ÇağanCan
31.Ağustos.2014, 14:57
Platonik veya realist, yaz aşkı, kış aşkı fark etmez; hepsi bizi alıp yerden yere vuruyor. Önce havalara uçuruyor, sonra bir anda uçurumdan aşağıya bırakır gibi bırakıyor. Bu duygular içimizi dışımıza çıkarıyor. Aşk bizi sersemletiyor.
Gerçekten senden aşık olduğumuzun tek bir cevabı yok! Yani bütün filozoflar, bilim adamları, araştırmacılar, şairler, yazarlar bu işe kafa yormuş ama tek bir cevap üstünde hem fikir olamamışlar. Herkesin kendi ilgi alanı ve düşünme biçimine göre cevabı var ve hepsi de mantıklı!
Ancak işin ironik tarafı bütün mantıklı cevaplara rağmen, aşkın mantıkla uyuşmaması! Ancak hormonlarımızın bu konuda önemli bir etkisi olduğu doğru! Yani biz istediğimiz kadar aşkla ilgilenmediğimizi, inanmadığımızı ve komik bulduğumuzu söyleyelim; o anda vücudumuz bunun tersi davranarak hormonlarını üretiyor olabilir. Büyük konuşmamakta fayda var!
Kadınların östrojeni, erkeklerin testosteronu iş başına geçince, aşık olmak zorunluluğu çıkıyor ortaya. Yani siz istediğiniz kadar “aşka inanmıyorum” diye bağırın; hormonlarınız östrojeni burnunuza dayandığında hiç itiraz edemiyorsunuz.
Yolda çarpışmalar ve aynı ortamda karşılaşmalar, her iki tarafın da hormonlarının ana denk geliyorsa; işte Eros’un sahneye çıkış zamanı geliyor demektir.
Eros o sırda başka yerlerde, başka birileriyle ilgileniyor olsa bile; feromon diye bir hormon var ki; Eros’u gölgede bırakıyor. Aşık olmanızın en önemli sebebi işte bu feromon!
Kadınlar ve erkekler arasındaki iletişimi sağlayan bu hormon sadece bizlerde değil, böceklerde de bulunuyor. Kilometrelerce ötede duran dişi böceği, bu hormonun kokusu sayesinde algılayan erkek böcek, uçar adımlarla ona doğru koşuyor.
Bizde ise bu hormon kokusuz ve koltuk altımızdan salgılanıyor. Bu hormondan etkilenen iki kişi birbirine yaklaştıklarında mıknatıs gibi çekiliyorlar. Üstelik bu çekim gücünün etkisiyle, kime doğru çekildiğinizin farkına varmıyorsunuz. Yani hani o çevrenizin eleştirdiği ve beğenmediği kişilere aşık oluyorsunuz ya; sebebi işte o hormon!
Neyse üzülmeyin! Bu hormonun Allahtan son kullanma tarihine benzer bir kullanım süresi var. Sonra yavaş yavaş etkisini yitiriyor. Aşkın sevgiye dönüştüğü yer burası işte! Feromon yerini, Oxytosin diye bir bırakıyor ve bu sayede aşkın o deli hali geçiyor. Daha sakin, düzgün ve sevgi dolu bir ilişkiniz oluyor. Sonra mı? Sonrasına hormonlar bakmıyor, bu tamamen iki kişinin bu ilişkiyi nasıl idare edeceklerine bağlı olarak değişiyor!
Gerçekten senden aşık olduğumuzun tek bir cevabı yok! Yani bütün filozoflar, bilim adamları, araştırmacılar, şairler, yazarlar bu işe kafa yormuş ama tek bir cevap üstünde hem fikir olamamışlar. Herkesin kendi ilgi alanı ve düşünme biçimine göre cevabı var ve hepsi de mantıklı!
Ancak işin ironik tarafı bütün mantıklı cevaplara rağmen, aşkın mantıkla uyuşmaması! Ancak hormonlarımızın bu konuda önemli bir etkisi olduğu doğru! Yani biz istediğimiz kadar aşkla ilgilenmediğimizi, inanmadığımızı ve komik bulduğumuzu söyleyelim; o anda vücudumuz bunun tersi davranarak hormonlarını üretiyor olabilir. Büyük konuşmamakta fayda var!
Kadınların östrojeni, erkeklerin testosteronu iş başına geçince, aşık olmak zorunluluğu çıkıyor ortaya. Yani siz istediğiniz kadar “aşka inanmıyorum” diye bağırın; hormonlarınız östrojeni burnunuza dayandığında hiç itiraz edemiyorsunuz.
Yolda çarpışmalar ve aynı ortamda karşılaşmalar, her iki tarafın da hormonlarının ana denk geliyorsa; işte Eros’un sahneye çıkış zamanı geliyor demektir.
Eros o sırda başka yerlerde, başka birileriyle ilgileniyor olsa bile; feromon diye bir hormon var ki; Eros’u gölgede bırakıyor. Aşık olmanızın en önemli sebebi işte bu feromon!
Kadınlar ve erkekler arasındaki iletişimi sağlayan bu hormon sadece bizlerde değil, böceklerde de bulunuyor. Kilometrelerce ötede duran dişi böceği, bu hormonun kokusu sayesinde algılayan erkek böcek, uçar adımlarla ona doğru koşuyor.
Bizde ise bu hormon kokusuz ve koltuk altımızdan salgılanıyor. Bu hormondan etkilenen iki kişi birbirine yaklaştıklarında mıknatıs gibi çekiliyorlar. Üstelik bu çekim gücünün etkisiyle, kime doğru çekildiğinizin farkına varmıyorsunuz. Yani hani o çevrenizin eleştirdiği ve beğenmediği kişilere aşık oluyorsunuz ya; sebebi işte o hormon!
Neyse üzülmeyin! Bu hormonun Allahtan son kullanma tarihine benzer bir kullanım süresi var. Sonra yavaş yavaş etkisini yitiriyor. Aşkın sevgiye dönüştüğü yer burası işte! Feromon yerini, Oxytosin diye bir bırakıyor ve bu sayede aşkın o deli hali geçiyor. Daha sakin, düzgün ve sevgi dolu bir ilişkiniz oluyor. Sonra mı? Sonrasına hormonlar bakmıyor, bu tamamen iki kişinin bu ilişkiyi nasıl idare edeceklerine bağlı olarak değişiyor!