PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Divan şairi zâtî



Kenan107
15.Temmuz.2014, 03:34
16.yüzyıl Divan şairlerindendir. Balıkesir'de doğdu.Iyi bir eğitim görmediği , mesleğinin ayakkabıcılık olduğu bilnmektedir. II.Bayezid zamanında Istanbul'a gelmiş, caize adı verilen ihsanlardan faydalanmak için padişaha şiirler söylemiştir.Yavuz sultan Selim ve Kanuni SultanSüleyman zamanlarında da devlet adamlarına kasideler sunarak hayatını sürdüren Zati'nin, Bayezid Cam'nin avlusunda bugünkü Çınaraltı'nda bir dükkanı olduğu , burada misk, tespih, misvak,Kuran-ı Kerim sattığı, fal bakıp, muska yazdığı ,para karşılığı kadınlara ve erkeklere küçük gazeller , mektuplar yazdığı anlatılır.Ayrıca dönemin genç şairlerine ders verip hocalık yapmıştır.80 yaşlarına kadar yaşamış olan şairin ömrünün son günlerini ihtiyaç içinde geçirdiğini Aşık Çelebi şöyle anlatır." Merhumun evi Sarı Gürz Hamamı Mahallesi'nde , dükkanı da Bayezid Camii avlusundaydı. Her gün dükkanına yürüyerek giderdi. Elinde bir asa taşır , yollar çamur olduğu zaman ona dayanırdı.Bir gün dükkanına giderken yolda rastgeldim.Beli bükülmüş ve dermansız bir haldeydi.Ama dudağı kımıldıyor ve dili söylüyordu.


-Bu ne hal ? dedi.Cevap olarak şunları söyledi .


Yiğitlik cevherin elden yitürdüm hasreta kanı
Eğlip ararım şimdi bulamam neyleyim anı "


GAZEL


N’oldun inlersin felek hercâî cânânun mı var
Seyr ider menzili bir mâh-ı tâbânun mı var


Benzüni ey bûstân fasl-ı hazân mi itdi zerd
Yohsa başı taşra bir serv-i hırâmânun mı var


Ağlayub feryad idersin her nefes ey andelîb
Hâr ile hem-sâye olmış verd-i handânun mı var


Yoluna cânum revân itsem gerek cânâ didüm
Yüzüme bin hışım ile bakdı didi cânun mı var


Zülf-i dil-ber gibi ey Zâtî perîşânsın yine
Cevri bî-had yohsa bir yâr-i perî-şânun mı var


GAZEL


Âh çok çok sevdüğüm sanma ki az az ağlaram
Nâle eyler dururam derd ile durmaz ağlaram


Vireli yile karârumı hevâ-yi zülf-i yâr
Ebr-veş ne yirdeyem ne gökde durmaz ağlaram


Dil miyân-ı cûy-i gamda sen kenâra çekmedün
Anun için her dem ey serv-i ser-efrâz ağlaram


Nâya dem-sâz ideli nâlem o ruh-efzâ benüm
İrdüğünce sem’üme âvâze-i sâz ağlaram


İsfahan’ı ve Irak’ı Zâti’yâ seyr eyleyüb
Bu makaama gelmeğe itdükçe şeh nâz ağlaram


GAZEL


Gül üzülsün gonca açulsun bana sen gül yiter
Ağlasun bülbüllerün ey gonca tek sen gül yiter


Ey kamer-ruh fî-l-mesel bir bende-i ferzâne-veş
Atı önince piyâde sen şehün ben kul yiter


Mutribâ kaanûn odur kim sâzunı al çengüne
Bizi söyletme surâhi didüği kul kul yiter


Bir nedür ben bülbülün zahmı hezâr ur cânına
Didüm ol gonca ayıtdı ârife bir gün yiter


Açılub gül kalmasa hergiz negam bülbül ne gam
Câm gül Zâtî surâhi kulkul-i bülbül yiter