PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Baş ağrisinin sebebleri



aSk
03.Temmuz.2014, 16:30
Yeni başlamış her baş ağrısı hekim tarafından mutlaka dikkatle değerlendirilmesi gereken bir semptomdur.

Baş ağrısı toplumda sık olarak görülen bir şikayettir. Hayatının herhangi bir döneminde baş ağrısı çekmeyen insan yoktur. Baş ağrıları, çok çeşitli nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan önemli bir rahatsızlık grubudur. Baş ağrısı kendi başına bir hastalık olabildiği gibi (migren), başka hastalıkların öncü belirtisi de olabilir (kanama veya tümör ağrıları gibi). Bu nedenle, baş ağrılarında doğru ve etkili ayırıcı tanı çok önemlidir. Merkezimize başvuran hastalar yukarıda ifade edilen yaklaşımlar çerçevesinde değerlendirilmekte, tanı ve tedavi çalışmaları yapılmaktadır

Baş ağrılarının birçok çeşidi vardır. Bunların birbirinden farkları muayene edilerek bulunabilir. Baş ağrılarını 12 ana başlık altında gruplayabiliriz.
1-Migren
2-Gerilim baş ağrısı
3-Küme (Cluster) baş ağrısı
4-Kafa travmalarına bağlı baş ağrıları
5-Damarsal kökenli baş ağrıları
7-Yapısal lezyon olmayan baş ağrıları
8-Bazı ilaçların kullanılması ile oluşan baş ağrıları
6-Damarsal olmayan ancak diğer beyin içi hastalıklara bağlı baş ağrıları
9-Bazı metabolic hastalıklar esnasında oluşan baş ağrıları
10-Boyundan kaynaklanan ağrıları
11- Göz, kulak, paranasal sinüs sinüsler (Sinüzit), diş ,yüz kökenli ağrılar
11-Kranial sinir nevraljileri
12-Sistemik enfeksiyonlardagörülen baş ağrıları

En sık rastlananı boyundan kaynaklanan baş ağrılarıdır. Ağrı çok aşırı şiddetli değilse de sürekli olarak vardır. Enseden başlar ve tüm başı sarar. Genellikle baş dönmesi, unutkanlık, yorgunluk, halsizlik ve kulak çınlaması gibi bulgular eşlik eder. Birlikte sırt ağrısının da bulunması sıktır.


Migren tipi baş ağrısı ; ise ağrı nöbetler şeklinde gelir. 3-4-haftada bir 24 ila 72 saat süren çok şiddetli ağrılar oluşur. Nöbetler dışında hasta rahattır. Toplumda % 5-10 oranında görülür. Kadınlarda daha sıktır. Sebebi tam olarak bilinemiyor. Beyindeki sinirlerin, damarların beyindeki biyokimyasal maddelerin ve bazı çevresel etkenlerin migrende rol oynadığını biliyoruz. Nöbetler halinde görülür. Genellikle tek taraflıdır (Yarım baş ağrısı). Bulantı,kusma,ışıktan ve sesten rahatsız olma gibi bulgularla birlikte seyreder. Genellikle ilk şikayetler 20 yaş altında görülmeye başlar. 40 yaşından sonra başlaması nadirdir. % 60-80 vakada genetik geçiş mevcuttur. Yani anne,baba veya 1.derecede yakın akrabalarında migren hastalığı şikayeti mevcuttur. Migren; beyin damarlarının bilinmeyen bir nedenle önce daralması (Vazokonstrüksiyon) sonra da genişlemesi (Vazodilatasyon) sonucu meydana gelir ve zonklayıcı tarzda bir baş ağrısı meydana getirir. Hava değişimleri alkol, kırmızı şarap, çikolata, uzun süreli açlık, az ya da uzun süreli uyku, parlak ışıklar migren atağını başlatabilir.

Gerilim baş ağrısı ; boyun, yüz ve saçlı derideki kasların kasılması sonucu oluşur. Kasların kasılmasına neden olan nedir, tam olarak bilinemiyor. Genellikle enseden başlar ve alına doğru yayılma gösterir. Bulantı, kusma, sesten ve ışıktan rahatsız olma genellikle yoktur. (Bunlar daha ziyade migren türü baş ağrılarında görülür). 20 yaş üzerinde görülür.Kadınlarda erkeklere oranla bariz bir şekilde sık görülür. Stres, gerginlik, depresyon, kötü duruş-oturuş, boyun eklemleri kökenli sorunlar, çene eklemi hastalıkları sebep olabileceği gibi beyindeki bazı biyokimyasal değişiklikler de bu ağrıya zemin hazırlar. Aşırı kahve tüketimi, diş sıkma, gıcırdatma, uyku apne sendromu, uykusuzluk ya da depresyona bağlı olarak da baş ağrısı başlayabilir. Tedavisinde psikotedavi yararlı olur.Ağrı kesiciler ve antidepresan ilaçlar kullanılır.

Küme (Cluster) baş ağrısı ;Bazı özellikleri ile migrene benzer. Ancak farklı yönleri vardır.Ağrı daha kısa sürer. Şiddetli, göz etrafında lokalize, rahatsız edici,can sıkıcı durum veya zonklayıcı ağrı olarak ifade edilir. Süresi 15-90 dakika kadardır.Bir veya iki ayda bir demetler halinde tekrarlar. Ataklar arasındaki süreler değişkendir. Ağrı sırasında gözde yanma, kızarıklık sulanma olur.Burundan akıntı olabilir. Ağrılar daha çok periyodlar halinde gelir. Kriz dönemi birkaç hafta sürer sonra geçer. Bir süre sonra yine tekrarlar. Genellikle aynı mevsimlerde tekrarlama eğilimi gösterir. Tedavisinde kullanılan birçok ilaç vardır.

Damarsal kökenli baş ağrıları ;Şiddetli başağrısına yol açar. Ancak bu hastalıklarda da başağrısı ile birlikte olan başka belirtler olduğu gibi muayenede de bazı bulgular saptanır. Özellikle akut şiddetli başağrısı olarak bilinen kişinin hayatında ilk kez olan veya kişi tarafından hayatımın en kötü başağrısı olarak tanımlanan ve bir kaç saat veya 1-2 günden beri mevcut olan şiddetli ağrılar önemli olabilir. Tansiyonun ani ve çok yükselmesi başağrısına sebep olablilir. Özellikle diastolik [küçük tansiyonn) belli bir seviyenin üstüne aniden çıkması başağrısına yol açabilir. Böyle durumlarda mutlaka doktora başvurmak uygun olur,

Bazı ilaçların kullanılması ile oluşan baş ağrıları ; Şiddet, yerleşim ve karakter açısından çeşitlilikler gösteren ağrı kesicilere bağlı kronik baş ağrısı, fiziksel aktivite ile artma eğilimindedir ve zaman zaman gerilim tipi baş ağrısını veya migreni taklit edebilir. Hastalar sıklıkla uyku bozukluklarından yakınır. Erken saatte baş ağrısı ile uyandıklarını ve ağrı kesiciye başvurduklarını belirtirler. Ağrı kesicilere karşı gelişen tolerans, alınan ilaç dozunda ve alım sıklığında artışa neden olur.Ağrının şiddetinin artacağı korkusu, hastayı genellikle henüz hafifken ağrı kesici almaya yöneltir.

Beyindeki bir rahatsızlıktan (tümör, kanama vs.) oluşan ağrılar ; Aniden başlayan çok şiddetli ilaca cevap vermeyen ağrılardır. Genellikle sara nöbetleri veya vücudun bir yarısında hissizlik, güçsüzlük gibi belirtiler de eşlik eder.

Göz, kulak, paranasal sinüs sinüsler (Sinüzit), diş, yüz kökenli ağrıları ; Göz ağrısı; çoğunlukla astigmat, hipermetrop, miyop olan kişilerin kendilerine bu hastalıkları konduramadıkları için gözlük kullanmamalarından ileri gelir. Ayrıca alınan bir gözlüğü 3-4 sene boyunca değiştirmeden kullanmak, değişmiş olan göz numarasını artık düzeltemeyeceği için şakaklarınıza vuran ağrı nedeni olabilir. Nadiren akut glokom krizi adını verdiğimiz ani göz içi basıncı yükselmelerinde bulanık görme, mide bulantısı ile beraber şiddetli göz ve baş ağrısı görülebilir. Göz ağrıları ile en sık karışanlar sinüzit ağrılarıdır. Genelde göz yuvasının üstünde bulunan frontal sinüs ile göz yuvasının tam altında bulunan maksiller sinüs iltihaplarında ortaya çıkan ağrının odağı her iki sinüsün tam ortasında bulunan ve hiç kabahati olmayan göz sanılır. Sinüzit baş ağrısı; Soğuk algınlığı sırasında veya burun örtüsü şiştiği ve burnun aktığı zamanda veya burun sümükle dolu olduğunda yüzde, yanaklarda, alında veya göz çevresinde ortaya çıkan baş ağrısı türüdür. Sinüs enfeksiyonu buna neden olur. Bir başka tür sinüs baş ağrısı ise uçak inmek üzere alçaldığı zaman ortaya çıkar. Bu özellikle soğuk algınlığınız veya aktif allerjiniz varsa belirgin olur (buna "Vakum Baş Ağrısı" denilir). Maalesef sinüs baş ağrısıyla karıştırılabilecek birçok başka neden vardır. Örnek olarak migren ve diğer damar kaynaklı baş ağrıları veya gerginlik baş ağrısı hem alın ve göz çevresinde ağrı oluşturması hem de burun akıntısına da neden olabilmelerinden dolayı sinüzit ile karıştırabilirler. Kranial-sinir nevraljileri; bıçak gibi saplanan yüz ağrısı olarak tanımlanır. Saniyelerden saatlere kadar sürebilir.Yaşam boyu tekrarlar.

Baş ağrısı ne zaman tehlikelidir ?
Ağrının ani başlaması ve dakikalar içinde en şiddetli hale gelmesinin bir beyin kanamasını düşündürebileceğine dikkat çekiliyor, günler haftalar öncesi başlayan ve giderek şiddetlenen, dayanılmaz hale gelen ağrılarda da beyin tümörü gibi kafa içi basınıcını arttıran hastalıkların akla getirilmesi gerekir. Ağrıya bilinç bulanıklığı, genel durum bozukluğu ya da yüksek ateşin eşlik etmesi akla yine organik sebepleri akla getirir. Bu durumda hemen bir hekime başvurmak gerekir.

Baş ağrısı yakınması ile başvuran hastaya çok temel bazı sorular sorularak hastanın ilk etapta hangi bölüm tarafından muayene edileceğine karar verilip, karar verilemeyen olgularda da uzman hekimlere danışılması tavsiye edilir.

Nöroloji, kulak burun boğaz ve göz hastalıklarının dışında diğer uzmanlık dallarından da teşhis ve tedavide destek alınınabilir. Psikiyatri uzmanları baş ağrısına neden olabilecek hastalıkları değerlendirip, özel testlerle hastanın kişilik özelliklerini belirleyerek, hastanın rahatlatılmasını sağlayacak teknikleri öğretirler. Diş hekimliği ve çene cerrahisi uzmanları ağrıya neden olabilecek ağız ve çenedeki hastalıkları araştırırlar. Beyin cerrahisi ise sekonder baş ağrılarıyla ilgilenir. Ağrı uzmanları tedaviye dirençli ağrılarda sinir blokajı adı verilen yöntemleri kullanır. Fizik tedavi uzmanları ise yarar görebilecek hastalara fizik tedavi uygular.

Ağrı kesiciler, baş ağrısını giderir ancak ağrının nedenini ortadan kaldırmaz.

Baş ağrısı hekime danışılmadan en fazla ilaç kullanılan şikayetlerin başında geliyor. Genellikle başı ağrıyan kişiler yakın çevrelerindeki kişilerin önerdiği ilaçları kullanıyorlar. Oysa bunun birçok önemli sakıncası var. Başağrısı nedeniyle sık ağrı kesici kullanımı bir müddet sonra ağrı kesicilere bağlı bir başağrısının gelişmesine yol açar. Bu da var olan başağrısının tedavisini daha da güçleştirir. Ayrıca yoğun ağrı kesici kullanımına bağlı başka rahatsızlıklar ortaya çıkar.

Tüm ilaçlar için...
İlaçları, doktorunuzun belirttiği şekilde alın.
Belirtildiği şekilde almanıza rağmen ilaç baş ağrınızı gidermiyorsa doktorunuza başvurun.
Bazı baş ağrısı ilaçlarının etkili olmaya başlaması zaman almaktadır. Bu nedenle doktorunuzun onayını almadan ilaç kullanımına son vermeyin.
Hiçbir zaman dozu arttırmayın veya tavsiye edilenden fazla almayın.
Kalıcı yan etkiler fark ederseniz hemen doktorunuza başvurun.
Yeni bir tedaviye başlamadan önce doktorunuza aldığınız diğer ilaçları ve varsa rahatsızlıklarınızı belirtin.
Hamileyseniz veya hamile kalmayı planlıyorsanız yeni bir tedaviye başlamadan önce bu noktayı doktorunuza belirtin.