ÇağanCan
18.Kasım.2014, 00:44
Bill Shapiro; Çeviren: Burcu Çelik
Yayın Evi: Arunas Yayıncılık;
Kategorisi: Edebiyat, Aşk Roman ve Öyküleri
İstanbul, 2012, 14 x 20 cm, 168 sayfa, Türkçe, Karton Kapak.
ISBN No: 9786054503407
http://img.antoloji.com/media/erenbooks/k/13/baskalarina-ait-ask-mektuplari_b.jpg
'Bana yazılmamış bir aşk mektubuyla ilk karşılaşma anımda kalbim hem sevinçten deli gibi atmış hem de kendimi suçlu hissetmiştim. Bir itirafta bulunayım: Bahsettiğim mektup sevgilime yazılmıştı. O yatak odasında hangi ayakkabıyı giyeceğine karar vermeye çalışırken ben de mutfakta badem yiyerek zaman geçirmeye çalışıyordum. Tezgâhın üzerinde her zamanki şeyler vardı: Birkaç fotoğraf, bir adres defteri bir de faturalar. Belki de faturaları incelemem gerekenden daha detaylı bir şekilde incelemiştim bu sefer. Fatura yığınının üzerinde duruyordu bu aşk mektubu. Onu hemen elime aldım. Evet, bunu yaptım. Bununla gurur duyduğumu söyleyemem ama... Bir kez yapınca devamı geliyordu. Kenarları kırışık olan bu aşk mektubu daha ilk dakikadan içimde bir merak uyandırmıştı. Evet, bir itirafta daha bulunuyorum: Bu tür şeylere zaafım var. Ayrıca merak ettiğim bir şey vardı. Bir adam sevgilime on yıl önce neler yazmıştı acaba? Sevgilime birkaç hafta önce yazdığım nota ne kadar da benziyordu. Kelimeler değildi benzer yanları. Duygular, yapılan espriler, iyi düşünceler, umut dolu sözler. Hepsi o kadar benzerdi ki benim yazdığıma. Hemen bir soru takıldı aklıma: Acaba bizim ilişkimiz düşündüğüm kadar özel miydi? Mektup; kendine özgü esprileri ve (açık açık anlatılan) arzularıyla o adamın kaleminden çıkmıştı. Bu mektubun benim tanıdığım bildiğim kadına yazıldığına bir türlü inanamadım. Tam iki kez okudum. Hatta üç kez... İşte bu yüzden diğer insanların aşk mektuplarını toplamaya başladım...' (Tanıtım Bülteninden)
Yayın Evi: Arunas Yayıncılık;
Kategorisi: Edebiyat, Aşk Roman ve Öyküleri
İstanbul, 2012, 14 x 20 cm, 168 sayfa, Türkçe, Karton Kapak.
ISBN No: 9786054503407
http://img.antoloji.com/media/erenbooks/k/13/baskalarina-ait-ask-mektuplari_b.jpg
'Bana yazılmamış bir aşk mektubuyla ilk karşılaşma anımda kalbim hem sevinçten deli gibi atmış hem de kendimi suçlu hissetmiştim. Bir itirafta bulunayım: Bahsettiğim mektup sevgilime yazılmıştı. O yatak odasında hangi ayakkabıyı giyeceğine karar vermeye çalışırken ben de mutfakta badem yiyerek zaman geçirmeye çalışıyordum. Tezgâhın üzerinde her zamanki şeyler vardı: Birkaç fotoğraf, bir adres defteri bir de faturalar. Belki de faturaları incelemem gerekenden daha detaylı bir şekilde incelemiştim bu sefer. Fatura yığınının üzerinde duruyordu bu aşk mektubu. Onu hemen elime aldım. Evet, bunu yaptım. Bununla gurur duyduğumu söyleyemem ama... Bir kez yapınca devamı geliyordu. Kenarları kırışık olan bu aşk mektubu daha ilk dakikadan içimde bir merak uyandırmıştı. Evet, bir itirafta daha bulunuyorum: Bu tür şeylere zaafım var. Ayrıca merak ettiğim bir şey vardı. Bir adam sevgilime on yıl önce neler yazmıştı acaba? Sevgilime birkaç hafta önce yazdığım nota ne kadar da benziyordu. Kelimeler değildi benzer yanları. Duygular, yapılan espriler, iyi düşünceler, umut dolu sözler. Hepsi o kadar benzerdi ki benim yazdığıma. Hemen bir soru takıldı aklıma: Acaba bizim ilişkimiz düşündüğüm kadar özel miydi? Mektup; kendine özgü esprileri ve (açık açık anlatılan) arzularıyla o adamın kaleminden çıkmıştı. Bu mektubun benim tanıdığım bildiğim kadına yazıldığına bir türlü inanamadım. Tam iki kez okudum. Hatta üç kez... İşte bu yüzden diğer insanların aşk mektuplarını toplamaya başladım...' (Tanıtım Bülteninden)