katherinapetrov
25.Haziran.2014, 00:39
http://img145.imageshack.us/img145/8739/mehmetakifersoy4.jpg
Mehmed Âkif´
in baba tarafından dedesi, Arnavutluk´ta bulunan İpek kasabasına bağlı Suşisa köyünden Nureddin Ağa´dır. Mehmed Âkif´in babası Tahir Efendi ilim tahsil etmek için İstanbul´a gelmiştir. Âkif´in annesi Emine Şerife Hanım ise, aslen Buharalı olup, Tokat´a yerleşmiş bir âilenin kızıdır.
Mehmed Âkif 1873 yılında doğmuştur. Doğum yeri, İstanbul´un Fatih semtindeki Sarıgüzel mahallesidir. İlkokulda iken babasından öğrenmeye başladığı Arapçasını ortaokul yıllarında daha da ilerletir. Ayrıca Farsça ve Fransızca da öğrenir. Şiire karşı ilgisi de ortaokul yıllarında başlar. 1893 yılından itibaren ilk şiirlerini, telif ve tercüme ilk yazılarını yayımlamaya başlar. 23 Nisan 1920´de açılan birinci Büyük Millet Meclisi´ne 5 Haziran 1920´de Burdur milletvekili olarak katılır.
Millî Eğitim Bakanlığı 7 Kasım 1920´de gazetelere verdiği ilanla bir İstiklâl Marşı yarışması açıldığını ve bu marş için büyük miktarda para ödülü verileceğini duyurdu. Yarışmaya katılan 724 şiirin hiçbiri istenilen düzeyde olmadığı için kabul edilmedi. Bunun üzerine Millî Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi, Mehmed Âkif´e başvurur. Âkif ise "Para için şiir yazamam." diyerek teklifi reddeder. Bunun üzerine Hamdullah Suphi, kendisinin yarışma şartlarının dışında tutulacağını söyler. Artık Âkif´in diyeceği bir şey yoktur. Odasına kapanır ve o büyük şiirini yazar. Eser, 17 Şubat 1921 tarihli Sebîlürreşâd dergisinde yayımlandı. İstiklâl Marşı´nı 1 Mart 1921´de T.B.M.M´de Millî Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi okudu.
Mehmed Âkif gibi vatanını çok seven bir şair ömrünün son yıllarını Mısır´da geçirmiş ve ölümünden sadece kısa bir süre önce yurda dönmüştür. 10 yıl kadar Mısır´da kalmıştır. Âkif´in Mısır´a gitmesini Prof. Dr. Orhan Okay ve Nihad Sami Banarlı şöyle yorumlar: "Mehmed Âkif İslam birliği fikrini savunmaktadır. Fakat, İstikâl Savaşından sonra kurulan ikinci meclis laik devlet hukukunu kurmak ve o prensiplerle hareket etmek düşüncesinde idi. Âkif, bu ümitsizlik içinde 1923 yılında Mısır´a gitti ve 1936 yılında yurda döndü.". O tarihlerde de hastalığı artmıştı. 27 Aralık 1936 tarihinde vatan şairimiz Mehmed Âkif Ersoy çok sevdiği vatanında Hakk´ın rahmetine kavuştu.
Hayatını bu ülke için, bu millet için, İstiklâl için cömertçe harcayan bu büyük şair geriye mal, mülk, para bırakmamıştır. Onun hayatını daha kapsamlı şekilde inceleyenler bunun sebebini anlarlar. Mehmed Âkif´i anlatmaya bizim kalememimiz elbette yetmez, onun için yazımızı kendisinin "Çanakkale Şehitlerine" isimli eserinden bazı mısralarla bitiriyoruz:
"Yaralanmış temiz alnından, uzanmış yatıyor
Bir hilâl uğruna, yâ Rab ne güneşler batıyor!
........
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
"Gömelim gel seni târîhe" desem, sığmazsın.
........
Ey şehîd oğlu şehîd, isteme benden makber,
Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber!".
Mehmed Âkif´
in baba tarafından dedesi, Arnavutluk´ta bulunan İpek kasabasına bağlı Suşisa köyünden Nureddin Ağa´dır. Mehmed Âkif´in babası Tahir Efendi ilim tahsil etmek için İstanbul´a gelmiştir. Âkif´in annesi Emine Şerife Hanım ise, aslen Buharalı olup, Tokat´a yerleşmiş bir âilenin kızıdır.
Mehmed Âkif 1873 yılında doğmuştur. Doğum yeri, İstanbul´un Fatih semtindeki Sarıgüzel mahallesidir. İlkokulda iken babasından öğrenmeye başladığı Arapçasını ortaokul yıllarında daha da ilerletir. Ayrıca Farsça ve Fransızca da öğrenir. Şiire karşı ilgisi de ortaokul yıllarında başlar. 1893 yılından itibaren ilk şiirlerini, telif ve tercüme ilk yazılarını yayımlamaya başlar. 23 Nisan 1920´de açılan birinci Büyük Millet Meclisi´ne 5 Haziran 1920´de Burdur milletvekili olarak katılır.
Millî Eğitim Bakanlığı 7 Kasım 1920´de gazetelere verdiği ilanla bir İstiklâl Marşı yarışması açıldığını ve bu marş için büyük miktarda para ödülü verileceğini duyurdu. Yarışmaya katılan 724 şiirin hiçbiri istenilen düzeyde olmadığı için kabul edilmedi. Bunun üzerine Millî Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi, Mehmed Âkif´e başvurur. Âkif ise "Para için şiir yazamam." diyerek teklifi reddeder. Bunun üzerine Hamdullah Suphi, kendisinin yarışma şartlarının dışında tutulacağını söyler. Artık Âkif´in diyeceği bir şey yoktur. Odasına kapanır ve o büyük şiirini yazar. Eser, 17 Şubat 1921 tarihli Sebîlürreşâd dergisinde yayımlandı. İstiklâl Marşı´nı 1 Mart 1921´de T.B.M.M´de Millî Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi okudu.
Mehmed Âkif gibi vatanını çok seven bir şair ömrünün son yıllarını Mısır´da geçirmiş ve ölümünden sadece kısa bir süre önce yurda dönmüştür. 10 yıl kadar Mısır´da kalmıştır. Âkif´in Mısır´a gitmesini Prof. Dr. Orhan Okay ve Nihad Sami Banarlı şöyle yorumlar: "Mehmed Âkif İslam birliği fikrini savunmaktadır. Fakat, İstikâl Savaşından sonra kurulan ikinci meclis laik devlet hukukunu kurmak ve o prensiplerle hareket etmek düşüncesinde idi. Âkif, bu ümitsizlik içinde 1923 yılında Mısır´a gitti ve 1936 yılında yurda döndü.". O tarihlerde de hastalığı artmıştı. 27 Aralık 1936 tarihinde vatan şairimiz Mehmed Âkif Ersoy çok sevdiği vatanında Hakk´ın rahmetine kavuştu.
Hayatını bu ülke için, bu millet için, İstiklâl için cömertçe harcayan bu büyük şair geriye mal, mülk, para bırakmamıştır. Onun hayatını daha kapsamlı şekilde inceleyenler bunun sebebini anlarlar. Mehmed Âkif´i anlatmaya bizim kalememimiz elbette yetmez, onun için yazımızı kendisinin "Çanakkale Şehitlerine" isimli eserinden bazı mısralarla bitiriyoruz:
"Yaralanmış temiz alnından, uzanmış yatıyor
Bir hilâl uğruna, yâ Rab ne güneşler batıyor!
........
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
"Gömelim gel seni târîhe" desem, sığmazsın.
........
Ey şehîd oğlu şehîd, isteme benden makber,
Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber!".