PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Divan şairi hoca dehhânî



Kenan107
15.Temmuz.2014, 03:23
XIII. yüzyılda yaşadı. Divan edebiyatının Anadolu’daki ilk temsilcisi olarak kabul edilir. Selçuklu sultanları Birinci ya da Üçüncü Alaattin Keykubat döneminde yaşadığı sanılıyor. Horasan’dan Anadolu’ya geldi. Selçuklu Sarayı’nda uzun yıllar görev yaptı. Selçuklu sultanı Alaattin Keykubat’ın isteğiyle 20 bin beyitlik bir Selçuk Şehnamesi yazdı. Farsça bu eserinin yanısıra ustaca söylenmiş Türkçe gazel ve kasideleri de vardır. Zaten bilinen eserlerinin çoğu gazel ve kaside türündedir. Eserlerinde daha çok dindışı konuları seçti. Yazım tekniği zayıf ama dil bakımından zengin kabul edilir. İlk olarak 1926’da ünlü edebiyatçı Fuad Köprülü Dehhânî ve eserlerini tanıttı. Mecdut Mansuroğlu da 1947’de Dehhânî’nin on şiirini yayımladı.


GAZEL


Bir kadehle bizi sâki gamdan âzâd eyledi
Şâd olsun gönlü anın gönlümü şâd eyledi


Bende idi bunca yıllar kaddine serv-i revan
Doğrulukla kulluk, ettiğiyçün âzâd eyledi


Husrev-i kûbân eden sen dilber-i şirin-lebi
Bisütun-ı aşk içinde beni Ferhâd eyledi


Od ile korkutma va’iz bizi kim Lâl-i nigâr
Cânımız bizüm oda yanmağa mu’tâd eyledi


İster isen milk-i hüsn âbâd ola dâd eylekim
Pâdişahlar dâd ile milkini âbâd eyledi


GAZEL


Sabreyle gönül derdine dermân ere umma
Can atma oda bi-hüda cânân ere umma


Gözün sedefinden nice dürdâne dökersin
Şol dişi güher dudağı mercân ere umma


Gel vasi dilersen ko bu feryâd i bülbül
Gül gonca gibi ağzı gülistân ere umma.


İnceldise hecr ile karınca gibi belin
Firkat nice bir ola Süleyman ere umma


Feryâd ü figân etme i bülbül dahi ağzın
Yum gonce gibi yine gülistan ere umma


Maksuûd anın kim ele düşvâr erişir
Yırtma yakanı eline âsân ere umma.


GAZEL


Acep bu derdümün dermânı yok mu
Yâ bu sabr itmegün oranı yok mu


Yanaram mumlayın başdan ayaga
Nedür bu yanmagun pâyânı yok mu


Güler düşmen benüm agladuguma
Aceb şol kâfirün imânı yok mu


Delipdür cigerümü gamzen oku
Ara yürekde gör peykânı yok mu


Su gibi kanumu topraga kardun
Ne sanursın garîbün kanı yok mu


Cemal-hüsnüne mağrûr olursun
Kemâl-i hüsnünün noksânı yok mu


Begüm Dehhânî’ye ölmezden öndin
Topuna irmegün imkânı yok mu