incelememiş olanlardır. ( 1923 )
(Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri Cilt:II 1952)
Aydın ve dindar olan milletimiz ilerlemenin sebeplerinden biri olan heykeltraşlığı en üst derecede ilerletecek ve memleketimizin her köşesinde atalarımızın ve bunlardan sonra yetişecek evlatlarımızın hatıralarını güzel heykellerle dünyaya ilan edecektir. ( 1923 )
(Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri Cilt:II 1952)
İnsanlar olgunlaşmak için bazı şeylere muhtaçtır. Bir millet ki resim yapmaz bir millet ki heykel yapmaz bir millet ki tekniğin getirdiği şeyleri yapmaz; itiraf etmeli ki o milletin ilerleme yolunda yeri yoktur. Halbuki bizim milletimiz gerçek nitelikleriyle medeni ve ileri olmaya lâyıktır ve olacaktır. ( 1923 )
(Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri Cilt:II 1952)
Bir milleti yaşatmak için birtakım temeller lazımdır ve bilirsiniz ki bu temellerin en önemlilerinden biri sanattır. Bir millet sanattan ve sanatkârdan yoksunsa tam bir hayata sahip olamaz. Böyle bir millet bir ayağı topal bir kolu çolak sakat ve hasta bir kimse gibidir. Hatta kasdettiğim manayı bu söz de ifadeye yeterli değildir. Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş olur... Bir millet sanata önem vermedikçe büyük bir felakete mahkumdur. Birçok unsurlar o felaketin derecesini farketmez. Farkettiği gün de ne kadar müthiş bir etkinlikle çalışmak gerektiğini tahmin edemez. ( 1923 )
Hayatta musiki lâzım mıdır? Hayatta musiki lâzım değildir. Çünkü hayat musikidir. Musiki ile alâkası olmayan yaratıklar insan değildirler. Eğer söz konusu olan hayat insan hayatı ise musiki mutlaka vardır. Musikisiz hayat zaten mevcut olamaz. Musiki hayatın neşesi ruhu sevinci ve herşeyidir. Yalınz musikinin nev'i üzerinde düşünmeye değer. ( 1925 )
(Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri Cilt:II 1952)
İnsanlarda birtakım ince yüksek ve temiz duygular vardır ki insan onlarla yaşar. İşte ince yüksek derin ve temiz duyguları en ziyade duyabilen ve diğer insanlara duyurabilen şairdir. ( 1928 )
(Muhit Mecmuası Sene:1 No:2 1928)
Efendiler.. Hepiniz mebus olabilirsiniz vekil olabilirsiniz; hattâ reisicumhur olabilirsiniz. Fakat bir sanatkâr olamazsınız. Hayatlarını büyük bir sanata vakfeden bu çocukları sevelim... ( 1930 )
(İ. Galip Arcan Anlatıyor Ses Dergisinden iktibas. Sümerbank Dergisi Cilt:3 Sayı:29 1963)
Bizim hakikî musikimiz Anadolu Halkı'nda işitilebilir. ( 1930 )
(Ayın Tarihi Sayı:73 1930)
Vatan bütün evlatlarının çalışması ile ve yardımı ile yaşar ve bundan başka toplumunu mekanizmasında faydasız hiçbir parça yoktur. Devleti idare eden bakanla vatanın refahına elinin işi ile yardım eden sanatkâr arasında yalnız küçük bir fark vardır o mda şudur. Birinin vazifesi bir diğerininkinden daha önemlidir. Fakat her ikisinde de iyi yapılmak şartıyla ahlaki değer aynıdır. ( 1930 )
Yüksek bir insan toplumu olan Türk Milleti'nin tarihi bir özelliği de güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. Bunun içindir ki milletimizin yüksek karakterini yorulmaz çalışkanlığını doğuştan gelen zekâsını ilme bağlılığını güzel sanatlar sevgisini ve milli birlik duygusunu devamlı olarak ve her türlü vasıta ve önlemlerle besleyerek geliştirmek milli idealimizdir. ( 1933 )
(Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri Cilt:II 1952)
Güzel sanatların hepsinde ulus gençliğinin ne türlü ilerletmesini istediğinizi bilirim. Bu yapılmaktadır. Ancak bunda en çabuk en önde götürülmesi gerekli olan Türk Müziği'dir. Bir ulusun yeni değişikliğine ölçü müzikte değişikliği alabilmesi kavrayabilmesidir... Ulusal; ince duyguları düşünceleri anlatan; yüksek deyişleri söyleyişleri toplamak onları bir an önce modern müzik kurallarına göre işlemek gerekir. Ancak bu düzeyde Türk ulusal müziği yükselip evrensel müzikte yerini alabilir. ( 1934 )
(Ayın Tarihi Sayı:12 1934)
Sinan'ın heykelini yapınız. ( 1935 )
(TTK Belleten Cilt:III Sayı:10 1939 Lev:XCIII... Atatürk el yazısı ve imzası ile yazmıştır)
Güzel sanatların her dalı için Kamutay'ın ( TBMM'nin ) ilgi ve emek milletin insani ve medeni hayatı ve çalışkanlık veriminin artması için çok etkilidir. ( 1936 )
(Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri Cilt:I 1945)
Güzel sanatlarda başarı; bütün inkılâpların başarılı olduğunun en kesin delilidir. Bunda başarılı olamayan milletlere ne yazıktır. Onlar bütün başarılarına rağmen medeniyet alanında yüksek insanlık sıfatıyla tanınmaktan daima yoksun kalacaklardır. ( 1936 )
(Cumhuriyet Gazetesi 10.11.1941 Cevat Abbas Gürer)
Edebiyat denildiği zaman şu anlaşılır: Söz ve anlamı yni insan beyninde yer ede her türlü bilgileri ve insan karakterinin en büyük duygularını bunları dinleyen veya okuyanların çok ilgisini çekecek şekilde söylemek ve yazmak sanatı. Bunun içindir ki edebiyat ister nesir şeklinde olsun ister nazım şeklinde olsun tıpkı resim gibi heykeltraşlık gibi özellikle müzik gibi güzel sanatlardan sayılmaktadır.
İnsanlıkta en müspet ilim ve en ince teknik esaslarına dayanan hayatla ve kanla karşılamak kendileri için kaçınılmaz olan askerlik gibi yüksek bir idealist meslek bile kendini içinde bulunduğu topluma anlatabilmek ve bu büyük insanlık ve kahramanlık yolculuğunu hazırlayabilmek için uyandırıcı yönlendirici harekete geçirici ve nihayet fedakâr ve kahraman yapıcı vasıtayı edebiyatta bulur.
Bu itibarla edebiyatın her insan topluluğu ve bu topluluğun şimdiki durumunu ve geleceğini koruyan ve koruyacak olan her kuruluş için en esaslı eğitim vasıtalarından biri olduğu kolaylıkla anlaşılır.
Bunun içindir ki Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı edebiyat öğretiminde şu noktalara özellikle önem ve kıymet vemelidir:
1 - Türk çocuğunun kafasını doğuştan sahip olduğu dikkat ve özene göre oluşturmak; bu Cumhuriyetin sağlıkla ilgili olan bakanlığa da düşen bir vazifedir.
2 - Güzel korunan Türk kafa ve zekâlarını açmak yaymak genişletmek. Bu özellikle Kültür Bakanlığı'nın vazifesidir. Bununla birlikte kabiliyetli Türk çocuklarının kafalarına müspet ilim ve maddi teknik kavramları yalnız nazari ( kurumsal ) olarak değil aynı zamanda pratik vasıtalar ile de değiştirmek.
3 - Bir taraftan da Türk kafalarındaki kabiliyetleri Türk karakterindeki sağlamlıkları Türk duygularındaki yükseklik ve genişlikleri kendilerini hiç zorlamadan doğal bir şekilde ve olduğu gibi ifadeye onları alıştırmak.
Bunlar yapılınca netice şu olacaktır: Türk çocuğu konuşurken onun ifade ve anlatış şekli Türk çocuğu yazarken onun ifade ve üslûbu kendisini dinleyenleri onun yürüdüğü yola götürebilecek bu kabiliyeti sayesinde Türk çocuğu kendisini dinleyen veya yazısını okuyanları peşine takarak yüksek Türk idealine iletebilecek ulaştırabilecektir.
Bu edebiyat görüşü böyle bir edebiyat öğretimi sayesindedir ki edebiyattan anlaşılan amaca ulaşmak mümkün olabilir. (1937 )