ÇağanCan
02.Eylül.2014, 18:10
http://www.ataturkculuk.net/Resim/TSK/ata-57_k.jpg
1 Ocak-2 Şubat 1924
İlk Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal, İzmir’de...
(http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/ataturk57.html)
1937 - Atatürk'ün, Kurun gazetesinde Hatay davası ile ilgili olarak Asım Us imzasıyla yayımlanan beşinci başyazısı: "..Türkiye Cumhuriyeti çok haklı olduğu Hatay davasını ortaya atarken bunun bütün sonuçlarını düşünmemiş olduğunu kim iddia edebilir? Dava uluslararası olmuştur. Davasında haklı olan Türkiye'dir. Artık, dinlenilecek sözün kimin ağzından çıktığına çok dikkat etmelidir. Türk'ün sözü, Türk'ün haklı ve yerinde sözü Türk'ün kendisidir. Ona uymamak, onu tanımamak, onu hiçe saymak, buna cesaret gösterenlerin düşünmedikleri akıbetle karşılaşacaklarına asla şüphe etmemelidir."
Cenevre'de Milletler Cemiyeti toplantısında Hatay'ın bağımsızlığının kabul edilmesi. (Bu karar, 29 Mayıs 1937'de Cenevre'de toplanan Milletler Cemiyeti Konseyi'nde de Hatay Anayasasıyla beraber onaylanmış, bağımsızlık rejimi 29 Kasım 1937 günü yürürlüğe girmiştir. 2 Eylül 1938'de Hatay Millet Meclisi açılarak Devlet Bakanlığı'na Tayfur Sökmen seçilmiştir. Devletin adı "Hatay Devleti" olarak kabul edilmiş, 23 Haziran 1939'da Türkiye ile Fransa arasında yapılan antlaşma ile de Hatay Türkiye'ye bırakılmış, 7 Temmuz 1939 tarih ve 3711 sayılı Kanunla yeni Hatay ili kurulmuştur).
Atatürk'ün, Milletler Cemiyeti toplantısında Hatay'ın bağımsızlığının kabul edilmesi üzerine Başbakan İsmet İnönü'ye telgrafı: "Başarılmış olan millî davada izlenen uygar ve insanî yola, uluslararası lâyık olduğu kıymetin verileceğineşüphe yoktur. Türkiye Cumhuriyeti haklı olduğuna inandığı davasını, büyük ve âdil hakem heyeti olmasını daima arzu ettiği ve bu sıfat ve yetkisinin daha çok çetin meselelerin çözümünde en yüksek kudret ve kuvvete sahip olmasınıtemenni ettiği Milletler Cemiyeti'ne bırakmakla insanlık adına isabetli bir harekette bulunmuştur. Bu suretle uygarlık adına da yüksek bir vazife yapmış olmakla sadece takdir ve tebrike lâyıktır!"
Atatürk'ün 27 Ocak 1937 tarihli telgrafına Başbakan İsmet İnönü'nün cevabı: "Hatay davasında hükümetin izlediği yolve hareket, yüksek şefimizin ilham ve telkini eseridir."
1935 - Atatürk'ün, günü Dolmabahçe Sarayı'nda çalışmakla geçirmesi.
1933 - Atatürk'ün, Gaziantep'te Valiliği ve Belediye'yi ziyareti, İl Genel Meclisi'nin kendisine hemşehrilik belgesi sunuşu.
Atatürk'ün, öğleden sonra Gaziantep'ten Narlı'ya gelişi, buradan da trenle Adana'ya hareketi.
Prof. Dr. Fuat Köprülü'nün, Atatürk'e bayram tebriki: "Türk milletine öz benliğinin tükenmez kudretini veren büyük kurtarıcı ve yol göstericimizin sonsuz saygılarımla bayramını kutlarken, varlığımızı karanlıklardan kurtaran bu mukaddes ışığın başımızdan eksik olmamasını ona candan bağlı her Türk gibi Tanrı'dan dilerim."
1932 - Atatürk'ün, akşamüzeri Dolmabahçe Sarayı'ndan otomobille hareket ederek İstinye, Maslak, Şişli ve Karaköy yoluyla bir gezinti yapıp Dolmabahçe Sarayı'na dönüşü.
Atatürk'ün, gece Beyoğlu'nda Turkuvaz Lokantası'na gelişi, geç saatlerde Dolmabahçe Sarayı'na dönüşü.
1931 - Balkan Birliği Cemiyeti Ankara’da kuruldu.
Atatürk'ün, trenle İzmir'e gelişi.
1927 - Atatürk'ün T.B.M.M.'nde, yeni seçilen milletvekillerini kabulü.
1925 - Atatürk'ün, Mersin'den Silifke'ye gelişi.
1924 - Atatürk'ün, Lâtife Hanımla beraber İzmir'den Mersinli'ye kadar bir otomobil gezintisi yapması.
1923 - Atatürk'ün, sabah Karşıyaka istasyonunda trenden inerek annesinin mezarını ziyareti ve konuşması: "...Burada yatan annem, zulmün, zorun bütün milleti felâket uçurumuna götüren bir keyfî idarenin kurbanı olmuştur. ...Bu kadar kan dökerek milletin elde ettiği egemenliğin korunması ve savunulması için gerekirse valdemin yanına gitmekte aslatereddüt etmeyeceğim. Millî egemenlik uğrunda canımı vermek, benim için vicdan ve namus borcu olsun!"(Atatürk, annesinin mezarını ziyaretten sonra Karşıyaka istasyonundan tekrar trene binerek saat 13.00'de Basmane'ye gelmişve coşkun bir şekilde karşılanmıştır).[Kocatürk]
Atatürk'ün, Karşıyaka istasyonunda Lâtife Hanım'ın babası Muammer Bey'le -ilk defa- tanışması. Salih (Bozok) hatıralarında, bu olayı şu şekilde anlatmaktadır: "...İzmir'e gelirlerken Karşıyaka'da Atatürk'ü karşıladık. Beni kompartımanlarına yalnız olarak kabul buyurdular ve şu emri verdiler: 'Ben Lâtife Hanımla evlenmeye karar verdim.Şimdi babası burada ise kendisini bu kararımdan haberdar edersin ve hiç kimseye bir şey söylememesini de ilâve edersin! Paşa, o güne kadar Muammer Bey'i görmediğinden tanımıyordu. Paşa'nın emirleri gereğince hareket ettim. Muammer Bey'e, Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın kayınpederi olacaklarını söylediğim zaman boynuma sarıldılar ve içiniçekerek beni kokladılar. Biraz sonra Paşa Hazretleri de vagonlarından inerek Muammer Bey'le tanıştılar. [Kocatürk]
Atatürk'ün saat 13.00'de Basmane istasyonuna gelişi, da*ha sonra İzmir Valiliğini ziyareti, öğleden sonra Gözte*pe'de Uşakîzade Muammer Bey'in köşküne gidişi.
Atatürk'ün, akşam, Şehir Belediyesi tarafından izmir Hükü*met Konağı'nda şerefine tertiplenen ziyafette konuşması:"...Bütün bu başarı, yalnız benim eserim değildir ve ola*maz. Bütün başarı, bütün milletin karar ve imanı ileçalış*masını birleştirmesi neticesidir; kahraman milletimizin ve güzide ordumuzun kazandığı başarı ve zaferdir."
Atatürk'ün, İzmir'de, Bulgaristan'ın Edime Başkonsolusu T. Markov'u kabulü ve Türk-Bulgar ilişkileri hakkında gö*rüşmesi (Ertesi günü bir görüşme daha yapılmıştır).
1922 - Sovyetler Birliği'nin yeni büyükelçisi Aralof, Ankara'ya geldi. Aralof büyük bir törenle karşılandığı Ankara İstasyonu'nda halkı Türkçe selamladı.
1921 - Türkiye Halk İştirakiyûn Fırkası'nın yayın organı Emek yasaklandı. Bazı komünistler tutuklanmaya başladı.
Sadrazam Tevfik Paşa'nın, Atatürk'e "Londra'da toplanacak barış konferansı için Osmanlı heyetine katılmak üzere Büyük Millet Meclisi'nden üye isteyen" telgrafı.
1920 (26-27) - Akbaş Cephaneliği Baskını: Edremit Kaymakamı Köprülülü Hamdi ile Dramalı Rıza Beylerin komutasındaki bir Kuvvay-ı Millîye Müfrezesinin Gelibolu yakınlarındaki Fransız kuvvetlerine ait Akbaş silâh deposuna yaptığı baskın. Depodaki 8 bin Rus tüfeği, 40 Rus makinalı tüfeği, 20 bin sandık cephane Lapseki'nin Umurbey iskelesine Bolayır motoru ile taşındı. Fakat sarayın emri ile Gönen'in Yenice Köyü'nde depolanan silâhları ele geçirmek isteyen eşkiya Anzavur gelince Dramalı Rıza Bey tarafından depo havaya uçuruldu. Köprülülü Hamdi Bey burada şehit oldu. İstanbul'da yakalanan Rıza Bey ise idam edildi.
1917 - Atatürk'ün, davet üzerine Diyarbakır'a gelmiş bulunan Elaziz (Elazığ) Valisi Sabit Bey'i, daha sonra Bitlis Valisi Memduh Bey'i bölgelerine uğurlayışı.
1916 - Atatürk'ün, karargâhı Edirne'de bulunan 16. Kolordu Komutanlığı'na atanması.
Atatürk'ün, Edirne'ye gitmek üzere İstanbul'dan trenle hareketi ve akşam Edirne'ye gelişi.
Edirne'deki bu kolordu, Kafkas Cephesinin önem kazanması üzerine bir süre sonra aynı adla Diyarbakır'a nakledilmiştir.
1916 - 27 Ocak 1916 Tarihinde tebdil havasının hitamına mebni 16 ncı Kolordu'ya İltihak buyrulmuştur.
(http://www.ataturkculuk.net/RefBib/AtaturkunOzlukDosyasi.htm)
1915 - Atatürk'ün, İstanbul'dan Madam Hilda Christianus'a mektubu: "...Sanıyorum ki size yazmak fırsatını uzun zaman bulamayacağım. Şimdilik size bir adres vermem mümkün değil! Fakat sonradan size yazacağım."
1 Ocak-2 Şubat 1924
İlk Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal, İzmir’de...
(http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/ataturk57.html)
1937 - Atatürk'ün, Kurun gazetesinde Hatay davası ile ilgili olarak Asım Us imzasıyla yayımlanan beşinci başyazısı: "..Türkiye Cumhuriyeti çok haklı olduğu Hatay davasını ortaya atarken bunun bütün sonuçlarını düşünmemiş olduğunu kim iddia edebilir? Dava uluslararası olmuştur. Davasında haklı olan Türkiye'dir. Artık, dinlenilecek sözün kimin ağzından çıktığına çok dikkat etmelidir. Türk'ün sözü, Türk'ün haklı ve yerinde sözü Türk'ün kendisidir. Ona uymamak, onu tanımamak, onu hiçe saymak, buna cesaret gösterenlerin düşünmedikleri akıbetle karşılaşacaklarına asla şüphe etmemelidir."
Cenevre'de Milletler Cemiyeti toplantısında Hatay'ın bağımsızlığının kabul edilmesi. (Bu karar, 29 Mayıs 1937'de Cenevre'de toplanan Milletler Cemiyeti Konseyi'nde de Hatay Anayasasıyla beraber onaylanmış, bağımsızlık rejimi 29 Kasım 1937 günü yürürlüğe girmiştir. 2 Eylül 1938'de Hatay Millet Meclisi açılarak Devlet Bakanlığı'na Tayfur Sökmen seçilmiştir. Devletin adı "Hatay Devleti" olarak kabul edilmiş, 23 Haziran 1939'da Türkiye ile Fransa arasında yapılan antlaşma ile de Hatay Türkiye'ye bırakılmış, 7 Temmuz 1939 tarih ve 3711 sayılı Kanunla yeni Hatay ili kurulmuştur).
Atatürk'ün, Milletler Cemiyeti toplantısında Hatay'ın bağımsızlığının kabul edilmesi üzerine Başbakan İsmet İnönü'ye telgrafı: "Başarılmış olan millî davada izlenen uygar ve insanî yola, uluslararası lâyık olduğu kıymetin verileceğineşüphe yoktur. Türkiye Cumhuriyeti haklı olduğuna inandığı davasını, büyük ve âdil hakem heyeti olmasını daima arzu ettiği ve bu sıfat ve yetkisinin daha çok çetin meselelerin çözümünde en yüksek kudret ve kuvvete sahip olmasınıtemenni ettiği Milletler Cemiyeti'ne bırakmakla insanlık adına isabetli bir harekette bulunmuştur. Bu suretle uygarlık adına da yüksek bir vazife yapmış olmakla sadece takdir ve tebrike lâyıktır!"
Atatürk'ün 27 Ocak 1937 tarihli telgrafına Başbakan İsmet İnönü'nün cevabı: "Hatay davasında hükümetin izlediği yolve hareket, yüksek şefimizin ilham ve telkini eseridir."
1935 - Atatürk'ün, günü Dolmabahçe Sarayı'nda çalışmakla geçirmesi.
1933 - Atatürk'ün, Gaziantep'te Valiliği ve Belediye'yi ziyareti, İl Genel Meclisi'nin kendisine hemşehrilik belgesi sunuşu.
Atatürk'ün, öğleden sonra Gaziantep'ten Narlı'ya gelişi, buradan da trenle Adana'ya hareketi.
Prof. Dr. Fuat Köprülü'nün, Atatürk'e bayram tebriki: "Türk milletine öz benliğinin tükenmez kudretini veren büyük kurtarıcı ve yol göstericimizin sonsuz saygılarımla bayramını kutlarken, varlığımızı karanlıklardan kurtaran bu mukaddes ışığın başımızdan eksik olmamasını ona candan bağlı her Türk gibi Tanrı'dan dilerim."
1932 - Atatürk'ün, akşamüzeri Dolmabahçe Sarayı'ndan otomobille hareket ederek İstinye, Maslak, Şişli ve Karaköy yoluyla bir gezinti yapıp Dolmabahçe Sarayı'na dönüşü.
Atatürk'ün, gece Beyoğlu'nda Turkuvaz Lokantası'na gelişi, geç saatlerde Dolmabahçe Sarayı'na dönüşü.
1931 - Balkan Birliği Cemiyeti Ankara’da kuruldu.
Atatürk'ün, trenle İzmir'e gelişi.
1927 - Atatürk'ün T.B.M.M.'nde, yeni seçilen milletvekillerini kabulü.
1925 - Atatürk'ün, Mersin'den Silifke'ye gelişi.
1924 - Atatürk'ün, Lâtife Hanımla beraber İzmir'den Mersinli'ye kadar bir otomobil gezintisi yapması.
1923 - Atatürk'ün, sabah Karşıyaka istasyonunda trenden inerek annesinin mezarını ziyareti ve konuşması: "...Burada yatan annem, zulmün, zorun bütün milleti felâket uçurumuna götüren bir keyfî idarenin kurbanı olmuştur. ...Bu kadar kan dökerek milletin elde ettiği egemenliğin korunması ve savunulması için gerekirse valdemin yanına gitmekte aslatereddüt etmeyeceğim. Millî egemenlik uğrunda canımı vermek, benim için vicdan ve namus borcu olsun!"(Atatürk, annesinin mezarını ziyaretten sonra Karşıyaka istasyonundan tekrar trene binerek saat 13.00'de Basmane'ye gelmişve coşkun bir şekilde karşılanmıştır).[Kocatürk]
Atatürk'ün, Karşıyaka istasyonunda Lâtife Hanım'ın babası Muammer Bey'le -ilk defa- tanışması. Salih (Bozok) hatıralarında, bu olayı şu şekilde anlatmaktadır: "...İzmir'e gelirlerken Karşıyaka'da Atatürk'ü karşıladık. Beni kompartımanlarına yalnız olarak kabul buyurdular ve şu emri verdiler: 'Ben Lâtife Hanımla evlenmeye karar verdim.Şimdi babası burada ise kendisini bu kararımdan haberdar edersin ve hiç kimseye bir şey söylememesini de ilâve edersin! Paşa, o güne kadar Muammer Bey'i görmediğinden tanımıyordu. Paşa'nın emirleri gereğince hareket ettim. Muammer Bey'e, Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın kayınpederi olacaklarını söylediğim zaman boynuma sarıldılar ve içiniçekerek beni kokladılar. Biraz sonra Paşa Hazretleri de vagonlarından inerek Muammer Bey'le tanıştılar. [Kocatürk]
Atatürk'ün saat 13.00'de Basmane istasyonuna gelişi, da*ha sonra İzmir Valiliğini ziyareti, öğleden sonra Gözte*pe'de Uşakîzade Muammer Bey'in köşküne gidişi.
Atatürk'ün, akşam, Şehir Belediyesi tarafından izmir Hükü*met Konağı'nda şerefine tertiplenen ziyafette konuşması:"...Bütün bu başarı, yalnız benim eserim değildir ve ola*maz. Bütün başarı, bütün milletin karar ve imanı ileçalış*masını birleştirmesi neticesidir; kahraman milletimizin ve güzide ordumuzun kazandığı başarı ve zaferdir."
Atatürk'ün, İzmir'de, Bulgaristan'ın Edime Başkonsolusu T. Markov'u kabulü ve Türk-Bulgar ilişkileri hakkında gö*rüşmesi (Ertesi günü bir görüşme daha yapılmıştır).
1922 - Sovyetler Birliği'nin yeni büyükelçisi Aralof, Ankara'ya geldi. Aralof büyük bir törenle karşılandığı Ankara İstasyonu'nda halkı Türkçe selamladı.
1921 - Türkiye Halk İştirakiyûn Fırkası'nın yayın organı Emek yasaklandı. Bazı komünistler tutuklanmaya başladı.
Sadrazam Tevfik Paşa'nın, Atatürk'e "Londra'da toplanacak barış konferansı için Osmanlı heyetine katılmak üzere Büyük Millet Meclisi'nden üye isteyen" telgrafı.
1920 (26-27) - Akbaş Cephaneliği Baskını: Edremit Kaymakamı Köprülülü Hamdi ile Dramalı Rıza Beylerin komutasındaki bir Kuvvay-ı Millîye Müfrezesinin Gelibolu yakınlarındaki Fransız kuvvetlerine ait Akbaş silâh deposuna yaptığı baskın. Depodaki 8 bin Rus tüfeği, 40 Rus makinalı tüfeği, 20 bin sandık cephane Lapseki'nin Umurbey iskelesine Bolayır motoru ile taşındı. Fakat sarayın emri ile Gönen'in Yenice Köyü'nde depolanan silâhları ele geçirmek isteyen eşkiya Anzavur gelince Dramalı Rıza Bey tarafından depo havaya uçuruldu. Köprülülü Hamdi Bey burada şehit oldu. İstanbul'da yakalanan Rıza Bey ise idam edildi.
1917 - Atatürk'ün, davet üzerine Diyarbakır'a gelmiş bulunan Elaziz (Elazığ) Valisi Sabit Bey'i, daha sonra Bitlis Valisi Memduh Bey'i bölgelerine uğurlayışı.
1916 - Atatürk'ün, karargâhı Edirne'de bulunan 16. Kolordu Komutanlığı'na atanması.
Atatürk'ün, Edirne'ye gitmek üzere İstanbul'dan trenle hareketi ve akşam Edirne'ye gelişi.
Edirne'deki bu kolordu, Kafkas Cephesinin önem kazanması üzerine bir süre sonra aynı adla Diyarbakır'a nakledilmiştir.
1916 - 27 Ocak 1916 Tarihinde tebdil havasının hitamına mebni 16 ncı Kolordu'ya İltihak buyrulmuştur.
(http://www.ataturkculuk.net/RefBib/AtaturkunOzlukDosyasi.htm)
1915 - Atatürk'ün, İstanbul'dan Madam Hilda Christianus'a mektubu: "...Sanıyorum ki size yazmak fırsatını uzun zaman bulamayacağım. Şimdilik size bir adres vermem mümkün değil! Fakat sonradan size yazacağım."