PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Atatürk’ün Chicago Tribun ve Daily Mail’e Verdiği Mülâkat



Mavi
10.Şubat.2014, 16:16
Chicago Tribune’ün İzmir’e özel olarak göndermiş olduğu muhabiri John Clayton İzmir’de Mustafa Kemâl Paşa hazretleriyle aşağıdaki görüşmeyi yapmıştır:Mustafa Kemâl Paşa’nın yüz hatlarından yaşını tahmin etmek zordu. Otuz yaşında kırk yaşında tahmin edilebilir. Kumral saçlı mavi gözlü orta boyludur. Hal ve tavrı nazik şahsiyeti hoş ve çekicidir. Büyük askeri kumandanlar tipine benzemez. Zevkinde alışkanlıklarında sadelik vardır.
Bugün kendisini ziyarete gittiğim zaman kartımı yaverine verdim.

”Paşa Hazretleri birkaç dakika meşguldür. Şimdi sizi kabul edecekti” dedi. Yaver yanımdan ayrılarak gelişimi paşaya haber verdi. Dönüşünden sonra beş dakika kadar bekledim. Nihayet Milli Ordular Başkumandanı odaya girdi. Samimi ve gösteriş yapmadan oturdu.

Kemâl Paşa ordunun zaferlerinden Türklerin ulusal isteklerinden batı devletleriyle yakında bir konferansta toplanmak isteğinde bulunduğundan söz açarak dedi ki:

”- Utkularımız bizim isteklerimizi değiştirmemiştir. Önceden istediğimiz şeylerden ne daha çok ne daha az şey talep ediyoruz. Misak-ı Millimizde kararlılık istiyoruz.”- Bağlaşıklarla görüşmeye hazır mısınız?

”- Onlarla bir arada toplanıp görüşme etmeye öteden beri hazır bulunuyoruz. Misak-ı Milli’nin içeriği bir sayfadan daha az yer tutuyor. Bütün Türk topraklarında gerçek bağımsızlık istiyoruz. Bizim için artık kapitülasyonlar ortadan kalkmıştır. İstanbul’u Edirne’yi ve Trakya’nın çoğunluğu Türk olan kısmını istiyoruz.”

- İstanbul’da iken beş sene için adli kapitülasyonların bırakılmasını kabul ettiğinizi işitmiştim.

”- Kapitülasyonların hiçbir kısmına ayrıcalık kabul etmiyoruz. Adli mali veya askeri kapitülasyonların hiçbirini tanımıyoruz.”

- Konu ordunun İzmir’e girişinden beri Türk askerinin ve sivillerinin çarpışmasına vardı.

”- Görüyorsunuz ki İzmir’de hiçbir katliam gerçekleşmedi. Kimi bağımsız yağma ve katil suçlarını önlemek olanaksızdır. Bir ordu 450 kilometre yol yürüdükten sonra bir şehre girer sonra geçtiği yerlerde kendi evlerinin yakıldığınıyağmaya uğradığını akrabasının öldürüldüğünü gözleriyle görürse böyle bir askeri engellemek zordur. Yine de düzenin bozulmadığını görüyorsunuz. Biz intikam ve karşılık verme fikrinde değiliz. Buraya eski hesapları araştırmaya gelmedik. Bizim için geçmiş gömülmüştür.”

JOHN CLAYTON
(İkdam’dan 20 Eylül 1922)

DAILY MAIL MUHABİRİNE VERDİĞİ MÜLÂKAT

Daily Mail gazetesinin İzmir’deki özel muhabiri Price Mustafa Kemâl Paşa ile yapılan mülâkatını gazetesine aşağıdaki şekilde hikâye ediyor:Mustafa Kemâl Paşa doğuda Türk utkularıyla oluşan yeni durum hakkındaki görüşlerini bugün bana açıkladı. Barış şartlarının da saldırı planları gibi tamamıyla hazır olduğunu söyledikten sonra dedi ki:

”- Artık savaşmaya sebep kalmamıştır. Ben kesinlikle barışı arzu ederim. Son saldırıyı yapmaya isteğim yoktu. Fakat Yunanlıları Anadolu’dan uzaklaştırmak için başka çare bulamadım. Avrupa’da Meriç hattı sınırından fazla bir davamız yoktur. Boğazların güvenlik ve erkinliği için her türlü güvence gösterilmesine hazırız. Boğazları silahlandırmamayı üstleniriz. Fakat Marmara sahilinde İstanbul’u beklenmedik bir saldırıdan korumak için savunma amaçlı güçlendirmenin yapılmasında engellenemeyeceğimiz doğaldır.”

Mustafa Kemâl Paşa’nın Misak-ı Milli dışındaki barış koşulları Anadolu’daki verilen zararın ödenmesinden ve Yunan filosunun Asya sahillerine zarar vermemesi için gerçek sahiplerine bırakılmasından oluşmaktadır.Barış Konferansı’na katılmaya hazır ise de konferans Türk topraklarında toplanmayacak olursa kendisi hazır bulunmayacaktır.

”- Yunanlılar Türkiye Millet Meclisi Hükümeti kuruluşunu eksik sayıyorlar. Oysa bizim hükümetimiz Yunan hükümetinden daha sağlamdır. Ekonomik durumumuz fena değildir. Anadolu’da bol yiyeceğimiz vardır. Her tülü zorluk içerisinde olmamıza karşın ordumuzun örgütü silahlar ve denetim tamdır.Üstün başarıya gösterdiğimiz ölçülü hareket Yunanlıların yakıp yıkma sevgisiyle karşıtlık oluşturuyor. İngiliz milletinin artık Türkiye ile ticaret ve dostluk ilişkilerine başlayacağına eminim ve ümit ederim ki İngiliz devlet adamları durumu gözlemledikten sonra hakkımızdaki düşüncelerini değiştireceklerdir.”





Alıntı