Orijinalini görmek için tıklayınız : FiLiZcEe'nin KöSeSi :)
aSk
01.Ağustos.2014, 13:39
Yetişkinler daima yorgundur. Şimdi büyüdüm, bende yoruldum.
Onlara söylemiyorum bile hayatta kaldığım için sevindiklerinde, aslında üzüldüğümü, az önce ağladığımı, sonra öldüğümü..Onlar nerden bilecek ki..Yere çakıldığında değil, düşerken ölür insan. Ama onlara söylemiyorum korkma bu bizim sırrımız.Sadece yorgunum diyorum sonra uyuyor gibi yapıyorum.
aSk
02.Ağustos.2014, 00:34
Benim yüreğime girmek için şifresini çözmek gerekir.Giren için kapılar
Kilitlenir.Eğer silmişsem o birilerini, yüreğime hiç girmemiş demektir..
aSk
02.Ağustos.2014, 22:38
Önce düşüm, sonra gülüşüm olabilirdin.Sen önce sızım, sonra hayırsızım olmayı seçtin...
aSk
03.Ağustos.2014, 15:52
Birden özleyiveriyorsunuz... Çoktan unuttuğunuzu sandığınız ya da yalnızca bir kere karşılaştığınız ve özlemek için yeteri kadar tanımadığınız birini, bir sabah çılgınca özleyerek uyanıyorsunuz.
aSk
04.Ağustos.2014, 15:23
"Sevenleri sevdiğine vermediler" diye zıplaya zıplaya oynarsak, Allah da bizim belamızı yalnızlıkla verir işte böyle. :)
aSk
04.Ağustos.2014, 17:43
Her mutsuzluğun ötesinde yine yaşam bekler..
Ama insana özgü bir yeteneksizliktir yaşayamamak !
Yoksa hangi balık boğmuş kendini ; Hangi serçe atlamış damdan..?
aSk
04.Ağustos.2014, 17:53
Paraşütüm olsa düşünürdüm belki sahip olduğum en iyi şey nedir belki küçülünce öperdim yeniden o mübarek elleri ya da insan görmemiş gökyüzü hayal ederdim..
aSk
04.Ağustos.2014, 18:31
Yeter, aklından çıkar artık onu diyor kimileri. Siz de aklınızla değil de, yüreğinizle sevseydiniz anlardınız beni...
aSk
04.Ağustos.2014, 19:25
Önce cümlelerin intihar eder
Birer birer
Suskunluğun dibine vurursun
İçini dökmek değil sökmek istersin
Sökemezsin
İçin, içini yer
Durursun!
aSk
05.Ağustos.2014, 11:15
Bilekleri kesmek falan hikaye, hiç umudunu kestin mi..?
Ben kestim..
Sanki kanaması durmak bilmeyen hayat damarlarından birini kesmişsin gibi..
Kanaması durmuyor ve her saniye daha çok acıtıyor..
Daha kötü olan ne biliyor musun..?
Ölmüyorsun..!
aSk
06.Ağustos.2014, 13:21
- insan Niye Sessiz Kalırmış Biliyormusun ?
Konuşacağı Kimsesi Olmadıgı için.
Anlaşılmadığı için.
Defalarca Kırıldığı için.
iyi ve Güzel Şeylere Niyet Ettiginde,
Yinede Kötü Duruma Düştügü için..
- Şimdi Benim Sessizligimi Anlıyormusun ?
| Selami Altay
aSk
07.Ağustos.2014, 22:31
Ben susarken içimde büyüyen aşk,
Sen konuşurken gözlerimde küçülen bir beden.
Söylesene yar...
Kemiği olmayan dili mi kesmeli? Kemikleşen sevdamı kara topraklara mı gömmeli?
aSk
07.Ağustos.2014, 22:36
Aynaya bak, sil yanaklarını. Akmış rimellerini temizle, hatta tazele. Dağınık saçlarını düzelt ve o yapmacık gülümsemeni yerleştir dudaklarına. Tak maskeni ve soran herkese iyiyim de. Öyle güçlü görün ki, şaşırt insanları. ”Gerçekten iyi misin?” dedirtme kimseye. İyisin sen, güçlüsün. Çok güçlüsün...
aSk
10.Ağustos.2014, 00:35
Milletin sevgilisi var, sevdiğinden mesaj bekliyo biz anasayfayı yeniliyoruz, çok iyi... :)
aSk
12.Ağustos.2014, 04:01
Tek sayfalık adam olmaktan vazgeçmeden,
Tek sayfada,
Tek okuyuşta biten sevdalara sitem etmeyeceksin...
Uyaksız, oturaksız yolsuz yordamsız bir adamken,
Tek bir güzelin,
Ömür boyu senin şiirini okumasını beklemeyeceksin..
Kitap olacaksın,
Aynı masallara yazacaksın kendini sevdiğinle,
her satırda el ele...
Her daim önsözdeki gibi yeminler yürekten,
sözler yanık, demli gönülden..
aSk
12.Ağustos.2014, 23:33
Unuttum adını !...
Aklıma geliyorsun ara sıra ama adın silinmiş hafızamdan.
Yaşayamadıklarımız geliyor aklıma,
Başlayamadan bitişimiz..
Ama adını hatırlamıyorum..
En çok da gözlerin geliyor aklıma,
Hiç unutamadığım yosun yeşili gözlerin...
Sahi, neydi adın ?
Ben hatırLayamasam da, sen yinede gel akLıma...
aSk
13.Ağustos.2014, 16:22
"HAYAT" Diyoruz, Yaşamaya Devam Ediyoruz..
Onca Kırıklık, Onca Acı,Onca Hüzün Yaralarımıza Üfleye Üfleye Bir Şey Yok Diyoruz.
En Çok Kendimizi Kandırıyoruz Çok Şey Var Aslında..
Üflemeyi Bırakıp Konuşmaya Başlarsam, Bir Daha Asla Susmayabilirim..
Öyle Çokki Kan Kaybım, O Kadar Büyük Ki Kendime Olan Yalanım..
... "HAYAT" Diyorum, Susuyorum..
Nefesim Lazım Bana, Çünkü Yaralarımı Üflüyorum .!
aSk
13.Ağustos.2014, 16:37
Uzanıp Kanlıca'nın orta yerinde bi taşa, gözümün yaşını yüzdürdüm Hisar"a doğru.
Yapacak hiçbir şey yok gitmek istedi gitti.
Hem anlıyorum hem çok acı tek taraflı bitti...
Bir lodos lazım şimdi bana bir kürek bir kayık... zulada birkaç şişe yakut yer gök kırmızı, düşer üstüme akşamdan kalma sabah yıldızı.
aSk
13.Ağustos.2014, 16:49
Sevmek bir eli tutar gibi yapıp bırakmaksa...
TUTMAYACAKSIN...!!
Sevmek ilk yol ayrımında ayrılmaksa...
YÜRÜMEYECEKSİN...!!
Sevmek taşıyamayacağın yüreğe gönül vermekse.
KALKIŞMAYACAKSIN...!!
Sevmek başka yüreklerde teselli bulmaksa... ......
SAHİPLENMEYECEKSİN...!!
Sevmek SENİN bildiğinse BENİ SEVME
aSk
13.Ağustos.2014, 16:59
Aşk" dediğin, Nedir’ki..?
Benim, “Sen” diye, Okuduğum..!
Senin, “Canım’a” Okuduğun, Bir “Dua.
aSk
13.Ağustos.2014, 18:24
Mutluluk, yaşamdan zevk almayı bilene yakışır.
aSk
13.Ağustos.2014, 21:34
"Herkesin bir Yusuf’u vardır.
Söyleyemediği,
Vazgeçemediği,
Beklediği…"
aSk
13.Ağustos.2014, 22:48
Ya rüzgar ol dağlarıma gül taşı. Ya da oynatma dağlarım da bir taşı...
aSk
13.Ağustos.2014, 22:57
Hissedemediğin damara da; kalbe de giremezsin...
aSk
13.Ağustos.2014, 23:06
Tanıdığımıza pişman olduklarımız çoğaldıkça, yeni tanışacaklarımızdan korkar olduk..
aSk
13.Ağustos.2014, 23:09
İntikam için duran kalbimin aşk için yeniden atacağını nereden bilebilirdim ki...
aSk
13.Ağustos.2014, 23:13
Döndün arkanı ve gittin. Dedim ki arkandan;
Allah'ım onu sevdiğine arkasından bakacak kadar üzme..
aSk
13.Ağustos.2014, 23:23
Ne demiş Köroğlu'nun babası:
''Biz kör olduksa, dünyanın da bakılacak suratı kalmadı ya...
aSk
13.Ağustos.2014, 23:25
Boşuna yorulma gönül sadece sevmek yetmiyor...
-Özdemir Asaf
aSk
14.Ağustos.2014, 22:37
Olurda yüreğine ümitsizlik düşerse bazen,
biliyorsun Allah; tek çaren....
aSk
14.Ağustos.2014, 23:50
Bazen susmak gerekiyormuş,
Bazen bomboş bakmak gerekiyormuş hayatın yalanlarına.
Anlamaya çalışmak saçmalık!
Anlamadan yaşamak gerekiyormuş.
Ama bazen unutmak gerekiyormuş, unutulma pahasına.
Zaman değilmiş gideni getiren, aslında zamanmış var olanı götüren...
aSk
14.Ağustos.2014, 23:54
Hüzne Yenilip Gecelerde Arama Yanlizligi
Birak Hersey Mazideki Yillarda Kalsin Acisiyla Tatlisiyla
Hayat Sanada Güler Birgün Mutlaka
...Yeterki Tutunacak Son Bir Dalin Olsun Yasam Agacinda
Umutlar Zamana Karsi koyar Herzaman
Ve Yillara Meydan Okuyan Güzel Hayallerden Alir Gücünü
Anilar Vardir Hic Unutulmayan Gün Gelir Yine Özlenir
Cünkü Hatiralar Sonsuza Kadar Hic Silinmeyen Yasanmis Bir Gercektir
Sen Sevilmek Icin Yaratilmis Bir Gül Isen Eger
Seni Seven Ve Daima Koruyan Bir Dikende Vardir Mutlaka
Gül Hic Solmazsa Dikenide Kurumazmis Bir Ömür Boyu
Mevsimler Hep Sonbahar Olsada...
aSk
15.Ağustos.2014, 00:17
Penceresi dışa açılmayanlar
Aşktan utananlar
Güzelliği kimsesizler
Dili şiddet olanlar
Gövdesi sözünden önce gelenler ...
Dünyaya dokunmayanlar
Unutanlar, unutanlar
Ey tek heceli darlık…
O mevsimim ki herkesten yapılmış
Üç noktayla biten bir cümleyim artık...
aSk
15.Ağustos.2014, 10:22
sen tebessüm kabilesinden
ben keder ahalisinden
aramızda yüz ah kadar,
aramızda yüz dağ kadar mesafe
aSk
15.Ağustos.2014, 10:29
Kalbe;Sigaradan daha çok zarar veren bağımlılıklar var...İnce düşünmek gibi, nezaket gibi,haddinden fazla değer vermek gibi, kırmamak için kırılmak gibi...Ve tüm bunları değmeyecek şahsiyetler için feda ettiğimi,hep sonradan anlıyor olmak gibi...
aSk
15.Ağustos.2014, 23:56
Gönlüm Dilime Dargın, Dilim Gönlüme... Gönlüm Duygularını Anlatamadığı için Kızarken Dilime... Dilim anlatamayacağı şeyleri,Düşündüğü İçin Kızıyor Gönlüme...
aSk
16.Ağustos.2014, 00:15
Samimiyet yürekte gerek,Dil’de ne gerek...Ciddiyet fikirde gerek,Yüz’de ne gerek...Ahlak özde gerek,Söz’de ne gerek...Dost eli dar günde gerek,Bol günde ne gerek...İnsanlık icraatta gerek,Lafta ne gerek...Kulluk yaşarken gerek,Ölürken ne gerek...Kadınlık seni sevende gerek,Teni sevende ne gerek...Adamlık evde olana gerek,Dışarda olana ne gerek !
aSk
16.Ağustos.2014, 00:23
* Gerçek yolunda, Hak katında yükselme dilersen,
şu üç öğüdü, canını korur gibi koru ve tut.
*İnsana, hayvana, -bütün varlıklara- merhamet ve şefkatle davran;
* sözünde ve fiillerinde dosdoğru ol, insanlık değerlerinden ayrılma.
* Dedikodu yapmaktan, dedikodu dinlemekten ve âlemin ne dediğine kulak vermekten kalbini temizle
ve böylece kalbin, İlâhî hakikatlerin orada yansıdığı bir ayna olmak üzere cilâlansın.
aSk
17.Ağustos.2014, 00:03
Kaybettiklerimi belki özlerim
AMA
Vazgectiklerimin hiç şansı yok !
aSk
17.Ağustos.2014, 09:42
GözLer ve sözLer ikiside bir şeyleri gizler . SözLer ne kadar inkar etse de gözler herşeyi bir bir söyler...
aSk
24.Ağustos.2014, 21:17
Çok daralmıştım !..
Döndüm dünyaya baktım güvendiğim ne vardı ?
Sonra döndüm kalbime baktım !..
Dedim ! Biliyorum Rabbim oradasın !..
Sen kainata sığmaz ama kulunun kalbine sığarsın !..
Güvendiğim kalbimde ki Sen vardı..
Tek Sen .
Hep Sen .
aSk
24.Ağustos.2014, 22:21
Millet seni beğenirse ne olacak, beğenmezse ne olacak. Kimsenin cenneti yok ki, seni cennetine koysun..
aSk
24.Ağustos.2014, 23:44
Öyle bekledik işte,
geleceğinden mi sanki
sevdamızdan...
aSk
24.Ağustos.2014, 23:54
Üzgün müsün?
Değilsindir tabi.
Her şeyi senin yerine yaptım ben.
Üzüldüm, kırıldım, geceleri uykusuz kaldım.
Ağladım.
Ve en önemlisi de, sevdim.
aSk
25.Ağustos.2014, 10:02
Oynamayacaksın sevdalı bir kalp ile,
O kalp bir “Hu” çekti mi ihlas ile,
Alev olur,
Har olur,
Nar olur,
Âh olur,
Ahı tutarsa yanarsın azap olur
aSk
25.Ağustos.2014, 14:44
Ben yüreğimde idam ettiğim kişinin sandalyesine tekme vurmuşsam eğer, dönüpte bakmam yaşıyor mu diye.. O zaten benim için ölmüştür artık..!
aSk
25.Ağustos.2014, 17:13
Sözün özü; özüme öyle bir söz söyle ki özüm özüne dönsün!
Özüm sözüm olsun!
aSk
25.Ağustos.2014, 20:47
Hakkımda düşündükleriniz, söyledikleriniz önemli değil, umursamıyorum keza!
Umursamak için değer veriyor olmak gerektiğini bilmem anlatmam gerekiyor mu acaba?
Hiç bir sorumluluğum yok kimselere karşı
Hiç kimseye kendimi sevdirmek gibi bir çabamda olmadı olmazda bundan sonra!
Olur da böyle beklentisi olanlar varsa; affımı rica ediyorum onlardan da.
Çok oldu ben rafa kaldıralı kimilerini mutlu etmek için verilen çabaları.
Yakınımdakileri uzaklaştırdım, uzakları aklıma koyalı.
Nefes almak için gevşetilen gömlek yakasından daha fazlasına ihtiyaç duyalı.
Ve birilerine, bir şeylere virgülün yetmediği zamanlar vardı!
Maalesef noktalamam gerekti bir çok insanı!
Serbest bıraktım neyim var neyim yoksa.
Yok hayır! Bir beklentim de yok dönmeleri adına bundan sonra.
"Gitmeyi" bile yarı yolda bırakanlar; zaten olmasınlar yanımda!
Bende sütten çıkma ak kaşık değildim hiç bir zaman asla!
Ve hatta bir kaç ömüre yetecek hatalar yaptım hayatımda!
Kırdıklarım vardı,küstürdüklerim, ağlattıklarım ve paçalarımdan akan hatalarım!
Pişman mıyım? hiç bir zaman olmadım!
Çünkü ben kimsenin yüzüne yok yere kapı çarpmadım!
Ama aklına takılanlar "paçalarımdan akan hatalarımsa"!
Boş yere hızla çarptığım kapılar var aklımda!
Ve özür dilemem gerekenler sadece onlar arkama dönüp bakınca...
aSk
26.Ağustos.2014, 02:49
Hayatımdan Gidenler, Bir daha Geri Gelmeyi Bile Hayal ETMEYİN!.. Hayatıma yeni girenler, Gitmeyi Düşünürseniz Hiç BEKLEMEYİN... Kalıp Tanımaksa, Amacınız Durup İzleyin... Başkalarından Değil, Beni Benden ÖĞRENİN.. Ben Aradıklarıma sahip, Sahip Olduklarımaysa TUTKUNUM...
aSk
26.Ağustos.2014, 03:08
Hic kimseyi mutlu etmek zorunda değilim veya birilerinin istediği gibi olmayı hiç düşünmedim.
Kimin hakkımda ne düşünüp ne söyleyeceğini de hiç bir zaman çok önemsemedim.
Çünkü biliyorum ki hiç kimseyi hiç bir zaman cok mutlu edemeyeceğim ve ne yaparsam yapayım hiç kimseye hiç bir zaman yaptıklarımla yetmeyeceğim.
Birileri arkamdan hep bir şeyler söyleyecek,
Konuşacaklar kuyumu kazacaklar.
Neyse önemli de değil zaten!
Asıl mühim olan neyi nasıl yaşamak istediğim ve ben.
Başkalarının düşüncelerinin cehenneme kadar yolu var.
Seviyorum kendimi tüm söyleyeceklerim bu kadar.
aSk
26.Ağustos.2014, 03:28
Sonsuz SEVGİ verdiğim halde,
SEVGİSİNİ gramla aldıklarımla........
Kendimden çok DÜŞÜNÜP, dualarıma aldığım halde,
DUA' sını esirgeyenlerle.........
Saydığım ve hiçbir ORTAM' da laf ettirmediğim halde,
Acımasızca; arkamdan atıp tutanlarla........
Verdiğim DEĞERE karşılık,
Çabuk ŞIMARIP, salak yerine koyanlarla.........
Söyledikleriyle ve yaptıklarıyla CANIMI yaktığını bildiği halde,
Bilerek CAN YAKMAYA devam edenlerle...........
İşim OLMAZ.......
Çünkü; DEĞERİM sonsuz..
Bu KALP' te kalmak isteyen o DEĞER' i,
İstemeyen HADDİNİ bilecek..!
Nokta (.)
aSk
26.Ağustos.2014, 03:30
Kimse umrumda değil, kimse olmazsa olmaz değil ve zaten kimsede ne göründüğü gibi ne de masallarda ki kadar iyi değil!
Hayat benim hayatım, adı ne olursa olsun kimse artık umrumda değil!
Yanımda kalanlar olacaktır, kalırlarsa da yerleri asla "başımın üstü" olmayacaktır!
Gidenler olacaktır, yollar uzun(!) kimsede tarafımdan oyalanmayacaktır!
Uzun cümleler kurup kimseye vakit kaybettirmeye de gerek yok, giden için "kendine iyi bak" demek bence yeterli olacaktır!
aSk
26.Ağustos.2014, 08:26
Kimseye borcum yok! Verilecek hesabım yok! Eyvallahım hiç yok!
Adam gibi yaşamaya çalıştım..
Sadece bana bahşedilen hayatın diyet borcu var.
Onu da Azrail’e vereceğim
Keşkelerim olmadı mı? Oldu.
Şimdiler de keşke dediğim şeyler geçmişte benim tercihimdi Pişmanlığım yok!
Zaten kim geçmişte onayladığı bir şey için ileride keşke diyebileceğini bilebilir ki?
Çevre çok söz söylüyor, herkes ben doğruyum diyor, hangisini dinleyeceksin?
Kendi doğrularımdan şaşmadım..
Hiç yanlışım olmadı mı? Oldu.
Kimse zarar görmesin diye sonuçlarını zimmetime geçirdim, Çatışmalara girdim…
Yenilgilerimin sayısını hatırlamıyorum bile.
Yenilgiye doymayan bir pehlivan gibi kaybettikçe ,
hayata daha çok yapıştım.Yılmadım… Yıkılmadım…
Yarayla dolu hayatta yarasız bir bölüm bulmaya çalıştım
Elâlemin ne dediğini umursamadım…
Mademki bu hayat benim! Kendimce yaşadım.
Başkalarına vakfedecek kadar hayat zengini de değilim....
iyilerimle kötülerimle yaşar sonramı !!bir eyvallah çeker giderimmm....
aSk
26.Ağustos.2014, 11:07
Gün oldu kaybettiğime üzüldüm, gün oldu kaybettiğime sevindim.. Gün oldu ne yapacağımı şaşırdım, avuntular içinde belki DÜŞMANLARIMA bile sarıldığım oldu ama bu geçen ACILARIN bana verdiği en güzel ders; ÖNCE KENDİME SARILMAYI asla unutmamam gerektiği oldu..!
DOSTLARIMIN kim olduğunu, DOST GÖRÜNENLERİMİN kim olduğunu anladım.. Dakikalarca ağlayıp, gülmelerimi saatlerce uzatmaya çalıştım.. GEREKSİZ insanlara verdiğim, GEREKSİZ ilgiyi farkettim.. İnsanların DEĞİŞMEYECEĞİNİ, asılları neyse gün olup kendilerine döneceklerini ve bana değer vermeyenler için kılımı bile KIPIRDATMAMAM gerektiğini öğrendim.. Kısa vadede düşünüldüğünde ÜZÜLEN benim.. Ama uzun vadede heleki RAB' bimin hiçbir hakkı kimsenin yanında koymadığını düşünürsek; gülücükleri eninde sonunda hüzünler içinde ağlayanlara nasip ettiğini yaşadım, gördüm.. Şükürler olsun.. İyi ki varsınlarımla; yepyeni bir hayata, beni üzenleri sadece uzaktan seyredip, hakkın yerine geldiği güne hergün bir adım daha gelerek, şu her şeyi kendine dert eden yüreğime SABRI öğrettim.. Hatalarımla, doğrularımla beni kabul eden onca insanın varlığının yanında; üç beş çulsuzun lafı olmazdı ve onlar için artık ÜZÜLMEMEYİ bile öğrendim.. Uygulamak bir hayli zor olsada, acıma duygumu en aza indirgeyip, bazılarının sadece ZAVALLILIKLARINA gülüp geçmeyi biliyorum artık.. Yorganım ayağıma göre çok şükür, bundan sonra da o yorganı benim ayağıma göre diktirmeyeceklerle işim olmasın inşallah.. Sevgi; saygı, anlayış ve yaşamın güzelliklerinden hiçbir şeyi hatta o yitirdiğim dediğim insanlara karşı bile SEVGİMİ yitirmedim..
Sadece beklemedeyim..Gün gelecek, benim SEVGİMDEN ders alacaklar..
aSk
26.Ağustos.2014, 11:09
KUSURLARIMI SEVİYORUM...!
Hoplaya zıplaya YÜRÜMEYİ.. Olur olmaz yerde KAHKAHALAR atmayı..
Canım sıkıldığında avaz avaz BAĞIRMAYI.. Kıskançlık KRİZLERİMİ..
Yerine ve zamanına göre GİYİNMEMEYİ.. Ara sira laf SOKMAYI
Bazen; herşeyi yüzüme gözüme BULAŞTIRMAYI..
KIZINCA küsmeyi.. TAKINTILARIMI... SİNİRİMİ sonuna kadar çıkarmayı.. HEYECANLARIMI seviyorum.. NORMAL olmamayı DOSTLARIMI,seviyorum..
Sadece canımın istediği şeyleri yapmayı..
Tembelliğimi.. Saatlerce PAYLASIM Yapmayi...
HAYATI seviyorum....!
İYİKİ varım..! İYİKİ ben benim..!
Ne mutlu ki; MÜKEMMEL değilim....
aSk
26.Ağustos.2014, 12:02
KAHVE dünyası..
AYAKKABI dünyası..
EKMEK dünyası..
SİMİT dünyası.. derken;
Benimde yeni MEKANIMIN adı : ETME - BULMA DÜNYASI..!
Gözümün içine baka baka, HAYATIMI altüst edenler,
Birgün MUTLAKA misafirim olacak..!
Bekliyorum... :) :)
aSk
26.Ağustos.2014, 23:41
''İmkansız,'' dedi gurur. ''Riskli,'' dedi tecrübe. ''Manasız,'' dedi mantık. ''Yine de denemeye değer,'' dedi kalp.
aSk
26.Ağustos.2014, 23:55
Papatya’nın ortasında ki sarı bölge gibiyim.
Herkes etrafımdakiler ile ilgilenirken ben hep bir kenara atılan oluyorum.
Kaldırım kenarına,
Sokağın ortasına,
Fakat hiç bir zaman bir kalbin köşesine değil..
http://i.tmgrup.com.tr/tk/2012/11/29/121x84/769519642141.jpg?81592099788
aSk
27.Ağustos.2014, 16:42
Ben; en derin YARALARI, en büyük KIRGINLIKLARI
İyi bir insan olduğumu SÖYLEDİĞİNİZ zamanlarda aldım..
Kendi İÇİME yöneldiğimden beri,
Dışarıdan gelenr ETKİLER, sadece TOZ ZERRESİ oluyor..
SİLKİNİP, gülüp geçiyorum..!
Vefasızlarla UĞRAŞMAKTANSA,
Tek başına, ama YÜREĞİM rahat yürüyorum..! ...
aSk
27.Ağustos.2014, 16:43
Kibirli değiLim..saDeCE KENdimi seviyoRum! uKala değiLim..sadeCe SEnden daHa cooK ŞEy biLiyorum!! Kendimi büyüK GÖRmüyorUm..Sadece herkese tenezul etmiyoRUM! Farklı değiLim..Sadece meRAkını cezbediyorum...YüKsekten uçmuyorum.. Sadece kendi Dünyamı yönetiyorum!!!
aSk
27.Ağustos.2014, 19:22
"Ömrün, 'saçların kadar uzun ve güzel olsun' dedi adam giderken.
Ve kadın, o günden sonra bir daha hiç uzatmadı saçlarını..."
aSk
27.Ağustos.2014, 19:38
Kalbını kırmak ıstemem ama çok zorlama benı
Bir konusursam degıl kalbin yaşama sevincın kırılır...
aSk
28.Ağustos.2014, 01:26
Ben Kimseye " İyi ki Hayatımdasin " Demem ;
İyi ki Hayatındayım ,
Kıymetimi Bil " Derim . .
aSk
28.Ağustos.2014, 10:49
Sevinçlerimi gölgeleyen Hüzünlerim var benim. Mutluluk yüksekten uçan bir kuş. Yakalayabilene Aşk olsun.
aSk
29.Ağustos.2014, 00:54
Bazen susmak gerekiyormuş, bazen bomboş bakmak gerekiyormuş hayatın yalanlarına..
Anlamaya çalışmak saçmalık..!
Anlamadan yaşamak gerekiyormuş..
Ama bazen unutmak gerekiyormuş, unutulma pahasına..
Zaman değilmiş gideni getiren, aslında zamanmış var olanı götüren..
aSk
29.Ağustos.2014, 01:16
Noktadan sonra bitmeyen yazılar,
Tamam'dan sonra bitmeyen konuşmalar,
Geçti artık, dedikten sonra geçmeyen acılar var..!
Sea
29.Ağustos.2014, 01:25
Güzel Güzel ; )
aSk
29.Ağustos.2014, 01:25
Bazı adamlar, incitmeden sevemezdi..
Kırardı, dökerdi, yangınlar bırakırdı arkalarında…
Bazı adamlarsa, tüm geçmişi unutturur, parmak uçlarından öperdi.
aSk
29.Ağustos.2014, 01:39
Hayatta herşey sırayla..
Önce gözyaşlarını silersin, sonra onlara neden olanı..
aSk
29.Ağustos.2014, 16:34
Ya çok seversin bir kere, ya da hiç sevmezsin...
Sarılmayı bilirmisin?
Sahiplenmeyi, sahiplendiğinde sadık kalmayı?
Sen bilirmisin aşık olmayı?
Bölünebilir misin ikilere, üçlere, gerekirse binlere?
Yapabilirmisin? Gerçekten sevebilirmisin?
Sevmenin demesi olmaz.
Unutma; ya çok seversin bir kere, ya da hiç sevmezsin...
HZ MEVLANA
aSk
29.Ağustos.2014, 16:48
ßak Şimdi iyi DinLe !!! Hangi Yüzüne SöLicem ßiLmiyorum ama Şunu iyi ßiLiyorum ki Senin varLığın yhada YokLuğun Hiçbiri umrumda DeğiL...Senin Zaten VarLığın ZaRaR..!
aSk
29.Ağustos.2014, 16:50
Dönme ßea Artık ßana YoruLdum Artık SenLi ßen,Maziyi siLmeyipte Dönme Geri,üzüLdünmü Hiç Sanmam üzüLsende Ne fayda ßende ßittin GiDeLi..!
aSk
30.Ağustos.2014, 00:39
Sabretmek, öylece durup beklemek değil, ileri görüşlü olmak demektir. Sabır nedir? Dikene bakıp gülü, geceye bakıp gündüzü tahayyül edebilmektir. Allah aşıkları, sabrı ,gülbeşeker gibi tatlı tatlı emer, hazmeder. Ve bilirler ki, gökteki ayın hilalden dolunaya varması için zaman gerekir.
aSk
30.Ağustos.2014, 02:15
Kalp mi insana sev diyen, yoksa yalnızlıkmıydı körükleyen?
Sahi nedir sevmek?
Bir muma ateş olmak mı, yoksa yanan ateşe dokunmakmıyıdı?
aSk
30.Ağustos.2014, 12:09
tüm hayal kırıklıklarımı heybeme doldurup bi dilenci gibi geldim kapına...
bi parça sevgi verebilir misin?
yüreğinden ne koparsa...
aSk
30.Ağustos.2014, 12:18
Bana ait silgiler dikkat et çizilmesin
aSk
30.Ağustos.2014, 14:32
Görücü usulü bir aşk istiyorum..
Gördükce göresim gelsin..
Görmeyince ölesim..!
aSk
30.Ağustos.2014, 18:02
yaşıyorum yaşamaksa....
haydi yanlızlık sarıl boynuma..
yaşadığım ne varsa haram bana..
unutmak zor olsada
alışır bu gönlüm sonunda...
aSk
30.Ağustos.2014, 19:28
Ben zaten siyahım. Sen neyimi karalıyon?
aSk
30.Ağustos.2014, 19:31
Aşk kaderimin bir parçasıysa sadık olmayana merhamette yok...
aSk
30.Ağustos.2014, 19:41
Kendine hakim olamayanı hayatına hakim edersen,
Tutar en masum yerinden asıverir seni,,
Bir de bakarsın yüreğin dar ağacında sallanıyor!..
aSk
30.Ağustos.2014, 21:24
Korkuyorsun çünkü benim olursan başkalarını kaybedersin...
aSk
30.Ağustos.2014, 22:37
Ya çok yanlış zamanda karşılaştık.
Ya da hiç karşılaşmaması gereken iki insandık.
Bildiğin rastlantıydık işte, ...
aSk
31.Ağustos.2014, 00:43
Kader, izin vermediyse doğru kişi değildir belki de...
ÇağanCan
31.Ağustos.2014, 00:54
İkinci bir hayat kurmak.
Ve attığımız her adımda iki hayatı birden yaşamak…
Gözlerimiz dalıverir bazen…
Derin bir of çekeriz
Yanı başımzda oturanlar bu derin ‘of ‘ ne anlama gelir bilemezler.
aSk
31.Ağustos.2014, 01:31
Basit biri değilim..! Gözlerimi kanatırcasına ağladığım gecelerim var! Ve kahkahalara sarılmış anılarım! Herkes kadar dertli, bazılarından fakir, çoğundan zenginim. Taşıdığım hayallerim, söylenecek şarkılarım, paylaşılacak dostluklarım var. Bilmeyene sevmeyi öğretecek kadar büyük bir kalbim, Gidene beddua edemeyen bir dilim var… Yüreğimi korkak büyütmedim! Kaybettiklerim; dağıttığım servetimdir…!
aSk
31.Ağustos.2014, 01:39
Sözler bittikten sonra dudaklar mühürlenir ve
kapıda yazan yazı bellidir...!!
Hayırlısı..
aSk
31.Ağustos.2014, 15:54
Birine yazılmakta güzel,Şiir olmakta
Hele yazan yazmışsa seni bana
Sana yazılmakta güzel yazın olmakta...
aSk
31.Ağustos.2014, 16:42
Ben dünyadan ziyade kafamın içinde yaşayan bir insanım. Hakiki hayatım benim için can sıkıcı bir rüyadan başka bir şey değildir. :)
aSk
31.Ağustos.2014, 16:45
Sen kendini biliyorsan, kendini bilmezlerin söyledikleri anlamsızdır; gereksiz eleştiri sadece gizli hayranlıktır...
aSk
31.Ağustos.2014, 17:02
"Acı çekmemiş bir ruh, mutluluktan ne anlar!"
aSk
31.Ağustos.2014, 17:54
¨¨O Kadar da ÖnemLi DeqiLdir ßırakıp GitmeLer . ArkaLArında DoLduruLması Mümkn oLmayan ßoşLukLar ßırakmadySa Eğer !!
Git' diyorsun da olmuyor işte git demekle, her şeye rağmen gidemiyor insan..
Ben de sana 'sev' diyorum mesela.Sevebiliyor musun..?
Benim hayatımda hiç bir şey hiç bir zaman kolay
olmadı öyle..
Hep mücadele etmek zorunda kaldım..
Sevdiğim sevdiklerim yada sevenlerim için..
Yaşamak için..
Yalnızda devam edebilmek için.....
Yarım kalsamda çoğu zaman hiç vazgeçmedim..
Bunun için yüreğim nasırlaştı yüzüm duvarlaştı..
Duygularımı belli edemez oldum..
Yada duygu nedir bilmez..
Acımasız görüldüm hatta bazen..
Katı..
Birazda soyutlamış kendini...
Ama bilmediler içimi..
İçim hala kırılgan benim..
Hala var gözyaşlarım..
Öyle dışımdan bilmediğiniz içime akan..
Belli etmediğim bir kendimi kandıramadığım..
Hala o ilk zamanlarımdaki ben içim..
Küçükte olsa kırılabilen ve bunu içinde dağ yapabilen..
Kızgınlığında hala çekinen haykırmaya..
Sanarlarki ben alıştım yalnızlığa..
Ama işte bilmezler içimi susar kahkahaya...
Benim hayatımda hiç bir şey hiç bir zaman kolay
olmadı öyle..
Hep mücadele etmek zorunda kaldım..
Sevdiğim sevdiklerim yada sevenlerim için..
Yaşamak için..
Yalnızda devam edebilmek için.....
Yarım kalsamda çoğu zaman hiç vazgeçmedim..
Bunun için yüreğim nasırlaştı yüzüm duvarlaştı..
Duygularımı belli edemez oldum..
Yada duygu nedir bilmez..
Acımasız görüldüm hatta bazen..
Katı..
Birazda soyutlamış kendini...
Ama bilmediler içimi..
İçim hala kırılgan benim..
Hala var gözyaşlarım..
Öyle dışımdan bilmediğiniz içime akan..
Belli etmediğim bir kendimi kandıramadığım..
Hala o ilk zamanlarımdaki ben içim..
Küçükte olsa kırılabilen ve bunu içinde dağ yapabilen..
Kızgınlığında hala çekinen haykırmaya..
Sanarlarki ben alıştım yalnızlığa..
Ama işte bilmezler içimi susar kahkahaya...
Söyle; ellerin mi daha çok sevdi, yüreğin mi yar ?
Dokunabildin mi sence, sızlayan zerrelerime...
Sayabildin mi kaç saniye çarpmadım yüreğinde ?
Avucuna alabildin mi, titreyen yalnızlığımı ?
Sen sarılır sanırken yalnızlığımın sensizliğine,
Ben emanetimi çoktan aldım geriye...
Ve yine aylardan Eylül... Hazan, hüzün, içsel hesaplaşma ve kendine dönüş zamanıdır artık
Bazı insanlar, onları unutamadığımız için yazdığımızı zannediyordu. Oysa biz ölülerin arkasından konuşmayı seviyorduk.
Yediğin içtiğin senin olsun, bana 'sensiz ölürüm' deyip de hâlâ nasıl gebermediğini anlat!
SiyahkaLem
03.Eylül.2014, 02:37
eLLe Güzel köşemiş :p ;d
@eLLe (https://www.turkiyemerkezi.com/member.php?u=15686) Güzel köşemiş :p ;d
GüzelDir benim KöSem ben paylasiRimda güzel olmazmi :)))
SiyahkaLem
03.Eylül.2014, 02:41
yani dimi :p dedigime bak :q
Şiir gibi bakan kadınları,
Şiirden anlayan adamlar sevmeli.
Sevmeli ki ziyan olmasın o satırlar......
“Sana ne verebilirim ki
Eskimiş yıpranmış bir yürek
Kurumuş kalmış anılar
Bir fincan acı kahve
Sıradan bir iki şiir..”
Kör değildim, sadece güvenmiştim!
“Ben çok alışmışım, kendi şiirimi kendim okumaya..
Ben çok alışmışım kendimle kalmaya,
Ben ne çok alışmışım yalnız kaldığımda
şiir olmaya..”
* Her gece yitirilen umutları sarıp sarmalamak,her sabah küllerinden yeniden doğmak..işte budur yaşamak..
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, malmı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, malmı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?
* Kalbim yeniliği hiç de kabullenmiyor şu sıralar,eski günlere dalıp,dalıp gidiyor..
Prdn .D
Ekle ekle benim kösem senin kösen canim :))
Ekle ekle benim kösem senin kösen canim :)) Cansın Sen ; )
* Hayatı sımsıkı elinde tutmamalı bazen.. Akışına bırakmalı.. Bazı şeyler olmuyor diye insan kendi kalbini yormamalı..
En büyük hırsızlık;bir insanın umudunu,mutluluğunu çalmaktır..
Millet sevgilisiyle gezsin tozsun, biz de hala çaydanlıktaki tipimize bakıp gülelim..:)
ÇağanCan
04.Eylül.2014, 00:26
https://scontent-b-vie.xx.fbcdn.net/hphotos-xpa1/v/t1.0-9/s720x720/10066_569573289744292_447060029_n.jpg?oh=94fc28380 7ac91ea1cfc5c27a0dbe926&oe=545C8B8E
Cigdem
04.Eylül.2014, 00:27
filizcenin köşesi en çok okunan köşe olmuşş :)))
filizcenin köşesi en çok okunan köşe olmuşş :)))
Okumayani tehdit ediorum :))) dovuorum :)
Cigdem
04.Eylül.2014, 00:32
eLLe valla ben okuyorum hergün beğeniyorum :)
Sevin! İnsanları, hayvanları, kitapları, hatalarınızı, pişmanlıklarınızı, hüzünlerinizi, yalnızlığınızı. Her şeyi sevin! Ve mutlu olun.
Derdim yüreğimde, eller ne bilsin.
Git.. ama gitmenin de adabı var.. Adam gibi git, asilce git.. Ganimetten pay alırcasına gitme. Sana yar etmezler sanatı saltanatı.. Sana bırakmazlar tepside sunulan şatafatlı hayatı.. Herşeyin bir bedeli olmalı, insanlığın da, hayvanlığın da.. Hangi bedeli ödemek istiyorsan o yana git..
Ne olacak biliyor musun ?
Bu sefer ben değil sen defalarca arayacaksın,
Sen uğraşacaksın kazanmak için, sen dinlemek isteyeceksin, sen ne olursa olsun yanında olacağım diyeceksin, sen beni sevdiğini söyleyeceksin, sen karşılaşmak icin dualar edeceksin, sen bir şansın daha olacağına inanacaksın, sen beni düşünmekten uyuyamayacaksın, sen beni gördüğünde konuşmak isteyeceksin, sen kıskanacaksın beni herkesten ama benim gibi aşık olduğundan değil hırsından. Ve o hırs, o bana ulaşamama, o engeller seni biraz daha fazla öldürecek, her gün daha çok zarar göreceksin.
Ben mi ? Ben defalarca şükredeceğim senden kurtulduğum o güne.
Gözünün gördüğünü gönlünün gördüğüne değişirsen, eyvallah. Gönlünün gördüğünü gözünün gördüğüne değişirsen, eyvah eyvah
Hayatın gerçekleri kurduğunuz hayallerden çok farklı. Uzunca bir süreden beri yalnızken mutsuz olmak, birisiyle mutsuz olmaktan daha iyi geliyor bana.
Her insanın hayatında kaçmakla direnmek arasında bir seçim yapmaya zorlandığı anlar vardır.
Ben
DİRENİYORUM........
...belki de konuşuyordur gözlerin ama ben gözce bilmiyorum ki ; sessizce biliyorum.. usulca biliyorum.. masumca biliyorum...
Aklın yoksa yandın ya kalbin yoksa, o zaman zaten sen yoksun ki.
ÇağanCan
04.Eylül.2014, 11:50
Zaman yırtık bir tül gibi savrulup gidiyor.
Beklemek,
Şimdi hiç duymayan birine,
Dünyanın en güzel şarkısını söylemek kadar anlamsız.
Sevgisi çok olan insanlar.. Sevilmeye hep muhtaç bırakılırlar...!
Duygular gibi zamanı gelince sözler de eskiyor ..eskimeyen tek şey yaşayan acılar.
Mesafeler anlamını yitirir, sevilen seveni yürek ardı etmedikten sonra
Sıradan bir günde sıradan olmayan bir his ile başlar aslında her insanın hikayesi.. Üzerine milyonlarca kelimeyle tüketilene dek devam eder.. Kah gülüp kah ağlamak değildir aslında bu hikaye.. Ne yaşadığınız yada neden yaşattıkları hiç değildir.. Hikayenin özünde sizin kendinize yaşattığınız, yaşatamadıklarınızdır.. Başkalarını bırakın..! Siz neyi yaşamak istiyorsunuz..!
Geride bırakılmış hissi; tuhaf çok tuhaf..
Gözleriniz yanıyor, kalbiniz sanki burnunuzda atıyor gibi sızlıyor.. Ürperiyorsunuz.. Vucudunuzda bulunan her tüye kadar hareket ediyor hücreleriniz..
Başınız, başınız hep dumanlı oluyor..
Hani takılma derler ya takılmıyorsunuz sadece nedenini düşünyorsunuz..
Neden bunlar bana yapıldı
Neden farklı olamadı
Herkes çok şanslı iken neden olmadı ben o şansı hak etmiyormuyum?
Mutluluk suç mu?
Neden düşler hep rüyalarda?
Uçuşan toz zerrecikleri kadar bile mutlu olamamışken onca zaman neden..
Zihnimdeki herşeyi öldürmüş, katilini hapsedip huzurla uyuyacakken hala nefes çekimi kadar yakın, sıcaklığı ensemde..
Çok yakında, uzansam erişecek gibiyim ama milyarlarca yılın içine hapsolmuş bir silüette..
Neden herşey bu kadar film karesi edasında..
Karmaşık olan hayatın kendisi değil, karışıklığa neden olan anlamsız hayaller...
Hayatın tek suçu; susmak!
Hayatta tek suçum; hayal edebilmek..
Bu yazıda ki saçma olan herşey çok ama çok anlamsız, sapanıylada saçmasıylada duygusuzca yazılmış her satırı işte anlamsız, çok anlamsız..
Pişmanlık olabilecek her şekilde ve büyüklükte ortaya çıkar.
Bazıları küçüktür mesela, iyi bir amaçla kötü birşey yapmamız gibi. Bazıları büyüktür, bir arkadaşımızı düş kırıklığına uğratmamız gibi. Bazılarımız doğru tercihleri yaparak pişmanlığın acılarından kurtulur. Bazılarımızın pişmanlık duymaya zamanı yoktur, çünkü umut içinde geleceğe bakarız.
Bazen geçmişle hesaplaşmak için savaşmamız gerekir.
Ve bazen de kendimizi değiştireceğimizi söyleyerek pişmanlığımızı gömmemiz gerekir, ama en büyük pişmanlıklarımız yapmış olduğumuz şeyler için değil, yapmamış olduğumuz şeyler içindir.
Değer verdiğimiz birini kurtarabilecek olan, ama söylemediğimiz şeyler için.
Özellikle de önlerinde kapkara bir fırtınanın patlak vereceğini görebildiğimizde.
Bazen aşk gider. Ve sen yıllardır içinde yaşadığın yürekten, valizler dolusu anılarla kendi yalnızlığına taşınırsın
Bakmayın insanların 'beni çok sevecek birini arıyorum' demesine. Büyük bir sevgiye maruz kalınca hepsi kaçacak delik arıyor...
Hiç konuşmazsın kimi zaman… Yüreğinde, fısıltılara karışan dualar vardır..
Ve bir kişiyi düşleyerek dinlediğin şarkılar vardır..
Ve çıktığın her yolculukta yanındaki koltukta olmasını istediğin bir kişi vardır…
Ve çekerse hayat ayrılığın pimini,
Anlarsın ki içinde, patlamaya hazır bir yalnızlık vardır..
Büyük olmak ne cüsse işi, ne de madde… Karıncada filden öte hüner vardır.
Hayat Bekle Beni! Şu andan itibaren yanındayım ve hiç olmadığım kadar mutlu olmaya kararlıyım.
Çok hızlı yaşarsın, yavaş git derler.
Yavaş yaşarsın, ölü gibisin derler.
Orta halli yaşarsın, monotonsun derler.
Gülersin, ne gülüyor bu deli gibi derler.
Ağlarsın, bunalım derler.
Susar dinlersin,dilini mi yuttun derler.
Konuşursun, sus bi artık derler.
Çalışırsın, amele derler.
Yatarsın, beleşçi derler.
Kısacası derler de derler...
İnsanı candan ederler.
Sonra anlarsın ki gelmiyor artık geriye geçen günler.
Ona buna kulak vermeye bir son ver,
Yoksa onun bunun lafına baktı böyle oldu derler...
Aynı şarkıyı arka arkaya dinleme manyaklığı olan,
sabah suyu yüzüne çarparken suyun bileklerden dirseklerine akmasına sinir olan,
buzdolabını açıp boş boş baktıktan sonra kapayan,
kulağında mp3 ile gezerken klip tadında yürüyen,
ellerini,ayaklarını bir türlü ısıtamayan,
çift bölmeli çakmakta her iki tarafta gaz seviyesini dengeleme ihtiyacı duyan,
girdiği kapalı bir mekanda ilk önce çıkış kapısının nerede olduğunu arayan,
masaya oturduğu zaman ilk olarak bacak bacak üstüne attığında ayaklarının kimseyi rahatsız etmeyeceği bir pozisyonu arayan,
küçükken radyodan kaset dolduran ,
milimetrelik iki eli birden doluyken elektrik düğmesini burnuyla açıp kapayan,
otobüsü kaçırınca gurur yapıp arkasından koşmayan,
yere para düşürürse yanlış anlaşılır diye eğilip akmayan,
eşşek kadar kızların 3 yaşındaki kızlar garip bir çocuk konuşmasıyla şımarıklık yapmalarına sinir olan,
yolda giderken kaldırımdaki karo taşların çizgilerine basmamaya özen gösteren,
bahar yağmurlarında çıplak ayakla sokaklara fırlayıp ıslanmaktan büyük keyif alana,
sadece gülünmemesi gereken yerde gelen gülme krizinin verdiği haz ve acıyı birçok kez yaşamış olan,
bir türlü insanlara güvenmemesi gerekirken her defasında aynı hataya düşen,
kazanmışlıkları ve kaybettikleriyle güçlenen,
hayatı sil baştan yaşamayı seçen
'' koca dünyanın bir nedeni de ben olayım'' diyen bir insanım ben...
Bunları neden mi yazdım?
Bilmem....
Adımı bildiğiniz kadar,hikayemi de bilin istedim belki...
En iyi değilim,
en kötü de.
En cömert değilim,
en cimri de.
En kibirli değilim,
en mütevazı da.
Hiç kimseyi kandırmamış değilim,
herkesi aldatmış da.
Kimseyi yarı yolda bırakmamış değilim,
herkesi satmış da.
Hep iyiliğimden kaybetmiş değilim,
kötülük yapa yapa kazanmış da.
Çok başarılı olduğum günler de oldu,
dibe vurduğum da.
Sevgi dolu değilim,
nefret dolu da.
Barışçıyım,
biraz da savaşçı.
Biraz güçlüyüm,
biraz zayıf.
Biraz iyiyim,
biraz kötü.
İyi, kötü…
İnsanım sadece…
SUSKUN SANIYORLAR BENİ; değilim.
Anlaşılmadığım ve anlamadığım bir dünyada kelimelere küsüm sadece.
YALNIZ SANIYORLAR BENİ; değilim,
kimsenin kalabalığı olmadım ve kimseyide kalabalık edemem bundan sonra dünyamda, bu da benim tercihim.
AŞIK SANIYORLAR BENİ; değilim,
Sadece ara ara sırtımda bir el,yaslanabileceğim bir omuz arıyorum.
KAHRAMAN SANIYORLAR BENİ; değilim,
Sadece hayata karşı, hayatın silahlarıyla kendimi koruyorum.
GÜVENSİZ SANIYORLAR BENİ; değilim.
Sadece kendi içimde kendime göre bir dengem var, ve bir daha kırılırsam toparlanamama endişesi taşıyor yüreğim.
Bu yüzden şimdilik sadece kendime güveniyorum.
Benim anlamakta zorlandığım bir dünyada, beni anlamalarını zaten beklemiyorum...
BEN BÖYLE İYİYİM...!
Sorularım mı çoğaldı bu aralar, kendime mi cevapsız kaldım bilmiyorum……
İğne deliğinden geçiyormuş gibi zaman, ağır aksak
ve ben
pür telaş koşuşturmacalarda dikmişim gözlerimi olacakları bekliyorum.
Onca gayretime rağmen o kadar kaybediyorum ki bu aralar,
beni,zamanı,yeri,insanları…..
bana bile fazla gelen bir sessizlikte, artık denemekten vazgeçtiğimi sandığım yollardan tekrar başa geri dönüyorum.
Yalnızlığım mı ağır geldi bu aralar, kendime mi yetmez oldum bilmiyorum…..
Suspus oturup kalmışım yaşamın kıyısında bir yerlerde,
elimde sararmış eski zaman fotoğraflarından oluşmuş bir albüm.
Küçük küçük ölümler birikmiş belleğimde
Ve büyük büyük yaralar yüreğimde…
Bu kargaşanın ortasında hayat tutunuyorum,
Hayatın ortasında kargaşayaç
İkisi de dalgalı ve soğuk bu aralar...
Sahi,ben en çok hangisinde boğuluyorum?..........
Korkmuyorum artık hiçbir şeyden…..
Bahçedeki erik ağacının bu yıl meyve vermemesinden,
Yazın hiç gelmeyeceğinden,
Dışarıda saatte 90km.hızla esen rüzgardan,
Yaslandığım duvarların,
Ağladığım omuzların güvenilirliğinden,
Korkmuyorum hiçbir şeyden,…….
Zorlukların hiç bitmeyeceğinden,
Hayatın bana hiç gülmeyeceğinden,
Vuslatın gelmeyeceğinden,
Cebime aldıklarımın geride bıraktıklarıma değip değmeyeceğinden,
Korkmuyorum artık hiçbir şeyden…….
Sadece neye,kime,nasıl bir geleceğe doğru götürüldüğümü bilmek istiyorum
Başka bir kadın olmak istedi bir gün o…….
Yoruldu rolünden……
İçindeki diz çökmüş,kırılgan çocuğu herkesin yüzüne vurmak istedi,
Kırılgan küçük bir kız çocuğuydu aslında o,
Yüreği cam kırığı,
Bütün duygulardan önce öğretmişlerdi ayrılığı,yalnızlığı,
‘’Azı karar olmamıştı’’ hiç sevmeleri’’hep çoğu zarar’’kadar sevmişti.
Saldırgan demişlerdi ona,
Soğuk demişlerdi,
Ürküyorlardı gözündeki ateşten,dilindeki zehirden,
Ürküyorlardı gözü kara cesaretinden,gücünden.
Kazıdı üzerindeki katmanları,kırdı sert kabuğunu,
‘’İşte asıl ben buyum’’dedi.
Görsünler artık istedi onun da ağlayabildiğini,
Zayıflığını,
Aşık olabildiğini,
Terk edilebildiğini,
Acı çekebildiğini,
Kendi dışında,binlerce kere gözlemlediği kadınlardan biri olmak istedi,aralarına karışıp kaybolmak,
İnanmadılar.
’’Bu günler de geçer,normale dönersin yine ‘’ dediler,
Halbuki onların normali onun anormaliydi,
Anlamadılar,
Öldürdü bir kez daha o kırılgan çocuğu,
İçine diz çöktü yine………
Ta ki bütün katillerin yaptığı gibi tekrar suç mahalline geri döneceği güne kadar
Hayat kafama vura vura öğretti bana sonunda:
aynada gördüğüm yabancıyla uzlaşmayı,
içimdeki ben'e başkaldırmayı,onu yok sayıp hayata devam etmeyi,
kendime tahammül edebilmeyi,
çarklara balıklama atlayıp egolarımı törpülemeyi,yanlışlara karşı bilenmeyi,
önce düşünmeyi sonra düşünceleri kalıplar içine sıkıştırmaya çalışmayı,
kendi biyografime sığdıramadığım biriktirdiklerimle standart bir biyografi olmayı,
yaşanan bazı anların zihinleri dağladığını,ömür boyu bir mühür gibi taşınacağını,
sevilmeden sevmeyi,
sevilip de sevememeyi,
hiç bir şeyin geldiği gibi gitmediğini,
içimdeki dinmez yaşam ağrısıyla kendi uçurumlarımın kenarında dimdik ayakta durabilmeyi,
tarihin tekerrür olduğunu,
doğumun hayatın bitmeye başladığı ilk an olduğunu ve onun mutlu veya mutsuz geçmesinin sadece senin elinde olduğunu,
sevdiklerini zamanı geldiğinde bilinmezliklere uğurlayıp bununla yaşayabilmeyi,
düştüğümde yeniden hayal kurabilmek için tekrar tekrar minnacık umutlar bulabilmeyi,
Ve kafama vura vura öğretti sonunda,
Tanrı'nın en büyük yazar olduğunu ve hepimizin onun yazdığı romanın kahramanları olduğumuzu
Yoruldum bu aralar yine kendimden,aynadaki görüntümle bile küstüm.
Başka bir ben arıyorum içimde şimdi,
O ben ,daha az düşünsün,daha az konuşsun istiyorum,daha güzel ve sevinçli baksın gözleri,heyecanla karşılasın gelen günleri,
unutabilsin arada bir,bitkin düşmesin yaşamaktan,herkes gibi olmaya çalışmaktan,
az da olsa gülsün aynadaki yansıması,didişmesin yaşamın sert kurallarıyla,olduğu gibi kabul edebilsin her şeyi,
geçmişin anıları,geleceğin soruları olmasın beyninde,
geriye bakıp gitmiş olanları hatırladığında gidecek olanları da düşünüp korkmasın şimdiden,
kimse için üzülmesin,kimse onun için üzülmesin,
kimseye yalan söylemesin,kimse ona yalan söylemesin,
günahlar,özlemler,hayata geçirilememiş çılgınlıklar,kavgalar olmasın içinde,
ruhu bedenine dar gelmesin,
ölümler,ihanetler,kederler,kurulamamış cümleler,yaşanamamış aşklar olmasın hayatında,
dışında olup bitenler onu bu derece etkilemesin,
üç maymun olsun,görmesin,duymasın,konuşmasın,
birileri çok sevsin onu,o da birilerini
Yani o ben………
Ve mutlu olsun
Hangi fırtınadan sonra diner
Gözyaşlarının yağışı.
Buruk yaşanmıyor hayat
Kim bağışlayabilir sevdasını.
Baharı beklerken çok yaprak soldu
Gönlümde yanan ateş kayboldu.
Beklediğim saatlerde düşmedi yolu
Tükeniyor ruhum hayallerim soyuldu.
http://photos-h.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-prn1/1557571_478633782262995_454954313_n.jpg
Kimseyi yolundan döndürecek gücüm yok artık. . .
“Vicdanen rahat olmamız yetmiyor.
Başkalarının hakkımızda yanlış kanaatler
edindiğini görmek üzüyor bizi…” -
Cahit Zarifoğlu
V u s L a t 'ı BekLeyen Bir KaLb'in ;
Y a n d ı ğ ı n ı ,
Nerden B i L e c e k'Sin . . . ?
Ve Kimsenin utluymuş gibi davranmak zorunda olmadığı saatlere geldik..
Vakit Akşam
Vakit Hüzün…
öyle işte
Büyük görme kendini,
Ben geçmiş yarama da "geçmez" diyordum...
Güzel gülen insanlara aşık olun ki,
Ağlayacağınıza değsin...
Artık hatırlanmaya değecek kadar bile kalmadın. Seni unutmak hakkım! Unutkan biri değilimdir ama sen bende hatırlanacak hiçbir şey bırakmadın. Benim unutulmuşum olmak bile güzeldir bil. Aşk mı? Aramızda kaldı; içimizde değil…
Yanlış aşkta doğru aranmaz. Ama yine de oku istiyorum. Cümlelerimde gizlenmiş duygudan ne anladığını benim nasıl yazdığım değil, senin nasıl okuduğun belirler.
‘Kör müydü gözlerin, nasıl göremedin’ diye sordular senden sonra. Kör değildim. Ve hayatımda en çok iki kere parlamıştı gözlerim. Birincisi seni ilk gördüğüm, ikincisi giderken ardından baktığım gün. İlkinde aşkın ışığından, ikincisinde gözyaşlarımdan… O iki anın arasındaysa hep kapalıydı gözlerim. Aşkına inandığımdan.
Kör değildim, sadece güvenmiştim!
- Bugün seni düşünmeden yaşayabilmeyi başardığım ilk gün. Hadi topla seni benden. Kalbim seni uğurluyor. Al bu yara sende kalsın. Artık beni acıtmıyor.
Kaçırma gözlerini hayattan. Hep hayatın içinde olsun bakışların. Hep kendi içinde. Baktığın kadar varsın bu hayatta. Hatta sadece bakmakla da yetinme. Görmen de lazım. Görüp de bilmen, bilip de sevmen lazım. Hayatı kendi içinde, kendini hayatın içinde. Bir nefeslik molaları çok görme kendine. Arada bir karanlıkta kalsa da bir yanın…, sakın pes etme..! Çekil kendi kabuğuna bir süre. Sadece içine bak. Kendi aydınlığın senin içinde. Ara ve bul..!
İçine bak! Özünü farket!…
Sen bir mucizesin ….
Aşk’la yaşa ki, Hayat AŞK OLsun…
Mutluluk öyle bir parfümdür ki, başkalarının üzerine boşaltılırken birkaç damla size de sıçramasına engel olamazsınız…!
Louis Mann
Hayatta saadeti yapan şeyler çok küçük parçalardır.
”Bir iyilik, bir gülümseme, tatlı bir bakış, iyi bir dilek…
Aslında mutlu olanlar, bu küçük şeylerin huzuruna varmış olanlardır.”
Bernard Shaw
Mutlu olmak için içinde bulunduğunuz andan daha iyi bir zaman olduğuna karar vermek için beklemekten vazgeçin.Mutluluk bir varış değil,bir yolculuktur.Pek çokları mutluluğu insandan daha yüksekte ararlar,bazıları da daha alçakta.Oysa mutluluk insanın boyu hizasındadır…
“Eğer bütün insanlığı uyandırmak istiyorsanız,
bütünüyle kendinizi uyandırın.
Dünyadaki acıları bitirmek istiyorsanız,
içinizdeki karanlığı ve negatif enerjiyi yok edin.
Aslında, dünyaya verebileceğiniz en büyük hediye,
kendi değişiminizdir.”
Lao Tzu
Parasal değeri yoktur, fakat çok şey yaratır.
Vereni fakirleştirmez, alanı zenginleştirir.
Bir an sürer, fakat bazen anısı sonsuza kadar canlı kalır.
Hiç kimse onsuz yaşayabilecek kadar zengin değildir.
Yararları ise en yoksulu bile zenginleştirir.
Evde mutluluk yaratır, işte iyi niyete teşvik eder ve dostluğun en iyi simgesidir.
Yorgunluğu giderir, umutsuzluğa ışık tutar, üzgünü aydınlatır ve sorunlar için doğanın yarattığı en iyi panzehirdir.
Fakat aynı zamanda ne alınır, ne dilenilir, ne ödünç istenir ne de çalınır.
Çünkü öyle bir şeydir ki gönülden verilmediği sürece kimseye yararı yoktur.
Sadece gülümseyin…
Hayatın boyunca nasıl bir kişi olacağına karar vermişsen hayat bunu sağlamak için sana her türlü olanağı sunar. Örneğin hep mutsuz bir insan olmaya karar vermişsen tabiki sen buna farkında olmadan kara verdiğin için, sana göre kader ağlarını hep ters örmese her şey yolunda gidecektir. Suçlu olan kaderdir. Nedense bu kaderin işi gücü yok herkes için ayrı ayrı ağlar örer..Ayrıca herkesin ağı bir diğerinkine de benzemez. Kaderci bir insan bile bu kadarına inanmaz. Suçu biraz da kendisinde arar………..
SEN, NASIL BİR İNSANSAN YAŞAMIN DA ÖYLEDİR. Yaşamından memnun değilsen. Yaşamını değiştirmek için önce kendini değiştirmelisin.
Neden, neden alnındaki yıkkınlık,
Bakışlarındaki öldüren buğu?
Kaç yol ağlamaklı oluyorum geceleri…
Nasıl da almış aklımı,
Sürmüş, filiz vermiş içimde sevdan
ahmed arif
Birşeylere veda etmek insanın kabini de kırar. Hem de tarif edilmesi çok zor bir şekilde. Çığlıklarınız işe yaramaz. Veda etme anı gelince veda etmek zorunda olduklarınızla yüzleşmekten kendinizi alıkoyamazsınız. ‘Kırık kalpler durağında inecek var’ demekte nafiledir artık. Çünkü vedalaşmak zorunda olduklarınız karşısında çaresiz hissedersiniz kendinizi. Çaresizlik duygusu bedeninizi ve ruhunuzu sardığında boğulacak gibi olursunuz. Boğulmak hissiyle kızgın bir boğa gibi öfkelenirsiniz. Öfkeniz sizi zorunlu olduğunuz vedalaşmalar karşısında güçsüz kılar. Anlayamazsınız neler olduğunu. Ama gitmek ya da göndermek vakti geldiğinde hoşçakal demek zorundasınızdır artık. İçiniz acıyarak, yüreğiniz kanayarak...
Herşeyin bir sonu olduğu ve veda etmek zorunda olduğumuz gibi bu yazınında sonuna geldik. Umarım yaşamda veda etmek zorunda olduklarınız karşısında güçsüz düşmezsiniz...
Bütün kâinat birbirine sevgi ile bağlanmış.
Sevgini vermesini öğren.
Çünkü gönlün anlasın ki hepsine yer varmış.
Sevgisiz insandan dünya, unutma ki korkarmış. - Mevlana
. . . Sonunu getiremediğim herşey, üç noktanın arkasına sığındı . . .
YAZACAK BİRŞEY YOK ASLINDA YA DA ÇOK ŞEY VAR ....
BÜTÜN BU OLUP BİTENLER ARASINDA BUNDAN DAHA FAZLASI DEĞİLİM.
OLMAYI DENEDİM AMA VAZGEÇTİM, ÇOK YORGUNUM, ÇABALAYAMAYACAK KADAR..
ÇOK BİREYSELLEŞTİM, İNSAN KAZANMAYA ÇALIŞAMAYACAK KADAR.
ESKİDEN KADERİMİ KENDİM YAPARDIM,ŞİMDİ İSE İRİLİ UFAKLI İNSANLARIN ELİNE VERDİM EĞLENSİNLER DİYE
BAŞIM DÖNÜYOR, KULAKLARIMSA UĞUL UĞUL.
YİNE DE SEVİYORUM SÖZ SANATLARINI, ONLARLA OYNAMAYI... ÇÜNKÜ HALA OYNAYABİLDİĞİM TEK OYUN BU. YILMADAN... BIKMADAN AMA HİÇBİRŞEY UMMADAN.
CANIM İNSANLAR NE KADAR DA GÜZELDİNİZ OYSAKİ
ÇOK YORGUNUM, BU YORGUNLUKTAN BAŞKASI DEĞİLİM,
AĞRIMA GİDEN ŞEYLER VAR HAYATTA KEŞKE MiKROSKOBİK ÖLÇEKLERLE YAŞAMASAM İNSANLARI, O ZAMAN BU KADAR DAĞITMAZDIM KENDİMİ
AMA NE DEMİŞTİK BIRAK DAĞINIK KALSIN HERŞEY..
BEN BIRAKTIM ARTIK, DAĞINIK KALACAK BUNDAN SONRA HERŞEY....
Bir parça huzur istiyorum ben. Bir parça sen. Bir parça kollarında dinlenmek istiyorum ben. Yağmur yağsın, ıslanalım. Etrafta kimseler olmasın, saklanacak yer arayalım. Hadi hisset bunu, güzel olmaz mıydı? Sanki eski bir Türk filmi gibi, yağmur üşütsün bizi, bir kulübeye sığınalım ama kulübeden önce birbirimize…
Hasta olacaksın de bana. Ben sana bakayım ıslak yüzümle…Senin burnunun ucundan yağmur damlaları düşsün. Sanki şimdi öpsem seni huzuru bir ömür kaybedeceğim. Biz çok masum yaşayalım aşkım. Elimi tut çıkalım kulübeden dışarı, ıslanalım, ıslanalım ve ıslanalım.
Geç kalma huzurum bekleyenin var.
Geç kalma huzuru getirenim, özleyenin var.
Ben seni istiyorum, sende ıslanmak, yağmurdan düşler kurmak istiyorum.
Beni gülüşünle yıka ve eğer bir gün beni illa bırakacaksan kollarında bırak.
Geç kalma huzurum, bekleyenin var.
Mutluluk ne sevgilidir..
ne yar/dır ne yar/in yanındaki andır..
mutluluk sadece dostlarla edilen muhabbetten başka bir şey değildir...
Her şey biliyor her şey
Sen biliyor musun bakalım
Seni nice sevdiğimi?
Üstüne titrrediğimi?
Geldiğimi?
Gittiğimi
Hadi!
En değerli şey samimiyettir.
Hele birde terbiye ile beraber oldu mu, kıymetine paha biçilemez..
BEN .. Cümleler Arasında Virgül 'O'lamam ...
Sözün Bittiği Yerde Noktaya İhtiyacın 'O'lursa Gel ...
İç sel acıların toplamına aşk deniyor kalp hesaplamalarında..
Sevgini tarif ederken elini yanlara açman saçmalık olur..
Gönlünün sahibi miktar isterse
Yaralarını saymaya başla…
Cümle değil benim yazdıklarım şiir hiç değil..
Görmediğin duymadığın duyarsız kalıp yok saydığın varlığıma iç dökümü..
sessiz haykırış..
Boğazımda düğümlenen sana sıralayamayım yüreğime geri akıttığım kelimelerin çığlıklarını yazıyorum..
kalemimi kırıp mürekkebimi kâğıtlara sürüyorum..
ben aslında şiir yazmıyorum..
seni unutmaya çalışırken kanayan yanlarımı sarıyorum...
öyle işte
En çok sesini aradım.
Gözlerinse asılı bıraktığın yerdeydiler hâlâ.
Gözlerini sildi zaman..
Dedim ya… Eylül’dü.
Savruluşu bundandı kimsesizliğimizin…
- Cemal Süreya
Öfkem kendimi ve Dünya'yı alevlendirse ..
Ki zaten alevlendirecek.Gördüğüm şeyler beni yanıltıyor.E hani gereksizdiniz ? Sabit duygular neden karmaşıklaşıyor ? Karmaşık duygular neden değişiyor?Beni,bu güçlü insanı neden güçsüz bırakıyorsunuz ? Siz neye inanıyorsunuz ? Neden..? Şu an ne düşünüyorum,sen ne düşünüyorsun ?
Öfkem fazlalıktan canımı yakıyor . Gözlerimden saçılan ışık ruhundaki kıvılcımları körüklüyor . Sen yanıyorsun ki zaten ben zaten alev olmuşum . Ben kendimi yok ederken alevlerim havayla buluşurken,sen yaptığından mutlu musun ? Farkediyorsun yanlışsın ama ben zaten yanmışım . Artık benim için dönüş yok gibi,sen anlıyorsun,olgunlaşıyorsun...
Dönüşüm . Alev olmuş ellerim havaya karışmadan saf bir sevgi elimden tutuyor . Gözlerine bakıyorum . Gözlerimden akan yaşlar alevimi dindiriyor,havaya karışan parçalarımla bütünleşiyorum...
Beni güçlü kıldın. Artık her şey normal.
İÇİMDEN BİR SES DİYOR Kİ;
Artık yaşamın çekilmez bir hal aldıysa. Yaşamındaki SENİ MUTSUZ eden her şeyi değiştirmek için hazır istekli ve kararlı olmalısın.
İŞTE o zaman Yaşamın HERAN yeni olanla dolup taşar ancak,SEN yeniye yer açmak icin onu KENDİNE albilmek için eskiyi boşaltman gerekir.
Boşaltma işlemi çok ACI verici olabilir.
Yılların ACI ve Tatlı anılarını birikimlerini Bir çırpıda BIRAKMAK çöpe ATMAK zor gelebilir..
Eskilerden temizlenip arınırken, BAZAN O kadar kötü hissedersin ki tutunacak hiçbir şeyin olmadığını, yalnız olduğunu ve herşeyden mahrum kaldığın duygusunu deneyimleyebilirsin.
VE Kendini KAYBOLMUŞ Hissedebilirsin.YAŞARKEN ÖLMÜŞ GİBİ OLABİLİRSİN
Yaşam tamamen bitmiş ve hiçbir anlamı yok gibi gelebilir ve
ellerini çaresizlik içinde kaldırıp PES etmek isteyebilirsin.
Büyük bir düşüş yaşayabilirsin..
Eğer böyle bir dönemden geçiyorsan Şunu farket ki bu, yeniyle doldurulabilmen için eskinin boşaltılması İŞLEMİDİR.
VE bu Yenilenme ve DEĞİŞİM için GEREKLİDİR
ASLA ümidini kaybetme, tam tersine tamamen boş ve herşeyden arınmış olana dek dayan.
KENDİ KÜLLERİNDEN KENDİNİ Yeniden YARAT…YENİDEN DOĞ..
İşte o zaman SENİ SEVEN SANA DEĞER VEREN, SENİN SEVDİĞİN SENİN DEĞER verdiğin MUTLU BİR YAŞAMIN TEMELLERİNDE ve yeniliğinde gerçegin içinde herşeye yeniden başlayabilirsin.
BENİMLE ..YANİ KENDİNLE ..YANİ ..AŞKLA..
Ve yeniyle dolarken,İÇİNDEKİ ÇOCUĞU ÖZGÜR BIRAKIP..Tüm BAĞIMLILIKLARINA SON vererek.. küçük bir çocuk gibi olabilir ve bu yaşamın mucizevi harikalığının tümüyle keyfini çıkarabilirsin… MUTLU OLABİLİR.. MUTLU EDEBİLİRSİN..
Ne kadar küçük olursa olsun ilk adımı isteyerek at.
İyileşmeyi ve öğrenmeyi tüm içtenliğinle iste, MUCİZELER mutlaka gercekleşecektir.
KENDİNLE BARIŞ, DÜNYA SENİNLE BARIŞMAYA HAZIRDIR
Cavit Çağ
Özledim kelimesine kendini adamış türkçemle
sana şiirler karalıyorum.
Ama biliyor musun
Olsaydın daha güzel şeyler çıkardı ortaya.
Ortaya çıksaydın, her şey güzel olurdu ..
Olsun !
Yokken de sevecez seni mecbur.
Unutmaya çalışıp,
Yok yere papaz olmayalım şimdi kalbimle
Yüzünü görmediğim, adını zikremediğim,
elini tutmadığım karsilikli çay icemedigim hayallerim var benim.
Bu yüzden herkes konuştuklarını yazar,
ben konuşamadıklarımı…
öyle işte
Elini korkak alıştırma, Özledim yaz gönder gitsin. . .
Beni yokluğunla imtihan etme,
Biz imtihan nedir iyi biliriz
Allah inancıyla doğmuşuz bir kere,
Görmeden de sevebiliriz.
Kahraman Tazeoğlu
[SIZE=5]Belki de sevgimin en büyük kanıtıydı,
Sensiz, sana ettiğim duâ’lar,
Bilmeden,
Tanımadan,
Kalbini hissetmeden ettiğim duâ’lar,
Yaklaştırıyordu beni sana,
İşte buydu en büyük bağ aramızda...
Belki de sevgimin en büyük kanıtıydı,
Sensiz, sana ettiğim duâ’lar,
Bilmeden,
Tanımadan,
Kalbini hissetmeden ettiğim duâ’lar,
Yaklaştırıyordu beni sana,
İşte buydu en büyük bağ aramızda...
Sana çok teşekkür ederim...
Her insana güvenilmeyeceğinin, en iyi örneği olarak çok güzel bir ders verdin bana!
Bir kaç mevsim daha sürer bu sızı,
Bir kaç yaz daha...
Sonrası yine ömür olur yalnızca.
Hiç tanımamış,
Hiç tanınmamış,
Hiç tanışmamış gibi...
Mutluluk,
Tavan arsında hala saklanan eşyaların
Naftalin kokusudur bazen
Ve kim bilir?
Hangi zamandan gizlice çaldığımız
Bir gülümseme…
Ya da
Birkaç kare resimde dondurulmuş
Anı yağmurudur…
Belki de içimizde hiç büyütemediğimiz
Küçük bir çocuk mutluluk…
Kalemin ucuna sığdıramadığım,
Yakıştıramadığım,
Edepsiz kelimelerim var benim;
Giderken sergilediğin endamına dair...
Şu, sana son kez sarf edebileceğim,
Edebe zorladığım tek cümlemdir;
Endamını seveyim senin ... :)
I
Biliyorum, kolay değil yaşamak,
Gönül verip türkü söylemek yâr üstüne
Yıldız ışığında dolaşıp geceleri,
Gündüzleri gün ışığında ısınmak;
Şöyle bir fırsat bulup yarım gün,
Yan gelebilmek çamlıca tepesine ...
-Bin türlü mavi akar Boğaz'dan-
Her şeyi unutabilmek maviler içinde.
II
Biliyorum, kolay değil yaşamak;
Ama işte
Bir ölünün hâlâ yatağı sıcak,
Birinin saati işliyor kolunda.
Yaşamak kolay değil ya kardeşler,
Ölmek de değil;
Kolay değil bu dünyadan ayrılmak.
Dünyanın en büyük yalanıdır oysa ! Ben tipe önem vermem ! Kalbi güzel olsun yeter derlerdi ! öyle bir yalandı ki ! Aslında kandırdığımız hep kendimizdik ! Önce tipe bakardık ! İçimi ? İçinin nasılsa bir önemi yoktu ! Kandırırdık kendi kendimizi ! Tipi güzel içide güzeldir diye ! Sadece görünüşe dalıp giderdik ! Sadece kendimizi kandırarak...
Neyi öğrendim biliyormusun ? Kimin dost ! Kimin düşman olduğunu ! Sevmelerin yalan ! Çıkarların hep menfaat uğruna olduğunu ! Olsun ben yinede bir başıma kalayım ! Yeter ki yalan olmasın ! Sahtelikler yanıma uğramasın ! Bir başıma olmak ! Bin dertle boğuşmaktan iyidir....
Şimdi !! İki yabancıyız bu diyarda ! Ne sen ne de ben ! Sadece iki yabancı ! Olurda karşı karşıya gelirsek .... Birgün bir yolda yada her hangi bir yerde ....Göz göze bakıp ! Bir selam mı veririz ? Yoksa eski günlerdeki gibi ! Sarılırmıyız ? Y...ada öylece bakakalırız ! Uzaktan uzağa ... Başımızı sallar bir Merhaba der gibi .... Çekip gideriz ! Pişmanlık duyarız onca yaşadıklarımın bitmesinden ....Belki de biraz üzüntü ... Ama geç kalınmışlıklar vardır ! Yanan bir ağaca su döküp yeşertmek ! Hayattan kopmuş birine can vermek gibi .... Sadece hepsi bu idi...
Hüzün ki en çok yakışandır âşıklara.
Yandık, yakıldık; ama hüzünden yana asla yakınmadık. Ne de olsa biz mahzun bir Peygamberin ümmeti değil miyiz?
Hüzün taze tutar aşk yarasını.
Yaramdan da hoşum, yârimden de…
` Şems-i Tebrizi ‘
Hüzün Ruhunu Sararsa Vakitsiz Bir Gecede Gözlerin Yıldızların Parıldayışına eşlik Ediyorsa Bazen Gecelerde Sana Eşlik eden Yüregiyle Aynı Zaman Dilimini Paylaşan Biri Olabilir mi .)
Bugün; bütün ağaçlar yüreğimdeydi. Bütün çiçekler gözlerimde. Güneş, ışıklarını dudaklarıma kondurmuştu.Neydi kanımı kaynatan bu güzelliğin adı?Mutluluk muydu? Bugün,Ne varsa hüzünden yana denize fırlattım az önce. Sanki beklermiş gibi hepsini, hop hop hoplatıverdi dalgalarında. En güzel maviliğiyle oynaşıp durdu.\”Bak\” dedi \”fırlattığın hüzünlerine…İşte; onların bendeki hükmü sadece bu!\”Sonra, şakalaşırcasına bir kaç tuzlu damlasını sıçratıverdi yüzüme.Gülümsedim mahcup mahcup, onun bu neşesine.. Duruldu. Bir deniz yıldızı bıraktı avuçlarıma. Yoksa mutluluk bu muydu? Herkes kalabalıkken,içimdeki yalnızlığı alıp, gidiverdi sihirbaz martılar!Bir de arkasından o bildik şen kahkahalı bağırışmalar!Hiç bu kadar güzelini görmemiştim. Beyazmış meğerse beni, onlarla bütünleştiren mucize! Kanat çırpa çırpa, yüreğimdeki isyanları uçurdular… Yaşamaktan aldığım tad; işte buydu! Yoksa mutluluk bu muydu? Az önce;ağaç oldum, çiçek oldum, güneş oldum, deniz oldum, martı oldum, ölümsüzleştim… Meğerse, hep yanıbaşımdaymış bu güzel resim! Ben çizdim. Adı umudum\’du! Yoksa tüm umutlarım beni hiç terketmeyen mutluluğum muydu? Mutluluk,hepimize sadece kendi çizdiğimiz resimler ve uzaklıklar kadar yakındır….
Bazen öyle bir ilişkiye tutulursunuz ki, ne
sevebilir, ne terk edebilirsiniz. Kör kütük bağlanmışsınızdır aslında. En güzel
yıllarınızın, acı tatlı hatıralarınızın ortağıdır; iç çekişmelerinizin
müsebbibi, yazılarınızın ilhamı, sohbetlerinizin konusudur. Gözyaşlarınız da,
bilinçaltınızda, kahkahanızdadır. Korkunca saklandığınız bir sığınak, coşunca
öptüğünüz bir bayrak. Sevdanız riyasız, çıkarsız, karşılıksızdır. Sınırsız ve
nihayetsiz; “Ölmek var, dönmek yok”tur.
Lakin gün gelir anlarsınız;
içten içe bir şeylerin kanadığını. Tutkulu sevdaların gizli hançerleri başlar
parıldamaya. Şurasından, burasından eleştirmeye koyulursunuz: “Şöyle görünse,
öyle demese, değişse biraz ya da eskisi gibi olsa…” Başkalarını örnek
göstermeye, “Bak onlar nasıl yaşıyor” demeye başlarsınız. Hem birlikte yaşayıp,
hem özgür olmanın yollarını ararsınız. Aşkınızın gözü kör değildir artık,
yanlışını görür düzeltmek istersiniz. “Eskiden böyle miydi ya…” diye başlayan
sohbetlerde açılır eleştirinin kapısı; açıldıkça, bastırılmış itirazlar yükselir
bilinçaltından. Böyle süremeyeceğini bilirsiniz. Değişsin istersiniz. O,
sevgisizliğinize yorar bunu… İhanete sayar. Tutkulu ilişkilerde ihanetin
bedeli ölümdür. “Ya sev böyle ya da terk et” diye gürler. Bir zamanlar bir
gülücüğüyle alacakaranlığı ışıtan o rüya, bir kâbusa dönüşür birden. Kapatır
gönlünün kapılarını, yasaklar kendini size. Hoyrattır, bakmaz yüzünüze. Zehir
akar dilinden, konuşturmaz, suçlar, yargılar mahkûm eder. Mühürler
dudaklarınızı, yırtar atar yazdıklarınızı, siler sizi defterden. “İyiliğin
içindi hepsi, seni sevdiğim için…” dersiniz, dinletemezsiniz.
Ayrılırsanız yaşamayacağınızı bilirsiniz, lakin böyle de sevemezsiniz.
İhanetten kırılmıştır kaleminiz; severek, terk edersiniz. “Madem öyle…” nin
çağı başlar ondan sonra. Mademki siz böylesine tutkunken, o hep başkalarını
seçmiştir, mademki kıymetinizi bilmemiştir, o halde “günah sizden gitmistir”.
Lanet ederek bu karşılıksız aşka, çekip gitmeleri denersiniz. Aşkın göçmenlik
çağı başlar böylece. Daha özgür olacağınız limanlara demirlerseniz bir süre. Ne
var ki unutamaz, uzaktan uzağa izlersiniz olup biteni. Etrafı bir sürü uğursuzla
dolmuş, kurda kuşa yem olmuştur. Deli kanlılar, eli kanlılar, uğruna ölenler,
sırtına binenler sarmıştır çevresini. Gurur duyar onlarla, koynunda besler,
gözünü oysunlar diye. Uğruna kan dökenleri sever, yoluna gül dökenlerden
fazla… “Bana ne… Kendi seçimi” diye omuz silkmeye çabalarsınız bir
süre…
Ama sonra, ansızın kulağımıza çalınan bir şarkı ya da kapı
aralığından süzülüp gelen bir koku, hatırlatır onu yeniden. Yaban ellerde, başka
kollarda ondan bahseder ağlarsınız. Kokusunu özlersiniz; türküsünü söylemeyi,
şarkısını dinlemeyi, yemeğini yemeyi, elinden bir kadeh rakı içmeyi. Karşı
nehrin kenarından hasret şiirleri haykırırsınız, sular kulağına fısıldasın diye.
Dönüp “Seni hala seviyorum” diye bağırmak geçer içinizden. Dönemezsiniz.
Göremedikçe bağlanır, uzaklaştıkça yakınlaşırsınız. Anlarsınız ki bir çaresiz
aşktır bu, ne onunla olur, ne onsuz. Hem kollarında ölmek, kucağına gömülmek
arzusu, hem “Ne olacak sonunda” kuşkusu…
Böyle sevemezsiniz, terk de
edemezsiniz.
Sürünür gidersiniz…
Büyük bir sevda büyüttüm kalbimin bahçelerinde. Her günümü karşılıksız bir aşka adadım. Kalbimin her feryadını susturmaya çalıştım. Gözlerinin içine bakamadım, utandım dibi olmayan deniz misali gözlerine bakmaktan utandım.ama yine de vazgeçiremedim kalbimi, bu imkansız sevdadan. Ama anlaşılamadım, anlatamadım kendimi kelimelerim yüreğime takıldı, hiç gitmek istemezcesine. Sadece bembeyaz sayfalarım anladı, sadece onlar kabullendi kelimelerimi. Kalbim emretti, ben de kalbimin emirlerine boyun eğdim, kalbim yaz dedi, yazarım dedim.
Kaybolurum bir şarkının içinde saatlerce yazarım. Ama yazmakta anlaşılmama yetmedi. Gidişlerine sakladım cümlelerimi, arkandan sıraladım söyleyemediklerimi ya da senin anlayamadıklarını. İçimde tutmaya çalışıyorum cümlelerimi olmuyor, kimisi yazarak gizli kalır ben ise yazdıkça kelimelerim denizin diplerinden umutsuz bir şehrin kıyı şeritlerine vuruyor. Anlaşılmaz savunmasız bir şekilde. Şimdi beni anlamayanı seyretmek bile mutlu edebiliyor beni. Ama bunu bile beceremiyorum. Evet üzülüyorum hem de çok ama hiçbir şey yapamayışıma, yanlış anlaşılmalara, yanlış olan her şeye üzülüyorum. Ama bil istiyorum işte sadece bil. Aklımın ve kalbimin sürekli senle meşgul olduğunu ve nasıl bir fırtınanın içinde kaybolduğumu gör diye. Ama en çokta neyi istedim biliyormusun? Eğer yalansa kelimelerim bir pinokyo misali burnumun uzamasını istedim veya yalansa yalanımın bir şekilde gün yüzüne vurmasını istedim. Ama olmadı olmuyor, çünkü yalan değil ve de kelimelerimi süslemiyorum. İçimden geldiği gibi yazıyorum, eğer kelimelerim süslüyse bunun sebebi, içimde büyüttüğüm gülün güzelliğindendir. Bilsem ki bunlar son kelimelerim olacak ve yazmayı unutacağım sonsuza dek.
Yine aynı şeyleri yazardım. Seni…
Yalnızlık insanın çevresinde insan olmaması demek değildir. İnsan kendisinin önemsediği şeyleri başkalarına ulaştıramadığı ya da başkalarının olanaksız bulduğu bazı görüşlere sahip olduğu zaman kendisini yalnız hisseder...
Yalnız olduğunu en çok, ‘Yalnız değilsin’ dediklerinde hissedersin...
Bazen Sevilirsin,
Bazen Dışlanır,
Kimi Dostun Olur,
Kimi Düşmanın,
Birisi Samimiyetle Gelir,
Diğeri Kıskançlıklarla.
Varsın Olsun,
Herkes İstediği Gibi
Yorumlasın Seni..Eğer ki
Kalabiliyorsan Sen
“SEN GİBİ”
Ve Daima İyiye Güzele
Talip Olarak.
Yüzünde Sessiz Bir Tebessümle
Yoluna Devam Et..
—
Evine gelirsin bomboş.
Odana girersin yarım kalmış romanlar, unutulmuş anılar.
Bir sigara yakarsın, üç olur beş olur.
Konuşamazsın, sağa sola bakar susarsın...
Adı yalnızlık.
Tek kişiye yapılmış özel bir mezarlık.
Biraz soğuk, biraz karanlık...
Öyle çok gezmiş gün görmüş bir insan değilim ben fakat;
Sensizlik görmüş bir insanım bende.
Hüznü ve sabretmeyi karış karış bilirim bu yüzden...
Şimdi sorsa biri bana, beklemenin acısı ne tarafa düşer diye; işte, tam şuraya derim..
Bana bir papatya tarlası verin ben onlar solmasın diye çalışırım o toprakta beklentim olmaz çıkarım yada hesabım huzur verir bana papatyalar masum tertemiz dir... Hassas sade ve yok olucak kadar asil...
Uzak durmak zorundaysan sevdiğinden , cehennem düşer yüreğine.
Ne zordur ayrılık..
Ölmek için dua edersin seni yaradana ama ölmek bile yazılmamıştır alnına tıpkı sevdiğinin yazılmadığı gibi...
İnadına yaşayacak inadına sevecek inadına acı çekeceksin ki ; ayakta durmayı , güçlü olmayı , ve olgunlaşmayı öğreneceksin... Geçer mi diyorsun ?
GEÇMEZ..
Zamanla ALIŞMAYI öğrenirsin sadece
İçim düğüm düğümken başka düğümleri çözmekten...
Herkese yetişmekten ama hep kendime geç kalmaktan...
Eskiden olsa bir şekilde yakasından tutardım hayatın,
Ama şimdi tutunduğum her hayat elimde kalıyor...
Ya benim gücüm tükenmiş, ya da hayatın karşıma çıkardığı yürek çok acımasız...
Haketmeyenler en konforlu kalplerde sefalarını sürerken, Nedense ben hep iyi halden tahliye ediliyorum yüreklerden...
Nazım Hikmet Ran
Bir şeyler yapmalıyım.
Kararlar almak istiyorum. Yaşamak için bir şeyler yapmak, zamanın ve elimdekilerin değerini bilerek her anı dolu dolu geçirmek istiyorum. Saçma sapan ama bir 10 yıl sonra “iyi ki yapmışım!” diyeceğim şeylerle dolu bir liste hazırlayıp tüm maddelere bir tik atmak istiyorum.
Erken kalkmak istiyorum. Her gün en az on dakika yürümeli ya da koşmalıyım mesela. Daha çok fotoğraf çekip daha çok hatıra biriktirmeliyim. Her gece yatmadan önce gökyzünü izleyip en parlak yıldızı seçmeliyim. Kitaplar okumalı, onlar hakkında yazmalıyım da. Yatağa yattığımdaysa günün koşuşturmacasının verdiği huzur dolu yorgunlukla tatlı bir uyku çalmalıyım geceden. Rengarenk rüyalarda buluşmalıyım sevdiklerimle.
Gerçek anlamda yaşamak ve aldığım her nefesle mutlu olmak istiyorum.
Şükretmeliyim ve düşündüklerimi uygulamayı öğrenmeliyim.
Gerçekten, bir şeyler yapmalıyım.
özene bezene yazılmış bir yazıdan çok
rastgele kağıdın suretine dağılan bir mürekkep anlatıyor beni
nasıl desem
sanki harfler içimi söktü.
kalbim göğüs kafesime her seferinde öncekinden daha sert inen bir balyoz oldu
böyle
içimi içime döktü....
Belki son bekleyişimdi bu umutsuzca, belkide imkansızı beklemekti benimkisi, yada hiç olmadı böyle aşk, sadece kafamdan kurdugum bir hayaldi. Sadece oyundu bu aşk, hayaller üstüne kurulu bi aşktı, kırıldı kalbim, parçalandı, hatta kalmadı kalp namına birsey, ama vardı büyük bi aşk büyük bi sevgi lakin ben o hikayade hiç olmadım, çünkü hiç sevilmedim, ama hep çok sevdim, şimdilerde ben mutsuz, umutsuz, o mutlu ve umutlu, aşk aslında bana hiç uğramadı, sadece hayallerimdeydi aşk, artık hayallerimde yıkıldı, kuramıyorum yeni saglam hayaller. Simdi o sevdiğime son sözüm;
' Mutluluklar '
Kelimeler...
Kelimeler her şeyi anlatır..
Ama her şeyi yaşatmaz.
Bazen ben bile yabancı olurk...en kendime sana nasıl anlatırım ki beni!
Neşeliyim diyeceğim, belki suratsızlığıma denk geleceksin!
Espiriliyim diyeceğim, belki ağlamalarıma denk düşeceksin!
Özgürüm diyeceğim, belki tutsaklıklarımda yakalayacaksın beni!
Kendimi anlatıpta bir kalıba sığdırmak istemem düşüncelerimdeki beni..
Hani ...yaşamadan bilemeyeceğin şeyler vardır ya, onlardan biriyim belki..
Bazıları için herhangi biri, bazılar için vazgeçilmez!
Düşlediğim kadar insanım,
İnsan olduğum kadar hatalı!
İşte ben buyum, ben İnsanım...
Tamda öyleydi işte bakışların
Bir Varım Bir yokum der gibiydi...
Bazen bir güneş gibi doğuyordu geceme
Bazen bir Buzul gibi üşütüyordu içimi...
Belkide ben bu yüzden çok sevdim seni
Belkide bu yüzden bilmiyorsun varlığını...
Bir varsın bir yoksun benim için belki ama
Yüreğimin baş köşesinde
Hazırdır yerin...
Sen yeter ki varım de ...
Gerisi bende hali hazırda
Bekler seni Bilinmezim....
Bir Varsın Bir yoksun belki ama
Olsun masallarda hep öyle başlar
Bir Varmış Bir yokmuş , değil mi ?
eLLe Gül Artık Biraz Kızacagım ama :X
eLLe Gül Artık Biraz Kızacagım ama :X
ben zaten neSeliyim ))
sadece begendigim sozleri paylasiorum canim :))
Sezilerimde hiç yanılmadım Eski eLLeyi istiyorum.
Sen benim; Yaradan’dan ötürü yaradılanı sevişim Bir adım gelen...e on adım gidişimdin Ve herkesi olduğu gibi kabul edişimdin Sen benim; bugünüme şükür ve yarınıma dua edişimdin Azla yetinişim çoğa göz dikmeyişimdin kapanmayan avuç içimdin… Hiç kimseye söylemedigim şekliyle ‘canım’ dedigimdin.. Can dedigim Özel dedigim Aşk dedigimdin.. Sebebi sen olunca kalbime Laf geçiremeyişimdin. Öyle bir sevgiydi işte benden sana olan. Gözümü kör eden Aklımı firara veren Mantığı hiçe sayan Sözün özü Sen Farklıydın..
Aşık olmakla sevmek arasındaki farkı sormuşlar (?) Cevaplamış Şems: Senin baktığına herkes bakar; ama senin onda görebildiğini herkes göremez. Herkes aşık olabilir; ama hiçkimse senin gibi sevemez. Tek fark sensin. Seni özel kılan sevdiğin değil, sevgin...
Bilene hürmetim,
bilmeyene insafım var,
bilmediğini bilene muhabbetim,
bildiğini bilmeyene duam,
bilmediğini bilmeyene dayak atasım ;)
“Benim bazen hüzünle dolu olmamın sebebi
geçmişi hatırlamamdandır.
Ama, eğer neşe ile hüzün arasında bir tercih yapmak durumunda olsaydım
kalbimdeki hüzünleri dünyanın tüm neşesine değişmezdim…”
Kafaam Dağıınık Olaabiliir Amaa ;
Kimii Nereyee Koyduğumu Aslaa Unutmaam...
İnsan kendinden başkasını çok sever mi ? Aşk, öyle birşey ki sevdirir. Hayatta bir çizgi vardır çizginin sag tarafı mutluluk sol tarafı ayrılık, İnsanlar genelde çizgidirler, duygularını dengeler. Ne ayrılık ne mutluluk ? Eger kendinden çok sevdigin biri varsa o sana dengeni şaşırtır. Çok mutlu oldugun an, bir anda çok mutsuzda olabilirsin. İşte sevgi böyle birşeydir. Dünyada iki kelimeyle cenneti, küçük bir kırgınlıkla cehennemi yaşatır. Ama ne kadar küs olsan da, kızgın olsanda, onun var oldugunu, senin oldugunu bildigin sürece en mutlu sensindir. Sadece gururun bu gerçegi o anlarda saklar, ama bu hep böyledir. Onu gördügün an kendini unutursun. Tek düşündügün tek hissettigin onu çok sevdiğin, onsuz yaşayamıyacağındır. Elini Tuttugunda dünya yıkılsa sana zarar gelmiyecekmiş gibi hissedersin. Bilirsin ki oda seni, senin sevdigin kadar seviyordur. İki seven kalp, aşkın verdigi sıcaklık ve sahiplik hissi… Bunlar eritir seni. Ve bununla beraber aşkın getirdigi diger müthiş duygular. Benim için aşk birde insanın yaşamı boyunca en güzel gördügü rüyadır. İşte sen benim için böyle bişeysin.
AŞK...Bizim kaderimiz...
Kaçmayı denediğimiz ama beceremediğimiz...
Uzak durmaya çalıştıkça fark etmeden içine düştüğümüz.
Hep " Hiç sırası deği l" dediğimiz ama içten içe " Nerede kaldı " diye beklediğimiz.. Yokluğunda " Gelsin " diye dua ettiğimiz, varlığında acı çektiğimiz... Bir kez tattıktan sonra hayat boyu özlediğimiz... " Hayatın anlamı ne " diye sorduklarında hiç düşünmeden adını verdiğimiz. Kırılgan olduğunu bile bile kırmaktan hiç çekinmediğimiz. Kıymetini bilmediğimiz, saçma sapan şeylere kurban ettiğimiz. Anlamak için uğraştığımız ama asla anlayamadığımız. " Bir daha asla " dediğimiz halde yeniden yakalandığımız... En büyük sevinçleri birlikte yaşadığımız, mutluluk kaynağımız. Zaman zaman küstüğümüz ama barışmadan duramadığımız... Aklımız, vicdanımız, insafımız... Andığımızda yüzümüzde gülücükler oluşturan, eh, bazen de gözyaşlarına sebep olan geçmişimiz... " Tanrıya şükür yaşıyorum " dedirten şimdimiz... Olmayacak hayalleri kurduran ve başkalarının bize deli gözüyle bakmasına neden olan geleceğimiz... ' Ezel ' imiz, ' ebed ' imiz... ' Uğruna ölümlere gidip geldiğimiz... Her mevsim güneşimiz, hayat veren nefesimiz... Sahip olduğumuz en büyük değerimiz. Arayıp da bulamadığımız, kimselere soramadığımız. Gittiğinde arkasından binlerce kez lanet ettiğimiz ama sonra yokluğuna dayanamadığımız. Bizimleyken dünyayı unuttuğumuz, olmadığında yaşamaktan soğuduğumuz... Canımızı yakacağını bile bile peşinden gittiğimiz, gitmediğimizde deli gibi pişman olduğumuz. İçimizde biriktirdiğimiz çığlığımız. Umudumuz, umutsuzluğumuz ve hiçbir zaman dinmeyecek olan susuzluğumuz. Kötülüğümüz iyiliğimiz, en büyük gerçeğimiz.
Güzelliğimiz, çirkinliğimiz, sonsuz belirsizliğimiz. Her alışkanlığımızı terk ettiğimiz halde, bir türlü vazgeçemediğimiz... Huzurumuz, huzursuzluğumuz, alınganlığımız, kırılganlığımız. Hiç kimseye söylemediğimiz sırrımız. Yüreğimizdeyse her
şeyimiz, değilse hiçbir şeyimiz... Yürek öyle ya, ta kendisi: Yüreğimiz..AŞK....Bizim Kaderimiz....
Bazen sadece özlersin. Eski günleri, kurduğun hayalleri, kaybolduğun gözleri, eğlenceli sohbetlerini, beklediğin günleri, sıcacık yüreğini, kavga edip sonra barışmayı, ulaşamayınca telaşlanmayı, gördüğündeki heyecanını, içine işleyen bakışlarını, durmayan kalp atışlarını... Sonra " Sevmek Özlemektir " der, susarsın....
Yarım kalan bir besteyi tamamladım bu gece
Ve hiç dinmeyen bir sızıyı kapatmaya çalıştım,
Beceremedim.
Kalbim zayıftı sanırım ve ruhum toz bulutlarına dönüşmüştü.
Sessizce bir çığlık attım sadece gökyüzünde ve acılı ruhlarda
... duyulan
Sustum yine, belki de bu benim son susuşumdu ve bir daha
Hiç konuşmayışım
Senin kokundu benim her şeyimi erteleyişim olan şimdi o da yok.
Bir sabah aynaya baktığımda NEDEN dedim, neden bıraktım ben
onu gelmişken....
Susuyorum işte yine ne adımı an artık ne de kalbimi acıt.
Ve sana verdiklerimi de geri ver bana…
Ama her şeyden önce kalbimi istiyorum.
Taşlaşmış ruhuna sor nereye koydun onu…
Gözlerimden gelen yaşlar kan oldu süzüldüler avuçlarıma
Ağlamıyorum sevgilim ağlamıyorum korkma.
Sadece üzülüyorum kırık oyuncak gibi atılmış duygularıma
Ağlamadan ve sızlamadan başım dik yürüyorum şimdi uzaklara,
çok uzaklara
Hayat soruyorum sana nereye saklıyorsun kırgın mutsuzluğumu
Çok geçmeden ver bana
Ver ki; biraz daha öleyim, ver ki; biraz daha körelteyim kalbimin
diğer yarısını da…
Kedim bile terk etti beni, sokaklara vurdum kendimi.
Ve yalnızlığımı sadece sokak kedileri biliyor.
Gözlerimin içine bakarak onlarda yaş döküyor bana
Her sabah pencereme gelen kuşlar gelmez oldu ve artık
Seninle uyandığım masmavi gökyüzü simsiyah bana…
Eğer bir gün aklına gelirsem kalbini aç orada bir gözyaşı daha
bıraktım sana...
Boşverdiklerim var benim.
Artık vazgeçtiklerim.
''Olmazsa olmaz'' dediklerimin,
Olmayabileceğinide öğrendiğim.
''Neyse...'' dediklerim var benim....
''Sağlık olsun.'' deyip geçtiklerim.
Hayallerim yok benim ve
'' Şöyle olsa ne güzel olur!'' dediklerim..
'' Hayırlısı Olsun.'' demeyi öğrendiğim gün
Hayallerimden Vazgeçtim..
Konuşmasın istiyorum yüreğim... Haykırmasın hissettiklerini... Dökmesin içindekileri... İçin için ağlıyor ama sesi çıkmıyor yüreğimin... Usul usul acılarının denizinde boğuluyor sessizce...Hala öğretemedim gözyaşlarıma akmamayı... Söz dinlemiyorlar bir türlü. Ben durdurmaya çalıştıkça onlar inadına süzülüyorlar yanaklarımdan... Oysa kolay kolay akmazdı benim gözyaşlarım... Şimdiyse sel olup akıyorlar. İsyan ediyorlar sanki yürek acıma... Onu susturdun ama beni susturmayı hala öğrenemedin der gibi hiç durmamacasına akıyorlar.
Küçüğüm hala...
Büyütemedi beni geçen zaman.
Yaşadığım acılar adam edemedi beni...
Uslandıramadı.
Elma şekeri elinden alınmış ufak bir kız çocuğuyum adeta...
Kumdan kaleleri yıkılmış, düşmüş,
Dizleri paramparça olmuş bir kız çocuğu...
Şimdilerde bir "veda" sahnesinin başrolünde oynuyorum parçalanmış dizlerim, ufacık ellerimle...
Yüreğimin yolcuna el sallıyorum.
Damarımdaki kanı akıtıyorum.
Acıma derman olamıyorum.
Bile bile yaramı kaşıyorum, daha çok kanatıyorum.
Ne elimden alınmış elma şekerim, ne parçalanmış dizlerim ne de avuçlarımdan kayıp giden yıllarım umrumda değil yolcumun acısının yanında...
Tutamadığım biri var hala...
Kendime saklayıp, tenine dokunamadığım biri...
Adının her geçtiği yerde yüreğimin tellerine dokunan, içimi acıtan , beni yaşayan bir ölüden farksız kılan biri...
Ben onu sevdim, o nefret etmeyi...
Ben onu özlemeyi sevdim, o uzak diyarlara gitmeyi...
Ben onu seçmeyi sevdim, o bizi darmadağın edeni... Artık bitmeli, son bulmalı bu "veda" sahnesi... Perde kapanmalı. Seyirciler hep bekledikleri bu hazin sonu alkışlamalı... Sen yaş olup akarken gözümden, onlar hüzün bulutlarını getirmeli üzerime üzerime...
Üzgünüm...!
Hayat beni sevmedi yolcu...!
deliriyorum yada deliricem ama sonum iyi değil biliyorum.. kalbim daha fazla kaldırmıyor artık olanları.. kocaman bir aşk işte bugun bitti ve ben aşkın enkazı altında kaldım..
İyi ki üzmüşler. İyi ki acıtmışlar canımı. Ve iyi ki bugün olmam gereken kişi olmuşum. Şimdi neye üzülüp neye üzülmeyeceğimi, kime değer verip vermeyeceğimi, kiminle yakın kiminle uzak olacağımı ve en önemlisi kime güvenip kime güvenmeyeceğimi daha iyi biliyorum...
Ben temiz bir kağıt yağrağı değilim ki ....
kafana göre üzerine birşeyler yazabileceğin, şekil verebileceğin, sıkıldığında buruşturup atabileceğin...
Ben üzerine yazılmış dolu bir kağıt yaprağıyım...
daha önce şekillenmiş, çizilmiş, silinmiş, ve yeniden yazılmış....
Nasılsa elimin altında deme!
Sabah bin bir emekle yaptığı makyajı,
Aksam hiç düşünmeden bir mendille silen varlık,
Seni mi unutmayacak ?
- Küçük İskender
Acımı bilmen için
“İçimi görmen lazım” desem ne fayda?
Gözlerin görüyor ama “Yüreğin Ama..!”
''Konuşurken yüzüme bak'' dedi.
Hangisine bakacağımı şaşırdım.
Ben ortaya yüreğimi koyarım,
herkes yüreği kadar olanını alır...
Ben kırılmaya kalbimden başlamadım. Ellerimi bıraktığın gün parmaklarım kırıldı. Sarılmayı kestin, kaburgam kırıldı. Konuşmayı bıraktık, sesim kırıldı. Öpmedin, nefesim kırıldı. Okşamadın hiç, saçlarım zaten kırıktı. Özlemedin, hasretim kırıldı. Aramadın varlığın kırıldı. Sevmedin demeye dilim varmıyor, sevmişsindir belki az da olsa,söylemedin hiç..
Kalbim kırıldı..
İlişki durumum; pınar başı pıtırak, gelin kızlar oturak, bir demlik çayım var, içine piskevit batırak :))
Eğer bir gün ağlamaklı olursan,
Beni ara...
Seni güldüreceğime söz veremem,
Fakat seninle birlikte ağlayabilirim...
Eğer bir gün uzaklara kaçmak istersen,
Beni aramaktan korkma...
Seni durduramayacağıma söz veremem,
Fakat seninle birlikte kaçabilirim...
Eğer birgün kimseyle konuşmak istemezsen,
Beni ara...
Sessiz olacığıma söz veririm,
Fakat bir gün ararsan ve cevap bulamazsan
Hemen beni görmeye gel,
Belki SANA ihtiyacım vardır..
''Gönlüm Dilime Dargın, Dilim Gönlüme.Gönlüm Duygularını Anlatamadığı için Kızarken Dilime.Dilim anlatamayacağı şeyleri Düşündüğü İçin Kızıyor Gönlüme..."
Gülmek Istemiyorum Bugün, Icimden Gelmiyor Iste Öylesine Gülümsemek…
Sadece
Biraz Sessizlik,
Sadece Biraz Sensizlik Aslinda..
Acma Gönlümün
Penceresini, Yine Gelip Oturma Kalbimin Bas Kösesine..
Sadece Sus Biraz
Öyle
Ve Bakma..
Yine Gideceksin Cünkü O Yüzdendir “Gelme” Deyişim.
Zor
Oluyor Artik
Imkansiz Gibi
Aci Veriyor..
Gidisinin Ardindan Kendimi
Avutamamak Zoruma Gidiyor
Birine Baglanmak; Benim Olmadigini Bile Bile
Benimsemem Gücüme Gidiyor
Farkindayim, Aci Olan Bu: Herseyin
Farkindayim
Ben Sana Ait im Ama Biliyorum ki Sen Bana Ait Degilsin
Gitmek
Istediginde “Dur” Deme Lüksüne Sahip Degilim Ben
Ama Geldigin de Gidecegini
Bildigim Halde, Kendimi Biraz Daha Bitirecegimi Bildigim Halde, Sana “Git”
Diyememek Agir..
Gelme Diyemem, Biliyorsun
Ama Anla!
Gelme ki Yine
Gitmeyesin…
Uçurtma gibi işte
Bildiğin…
Ne zaman ne yapacağı belirsiz..
Benziyorum değil mi ?
Savunmasız,ömrü başkasının ellerinde
İstediklerin de düşürüp ağlatan
İstediklerinde her şeyden herkes den habersiz uçup giden..
Dalından yeni koparılmış acı çeken çiçek gibi..
Yavaşça susuz kalıp bükülen..
Goncalarını döküp ağladığını belirten..
Yapraklarını sarartıp sana sarılmak isteyen..
Kanadını incitmiş uçamayan serçe gibi..
Uçmak isteyip de gidemeyen..
Korkup kaçmaya çalışan…
Adeta ‘bana dokunma’ diyen..
Hatta;
Ağlamak istemeyip de ağlayamayan bir kız gibi..
İnatçılık edip de ‘’hayır’’ diyen..
Gitmek istese de aksine kopamayan..
Ben ‘buyum’ işte..
Her şeyi bir ömür boyu hayatı yalnızlığıyla paylaşacak olan..
Gece yattığında her seferinde gözünden yaş akan..
Diline kolay ama yüreğine ’zor’ olan..
Her seferinde biraz daha parçalanan..
En sevdiğim mevsim. En sevdiğim hava. Gri bulutlar. Ve soğukta, içimde donan duyguları eritip açığa çıkaracak sıcacık bir çay...
Eğer hala kızıyorsan,
kendin ile olan kavgan bitmemiş demektir.
Eğer hala kırılıyorsan,
gönül evinin tuğlaları pekişmemiş demektir.
Eğer hala kınıyorsan,
düşüncelerin yeterince berraklaşmamış demektir.
Eğer hala karşılıksız sevmiyor
ve sevginde ayrım yapıyorsan,
hala akıl ve mantığını kullanıyor,
içindeki sevginin yoğunlaşmasına engel oluyorsun demektir.
Yeryüzünün ağır olan üç işi vardır
Bekl'emek,
özl'emek,
düşl'emek.
Hepsi de yoğun 'emek' ister...
Bizi masallardan kovdukları içindir,şiirlere musallat oluşumuz...
Kalbinle sevdiğini
Aklınla silemezsin
Bu son hatıra belki son satırlarım olacak bunu yazan eller topraklarda solacak bir gün mezarıma sari güller ekeceksin buda bir sari güldü ne çabuk soldu diyeceksin.
Sakın bi kadini incitme!
Saç uçlarına varıncaya kadar kırılır kadınlar...
Selanı okursa bir kere yüreğinde,
Dönüşü olmaz bir daha öldürdüğüne...
Seni kimse benim kadar sevemez diyenler olacaktır, onlara benden selam söyle...!!!
Dumanlıyken düşüncelerimin kafası bulanır..
Sözlerim ise tam bi ayaş...
İnsan Az'a Kanaat Etmeli ..
Mesela Bana Seni Seviyorum Demişti..
iki Kelime Gibi ufak Tefek Görünsede Benim için Teselliydi..
Onunla Avundum Ben Hep..
Sanki Böyle Bagrıma Basar Gibi,
Sarılır Gibi O iki Kelimeye Tutundum..
Tekrar Tekrar Mutlu Olabilmek için,
içimden Şöyle Dedim.
O Bana Beni Sevdigini Söylemişti..
ve Ne Zaman içimdeki Ses ile Konuşuversem,
Bende O'na Aynı Karşılığı Veriyordum.
- Bende Seni ...
| Selami Altay
Bazı insanlar anlamak istese de anlamazlar sizi...bazıları anlamak ister ama anlayamazlar..çoğu zaman onlara açıklama yapmanızı isterler..Ben açıklama yapmayı sevmem ve insanlar açıklama yapmadan yaşamalı diye düşünürüm.Ben bir şeyler yazarım, sen bir şeyler anlarsın, başkası başka şeyler anlar.Bazıları bu adam ne diyor der.Bazıları defalarca okur, her seferinde başka anlamlar çıkaranlar da olur..Anlamak senin elinde olan bir şey ve hani derler ya; "kişi kendinden bilir işi" diye...sen işine geleni anlarsın ama ben yazarken senin nerene gelir diye düşünmem...Artık sen ne anlarsan...
Sana söz hayat!
Bundan sonra kimseyi göz çukurlarıma ekip, büyümesi için gözyaşı dökmeyeceğim...
vBulletin v4.2.4, Copyright ©2000-, Jelsoft Enterprises Ltd.