Orijinalini görmek için tıklayınız : FiLiZcEe'nin KöSeSi :)
Sana öyle sözler sarf ederim ki
gözlerimden akan her damla yaş için pişman olursun ...
Sana öyle zamanlar anlatırım ki
değerini bilmediğin anları hatırlar , özlemiyle tutuşursun ...
Sana öyle gerçek olurum ki
hayatın boyunca keşkelere mahkum olursun ...
Ama !!
......Sana KIYAMADIĞIM için öyle bir susarım ki
her susuşumda bin defa kahrolursun...
sevgim aynı uykuya benzedi.
Beklemekle gelmedi,
gelince karşı koyamadım.
Erken uyanınca mutsuz oldum,
çok uyuyunca da sersemleştim -.-
"Gelecek" çokça umut vaat eden ileriki zamanlara gebe, kandırmaca zaman dilimi.
Birçoğumuz için Son Ek ;
birgün arkamdan diyecekler: Gelecek'ten Umut bile etmeden Öldü
Bir kere olsun adresi şaşırda bana uğra be mutluluk
Hayat ne ilginç bazen... herşeyiniz olan insanın gün gelir hiçbirşeyi olursunuz. Hiç bir rica bonusunuz kalmamıştır....
Hayat çok garip. Elinden gelen tüm güzellikleri yapsan da, yine sonunda sen hatalı oluyorsun. Yüz sene sırtında taşısan, bir kere su içmek için sırtından indirsen, kötü olursun.
Insanlık çok nankör. En dost bildiğiniz sizi gün gelir hiçe sayar. Aşklar çok yalan. Çok seviyorum diyeninizde ufacık bir hatırınız yoktur aslında. Çok sever, ama kendi bencilliğini sever, sizi değil.
Yalan olan üzerinde yaşadığımız dünya değil, ele ele yaşadığımız insanlar....
Onunla bununla konuşup yakalandığında ''ilk o yazdı'' demek yerine ''sevgilim var'' demeyi bilin beyler.
Namus bekliyorsanız şerefli olun!
bu biraz agir olmus :) iyi olmuş ama iyi : )
Nereye bakıp,ne düşündüğümü kim umursar ise ben onun dünyasıyımdır. Ve hiçbir vakit kendimde tam olup, yarımlaşamamak kadar da çok bir şeyimdir.
“Üstüne titrediğim her şeyi yitirmeyi öğrendim çoktan…”
Sevdiğine bakınca gözlerinin içi neden güler insanların? Bana kalırsa hayatında sönmeyecek ışık olduğundandır… her zaman O na bakınca sahip olduğun için şükretmektir.. gözlerindeki ışık sönmesin, parıldayarak baktığın da hep ben olayım...
Bu aralar "keşke" yi kullanıyorum sürekli içimden.. keşke üstlenmeseydim sevgi hallerini.. bekliyorum.. sabırsızlıkla bekliyorum.. sonuca göre savuncam kendimi... ben masumum...
İnsan sevmeli mi gerçekten sevdiklerini. bir gün yok olacaklarını bile bile acı çekmelimi ardından. vazgeçilmiyor da ama ... garip bir dünya..... sL^. Kim Bilir; Belki De Sanıldığı Kadar Rahat Değilimdir. Sessizce Gidiyorumdur Ölüme
Büyüdük ya; büyümez olaydık! keşke, hep küçük kalsaydık... bin bir dert ve telaş sarıyor aklı. çevremizdeki her şey değişirken, seyirci kalabiliyoruz, neden?? tutulası ucu yok ki yada sonu; silinmiyor ki yazılı değil... sadece yaşanıyor, görüntü aldatmaca.. hayat var; bizler varız... Ama yaşanmışlıklar YALAN!...
cebimde biriktirdiklerimden,sevdiklerimden yansıyanlar...
Beni terk edenlerden tek bir dileğim olurdu.
"Ne olur, bir daha beni aramayın!
Çünkü ben kolay unutamıyorum.
Çünkü ben size duyduğum o akıl dışı aşk yüzünden keder bahçemi dağıtıyorum. Çocukluğumun o güzel bahçesini"
böyle derdim onlara ama yine de ararlardı beni…
o aslında,haddinden fazla sevildi diye;
yerleşmiş sevdasını,aşkın ana yurdunda inkâra yeltendi.
nerede olduğunu ve kim olduğunu bilmeyen biri kadar kimliksiz artık,taşıdığı benlik.
sevmek hayal gibi kaldı hayatımızda.
kısacası her şey,
iki silik siluetin siyah beyaz fotoğrafı.
bekleyişleri hep anlaşmalı,
acıları da dayanılabilecek kadar ısmarlamaydı.
kaygı,acı ve telaş birbirine karıştığında soldu mimozalar.
sonra papatyanın fal bakabilen bir çiçek olduğuna inandım.
şimdi özetle,
uzun zaman oldu görüşmeyeli değil mi? diyecek bahanemiz var artık o'nunla.
denk gelinirse kullanılmaya hazır,bir kenarında ağzımızın.
Büyüdüm artık... Anladım ki, masallardaki kadar masum değilmiş hiç kimse..
Sevmek acıtıyor, gitmek alışkanlık olmuş ilişkilerde..!
"geçmiş zamanda bir şeyler öğreniriz, ama bizi biz yapan bu öğrendiklerimiz değildir. geçmiş zamanda acı çeker, geçmiş zamanda sever, geçmiş zamanda ağlar ve güleriz fakat şimdiki zamanda bu bir işe yaramaz. şimdiki zamanın kendi zorlukları, kendi iyileri ve kötüleri vardır. bugün olanlar için geçmişe lanet etmek de, minnet duymak da olmaz. yeni aşkların eski tecrübelerle kesinlikle hiçbir ilgisi yoktur. aşk her seferinde yepyenidir."
-Öyleyse neden yüreğimi dinlemek zorundayım?
-Çünkü onu susturmayı hiçbir zaman başaramazsın.
Hatta onu dinlemiyormuş gibi yapsan da o gene oradadır, göğsündedir; hayat ve dünya hakkında ne düşündüğünü sana tekrarlamayı sürdürecektir..
Hayat senin bakışınla anlam kazanır.
Ya sadece bir noktayı görürsün, hayatın akıp gider, sen farkına varmazsın...
Ya da görebileceğin tüm güzelliklerin tam ortasında hayatı yaşarsın, akıp giden zamanın anlam kazanır ...
Hayatın anlamı;
Senin bakışlarında gizli..!
Her insan kaybeder; ama sevmeyen vazgeçer unutma.
Bil ki aşk; kaybettiğinde değil, vazgeçtiğinde biter aslında.
Bir insanın yaşayabileceği en büyük pişmanlık ,ömrünün sonuna vardığında rüyalarını yaşamamış olduğunu görmektir.
http://img1.loadtr.com/b-18020-r%C3%BCya.jpg (http://img1.loadtr.com/b-18020-r%C3%BCya.jpg)
Bir rüya gördüm , ama uyuduğumu hatırlamıyorum......
Merak Etme Yalnız Değilim..
Hüznüm, Can Sıkıntım, Yokluğun..
Şiirlerim, Sigaram, Çayım Hepsi Yanımda..
Sadece Yüreğiim Kayıp...
Persli`
23.Ekim.2014, 17:19
Hayallerim var. Gerçekleşmeyeceğini bildiğim ama beni mutlu eden.
Persli`
23.Ekim.2014, 17:22
Bazı insanlar var, onları seveni bile sevmiyorum. Öyle bi nefret.
Ve gece çok gece.
Ve artık elimizde yalnızca şarkılar, kitaplar ve bir bardak demli çay kalır...
Biz papatya yoluyoruz ,
Seviyor mu sevmiyor mu diye.
Hayatta bizi yoluyor aslında dayanacakmı,
Dayanamayacak mı diye...
Hala seni sevdiğimi düşünüyor musun? O kadar laflardan sonra ? Çocukken ben de radyonun içinde insanlar var sanıyordum...
Hayat niye dışarıdan bakıldığında kolayken içeriden bu kadar zor. Sadece bir gülüş istersin gününün iyi geçmesi içim sadece bir gülüş herhangi birinden, yoldan geçen bir insan yada evden çıkarken bir anne öpücüğü... Olması gerektiği gibidir hayat değil mi?
Atılan iftiralar yapılan çocukça şakalar ve karşınızdaki insanı ufak bir küçümsemeyle yok etmek midir? Ya ayrılık sonrası ya insanların boş gelmesi sana... Umut etmeyi neden bu kadar kötü bir şekilde bırakmamızı söylerler ki... Beni ben yapan onlarken beni benden niye alırlar?
Bir çizgi çek hayata bugün yeniden başlıyorum de içinden. Ve boşver dünyayı kaderini sen istediğin şekile göre yaşa hayatını, unutma senden başkası bilmez senin acılarını... ONA İNAT BİR AYRILIK GÜNLÜĞÜ SONU DAHA...
Altın olsam değerimi herkes bilir. Ben basit bir ”Demir” Olayım. Degerimi sadece ”Anlayan” bilsin
İstersen adı aşk olsun diyelim
Zor günler bize ders olsun güzelim
Her sevene nasip olmazmış böyle kıymetini bilelim
adını koymuşlar hayırlı olsun.. :D
Konuştuklarımızı bile bu kadar az insan anlarken, suskunluklarımızı kim anlar ki...
VEDA ETTİM; beni üzenlere,
karşılıklı otururken
huzursuzluk verenlere, akıl
verip almayanlara, iğneleyip
yaralayanlara.. VEDA ETTİM;
asiliklerime, huysuzluklarıma, kısa dönem ve uzun dönem
küsmelerime... VEDA ETTİM;
içimi tırmalayan, altüst eden,
düzenimi bozan hatalarıma,
gözlerimi acıtan, yüreğimi sıkıp
sıkıp bırakan pişmanlıklarıma.
Yine de biri çıksa, nasılsın dese alışkanlıkla iyiyim diyeceğim. kederli olduğum da söylenemez zaten. buna sebep de yok çünkü. ne taze bir ölüye sahibim, ne felaket geçirenlerim var. dedim ya oturuyorum öylece. iyi ki etrafımda kalbimi tanıyanlar yok.
Ne çok aşık var etrafta...
Herkes birbirinin aşkından;
ölüyor...
Sokaklar el, ele gezen aşıklarla dolu,
Ama çoğunun;
Ya yüreğindeki yabancıda,
yada yanındaki yabancı...
Uzaktan sevmek, diye bir duygu var,
Yiyorsa beni sevme, de...
Ne elin, elime nede gözün gözume değer...
Ama yüreğim, yüreğini her gün öper,
Kâh teheccüd namazinda, kâh sabah namazında...
Göründüğüm gibi değilim..Bakmayın yüreğimin solgunlaşıp , durgunlaşmasına .. Aslında en az çiçekler kadar renklidir kişiliğim ..Lakin şimdilerde , hüzün dolu bekleyişler ve imtihan içerisindeyim..
Artık Eskisi Kadar Dokunmuyor Bana
Ne VEFASIZLIK, Nede Zamansız Bir AYRILIK
Heybem Ağzına Kadar Bunlarla Dolu Zaten
Bugün " CANIMSIN " Diyenlerin, Ertesi Gün " EYVALLAH " Demelerine Dahi Alıştım Bu Saatten Sonra Hiçbir Şey Şaşırtamaz BENİ
Artık Herkesin Bir " GİDER PAYI " var Hayatımda...!
İhanetlerin,yalan sözlerle süslenmiş sevgilerin olduğu bir dünyada,
Gerçek AŞK'lar,
Sadece KİTAP'ları süsler olmuş. . .
Bazı insanlar vardır ; Bir kahvenin köpüğü gibidir,
Yudumladıkça Ruhunda vazgeçilmesi imkansız tatlar bırakan.
Kimi insanlar da vardır ki ;
Her yudumladığında kahvenin tortusu gibidir,
Yüreğine her dokunduğunda geçmek bilmeyen acılar bırakan. . .
Yüzümde buruk bir tebessüm dolaşır bu vakitlerde,
Düşüncelerim çıkmaz sokaklarda kaybolmuş,
Aldanmışlığın feryad-i çınlar kulaklarımda,
Oysa ki şu vakit dilim lal-i sürgün yüreğime,
Sukut eyle Ey Gönül şu vurgun saatlerimde. . .
İyi’ demek adettendir ya !
‘İyiyim’ dedim…
Değilim.
Anlatılması zor bir duygu içimde ki.
Her harf
Her kelime
Ve her cümle, olduğundan ya çok basit ya da daha karmaşık bir hale getiriyor dilime getiremediklerimi.
Birgün konuşmayı unutmak, sadece susmak istiyorum
Birgün susmayı unutmak, olur olmaz konuşmak istiyorum.
‘Kime, neye konuşursan konuş’ diyorum…
Yeter ki susma!
Hiçbir söz yetmiyor, beni ‘bana’ anlatmama…
Dinleyemiyorum kendimi, acımadan içim…
Dokunsalar ağlayacağım bir ömür boyu…
Ve değseler hüznüme, döküleceğim parça parça…
Bir anlık değil, boğulduğum bilinmezlik.
Acısı çıkıyor sustuklarımın.
Oysa ben iyiyim görünürde !
Anlamını içime çeke çeke mutluluğa erişemiyorum…
Ya hep ben fazla geldim ya da hep bir şeyler eksik kaldı…
Şimdi iyi olan ne varsa, üzerine çizgi çekemediğim kırgınlıklar sarıyor dört yanını.
Ve ben,
İyi olmanın eşiğinde, korkulara kapılıyorum anlamadığım bir biçimde…
Sebebim yok.
Belki de çok…
Biliyorum;
Ben bile kendimi anlayamıyorken anlaşılmayı beklemek, hayalden de öte .
Ben kendimi,
Görmüyorum
Duymuyorum
Ve bilmiyorum…
Dokunsalar ağlayacağım bir ömür boyu…
Ve değseler hüznüme, döküleceğim parça parça…
Benim acılarım vardı senden sakladığım, seninse mazeretin vardı arkasına saklandığın.
Benim içim dayanmazken veda etmeye, seninse ucuz sözlerin vardı kendine iyi bak diye...
İyi olmam ya da olmamam umurunda bile değildi..
Seninki de laf olsun işte...
Yok, öyle zannettiğin kadar üzgün değilim,
Benimki de alt tarafı sevdaydı işte...
Çok uzun zamandir o kadar çok konusmak istedigim seyler vardı ki...
Hep susturdum dilimi,ben sustukça gözlerim ağladi..
Yüreğim agladi...
Sus dedim hep sus...
Sabret...
Suskunluğumda bir cevabtı aslında..
Anlamasini bilene... sustum...!
Öyle bir sustum ki...!
Uçurumun ucunda durdum..
Asağıya düşen hayallerimi seyrediyorum şimdi.
Biten umutlarımı...
Giden dünlerimi...
Ağlayan gözlerime hesap veremiyorum şimdi...
Yarinlarim adsiz...
Rüyalarım uykusuz...
Düşlerim,hayallerim bom boş,
ve ellerim buz gibi soğuk şimdi...
Ben suskunluğumun peşinden gidiyorum...
Bıraktım artık kendimi boşluğun tam ortasınadaki karanlığa...
Ne olacaksa o olsun diyorum...
Çünkü ; Yorgunum...
Uzun zamandır okadar çok şey vardı ki biriktirdiğim...
ve şimdi o uçurumun başından onları aşşağiya birakiyorum....
Özgürce gidin şimdi....
Güvenemiyorum insanlara;
Güzel konuşup güzel yazıyorlar.
Dil başka olmuş, yürek başka.
Görünmüyor asıl çehre.
Artık o kadar sık değiştiriliyor ki
Maskeler bile sahte..!
Konuştum SUS dediler...
SUSTUM cevap beklediler...
AĞLADIM GüL dediler...
GÜLDÜM Gamsız diye seslendiler...
SEV dediler herkesi sev...
SEVDİM...Saf bildiler...
KIRDILAR Kalbimi affet dediler...
AFFETTİM tekrar tekrar sancıttılar...
Benimse birtek sözüme SIRT çevirdiler...
HAYATIN KURALI bu yanılacaksın kırılacaksın üzüleceksin dediler...
Ama hiç dedirtmediler HEP dediler...
Bırakmadılar, BEN DE diyeyim içimdeki sızıyı, sancıyı, kırgınlığı...
HEP dediler AMA dinlemediler...
Aldırmadılar GÖZYAŞLARIMA.
Bense hep SUSTUM...SUSTUM...SUSTUM.
Bugün ise artık dinleselerde KONUŞAMAM...
Diyecek SÖZÜM kuracak cümlem, koyacak noktam kalmadı...
Ne var ne yok BOĞAZIMDA düğümlendi...
YUTKUNDUM oracıkta kaldı...
Kimseyi kirmamaktı, üzmemekti susmamdaki AMAÇ..
Ama geriye dönüp baktığımda ben o kadar KIRILMIŞIM ki...
ACI bir GÜLÜMSEME kaldı benliğimden hamdolsunnn..!!
Ben Her Gece Gökyüzünü Rekten Renge Boyarım Kimseler Görmeden,Gizlice.
Her insan fotoğraflarda güzel çıkmadığını düşünür,
Aslında en güzel oldukları yerler fotoğraflarıdır.
Öylece dururlar çünkü,
Yalan söylemezler, bırakıp gitmezler, nankör olmazlar, kalbini kıramazlar, seni aldatmazlar, ihanet edemezler.
Fotoğraflar sadece susar ve gözlerinizin içine bakar.
O yüzden gelmesin gidenler, bir fotoğraf göndersinler yeter ..
Her lekenin izini silebilirsiniz,
Çay lekesi, kahve lekesi, ayran lekesi,
hatta üzerinize sıçratılmış en kötü çamurun bile leke izini
silebilirsiniz.
Ama;
Bir insana atılan kazığın, kalbinde oluşturduğu yaraların
leke izlerini asla silemezsiniz...
Uçarcasına yaşadığım bir aşkın sonunda kanatlarım sende kaldı.
Şimdi hayat ne güldürüyor, ne ağlatıyor, ne öldürüyor ne de yaşatıyor.
Bir türlü adını koyamadığım şey;
sende yok olan aşk bende neden yaşıyor.?
''Hiçbir şeye gerek yok..
Yanımda bir dilim sesin, bir bardak gülüşün,
Birde yüzünden hiç eksilmeyen Tebessüm'ün olsun, yeter...''
Aşk neydi ?
Bir oyunmuydu oynamasını unuttuğum
Yoksa bir şarkımıydı notalarında kaybolduğum
Sözlerini şaşırdığım şiirmiydi yoksa
Bir bulutmuydu gökyüzünde mavi
Yoksa toprakmıydı ebedi sonsuzluk durağı
Kırmızı gülmüydü kalpleri fet eden
Kardelenmiydi bütün zorluklara rağmen gözler önüne serilen
Yoksa karanfilmiydi küçük bahanelerle solan
Yağmurmuydu sahilleri dolduran
Kara kışmıydı Sevdaları birbirinden ayıran
Aşk neydi?
Gözlerinden yaş geldiğinde oturup bir köşede sessizce ağlamakmı
Yüzündeki mutluluğu görüp hayata sımsıkı sarılmakmıydı
Yoksa herşeye veryansın edip delice savrulmakmı
Aşk neydi ?
Belki binlerce kez çay demledim;
Ama hiç birinde seni özlerken demlediğim çaylar gibi tat bulamadım.
Çünkü önce sevda ateşini yaktım.
Üzerine gönül suyunu koydum.
Sonra aşkın çayını harmanladım.
Ve özlemin kısık ateşinde demlenmeye bıraktım...
Sonunda biraz gülüşün, biraz bakışın, biraz sesin, biraz kokun ve bolca aşkın olan çayı tattım...
Artık başka çaylar, iflah etmez beni... (_)?
Üç nokta aşktır...
Her nokta gizli bir Ahtır!...
Seviyorum deyip haykıramamaktır...
Boğazda düğümlenen iki çift sözdür...
Dilin lal, gönlün melal olduğu andır...
Gözlerden süzülmeyen iki damla gözyaşıdır...
Hissedilen fakat bir türlü yazılamayandır...
Kelimelerin kifayetsiz kaldığı andır...
Üç nokta; bitmeyendir bitemeyendir... ~~~
'' Ne kadar kalmak istesek de bazen gitmek zorunda kalırız. Ve ne kadar gitmek zorunda olsakta, kalmaktan yanadır sol yanımız.. ''
En çok ellerini sevmeli bir kadının.
Örgü örünce, bin ilmeğe sığdırır aşkı;
Çay demleyince bir demliğe,
El sallayınca bir ömre…
Bu saatten sonra ne yeni arkadaş olur bizden, ne de eski sevgili… Gönlümde her şey yolunda gitmese de beynimde çoktan bitirdim seni.
Biliyor musun, söyleyecek tek bir söz bile bulamıyorum sana… Tek bir kötü kelime edemiyorum, kızamıyorum, kıyamıyorum…
Bazen diyorum ki, keşke aklıma geldiğinde sana hiç öfkelenmesem… Sana öfkelenmeyecek kadar umursamasam seni, o kadar alışsam yokluğuna, hatta unutsam… İnsan başına gelmeden anlamıyor sevgilim. Bir başkası anlattığında da hissedemiyor acısını. Bu yüzden beni anlayıp hissedemeyeceğine eminim. Olsun… Ben içimden geçen şeylerin bir kısmını bil istedim. Bunu anlayamasan bile anlatmak istedim…
Hiçbir şeyin güzelini hak etmiyorsun. Bunu bile bile senden vazgeçemiyor olmak da ayrı bir sıkıyor canımı.
Sen yine de her şeyin en güzelini yaşa…
Beddua etmek bile fazladır bazı adama…
Hiçe sayıp gidenlere
Sonrasında tıpış tıpış dönenlere
Ve o yalanlara tek sözüm var
HADİ ORDAN!
Bazı şeyler çabuk biter.
Alarm kurulmuşsa uyku,
bitmesin isteniyorsa yol.
Yarısında yakalamışsanız çok sevdiğiniz o şarkı çabuk
biter.
Sarılmış izliyorsanız film,
hızlı yaşarsanız ömür,
çok severseniz AŞK çabuk biter...
Bazılarının pişmanlıklarıyla; benim affedişlerim bir araya gelip, çay içelim deseler. Hesabı yine benim "İyi niyetim" öder...
Kafana göre yaşa,burnunun dikine git,ordan sağa dön pişmanlık... Sola dön yalnızlık...Arkadan bak keşkeler...Sonra otur bir sigara yak ve gelsin Boşverler...
Hiçbir Zaman Parça Parça Olmadan, En Bütün Olunmuyor ....
ben ne çok hata yapmışım meğergözüm kapalı bakmışım meğeryıllar geçmiş ben saymışım meğerdostum sanıp aldanmışım...
Bak sana ne getirdim!
Bahçelerin baharını,
Çocukların gül dudaklarındaki
Şarkısını getirdim.
Sevdiğin ne varsa
Yanımda hepsi:
Akan suyun coşkusu,
Kuş sesi,
Çam uğultusu.
Çobanın
Yanık kavalına üflediği
Türküsünü getirdim.
Kır çiçekleri topladım
Kırağı düşmemiş yaylalardan,
Katıp sevgimi yanına,
Boynu bükük dağ menekşesinin
Kokusunu getirdim.
Bak sana ne getirdim!
Ucu yanık bir yürek,
Okşanmamış bir beden
Sevdası buram buram tüten / uzaklarda,
Sadakati dağlardan yüce bir kadının
Tutkusunu getirdim.
Her sınırı sana komşu,
Her ırmağı sana akan,
Her ülkesi sen olan bir dünyanın
Atlasını getirdim.
Bak sana ne getirdim!
Avuçlarımda bir tutam aydınlık,
Azığı umut dolu bir bohça,
Bedenini taşımaktan yorulmuş
Bir çift ayak getirdim.
Tuzunu getirdim / ocakta kaynayan yemeğinin,
Yıldızlarla arkadaşlık ettiğim gecelerin
Uykusunu getirdim.
Bak sana ne getirdim!
Yokluğunun susuzluğunu,
Gönlümün yoksulluğunu,
Gurbet elde ,
Ne zamandır
Unuttuğunu getirdim.
Kamuran Esen
Beyazım, siyahım, sarıyım, kırmızıyım, yeşilim ben galiba biraz deliyim
Kimseye bir şey öğretmek haddim değil; kafama göre takılıyorum ,eğleniyorum hepsi bu...
Gönül gözü kör olmuş Akıl nerde kime ne?
Gönlüm güle vurulmuş
Dikeninden banane...
İçimde ne kadar ölmüş kelime varsa, gözlerinde dirilişlerini gördüm. Hesap günü korkusu vardı yüzlerinde.
Tüm umutlarını rıhtımda rıhtımda bırakmış, Son yolculuğuna çıkmış gemiler gibiyim.
Ve hayatının belli dönemlerinde karşına iyi insanlar çıkar. Onlara tutunup hayatta kalmaya devam edersin
deliymiş,uçmuş,kaçmış,masummuş,huysuzmuş,hoşmuş,se vecenmiş,aşıkmış,kalbi temizmiş,duygusal değilmiş,bencilmiş,mutluymuş,bazen mutsuzmuş,özlermiş,ağlarmış öyleymiş işte..
Hayat dediğin kısacıkmış ne boş…
Bunca sözünün hepsi yalanmış,neresi hoş??
giden gitti,ay dut gibi sarhoş…
O olmadan,saçma sapan yakamoz…
Söyle onun derdi ne,ettiğim alt üstü bir kelime,
Bu hayatı sürer misin? dedim benimle…
Şimdi ben kime ne diye,tutunayım aşkım diye diye,
Bak pişmanlık var gözlerimde…
Görmemem mi lazım,
Derin ki bu yara kalbim nasıl kapansın…
Can mı lazım? o da gittiki zaten,altı üstü kalsın…
Sevmemem mi lazım? gelsin de dilim bunu kalbime bir anlatsın
Ben elimden gelenin en iyisini yapıyorum hep. Bütün kayıplarım, iç yanmalarım, üzüntülerim, üzmelerim, ağlatıp ağlamalarım hep elimden gelmemesinden. İlişkilerimin istisnasız hepsinde ben oluyorum acıtan, hep elimden gelmemesinden bu. Yoksa dedim ya en iyisini yapıyorum elimden gelenin ama elimden gelmiyor işte. Nasıl oluyorsa en çok acıyan ben olurken acıtan deniyor bana. Nasıl beceriyorum bilmiyorum ama hep aynı şeyi yapıyorum enkaz bırakıyorum ardımda. Sonra pişmanlıktan ölsem de dönemiyorum o enkaza, o yıkıntılar yerini yepyeni güzel şeylere bırakıyor ve benim parçalarım boşlukta kalıyor. Boşlukta bir sürü parçam var benim. Başkalarının sahip olduğu parçalar, onlar bıraksalar da o parçaları ben geri alamıyorum. Ben unutuluyorum, unutmuyorum
ben
-dinlerken hissedebiliyorum.
-hissettiklerimi anlatabiliyorum.
-hissederken dinleyebiliyorum.
-dinlediğimi anlatabiliyorum.
-anlatırken hissedebiliyorum.
a
m
a
dinlerken hissettiklerimi anlatamıyorum..
o yüzden sadece dinletebiliyorum....
romantik miyim ben?
olduğumu söyleyenler var
olduğumu hissettiğim zamanlar var
peki gerçekten, romantik miyim ben?
romantizmden anladığın ne?
şarap mum gül.. bunlar mı?
bunlardan hoşlanmıyorum
romantizm çekmeceleri bana göre değil
kim bilir kaç kişiye gönderdiğin şarkıların şiirlerin senin olsun
olduğun gibi gel bana
etten ve kemikten
gerçek kokunla gel
uykundan uyandığında, gecenin bi' vakti
o kısacık zamanda,
o his hani, tarifsiz..
kaç gül, kaç şişe şarap ve kaç mum kalıbı ederse işte senin için..
ben burda, iyi mi kötü mü bilmem, senden çok uzaktayım
her kimsen, iyi mi kötü mü bilmem, benden çok uzaktasın...
derin yaralar iz bırakır
ize baktıkça için acır
acıyor
Ey benim başımı alıp duvarlara vuran gönülüm...
Sen her böyle yaptığında bin parçaya bölündüm.
Düşünmez mi kimse, kim kendini küçük düşürdü?
Küçüğüm çünkü kalbim büyüdükçe beden küçüldü...
İnsanları izlerken, daha evvel hiç görmediklerini görebilir, hiç hissetmediklerini hissedebilirsin ...
Hak etmedikleri için terbiye ettim artık yüreğimi.
Gelecek gibi oluyorum bazen sana da,
Sonra;
Geri çekiyorum hep kendimi...
Kendi yüreğinde hissetmediğin bir duyguyu başkasına
veremezsin...
aslında gerçekten bir süre geçtikten sonra bakıyorsun ki,sen sanki sırf onu tamamlamak için gelmişsin dünyaya.
o düşerse sadece sen tut ellerinden onu kaldır diye.
o ağlarsa sadece gözyaşlarını sen sil diye.
yürüdüğün yolda onun ellerini sımsıkı tutman,
kokunu doya doya içine çekmen
ve sımsıkı sarılman.
tüm bu güzel duyguları onunla yaşamak istemen gibi.
sanki tanrı sadece sen tamamla onun parçasını diye,
seni dünyaya göndermiş gibi.
Hepimizin farklı hikayeleri var. Farklı inançları, başka bakan gözleri, başka kalpleri var…
Aynı mavi denize bakıyoruz farklı düşlere dalıyoruz. Aynı gökyüzünün anlamı hepimizde başka başka…
Sözcükler dökülürken dudaklarımızdan başka anlamlara bürünüveriyor zihinlerde
Ben kendimi anlatmak istiyorum sana… Sen kendi sınırlarında tanımlayabilirsin beni…
İçine bak! Özünü fark et!... Sen bir Mucizesin .... Aşk'la yaşa ki, Hayat AŞK OLsun... Paulo Coelho
Bence de mutlu olmak icin cok seye gerek var.. Ama en önce kendince kücük sirlara, bozup yeniden olusturudgun ilkeciklerine..En önemlisi de görebilmeye ihtiyac var..
Herkesin bir sirri olmali.. Kücük bir sihir gibi sarmali yasamini...
Leyla Değilim. Lakin Çağırırsan Çöllere Gelirim.
Sana Yalan Halde Gelmem, Toplarım Özümü Yalın Halde Gelirim.
Kapıyı Çaldığımda Kim O Dersen
Ben Olmam Kapında, ` Sen ´ Olur Gelirim.
Sen ' Gel ' De Yeter, Yola Yük Olmam Yol Olur Gelirim.
Bazen hiç gelmeyecek
biri de beklenir;
O bir düştür
yazına, soluğuna eklenir.
Burası Suskunluklar Caddesi... Burada Kimseler Konuşmaz... Hep Dilsizdir Sevmeler... Burada Hasret Kokan Sözler Oturur... Hiç Bir Vuslat Yazılmaz Kaleme...
Herşey bir anlıktır,Aşklar, sevdalar hepsi bir anlık.Kalansa tortusudur hayatın.Ayrılıklar,acılar bir de YALNIZLIK...
Belki ben o kadar inatçı değilimdir de sen yeterince ikna edemiyorsundur .
"Yeni bir sözcük öğrendim geçenlerde rastlantı sonucunda;
Eskiden yüreğin ortasında bulunduğu sanılan siyah nokta,
Yani mecazi anlamda bir gizli niyet, bir duygu ve düşün
Ve bitkibiliminde tohumun içindeki o itici güç sürgün.
Yoklayın kendinizi şimdi hepiniz sonra söyleyin bana;
Nedir yüreğinizdeki siyah nokta, gizli niyet: süveyda?"
Metin Altıok
Bazen ruhun o kadar hızlı koşar ki, bedenin çok geride kalır...
Bazen o kadar çok düşünürsün ki, düşüncende yalnız kalırsın...
Bazen yalnızlığına o kadar alışırsın ki, kendi içinde gittikçe kalabalıklaşırsın...
Bazen kendinden o kadar sıkılırsın ki, yeni şeyler saçmalamak istersin...
Bazen çok yorulursun, dinlenmek için sadece soluk alırsın...!
Bazen öyle bir sınıra varırsın, o sınırda yapayalnız kalırsın...
Ne şiirler, ne şarkılar, ne makaleler ne kocaman kocaman laflar kar etmiyor... Bir şey var yetmiyor ifade etmeye, herşey basitleşti gözümde, kendimi bir uçurumdan atıp yamaç paraşütü yapsam Ege'de... Ölüdeniz'e doğru süzülsem kuş gibi çığlık çığlığa belki iyi gelirdi...
Hani anlaşılmak değil istediğim
ben bile anlayamıyorken beni
fakat şöyle yürekten dinleyebilselerdi belki
yalan gözlerle anlamsız bakışlarla değilde
sıcak samimi ve içten dinleyen olsaydı da anlamasaydı yine
Hiç kimse kendisi değil!
Kendisiyle değil.
Kendinde değil.
Göz ucuyla bakıp dünyaya
Kulak misafiri olup fikirlere
Modaya uygun kelimeler telaffuz edip
Başkalaşmaktayız birbirimize...
yaralıı bir kalp
yaralı başka bir kalpte mi
huzur bulur?
kollarım sarılacak birini arar
sarılacak birini bulsam
iyi olur muyum?
Hüzünlüyüm
Ölesiye
Çocuk benliğimin
Taciz edişlerinden
Yorgunum
Kırgınım
Öyle sıtkım sıyrıldı
Herşeyden ve herkesten
Deneme bir iki
Sonuç hep yanılgı
Yazık gönlüm
Kendine artık acı
"kendimden kaçıp gönlüme sokuldum"
Kalbimi aldırdım
Artık kalpsizim
Bundan sonra böyle
Götüyle zelzele
Yaratan sen misin?
Bütün afetler gibi
Doğal afetim
Tabii ve dünyevi
Volkanı
Sarsıntısı
Fırtınası
Seli
İçimde, sebebim değilsin!
Olamazsında...
Sandığın gibi
Sanmadığın gibi
Hiç birşey gibi
Değil...
Yeni bir bilince geçmek demek, eskimiş bütün bilgileri bırakmak, alışlanlıkları değiştirmek, bakış açısını genişletmek, tabulardan kurtulmak, batıl ve öğretilmiş inançlardan kurtulmak demektir. Ancak böyle yenilenmiş olur insan ve sıçrar zamanın ötesine...
Birilerine yara olan, başkasına yâr olmaz..
Gün gelir, kanattığı kadar kanar herkes..
Sen de yanarsın..
Evet belki çok yalnızım..
Evet belki çok yaralandım..
Evet belki kendi kabuğuma çekildim..
Evet belki artık insanlara güvenmek istemiyorum..
Evet belki dışardan bakıldığında, umursamaz biriyim..
Evet hakkımda ne düşünürseniz düşünün ilgilenmiyorum..
Ben sadece tek bir cevap bekliyorum;
Siz değer verdiklerim;
Ben ağlarken neredeydiniz?
Ruh eşi diye bir şey varsa eğer benimki hayatta gelmez. Kendimden biliyorum inadı inattır..:))
Diyorya ünlü bir düşünür.
Hayatı anlık yaşa keşkelere ihtimal bırakma...
Bazen sessizlik yorucu oluyor....
KoNu$âCâKSân öYLé ßiR KoNu$ Ki iNâNâYıM âĞLâTâCâKSâN öYLé ßir âĞLâT Kİ SuSMâYâYıM GiDéCéKSéN öYLé ßir GiT Ki öLüMü UNuTâYıM âMâ SéVéCéKséN öYLé ßir SéV Ki, SéV Ki KoNu$SâNdâ GiTSéNdé âĞLâTSâNDâ SéNi YüRéĞiMDé Yâ$âTâYıM....!
güzel bir papatyaya benzer genç bir kızın yüreği
saklamayı bilirsen hatıra defterinin beyaz yaprakları arasında
hep korur ilk günkü güzelliğini
ve bir beyaz papatya gibidir aşık kadının yüreği
cesaretin yoksa aşkı bulmaya
solsa da, kurusa da, savrulsa da rüzgarlarda
ölene dek bekler seni...
“Bir derdin varsa açabilirsin ağaçlara,
Ağaç yaprak verir, sır vermez rüzgara.”
Aşk,
"Bir kişiye adamaktır kendini" derlerdi hani.
Düzeltiyorum,
"Aşk bir kişiye hep aldanmaktır" oysa ki...
Leyla’ya sorulmuş:
senin Mecnun’a olan sevgiN mi daha büyük, yoksa Mecnun’uN sana olan sevgisi mi? beniM ona olan sevgiM, demiş Leyla ve sonra açıklamış;
" çünkü onuN bana olan sevgisi meşhur oldu, beniM ona olan sevgiM ise gizli kaldı!!"
sen benim farkimi fark edemedin ama artik fark etsende fark etmez çünkü benim farkimi fark edenler senden çok farklii...
Ne acılar gördük sahiplerini arayan, ne mutluluklar gördük sahiplenilmemiş.
Rüzgar 'ı aşk,,,
Yağmuru sevda...
Gel / gitler arasında.
Hayat yoruyor bazen,
Tutunası yürek arıyor insan.!!
Yorgunluğu bilen...
Yorgun olan en çokta.
Ve; sevmek zaman alır.
Aşk ki, emek emek...
Evet; Sarılmak, hissetmektir
bir(az)da sevmek...
Kelimelerin yetmediği yerde susmak en ideal yoldur. Ama içinde biriktirdikçe o çıkmayan kelimeleri, olmadık bir anda, hiç ummadığın bir zaman da öyle bir çıkar ki durdurabilene aşk olsun.
Tuzla buz olmuş bi ayna gibiyim. Hadi kırdın beni sonra yine yapıştırdın var say.
Sonra da kendine bak o aynada bak bakalım kendini nasıl göreceksin....
Hayat ne olursa olsun bir şekilde devam ediyor. Yaşadığımız onlarca belki de yüzlerce şeyden sonra o toparlanma evresinde her birimiz kendimizi bir çıkmazın içine sokup dururuz. Sanki yaşadığımız bu kötü günler yada kötü olaylar hiç bitmeyecekmiş gibi. Halbuki farkına varamadığımız şey ne olursa olsun kendimizi boş yere o karamsarlığın o gecenin ve o dört duvarın içine boşu boşuna ve bile bile kendimizi hapis etmek olduğudur. Eğer umutsuzluk yada üzüntü ile bazı şeyler geçecekse o zaman dünyada sorunlu hiçbir insan kalmazdı. Yaptığımız sadece bu kısa hayatta kendi hayatımızdan çaldığımız zamanlar, değerli anlar. Belki bazı şeyler elimizde olmuyor ama yaşadığımız nefes aldığımız her saniyenin kıymetini bilmek bizim boynumuzun borcu… Ne olursa olsun hayat yaşamaya değer ve mutlu olmak her birimizin hakkı, çünkü her gecenin bir sabahı, her zorluğun bir kolaylığı var… Hadi şimdi git ve o en sevdiğin müziği açarak dans et ve nefes aldığın her saniye için şükret
Dost, arkadaş, sevgili ne ararsan var burada ve ismini unuttuğum onlarca yüzlerce isimsiz mezar.. Hangimizin yok ki ?
Şarkılar eskisi gibi değiller artık
Şiirler bile duygusuz
Kalbe dokunmayan harflerden ibaret sadece
Kitaplara bir şey demiyorum
Hiç okumadım ki zaten
Belki de sen başka bir hikayenin kahramanıydın ve benim hikayeme yanlışlıkla düştün. Olamaz mı ?
Bazı anlarda cesaretim kırılıveriyor. Bir uçurtmaya, gözlerimi ayırmadan uzunca bir süre bakabilecek cesareti bile bulamıyorum kendimde. Uçurtmanın dengesi bozulacak, kuyruğu dolanacak ya da ipi kopacak gibi geliyor. Bir şeyler iyi gitmediğinde ve tüm bunlar üstüste geldiğinde, insan, bundan böyle yaşananların ve yaşanması muhtemel olanların kötülükten başka bir şey getirmeyeceği hissine kapılıyor. Bir adım sonrasında toprağın ayaklarının altından kayıp gideceğini düşünmek gibi bir his bu. Her adımı boşluğa atmak gibi.”
http://1.bp.blogspot.com/-7qg9TKLVgJc/UskmdrKdKkI/AAAAAAAAKL4/VtFWB_ft978/s640/METEROLOJ%25C4%25B0.jpg (http://1.bp.blogspot.com/-7qg9TKLVgJc/UskmdrKdKkI/AAAAAAAAKL4/VtFWB_ft978/s1600/METEROLOJ%25C4%25B0.jpg)
HADİ GEL YÜREK.. MUTLULUĞA ,MERHAMETE, İYİLİKLERE, İYİ KALPLERE YİNE BİRLİKTE ADAY OLALIM..ZATEN YALANLAR, YALANCILAR BİZDEN DEĞİL..
ÇÜNKÜ YÜREĞİMİZDEN KAR OLDUĞUMUZU SEVENLERİMİZ ÇOKTAN BİLİYOR...
iyilikten olsun hep mutluluklar..
ki tüm inanan gönüller kutluluk olsun..
ve sevenlerden hiç ayrilmasin ki iyilik...
mutlulukta da kivanç olsun .
yazana kadar hissetmek gerek..
yazdiktan sonra yürekten okumak..
okuduktan sonra hazmetmek...
seneler seneler gerek yazmak için..
okumak ile de cefakar..
ve en mükemmeli de
yazmak için..
anlaşilir da olmak..
bu sebepten sevgi yazdik okuduk biz...
..
yürek de böyle ..
''Bazı insanlar yağmuru hisseder, diğerleri ise sadece ıslanır.'' Bob Dylan
hoyrat ve bonkörce koparttım bir sayfa daha takvimden..
günüm bitti, ben azaldım bir yaprak daha..!
oysa yarına dair neler biriktirmiştim, savuna savrula..!
şimdi ne yarın kaldı, ne de ben, bendeki benden..
hayallerin de kurumuşsa..
unutmuşsan onları sulayıp yeşertmeyi,
sen; yaşayan ölüler mezarlığının bir ferdisin demektir..!
acilen hayal kur ve peşinden düş yollara..!
kalbimizdeki kelimeleri, sussakta mı saklasak, susmasakta mı bağırsak yoksa sarmısaklasakta mı yogurlasak karar veremedim :)
Eyvallah sözü çok hoştur, gelene de uyar gidene de!
Aşk başlamadan güzel..
Kalplerde heyecan,
Bakışlarda korku olduğu zaman güzel..
Birbirimize sezdirmemek için çırpınış,
Başkaları görmesin diye çabalayış...
Gözlerim, gözlerine değdiği zaman...
Aşk, başlamadan güzel...
Cigdem
27.Ekim.2014, 23:43
http://img.webme.com/pic/e/eneskomedi/evkedisizk5.jpg çok romantiksin aSk immmmm sayfana bakmadan edemiom:)))
"Öyle eksildik ki yaşarken, bize dokunan her şeyi eksiltiyoruz.
Yalnızlığımızla çoğalıp kalabalıklığımıza eksiliyoruz.
Ve öylesine kalabalık ki yalnızlığımız,
Ne yana dönsek kendimize çarpıyoruz."
http://img.webme.com/pic/e/eneskomedi/evkedisizk5.jpg çok romantiksin @aSk (https://www.turkiyemerkezi.com/member.php?u=15686) immmmm sayfana bakmadan edemiom:)))
hiiii bu ne odada karanlikta telefondan giriom ödümü patlatii kim bu teyze :)))))))))
Cigdem
27.Ekim.2014, 23:48
haha sabah görürsün korkma bidenem :))
Her geçen gün biraz daha kabuğuna çekilmek zorunda kalan, hayallerinden vazgeçen, düşüncelerini, duygularını, yüreğindekileri, hayallerini bastıran insanlar...
Keşke herkes ömrüne yakışanı bulup
kendi ömrüne eklese...
Öğrendim ki; güldüğün zaman herkesi kıskandıracak kadar güzel güleceksin. Ama ağlarken her zaman yalnız ağlayacaksın, hüzünlerini gizleyeceksin, kimseyi sevindirmeyeceksin. Ve göz yaşlarını yine kendin sileceksin, kimseye minnet etmeyeceksin. Çünkü; minnet ettiğin herkes, sonrasında kendini nimetten sayıyor. Elini bırakmayanı yüreğinin dibine kadar seveceksin ama en zor anında seni bırakanları ise; yalnızlıktan gebersen dahi asla affetmeyeceksin.
Uykun gelmiyor diye gözlerini suclama
Belki de beklediğimiz uyku değildir !
Ara verdim yaşamaya , yalnızlığa ya da sana ; Ne fark eder ki , Hepsi sen değilmisin ne de olsa . İçimde bir sıkıntı var ; Daralıyor sanki nefesim , Ya nefesim daralıyor ya da gecelerim . Kolay değilmiş ; Bir gece vakti cansız bedenimle uyanmak , Hem uyanmak , hem de senin için uyumak . Enkaz altından ölü çıkan bir bebek gibiyim ; Ağlayamıyorum . Ruhum bile parçalanmış ; Tanrı beni tanımıyor . Ne bir günahım var artık , Ne de bir Tanrım , Merak etme .., Bu gece de mezarındayım .
Bize iyi gelen insanların hep uzakta olması evrenin;"mutluluk senin neyine!" deme şekli olsa gerek.
Herkesin içinde hiç kimse olmam, senin bende her şey olduğunu değiştirmez.
"Bir kalp kaç kişiye aittir" dedi
Kalbin kalıbına bağlıdır dedim
Kalıbı beş para etmez
Bir kalbi sevmiş olmalıydı ki;
SUSTU... (B.Gökçe)
Düşünceler çorak,
Bozkır oldu her yeşil.
Beni unuttunuz kelimeler,
Kalemim dilsiz kaldı,
Yazamıyorum...
http://img2.blogcu.com/images/1/s/e/1sessizgemi3/load_image.cfm3.gif (http://img2.blogcu.com/images/1/s/e/1sessizgemi3/load_image.cfm3.gif)
her seven
sevilenin boy aynasıdır
sevmek
sevilenin o aynaya bakmasıdır
Özdemir Asaf
Beklemek mi gitmek mi oldu adın, hiç bilmedim. Gittiğim zamanların bekleyeniydi yerin, geldiğim zamanların gideni. Kocaman uğultuların gözü yaşlı sessizliğiydi sende durmak, sana bakmak, ve belki her gelişte senden gitmek...
Aranıpta bulunmak istenmeyen, bir yalnızlığım…Geçtiğim sokaklarda ayak izlerim…Bir çift gözde aranıyorum adım adım…Kaçıyorum ....zifiribakışlardan…
Hüzün kokan tenlerden…Gülen gözlerin ardında saklı kalmış bir gözyaşıyım…Ben ki gizliyim, soğuk gülüşlerde…Bir yakarışta hece hece dökülüyorum olur olmaz…Adım başına bir damlayım şimdi…Kırgınlıkların arasında unutulmuş bir hayalim…Unutuluyorum bir gün doğumu…Ansızın beliriyor, rotasız düşüncelerde rengim…İsteyene pembe, isteyene mavi…Mutluluğa, beyaz…Acıya, siyah…Aynada asılı kalmış bir
tebessümüm…Alacalı yalnızlıklar kuşağındayım…
Bir kadeh tokuşturuyorum, anlamsız bakışlara…
Aynada ki yüzüme takılıyor gözlerim…Gülüyorum, kendimde gördüğüm anlamlara…Bırakıyorum aynadaki halimi olduğu gibi,
Uyuyorum, düşünce bulutlarında…Dilde mühürlenmiş bir suskunluğum…Gözlerimi acıya açıyorum…İçimi yıkıp, yağmalıyor sesler…Kendi içimde kıvranıyorum…Sesime uçurum çığlıklarım…Kendime lal, dilim…Duyulmuyorum…Ve ben, hiç bilinmiyorum...
0' dan onunLa basLarsin hayata,
1 baKmissin girivermis hayatina,
2' de bir dusuverir aKLina,
3 gunLuK dunyada teK zevKindir asLinda..
4 dortLuK gecer zamanin onLa,
5 vaKit namaza yoKtur bu bagLiLiK,
6 ustu bi insan asLinda,
7 cihanda yoKtur oLan onda,
8 Kose oLursun KonusurKen onunLa..
9 dogurursun goremeyip Konusamayinca,
10' u seversin, coK Seversin..
KEDER SANA YAKIŞIYOR Ne kadar değişmişsin görmeyeli,Ellerin güzelliğini kaybetmiş nasırdan,Hüzün rengi almış saçlarının her teliGözlerine gölgeler düşmüş kahırdan,Gözlerin ki, gördüğüm gözlerin en güzeliNe kadar değişmişsin ben görmeyeliBöyle mahzun kederli değildin eskidenFıkır fıkır gülerdi gözlerinin içiDudakların nemliydi sevgiden, arzudanYapraklarına çiğ düşmüş karanfiller gibiBaygın kokusuna anılarla beraber gidenBöyle mahzun kederli değildin eskidenSevdiklerin vefasız mıydı bu kadarAğlamaktan mı karardı gözlerinBir zamanlar gözyaşını sevmezdinŞimdi nerden yaşardı gözlerinHasta mısın, yorgun musun nen varSevdiklerin vefasız mıydı bu kadarArzular vardır bilirsin anlatılamazEskisi gibi kalsaydın ne olurduTaptaze, ıpılık kar gibi beyazKeder sana yakışmıyor gül birazArzular vardır bilirsin anlatılamaz. Victor Hugo
Gidenler sevinçliydi. Geride kalanlara ayıp olmasın diye üzgün görünüyorlardı.
Hiç gereği yokken, hayatına giren insanlar,
Hiç gereği yokken, karşına çıkarlar.
Hiç gereği yokken, gününü haftanı ayını belkide yıllarını alırlar,
Hiç gereği yokken, gece-gündüz aklından geçen her düşünceye bulaşırlar,
Hiç gereği yokken, seni istemediğin kadar mutlu ederler,
Sonra, hiç gereği yokken, hayatından çıkıp giderler. Anladımki meğer gerçek dost aşk Mevlaymış, ne beni unuttu, nede bıraktı.
Beyazın kaderi kirlenmek, siyahın kaderi suçlanmaktır.
Bir delinin seni öpmesine izin ver ama bir öpücüğün seni deli etmesine izin verme..
Kasım da aşk başkadır , benim için sadece güzel bir filmin adıydı.
Seyredilir , sonra konusu kalır akılda , bir süre sonra sadece filmin adı kalır.
Kasımda aşk başkadır aslında...
Sen bir kasım ayı benden gittin...
Evet Kasım da aşk başkadır.
Ama senin için başkadır artık...
Her cümlenin sonuna konulan neyse gibiyim..
Söyleyecek çok şeyim var ama susucam gibi..
Dünyɑ’nın en büyük yüküdür; Aklı sende olmɑyɑnı, ısrɑrlɑ yüreğinde tɑşımɑk.
Her zaman kırılan cam kesmez insanın etini…
Kırılan güç, kırılan heves…
Kırılan hayal,
işitmesini bilene, kırılan onurdaki ses……
Kırılan kalp ve kalpte can bulan nefes……
Dostluk tahtına oturttuğun
ya ansızın arkasını dönen
ya tekmesini yediğin herkes…
Boş ver sözü boşa değil;
Et kaynar da, can kaynamaz.
Dirhem dirhem eksilsen de
feleğin kırdığı potlara ver,
cilala gitsin…
Sanır mısın ki ışıl ışıl
el alemdeki kafes?
Rüzgar mı dedim…
İsterim ki saçların dağılsın.
Gece mi dedim.
Hemen düşüncelere dalmalısın.
Aşk der demez
Kalbin hızlı çarpmalı.
Sabah, dememe kalmadan
Uyanmalısın.
Eski aşklar, çocukluktan kalma şarkılara benziyor. Bir yerde duyunca gülümseten, ama eskisi kadar etkilemeyen
Kalbim ağrıyor, canım yanıyor, gönlüm kırık. Sen nasılsın bilmiyorum ama ben iyi bakamadım kendime... Allah’a emanetim.
Ne sen sor kısacası ne de ben anlatayım uzunca. Bu beter hâli anlatmaya yetecek kadar mecalim yok artık. Ama umut işte, hiç habersiz bir anda geleceksin... Belki bir sabah: İki simit, biraz peynir, çalacaksın çekip gittiğin şu kapıyı.
Gülümseyeceksin:
‘‘Sen otur, ben demlerim çayları...’’
Aynaya bakarken bile goremesin ya hani kendini o kadar düşünceliyim aslında. Mesala diyorum kimleri gördü bu ayna ? Kaç yıllık ? Hangi hallerde kimleri kimleri hangi rahmetli, hangi canımı yakanı,hangi kafamı, en güzelimi yoksa en safımı ? Şşşş bi baksana sen aynaya düşün ama düşme olur mu? He bu arada bana uğra özletme fazla kendimi ! Burdan kendini özleyenlere sesleniyorum Kendize Gelin.
Birgün geLir....
biter bu hikaye
RüyaLarın seni terkettiğinde
GömüLürsün kaLbindeki
Cennet ya da cehenneme ....
yerleşir yüreğime vakitsiz med- cezirler
soluksuz koşarken ikindileri bir hüzündür iner...
Öyle bir ilkyaz ol ki korkut yaprakları,
Öyle bir son yaz ol ki tut yaprakları,
Sararıp dökülürken güz rüzgârlarında
Ardında savrulsunlar, unut yaprakları.
Sevinçlerinde onlar vardı, hüzünlerinde onlar
Seninle yeşerdiler, seninle soldular..
Olsunlar senden sonra da umut yaprakları.
Özdemir Asaf
"varlıklarının derinliğinden gelen, sustukları zaman bile kuvvet bulan kesin, gizli bir anlaşma..."
Başka gülüşler değmiş senin yüzüne. Sen bence git artık...
"Bir süre sonra, bir eli tutmakla bir ruhu zincirlemek arasındaki ince farkı öğrenirsin, Ve aşkın yaşlanmak, birlikte olmanın da güvende olmak anlamına gelmediğini öğrenirsin, Ve öpücüklerin sözleşme ve hediyelerin de vaat olmadığını öğrenmeye başlarsın, Ve yenilgileri başın dik ve gözlerin açık karşılamaya başlarsın, bir çocuğun üzüntüsü ile değil, bir yetişkinin zerafeti ile, Ve her şeyi bugünü düşünerek yapmayı da öğrenirsin çünkü yarın ile ilgili her şey belirsizdir. Bir süre sonra güneş ışığının yakıcı olduğunu öğrenirsin eğer fazla maruz kalırsan. Bu yüzden, başka birisinin sana çiçek getirmesini beklemeden kendi bahçeni yarat ve kendi ruhunu kendin süsle. Ve göreceksin ki dayanıklısın Ve kuvvetlisin Ve değerlisin..."
Neye inanırsınız hayatta… İnandıklarınız için nelerden vazgeçersiniz.
Bir gün inandıklarınız sizi yarı yolda bırakırsa…
Bunlar var Hep kafamda . . .
Herkes kendine bir yüz bulmuştu, arkasına saklanmış o yüzden rahat rahat konuşuyordu. Olur da bilinir, bulunursa hemen gibip başka bir yüze sığınıyordu. Ben de kendime yüzler aradım yüzlercesinin içinde; bir yüz, nasıl ince... Yakışmadı tenimin rengine... Sonra başka bir yüze denk geldim; bakışları naif değildi, beğenmedim. Dolaştım nicelerinin arasında: Yüzler... Yüzlerce...
Kendi yüzüne sahip çıkmalı insan, kendi yüzünden düşse de bir gaflete dedi yürek sesim bana... Yüzüne sahip çık dedi yüreği güzel biri bana, yüzün kendinin olmazsa yüreğinden geçeni bilemez hiç kimse hem yüreği güzel olanın yüzü de güzel olur... Yüreğimi bilsin istedim; yüzüme gülen, gözümü gören, gülümsememi seven... Kendi yüreğimi bildiğimden vazgeçemedim kendi yüzümden...
Ağlamak pasif direniştir, gülmek aktif protesto.. (http://sekizkasimikibinalti.blogspot.fr/)
DemokraT
29.Ekim.2014, 10:50
Eğer kaçamıyorsan
ve başkalarına bağımlıysan gülümseyerek ağlamayı öğreniyorsun..
''Ben yaşadıklarımın hiçbirini unutmam.
Ama evet ! yeri gelir susarım.
Canımı çok yakan şeyler olur ama yinede susarım, tükenirim.
Buna izin de veririm aslında..
Salaklığımdan mı? Hayır!
Ben kimseye ''GİT'' de demem, diyemem.
O kişi vazgeçilmez olduğundan mı? Hayır.
Ona o kadar şeye rağmen,o kadar değer veririm ki, hergün yaptıklarına utansın diye.
Ama bir gün öyle bir giderim ki; Kaybedeceğim hiçbir şey olmaz!''
kırgınlıklar geçer, kızgınlıklar da... elbet geçecek ama önemli olan geriye ne kalacağı. ben yaşama hep tutunurum. düştüğüm yerde ağlar ama silahlarımı kuşanır daha güçlü kalkarım ayağa. vazgeçmem savaş meydanlarından, yaşamaktan. çünkü biliyorum ki yaşamak korkakların işi değil.
bir kaç sabah daha kızgınlıkla uyanacağım. sonra azalacak, geçecek...
elbet geçecek.
ama geriye ne kalacak diyorum?
Kulaklarımda süslü bir küpe oldu aşk; takınca beni tamamladı, çıkarıp yerine koyunca aklım hep onda kaldı…
... Yıldırmamış beni yaşadığım gün ...Aynaların yalanına aldanmamışım...Çıkınıma almamışım hakkım olmayanı
...Gözlerimden söküp atmışım...Gün görmeden çirkinleşen güzellikleri
...Gitmek için sabahı bekleyen
...Seher Yolcusu'yum ben
...Heybeme doldurmuşum
.............Acıyı...
.............Sancıyı....
Bir uğruna bine isyan etmişim
Ha bire baş kaldırmışım
Kimseyi degistiremezsin hayatta.
Ve kimse icin de degismemelisin.
Kimligini kaybettigin an yasamini cope attin demektir. Istemedigin surece hicbirsey icin odun vermeyeceksin hayatta.
Gun gelir verecek bir seyin kalmaz cunku. Her seyi sen istedigin icin yapacaksin, baskasi senden istedigi icin degil.
Ve sen, sen olarak kaldigin surece senin yaninda olanlar da mutlu olacaktir.
Birak hayatina eslik etmek isteyenler gelsin seninle.Yolun bitimine kadar gelmeleri sart degil. Herkesin gidebilecegi biryol vardir.
Sen yeter ki yaninda yer ayirmayi bil.
Ne sen kimse icin mecburi istikametsin, ne de bir baskasi senin icin…
Seninle gelmek isteyenleri yanina al. Belki beraber daha cok sey katabilirsiniz bu hayata.
Yanindaki seni mutlu ettigi surece kalsin hayatinda, zorlama kendini.
Hayat rahat insanlarla guzel.
Ve hayat hak ettigi gibi yasandiginda guzel…
İsanlar gider şarkıları kalır.
Şarkılar var uzun,
Yüzyıllar dolanır.
Şarkılar var kısa,
Söylendiği yerde kalır.
Şarkılar var benim şarkılarım,
Söyletmezler içimde kalır.
Persli`
29.Ekim.2014, 17:25
Biri olmak lazım, en azından ''biri için'' ;)
DemokraT
29.Ekim.2014, 18:32
Beklemek sonsuz değildir,
onun da bir sınırı var.
Beklemenin sonu,
bekleyenin ömrü kadardır.
Geç gelen bir otobüs şöförüne edinilen küfürler,
gözönüne alınırsa şayet,
tahmini mümkündür;
tahamülleri ne kadar da zorlamıştır bu bekleyiş.
Düşünsenize sonsuza dek beklediğinizi,
Allah'tan ölüm var...
Herkesin yanına gitmek istediği birileri vardır , gecenin 3'ü , sabahın körü , hatta cehennemin dibi olsa bile.
Ulaşınca herkes sever seni
ben ulaşamayınca da sevdim
yıldız tozu gibiyken sen
ya da kaf dağı çiçeği
olsun dedim ne yapayım
yatıp en erken uykulara
rüyalarımda göreyim diye
karıştırıp varlığını yokluğuna
yokken de varmışsın gibi sevdim….
Şiir gibi bakan kadınları,
Şiirden anlayan, adamlar sevmeli...
Sevmeli ki; ziyan olmasın,
O satırlar..
Şiir gibi bakan kadınları,
Şiirden anlayan, adamlar sevmeli...
Sevmeli ki; ziyan olmasın,
O satırlar..
aSk bunu cook begendi tskler canim ❤❤❤❤❤
rica canım sana yakışacağını düşündüm.Falına baktım bu çıktı :)
Büyük beklentilerin olmasın.. Eğer yaşadıklarından çıkardığın en önemli ders nedir diye sorsaydı biri bana, bu üç kelimeyle cevap verirdim duraksamadan.. "Büyük beklentilerin olmasın".. Bağırmayan anne, kırılmayan oyuncak, terketmeyen sevgili, bitmeyen oyun olmaz.
Ne yazsam, ne söylesem,
Anlatım bozukluğu oluyor şimdilerde..
Bensizlik,
Nasıl anlatılabilir ki zaten doğru dürüst bir şekilde..
Sabrının sonunu selamete bağlıyorum beyaz gecelerde..
Ben, seni şuurunu kaybetmiş bir şiirin içinden çağırırken,
Sen, sahte alemlerin ‘’uçkuruna’’ kurulu aşkların,
‘’Üç kuruşluk’’ dünyasından sesleniyorsun bana..
…‘’Gelmeli miyim?’’
"Mutluluğu benimle bulan benim'dir, gerisi ise misafir."
"Herkesin içinde bir giden varmış".
Doğru olmalı çünkü diğer herkesin içinde de bir gelen var.
Ve bu gelen bir başkasının içinden giden midir acaba?
KALP kiIittir... Her kaIbin anahtarı da farkIıdır. Ne kadar zorIarsan zorIa, yanIış anahtar doğru kaIbi açamaz....
http://4.bp.blogspot.com/-lYAI1Hv2d-k/UiCzcRe8QOI/AAAAAAAAAeQ/1eZLfqK0_18/s320/bir_yaprak_ile_gokkusagi_su_caglama_887974.jpg (http://4.bp.blogspot.com/-lYAI1Hv2d-k/UiCzcRe8QOI/AAAAAAAAAeQ/1eZLfqK0_18/s1600/bir_yaprak_ile_gokkusagi_su_caglama_887974.jpg)
Bir 'ah' demlenir sadrımızda
ve
bir gökkuşağı kadar
renkli değildir hayat!
Ne kadar da acımasızdı unut derken!
Belki ben daha acımasız olurum
peki dersem!
Ben özlüyordumSen susuyordun
Ben koşuyordum
Sen yerinde duruyordun
Ben hep geliyordum
Sense hep kaçıyordun
Ben haykırıyordum her fırsatta
Sen içine atıyordun çığlıklarını
Ben duymak istiyordum sesini
Sen saklıyordun kelimelerini
Ben bil istiyordum
Sen gizlemeyi seçiyordun
Ben fevri davranıyordum
Sen durgun bir su gibi süzülüyordun
Ben bekliyordum hep
Sen hep bakıyordun uzaktan
Bir gün bir solgun bahar uğradı çehreme
Sen baktın yüzüme tebessümle
Ben döndüm arkamı
Ve gittim...
Yorgun, biçare şimdi sinelerimiz. Bin bir parça oldu çoktan dedikoduların, kinlerin, nefretlerin, çıkar kavgalarının, rant mücadelelerinin kirli ellerinde. Adeta kuşatılmışız çepeçevre kapanlarla.
Büyük hınçlarla başladığımız sabahlar çoktan yorgun akşamlara saldı kendini. Bunca yenilgiden sonra hiç uslanmadık ama. Hiç caymadık fikrimizden. Bayrağı kimseye bırakmadık.
Boynumuz bükülmedi hiç, umursamadık ah almayı, can yakmayı... Yüzümüz kızarmadı, bilakis en iyi öğrendiğimiz şey Yumruklarımızı daha çok sıkmak oldu. Hırslarımıza bir yenisini daha ekledik her seferinde.
Kazananın ve kaybedenin belli olmadığı savaşlarımızda geri çekilmek utanç sayıldı ve biz beyaz bayraklarımızı bile çekmeye takat bırakmadık vicdanlarımızda.
Yorgun savaşçılarıyız şimdi bu kirli dünyanın. Vicdanlar pas tutmuş, merhamet buz kesmiş yüreklerimizde. Eleklerimizde derin yaralar açılmış. Muhasebe yeteneğimiz elimizden alınmamış aksine bizden uzak adım kaçmış.
Ama var biliyorum tüm bu kirliliğe rağmen bembeyaz karlar içinde açan kardelen çiçekleri. Var biliyorum simalarında beyaz güller açan masumlar. Var biliyorum arz’dan arş'a ulaşan temiz dualar...
Onlar kendi akıttıkları gözyaşlarıyla temizliyorlar dünyanın kirini pasını… Ve biliyorum ki bir yerlerde her şeye rağmen hala filiz veriyorlar...
http://3.bp.blogspot.com/-JPWmRVDgRdo/UfjviCny2mI/AAAAAAAAAa0/FGnbHg2WflA/s320/kelebek-kavanoz_420_310.jpg (http://3.bp.blogspot.com/-JPWmRVDgRdo/UfjviCny2mI/AAAAAAAAAa0/FGnbHg2WflA/s1600/kelebek-kavanoz_420_310.jpg)
Bir kelebek olası geliyor insanın
Öyle uçası geliyor şen
Sonra konası geliyor ellerine
Sonra bir daha uçası geliyor
Ne kadar da güzelsin kelebek
Ne kadar da masum
Ne kadar da meçhule uçarken umarsız
Kelebek olası geliyor insanın
Onun gibi Uçmak uçmak uçmak istiyor
Konmak konmak istiyor sevdiğinin avuçlarına
Güneşe yüzünü dönmek istiyor
Ve sonra farkına varmadan senin gibi
Yuması geliyor insanın yüzünü sonsuzluğa.
ve
bir düş olası geliyor insanın
bir kelebek renklerinde bir düş...
Bazen neşeli, çoğu zaman karamsar...Fazla düşünür, uygulamaz, çok sevdi mi arkasını döner gider. Herkes gibi, korkuları, kaygıları var. Belki herkesten biraz fazla... Biraz da dengesiz galiba:)) Ya da aşırı dengeli :) Sonuçta insan, onun da sevgiye ihtiyacı var, sevin onu :))
Yollarını inşa ettikçe sen,
"Acaba bazı şeyler yol(u-n)a girecekmi?" diye
merak edersin ya,
İşte böyle bişey bu,
Mutlusun ama mutlu edebilecek misin?
Huzurlusun ama huzur verebilecek misin?...
Yazabildiğim en güzel yazı daha yazamadığımdır,
düşünebildiğim en güzel şeyin daha düşünemediğim olmasından dolayı ,
çünkü hissedebildiğim en güzel şeyi daha hissedemedim ki tanıyabildiğim en güzel duyguyu tanıyayım...
Yeni ufuklara yelken açarsın,
ama
bil(e)mezsin aslında sadece kendinden kaçarsın.
Aslında ortada çok büyük bir kusur vardı !
umursama-n-ın
en büyük kusur olduğunu
anlayamayacak kadar kusurluydun !
...
Bu yüzden kusursuz olan tek şey kusurlarındı..
Ve
Bunu en iyi kendin biliyordun.
Nereli miyim?
Yar'im yurdum yok benim.
Yar'alıyım…
O benim aşk’kentim.
O benim aşk’bakanım
Ben onun vatandaşıyım...
Dünüm .... Bügüm ... Yarinim ...
Her Sabah Senli uyaniorum .... ama bügün Senle Uyandim sanki ....
Şimdi, diyorum.
Şimdi.
Bir deniz,
denizde vapur
gökyüzünde martı
semaverde çay olmalı
Bir de çaya yar..
Bir Kitap Dolusu cümle Ağladım O'na, Anlamadı. Gülümsedim.
Sen Edebiyatı Sevmiyorsun dedim. Hem Çay da Soğumuştu Artık. . .
İçim Kalktı, Ben Kaldım Orda, Anlamadı..
Buruşturularak atılmış bir kağıt parçası
gibiyim. İçimde kalkıp gidenlerden doğan
boşlukların ağırlığı. Ve sevmek. Ve
korkmak. Ve nasıl,uzaydaymışım gibi
yalnızım...
Bazen okuduğumuz bir kitabı, hiç sevmediğimiz halde sonuna kadar bitiririz..Bazen'de hiç anlamadığımız birini, bizi bitirene kadar dinleriz.
Sonuçta amaç birşeyler öğrenmek değil mi. Öğrendik işte
SUSKUN SANIYORLAR BENİ, değilim.
Anlaşılmadığım ve anlamadığım bir dünyada kelimelere küsüm sadece.
YALNIZ SANIYORLAR BENİ, değilim, kimsenin kalabalığı olmadım ve kimseyide kalabalık edemem bundan sonra dünyamda, bu da benim tercihim.
GÜVENSİZ SANIYORLAR BENİ, değilim. Sadece kendi içimde kendime göre bir dengem var, ve bir daha kırılırsam toparlanamama endişesi taşıyor yüreğim.
BU YÜZDEN ŞİMDİLİK SADECE KENDİME GÜVENİYORUM.
Anlamakta zorlandığım bir dünyada, anlaşılmayı zaten beklemiyorum...
BEN BÖYLE İYİYİM...
Gerçeklik arıyorum şimdi yüzlerde; oysa kendi gerçekliğim bile uzağımda...
Rutin hayallar kuruyorum, aydınlanmaz bir gecenin karanlığında...
Ve bundan yıllar evvel birinin söylediği o söz kulaklarımda;
"Her gülümseme sahtedir biraz"...
Her gülüşün altına bir üzülüş, her üzülüşün ardına da bir gülümseme sakladık. Hüzünlerimizi de sahteleştirdik sonra, sevinçlerimizi kursağımıza hapsettik ve gülümsedik bir kez daha; yine sahte, yine yersiz, yine anlamsız...
Ey aşık, hani özlem çekiyorsun ya sevgiliye !
Bil ki sevgilidendir özlemin özü. Odur asıl sana özlem duyan.
Çünkü o tutuşturmayınca alevi, kimsede olmaz ateş...
Ve aşk ateşi önce sevilene, ondan sonra sevene düşer ...
Gönlümün Kıyameti
Kıyamet uykusuna yattım..
Mahşere kadar uykuda gönlüm..
Bi çare bekliyorum büyük günü...
Yer yarılıp gök kubbe açılsa da
... Açılmaz gönlüme vurduğum kilitler bilirim...
Her sese aşinadır gönül kulağım duyarım tanırım elbet,
Lakin İsrafilin sür'una değildir bir tek,
Hadi İsrafil...
Üfle de Sür'a..
Gönlümün kıyameti kopsun üflendiği yerden.......
Herkes senin adının ne olduğunu merak ediyor.
Ben bile unuttum adının ne olduğunu.
Hani sana hep ''aşkım'' diyordum ya? Adın ''AŞK'' kalmış dilimde...
NEDEN ağlıyorsun yüreğim..?
NEDİR bu kızgınlığın hayata..?
NE yüzün gülüyor NE DE zevk alabiliyorsun hayattan..!
GÜNLERDİR kendi köşene çekilmiş kaçıyorsun adeta İNSANLARDAN..!
Korkarcasına YARINLARDAN..!
...Ölmeyi bile düşünüyorsun zaman zaman..!
NEDEN neden yüreğim..?
YOKSA, yoksa..!
ASKI mı özledin..?
FIRLATIP atmak isterken onu yüreğinden;
Gölgesi gitmiyor mu gözlerinden
Bir kez daha anladım ki, ben sana çoğaldıkça, sen elindekini hep azımsar oldun.
Evet ben seni çok sevdiğim için kusurluyum, sen ise kusurlarını gizlemekte mükemmelsin.
Senin yüreğin şu zamana ayak uydurmuş ama, benim ayaklarım hala yüreğimin sesini dinliyor çok şükür.
Yüreğimi sana ezdirmem, gerekirse kendim ezerim, kal dese de yine çeker giderim.....
Savurmuyorum aşkı vara yoğa...
Soğuk ayazların koynuna atmıyorum sevdamı...
Ve beceremiyorum yalan dolanı...
'Neysem oyum' diyorum...
Nakış nakış işliyorum...
İlmek ilmek örüyorum yüreğimde..
O yüzden sevdiğime CANIMIN İÇİ, CANIM, ÖMRÜM, GÖZ NURUM..
.....diyorum.....
Önce elimden sileceğim seni.
Dil söyleyecek ama el varmayacak kağıda seni yazmaya... sonra dilimden sileceğim seni.
Yürek söyleyecek ama dil dönmeyecek adını anmaya... sonra yürekten sileceğim seni.
Öyle çok ağlayacağım ki akıl utanacak tekrar hatırlamaya...
vBulletin v4.2.4, Copyright ©2000-, Jelsoft Enterprises Ltd.