PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Yapılarına Göre Diller



Peri
10.Ekim.2014, 22:18
Dünya dilleri, dili oluşturan kelime ve eklerin yapı bakımından gösterdikleri benzerliklere göre “Tek Heceli Diller, Eklemeli Diller, Çekimli Diller” olmak üzere üç grupta incelenir.A. TEK HECELİ DİLLERBu gruptaki dillerde sözcükler tek bir heceden oluşur. Cümleyi meydana getiren sözcükler hiçbir ek almaz ve şekil değişikliğine uğramaz. Bu dillerde sözcüğün görevi cümle içindeki sırasından ve vurgusundan anlaşıldığı için sözcükleri ayırt etmek üzere çok zengin bir vurgu sistemi oluşturulmuştur. Kelime türleri özel seslerle ayırt edilmediği için aynı kelime yerine göre hem isim, hem sıfat, hem fiil, hem edat… olabilmektedir. Çince ve Tibetçe bu grubun tipik dillerindendir. Bazı Himalaya ve Afrika dilleriyle Endenozya dilleri ve Vietnam dili de bu gruba dâhil edilir.B. EKLEMELİ DİLLEREklemeli dillerde kelime kökleri ve ekler vardır. Kelime kökleri tek veya çok heceli olabilir. Bu dillerde yeni kelime türetilirken veya kelime cümle içinde kullanılırken ekler devreye girer. Yani kelimelerde değişiklik eklerle sağlanır. Eklerle hem yeni kelimeler türetilir hem de kelimelere yeni anlamlar yüklenir. Kelime sonundaki değişiklik ileriye doğrudur, geriye işlemez. Yani kökte pek bir değişme olmaz. Bundan dolayı köklerle ekler birbirinden kolaylıkla ayrılabilir.Bu grubun bazı dillerinde ekler kelime sonuna geldiği gibi kelime başına getirilen ekler de vardır. Bundan dolayı Eklemeli Diller “Ön Eklemeli Diller” ve “Son Eklemeli Diller” olmak üzere iki grupta da düşünülebilir.Türkçe eklemeli diller grubuna dâhildir. Ama kelimeler başa ek almaz. Dolayısıyla Türkçeye “son eklemeli bir dil” diyebiliriz. Örneğin “süt” kelimesinin sonuna -cü eki getirilerek süt satan kişi anlamına gelen “sütçü” kelimesi türetilir.Bu dil grubunda Türkçenin yanı sıra Moğolca, Mançuca, Tunguzca, Macarca, Japonca, Korece, Fince ve Samoyetçe vardır.C. ÇEKİMLİ DİLLERÇekimli dillerde de tek ve çok heceli kökler ile çeşitli ekler vardır. Yalnız ekler kelimenin önüne, ortasına veya sonuna gelebilir. Ayrıca bu dillerde çekim sırasında ve yeni kelimeler türetilirken kelime kökleri genellikle değişir ve tanınmayacak hâle gelir. Örneğin Hint-Avrupa dillerinde kelime kökünde görülen değişiklik kökü tanınmayacak bir şekle sokar, ortaya çıkan yeni kelimede kökü hatırlatacak bir ses, bir işaret bulunmaz.Almancadaki atmak, fırlatmak fiilinin werfen / warf / geworfen şekillerine girmesi gibi. Bu grupta yer alan bazı dillerde ise kelime kökü ile yeni kelime veya kelime çekimi arasında daima açık bir bağ, ilgiyi gösteren bir iz vardır. Kelime kökündeki asıl sesler yeni kelimede veya kelime halinde hep aynı kalır. Çekimli dillerin tipik bir örneği olan Arapçada, kelimenin çekirdeğini oluşturan ünsüzler değişmezken belli kalıplarla yeni kelimeler türetilir. Aynı kökten olan “ders, medrese, müderris, tedrisat” kelimelerinde d, r, s ünsüzleri sabit kalırken ünlüler ve bazı gramer unsurları değişmektedir. Sami dilleri, Hint-Avrupa dilleri bu gruba girer.
http://www.edebiyatogretmeni.org/wp-content/uploads/Yap%C4%B1lar%C4%B1na-G%C3%B6re-Diller.png