PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : “Ne ülen bu?”



Ralph
12.Nisan.2015, 22:34
Bir Türkçe âşığı... Ve dil emekçisi olan Kemal Kırar’ın piyasaya taze çıkan kitabının adı:
“Ne Ülen Bu?”
Kitabı okudukça konuştuğumuz dilden hayli uzak kaldığımızı anlıyoruz...
Sabah (http://www.milliyet.com.tr/sabah/) akşam ağzımızdan çıkan deyimlerin kaynağını da bilmiyoruz çoğu zaman...
Mesela... Dilimizde “Taş çıkartmak” diye bir deyim vardır...
Bir kız çocuğundan söz ederken “Erkeklere taş çıkartıyor” deriz mesela...
Bilge bir adamdan söz ederken “Nice üniversite mezununa taş çıkartır” denir...
Meğer... Bu deyim dama oyununda geçermiş... Güçlü oyuncu kendinden zayıf oyuncuya “Ben sana karşı bir veya birkaç taş çıkarır, öyle oynarım” diye meydan okurmuş... Deyim oradan gelmiş...
? ? ?
Ankara (http://www.milliyet.com.tr/ankara/)’da bir semt vardır. Adı; Solfasol... Bu notalardan oluşan isim de nereden çıktı diye meraklanan çoktur. Kitaptan öğreniyoruz ki orasının adı da “çok faziletli” anlamında “Zülfazıl” imiş. Halkımızın ağzında yuvarlana yuvarlana Solfasol’a dönüşmüş.
Yazar, “bilezik” kelimesinin de bilek ve yüzük kelimelerinin birleşmesinden oluştuğunu yazıyor.
Diyeceğimiz, çok şey var öğrenecek...














Vatandaş olmak
Bir tweet yüzünden 10 yılı aşkın hapis istemiyle yargılanan Sedef Kabaş, kendisine en çok sorulan soruyu aktarıyor:
- Arkanda kim var? Hangi gruba üyesin? Hangi grubun partinin sayesinde böyle konuşabiliyorsun?
Sedef Kabaş’ın yanıtı aynı zamanda bir vatandaşlık dersi niteliğinde... Bakınız ne diyor:
- Bana sorulan bu sorular aslında maalesef bireyin nasıl hiçleştirildiğinin göstergesi, yani biz bir birey olarak, bir vatandaş olarak, arkamızda bir örgüt, bir grup, bir parti, bir camia, bir cemaat, bir holding, bir amblem olmadan sanki özgürce düşüncemizi, fikrimizi ifade edemeyiz öyle mi?
Hayır, edebiliriz.....
Benim arkamda; bir parti yok çünkü bir parti üyesi değilim... Bazıları hayal kırıklığına uğrayabilir ama bir cemaat üyesi de değilim, bir bağlantım yok. Arkamda bir holding, bir grup yok hatta şu anda bir televizyon, bir medya kuruluşu, bir gazete (http://www.milliyet.com.tr/gazete/) de yok. Ben sedece ve sadece Sedef Kabaş’ım, yani bir vatandaş! Bu gücü nereden alıyorum, aslında sizlerin gücünüzü aldığınız yerden, yani vicdanımdan alıyorum, hepsi bu kadar...
Soruyorum, doğruyu söylemek, dürüst olmak, şeffaf olmak, adil olmaya çalışmak bu kadar zor mu? Lütfen kendimize güvenelim, lütfen vatandaşlara güvenelim. Vatandaş varsa bütün partiler var, vatandaş varsa o holdingler var, vatandaş varsa o cemaatler, camialar var.. Eğer vatandaş yoksa, kendine güvenen aklına güvenen özgür iradesine güvenen vatandaş yoksa, zaten ne onlar var ne de güçlü devlet var.
ALKIŞ
CHP’nin seçim sloganı belli oldu: Milletçe alkışlıyoruz...
CHP, AKP’yi alkışla protesto etmeyi ve iktidardan bu şekilde göndermeyi hedefliyor.
Ancak önümüzdeki günlerde pek çok vatandaş bu yüzden karakola çekilebilir.
Bunun işaretini dünkü Sabah gazetesi verdi.Bakınız ne dedi:
“CHP 7 Haziran seçimi öncesinde büyük bir provokasyona daha imza atıyor. Tencere-tavadan sonra şimdi de alkış eylemine kalkışan CHP’de şok bir iddia ortaya atıldı. Bazı grupların metrobüs durağı ve benzeri kalabalık yerlerde olur olmaz saatlerde alkışlı eylem yapacağı konuşuluyor. CHP ‘alkışlı eylem’le seçimler öncesi kaos ortamı yaratmak için toplumu bölmeyi ve birbirine düşürmeyi hedefliyor...”
Anlaşılan “alkışlamak” da pek yakında suç sayılacak!
Ben ne olduysam zafer kazanarak oldum.
Yalnız zafer kazanarak ayakta durabilirim.
Napolyon
UYUM
CHP seçimde bir de Ermeni aday gösteriyor: Selina Doğan... Meclise çeşitli etnik ve dinsel kesimlerden temsilcilerin girmesi olumludur. Ama tabii bu kişilerin parti politikası ile uyumu da önemli...
Selina Doğan adaylığını öğrenince şöyle konuşmuş:
- Adaylığımın Ermeni Soykırımı’nın 100. yılına gelmesinin simgesel anlamı var ve bunun CHP’ye olumlu yansıması olacaktır.
CHP parti programında
(s. 131-132) soykırım iddiaları ile ilgili yer alan ifadeler şu şekilde:
“Sözde Ermeni Soykırımı iddiası ile ülkemizin haksız önyargılarla suçlanmasına karşı bugüne kadar Partimiz öncülüğünde sürdürülen kararlı duruşa sahip çıkmaya devam edecektir.”
İki yol var. Ya Selina Doğan programa uyduğunu açıklayacak. Ya da CHP programını değiştirecek!

http://i.milliyet.com.tr/YazarResimleri/fft6_mf1992.Jpeg
Açık Pencere | Melih Aşık