katherinapetrov
08.Ekim.2014, 15:32
Yaşa ve yaşat.
Vivi e lascia vivere
Aşkın gözü kördür.
Amore è cieco
Olacak, olacaktır.
Che sarà, sarà
Aptalla parasının yolları çabuk ayrılır.
Uno sciocco e il suo denaro son presto separati
Son gülen, iyi güler.
Ride bene chi ride l'ultimo
Erken kalkan kuş, kurtçuğu yakalar.
L'uccello mattiniero si becca il verme
Vakit, nakittir.
Il tempo è denaro
Yasak en tatlı meyvedir.
I frutti proibiti sono i più dolci
Cehennemin yolları iyiniyet taşlarıyla döşenmiştir.
Di buona volantà sta pieno l'inferno
Para parayı çeker.
Il denaro è fratello del denaro
Tarih tekerrürden ibarettir.
La storia si ripete
Göze göz dişe diş.
Occhio per occhio, dente per dente
Samimiyet saygısızlığı besler.
Confidenza toglie riverenza
Yaşamak için ye, yemek için yaşama.
Mangiare per vivere e non vivere per mangiare
Beni dostlarımdan Tanrı'm korusun, düşmanlarımdan ben kendimi korurum.
Dagli amici mi guardi Dio, che dai nemici mi guardo io
İhtiyaç duyulan arkadaş gerçek arkadaştır.
Al bisogno si conosce l'amico
Geç olması hiç olmamasından iyidir.
Meglio tardi che mai
Kumarda kaybeden aşkta kazanır
Sfortuna al gioco ,fortune in amore
İştah yedikçe açılır.
L'appetito vien mangiando
Yaşam olduğu sürece ümit vardır.
Finché c'è vita c'è speranza
Birlikten kuvvet doğar
L'unione fa la forza
Zaman, büyük bir ilaçtır.
Il tempo è un gran medico
Erkek saltanatını sürer, yöneten ise kadındır.
Donna danno, sposa spesa, moglie maglio
Herkes,her an olgun olamaz
Niuno è savio d'ogni tempo
Merhamet/Yardımseverlik evde başlar.
La carità comincia a casa propia
Roma bir günde kurulmadı.
Roma non fu fatta in un giorno
Biriktirilen bir kuruş, kazanılan bir kuruştur.
Quattrino risparmiato, due volte guadagnato
Riske girmeyen, birşey koparamaz.
Chi non risica non rosica
Dost bulan,hazine bulmuştur.
Chi trova un amico, trova un tesoro
Evleneceğin kadını ve ineğini kendi köyünden seç !
Moglie e buoi dei paesi tuoi villagio
Kötü bir ortaklıktansa yalnız olmak iyidir.
Meglio sola che male accompagnata
Gözden ırak olan gönülden de ırak olur.
Lontani dagli occhi, lontani dal cuore
Dilin kemiği yoktur.
La lingua non ha ossa ma fa ronpere il dosso
Vivi e lascia vivere
Aşkın gözü kördür.
Amore è cieco
Olacak, olacaktır.
Che sarà, sarà
Aptalla parasının yolları çabuk ayrılır.
Uno sciocco e il suo denaro son presto separati
Son gülen, iyi güler.
Ride bene chi ride l'ultimo
Erken kalkan kuş, kurtçuğu yakalar.
L'uccello mattiniero si becca il verme
Vakit, nakittir.
Il tempo è denaro
Yasak en tatlı meyvedir.
I frutti proibiti sono i più dolci
Cehennemin yolları iyiniyet taşlarıyla döşenmiştir.
Di buona volantà sta pieno l'inferno
Para parayı çeker.
Il denaro è fratello del denaro
Tarih tekerrürden ibarettir.
La storia si ripete
Göze göz dişe diş.
Occhio per occhio, dente per dente
Samimiyet saygısızlığı besler.
Confidenza toglie riverenza
Yaşamak için ye, yemek için yaşama.
Mangiare per vivere e non vivere per mangiare
Beni dostlarımdan Tanrı'm korusun, düşmanlarımdan ben kendimi korurum.
Dagli amici mi guardi Dio, che dai nemici mi guardo io
İhtiyaç duyulan arkadaş gerçek arkadaştır.
Al bisogno si conosce l'amico
Geç olması hiç olmamasından iyidir.
Meglio tardi che mai
Kumarda kaybeden aşkta kazanır
Sfortuna al gioco ,fortune in amore
İştah yedikçe açılır.
L'appetito vien mangiando
Yaşam olduğu sürece ümit vardır.
Finché c'è vita c'è speranza
Birlikten kuvvet doğar
L'unione fa la forza
Zaman, büyük bir ilaçtır.
Il tempo è un gran medico
Erkek saltanatını sürer, yöneten ise kadındır.
Donna danno, sposa spesa, moglie maglio
Herkes,her an olgun olamaz
Niuno è savio d'ogni tempo
Merhamet/Yardımseverlik evde başlar.
La carità comincia a casa propia
Roma bir günde kurulmadı.
Roma non fu fatta in un giorno
Biriktirilen bir kuruş, kazanılan bir kuruştur.
Quattrino risparmiato, due volte guadagnato
Riske girmeyen, birşey koparamaz.
Chi non risica non rosica
Dost bulan,hazine bulmuştur.
Chi trova un amico, trova un tesoro
Evleneceğin kadını ve ineğini kendi köyünden seç !
Moglie e buoi dei paesi tuoi villagio
Kötü bir ortaklıktansa yalnız olmak iyidir.
Meglio sola che male accompagnata
Gözden ırak olan gönülden de ırak olur.
Lontani dagli occhi, lontani dal cuore
Dilin kemiği yoktur.
La lingua non ha ossa ma fa ronpere il dosso