PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Amerikalı cihatçının ‘İstanbul macerası



ÇağanCan
31.Ağustos.2014, 10:39
Suriye’de ölen ilk Amerikalı cihatçı olan, El Nusra üyesi Moner Abu-Salha’nın ölmeden önce çekilmiş videosu yayınlandı. Abu-Salha videoda İstanbul’da El Kaide aracıları ile nasıl tanıştığını anlatıyor





http://icube.milliyet.com.tr/YeniAnaResim/2014/08/31/amerikali-cihatcinin-istanbul-macerasi--4727228.Jpeg




DIŞ HABERLER SERVİSİ
Suriyede cihatçı örgütlere katılarak kaybeden ilk ABD (http://www.milliyet.com.tr/abd/) vatandaşı olarak bilinen Moner Abu-Salha’nın ölmeden önce çekilmiş bir videosu yayınlandı. El Kaide (http://www.milliyet.com.tr/el-kaide/)’nin Suriye (http://www.milliyet.com.tr/suriye/) kolu El Nusra (http://www.milliyet.com.tr/el-nusra/)üyesi olan ve örgüte katıldığında ‘Abu Hurayra Ameriki’ adını alan Abu-Salha, geçen mayıs ayında rejim güçlerine yönelik intihar saldırısında ölmüştü.





yayınlanan videoda, Filistin (http://www.milliyet.com.tr/filistin/) kökenli olduğu belirtilen Abu-Salha, İstanbul (http://www.milliyet.com.tr/istanbul/) üzerinden Suriye’ye uzanan yolculuğunu anlatıyor. Abu-Salha, ABD vatandaşı olan El Kaideli Enver el-Avlaki’yi dinledikten sonra cihada katılmaya karar verdiğini söylüyor. Araştırmaları sonucunda ‘tüm dünyadan mücahitlerin gittiğini ve Türkiye-Suriye sınırından geçişin kolay olduğunu öğrenen’ Abu-Salha, hiçbir bağlantısı olmamasına rağmen İstanbul’a bilet alıyor.

20 dolarla geliyor
Cebinde 20 dolarla tek başına İstanbul’a gelen Abu-Salha, bu parayı da vize almak için harcıyor. Havaalanında ilk gördüğü kişiye şehre yürüyüp yürüyemeyeceğini sorunca, “Şehir çok uzak” yanıtını alıyor. Cüzdanını kaybettiğini söyleyince bu kişi ona 10 TL veriyor. Böylece mücahitleri bulmak üzere metroya biniyor. Metro ilerledikçe korkuya kapılan Abu-Salha, “Şehir o kadar büyüktü ki nereden başlayacağımı bilmiyordum” diyor. Metroda Arapça konuşan 2-3 görünce peşlerinden iniyor. Yanlarına yaklaşarak konuşmak istediğinde ise “Allah dilimi tuttu, onlara cihad ya da mücahid lafını söyleyemedim” diyor. Arapça konuşan kişilere en yakın caminin nerede olduğunu sorup uzaklaşıyor.
Cebinde kalan 7 TL ile sandöviç alan Abu Salha, camide “yüzlerinden mücahit oldukları anlaşılan” üç Arap görüyor. Ancak uçağa yetişmeleri gerektiğini söyleyen Araplar, İstanbul’da ‘mücahitlere yardım eden’ bir örgüt olduğunu ve oraya gidebileceğini söylüyorlar. Abu Salha 2 saat yürüdükten sonra buraya varıyor, ancak içerideki kişilerin sakalsız olduğunu görünce “Sübhanallah, bu insanlara nasıl cihad derim” diye düşünerek yardım istemekten vazgeçiyor. Bunun üzerine ‘çok büyük ve güzel’ diye nitelediği bir camiye gidiyor. Dua ederken akşam oluyor ve cami kapatılıyor.

‘Tek kollu Türk’
Dışarı çıkan Abu-Salha, “Yağmur yağmaya başlamıştı, üşüyordum, açtım. Üzerimde ince bir mont vardı. İstanbullular güzel ceketleri, onları sıcak tutan kıyafetleri ile yürüyorlardı. Kedileri çok severim, o sırada büyük bir kedi geldi. Her şeye rağmen mutluydum, dünyanın öbür tarafına gelmiştim. O kedi ile mutlu olmuştum” diyor. Abu Salha, Allah’a “Birini bana gönder” diye dua ederken siyah giyinmiş, tek kolu olmayan birini görüyor. Bu kişiyi durduran Abu Salha, adamın sadece Türkçe bildiğini ancak, ‘mücahid’ diyerek ona derdini anlattığını iddia ediyor. Konuşamasalar da anlaştıklarını öne süren Abu-Salha, “El-Kaideli olduğunu anlamıştım” diyor. Adam onu bir otobüse bindirerek İngilizce (http://www.milliyet.com.tr/ingilizce/) bilen kişilerin yanına götürüyor. Bir ay El Kaidelilerin kaldığı bir ‘güvenli evde’ yaşadığını belirten Abu-Salha, ardından Suriye’ye geçiyor.