aRZuU
11.Şubat.2014, 11:45
Alternatif Tıbbı Destekleyenler
Alternatif tıbbın savunucuları spesifik alternatif tedavilerin çok geniş alanlarda tedavi edici etkilerinin olduğunu kabul etmektedirler.
Bu terapilerin bazılarında Plasebo etkisinin olma ihtimalini kabul etseler bile bunun terapinin geçerliliğini tümüyle yok etmediğini belirtmektedirler. Buna mukabil bu terapilerin konvansiyonel tıbbi tedavilerin yerini almasına karşı güçlü bir itiraz da bulunmakta ve alternatif tedavilerin ancak konvansiyonel tıp yöntemleriyle birlikte ve tamamlayıcı olarak kullanılması gerektiği öne sürülmektedir.
Bazı tamamlayıcı terapilerin acıyı azaltma ve hastanın ruh halini düzeltmekte yardımcı olduğu da ifade edilmektedir.
Alternatif tıp tekniklerinin kanser tedavisi üzerinde etkileri bulunamadığı bilimsel makalelerde ifade edilirken, bazı araştırmacılar hastaların psikosomatik olarak tedavilerinin hızlandığına dair sonuçlar bulunduğunu ifade etmişlerdir.
Alternatif tıp çevreleri arasında alternatif tıbbı modern kurumsal tıbbın tamamlayıcısı (complementary) olarak görenler olduğu gibi konservatif tıbba karşı pek çok yönden benimsenebilecek tek seçenek olarak görenler de bulunmaktadır. Konuya bu şekilde yaklaşan kimi çevreler çağdaş batı tıbbının karlılık esasıyla hareket eden büyük bir endüstri haline geldiğini, (Ivan Illich), doğal ve zararsız yöntemlerle hastayı iyileştirmek yerine onu birtakım zararlı yan etkileri bulunan ilaçların üzerinde test edildiği kobaylar gibi görüldüğü bir yapı olarak görmektedirler.
Onlara göre çağdaş tıp "olgular" yerine "görüşlerin" hakim olduğu, bilimselliğin bir tür ruhbanlık biçimi gibi halka yönelik totaliter bir dayatmanın aracı haline getirildiği bir alandır. Çağdaş tıp bir süre önce bilimsel ve faydalı diye kabul ettiği bazı şeylerin daha sonra zararlı olduğunu söyleyebilmektedir.
Bunların bazı örnekleri;
Yumurtanın yüksek kolestrole neden olan kötü bir yiyecek olduğu söylenirken son araştırmalarda tersinin doğru olduğu savunulmaya başlanmıştır.
Margarinin tereyağından daha sağlıklı olduğu önceden savunulurken araştırmalar artık aksinin doğru olduğunu ileri sürmektedir.
Daha önce bebeklerin doğal mamalarla beslenmesinin anne sütünden daha iyi olduğu düşünülürken artık belirli bir süreçte anne sütüyle beslenmenin çok önemli olduğu kabul edilmeye başlanmıştır.
Ayrıca konservatif tıbbın hem uzun vadeli hem de aşırı masraflı oluşu, sentetik ilaçların değişken yan etkilerinin oluşu vs. sebepler de bu çevreler tarafından alternatif tıp yöntemlerini seçmenin gerekçelerini oluşturmaktadır.
Yerli kabilelerde bazılarının olumlu etkileri fitoterapi uzmanlarınca da tespit edilen bitkisel kök, yaprak vs. kullanımları, akupunktur gibi geleneksel bazı tedavi yöntemlerinin kimi rahatsızlıklarda konservatif tıbba karşı ciddi bir seçenek olarak kullanılması yine bu çevreler tarafından örnek gösterilen olaylardan bazılarıdır.
Doğal tedavi biçimlerinin Amerikan Gıda ve İlaç Kurumu (Food and Drug Administration-FDA) tarafından kabul görmemesinin sebepleri arasında doğal tedavilerin "ilaç" (drug) olarak sınıflandırılabilmesi için 800 milyon dolarlık testlerden geçmesi gerektiği ancak bu testlerden geçse bile patenti alınamadığı için şirketlerin yeni bir ilaç olarak patent alamayacakları, dolayısıyla da kar edemeyecekleri bu tedavi biçimlerini desteklemedikleri ve bu sebeple insanların doğal tedavilerden yararlanabilecekleri bir sistemin yaygınlaştırılmadığı gibi eleştiriler de yapılmaktadır.
Amerika Birleşik Devletleri'nde yer alan
bir alternatif tıp merkezi.
Alternatif tıbbı tümüyle destekleyenler; Daha çok çağdaş bilimsel paradigma ve uygulamalara eleştirel yaklaşan, çevreci ve spiritüel eğilim taşıyan çevrelerce temsil edilmektedir. Bu yaklaşımda çağdaş tıbbın gerçekliğe ilişkin biricik, değişmez bir paradigma olmadığı, olsa olsa diğer paradigmalardan biri olduğu iddiasıyla alternatif tıp uygulamalarının insanı fizik-psişik-ruhsal boyutlarıyla, bütüncül bir yaklaşımla değerlendirdiğini, kişiyi konvansiyonel tıbbın yan etkilerine maruz kalmaktan koruduğu gibi tam bir sağaltım sağladığı iddia edilmektedir.
Alternatif tıbbı kısmen kabul edenler
Bu gruba giren bilim içi ve dışı çevreler alternatif tıbba tümüyle karşı çıkanlardan daha geniş bir grubu oluşturmaktadır. Alternatif tıbbın konvansiyonel tıbba bir "Alternatif" oluşturmadığını, ancak tedavi işlemleri sırasında ortaya çıkabilecek bazı yan etkileri ortadan kaldırabildiği, hasta psikolojisine olumlu etki yapması gibi gerekçelerle ve ancak "tamamlayıcı" olduğu ve bilimsel olarak zararlı olduğu ortaya konulmadığı ölçüde destek vermektedirler. Alternatif tıbba yeterli araştırmalar yapmadan tümüyle karşı çıkmayı bilimsel etik açısından doğru bulmayan bu çevreler her iki alanın faydalı öğelerini biraraya getirerek bütünleyici (integrative) tedaviler gerçekleştirilebileceğini iddia etmektedirler.
Alternatif tıbba karşı çıkanların eleştirileri
İnsan sağlığını korumak ve onu optimum seviyede tutmak hekimlerin ilk ve en önemli amacıdır. Denenmemiş veya muhteviyatı bilinmeyen maddeleri insan üzerinde uygulamak insan haklarına aykırıdır.
"Alternatif tıp" adı altındaki terapi türlerinin bilimsel bakımdan desteklenmesi ve hatta test edilmesi dışında kullanılmasına karşı olanlar da vardır. Bu yönde görüş bildiren eleştirmenler alternatif tıp uygulayıcılarının bir tıp derecesine sahip veya lisanslı doktor olmadığını ve uzmanlıklarını gösterecek herhangi bir kabul edilebilir geçerli bir ölçüt olmadığını da ifade etmektedirler.
Alternatif tıp yöntemleri bilimsel kanıt eksikliği, uygulayıcılarının yeterliliğine dair herhangi bir sertifikasyonun olmayışı, hastalara gereksiz ümit vererek yaygın tıp uygulamalarından uzaklaştırma gibi riskler üretmesi dolayısıyla eleştirilir. Bu çevreler alternatif tıp adı altında insanların hatalı, hatta tehlikeli uygulamalara maruz bırakıldıklarını, bilimsel bilgi, eğitim, tedavi uygulama ehliyeti olmayan kişilerin hasta ve yakınlarını sömürdüklerini, çağdaş tıbbın iyileştirmekte başarısız olduğu rahatsızlıkların alternatif tıp adı altındaki uygulamalarla da iyileştirilemediğini ifade etmektedirler.
Bilimin bilim adamlarının çalışmaları ve evrensel birikimle ilerlediğini, bir zamanlar tedavisi olmayan rahatsızlıkların yapılan araştırmalarla elde edilen ilaç ve cerrahi işlemlerle tedavi edilebildiğine dikkati çeken söz konusu çevreler, alternatif tıbbın bilimin gelişmediği zamanlara ait işlemler olduğunu, günümüz için batıl inanç ve hurafeden öteye geçmediğini iddia etmektedirler.
Güvenlik endişeleri;
Bazı eleştirmenler konvansiyonel tıbbın gereksizliğine inanıldığından başvurulan alternatif tıbbi yöntemlerle konulan yanlış teşhis veya uygulamalarla kişilerin acı çekebildiği hatta ölebildiğini ileri sürmektedirler. Alternatif tıp eleştirmenlerine göre kişiler sağlıklarına yönelik kullanılacak teknikleri seçmekte özgür olmaları gerekir ancak kullanılacak yöntemin etkinliğili ve güvenilirliği konusunda bilgilendirilmeleri de gerekmektedir.
Bilimsel kanıt eksikliği;
Alternatif tıp eleştirmenleri alternatif tıp sözcülerinin sıklıkla alıntı yaptıkları çalışmaların kimler tarafından kontrol edildiği, çifte kör (double blind) metodunun ve standart süreçten geçen hakemli (peer-reviewed) deneylerden ne ölçüde geçirildiğini sorgulamaktadırlar. Onlara göre pek çok alternatif tıp formunun konvansiyonel tıp (çağdaş, yasal, bilimsel kökenli uygulamaları) tarafından reddedilişinin gerekçesi, konvansiyonel ilaçların pazara sürülmeden önce bilimsel araştırmalardan geçirilmesine karşılık alternatif tıp tedavilerin etkinliğinin çifte kör randomize kontrollü araştırmalarca kanıtlanmayışıdır. Bazı alternatif tıp uygulamalarının etkisiz olduğuna ilişkin kanıtlar olduğu da öne sürülmüştür. Örneğin ABD'nin Ohio devlet üniversitesinde Dr.Janice Kiecolt-Glaser ve ekibinin araştırmaları Aromaterapi'nin etkisiz olduğunu göstermiştir.
Rastgele kontrollü çalışmaların yalnızca akupunktur, bazı bitkisel ilaçlar ve bazı el terapileri için yeterince güçlü olduğu pek çok alternatif tedavinin güvenilirlik ve etkinliğinin bilimsel araştırmalarla desteklenmediği ifade edilmektedir.
Tartışmalar
Alternatif tıp uygulamaları yoğun tartışmalara konu olmuştur. Alternatif tıp terimi konvansiyonel, bilimsel ve kurumsal tıp dışındaki tüm uygulamaları içeren bir başlık olmakla birlikte uygulamaların genişliği ve çeşitliliği söz konusu uygulamaların ayrı ayrı değerlendirme ve araştırılmasını gerektirmektedir. Bunlardan örneğin Akapunktur gibi bazı uygulamaların etkinliği ve bazı hastalıklarda uygulanabilirliği tıp çevrelerince kabul görmeye başlamıştır.
Alternatif tıbbın savunucuları spesifik alternatif tedavilerin çok geniş alanlarda tedavi edici etkilerinin olduğunu kabul etmektedirler.
Bu terapilerin bazılarında Plasebo etkisinin olma ihtimalini kabul etseler bile bunun terapinin geçerliliğini tümüyle yok etmediğini belirtmektedirler. Buna mukabil bu terapilerin konvansiyonel tıbbi tedavilerin yerini almasına karşı güçlü bir itiraz da bulunmakta ve alternatif tedavilerin ancak konvansiyonel tıp yöntemleriyle birlikte ve tamamlayıcı olarak kullanılması gerektiği öne sürülmektedir.
Bazı tamamlayıcı terapilerin acıyı azaltma ve hastanın ruh halini düzeltmekte yardımcı olduğu da ifade edilmektedir.
Alternatif tıp tekniklerinin kanser tedavisi üzerinde etkileri bulunamadığı bilimsel makalelerde ifade edilirken, bazı araştırmacılar hastaların psikosomatik olarak tedavilerinin hızlandığına dair sonuçlar bulunduğunu ifade etmişlerdir.
Alternatif tıp çevreleri arasında alternatif tıbbı modern kurumsal tıbbın tamamlayıcısı (complementary) olarak görenler olduğu gibi konservatif tıbba karşı pek çok yönden benimsenebilecek tek seçenek olarak görenler de bulunmaktadır. Konuya bu şekilde yaklaşan kimi çevreler çağdaş batı tıbbının karlılık esasıyla hareket eden büyük bir endüstri haline geldiğini, (Ivan Illich), doğal ve zararsız yöntemlerle hastayı iyileştirmek yerine onu birtakım zararlı yan etkileri bulunan ilaçların üzerinde test edildiği kobaylar gibi görüldüğü bir yapı olarak görmektedirler.
Onlara göre çağdaş tıp "olgular" yerine "görüşlerin" hakim olduğu, bilimselliğin bir tür ruhbanlık biçimi gibi halka yönelik totaliter bir dayatmanın aracı haline getirildiği bir alandır. Çağdaş tıp bir süre önce bilimsel ve faydalı diye kabul ettiği bazı şeylerin daha sonra zararlı olduğunu söyleyebilmektedir.
Bunların bazı örnekleri;
Yumurtanın yüksek kolestrole neden olan kötü bir yiyecek olduğu söylenirken son araştırmalarda tersinin doğru olduğu savunulmaya başlanmıştır.
Margarinin tereyağından daha sağlıklı olduğu önceden savunulurken araştırmalar artık aksinin doğru olduğunu ileri sürmektedir.
Daha önce bebeklerin doğal mamalarla beslenmesinin anne sütünden daha iyi olduğu düşünülürken artık belirli bir süreçte anne sütüyle beslenmenin çok önemli olduğu kabul edilmeye başlanmıştır.
Ayrıca konservatif tıbbın hem uzun vadeli hem de aşırı masraflı oluşu, sentetik ilaçların değişken yan etkilerinin oluşu vs. sebepler de bu çevreler tarafından alternatif tıp yöntemlerini seçmenin gerekçelerini oluşturmaktadır.
Yerli kabilelerde bazılarının olumlu etkileri fitoterapi uzmanlarınca da tespit edilen bitkisel kök, yaprak vs. kullanımları, akupunktur gibi geleneksel bazı tedavi yöntemlerinin kimi rahatsızlıklarda konservatif tıbba karşı ciddi bir seçenek olarak kullanılması yine bu çevreler tarafından örnek gösterilen olaylardan bazılarıdır.
Doğal tedavi biçimlerinin Amerikan Gıda ve İlaç Kurumu (Food and Drug Administration-FDA) tarafından kabul görmemesinin sebepleri arasında doğal tedavilerin "ilaç" (drug) olarak sınıflandırılabilmesi için 800 milyon dolarlık testlerden geçmesi gerektiği ancak bu testlerden geçse bile patenti alınamadığı için şirketlerin yeni bir ilaç olarak patent alamayacakları, dolayısıyla da kar edemeyecekleri bu tedavi biçimlerini desteklemedikleri ve bu sebeple insanların doğal tedavilerden yararlanabilecekleri bir sistemin yaygınlaştırılmadığı gibi eleştiriler de yapılmaktadır.
Amerika Birleşik Devletleri'nde yer alan
bir alternatif tıp merkezi.
Alternatif tıbbı tümüyle destekleyenler; Daha çok çağdaş bilimsel paradigma ve uygulamalara eleştirel yaklaşan, çevreci ve spiritüel eğilim taşıyan çevrelerce temsil edilmektedir. Bu yaklaşımda çağdaş tıbbın gerçekliğe ilişkin biricik, değişmez bir paradigma olmadığı, olsa olsa diğer paradigmalardan biri olduğu iddiasıyla alternatif tıp uygulamalarının insanı fizik-psişik-ruhsal boyutlarıyla, bütüncül bir yaklaşımla değerlendirdiğini, kişiyi konvansiyonel tıbbın yan etkilerine maruz kalmaktan koruduğu gibi tam bir sağaltım sağladığı iddia edilmektedir.
Alternatif tıbbı kısmen kabul edenler
Bu gruba giren bilim içi ve dışı çevreler alternatif tıbba tümüyle karşı çıkanlardan daha geniş bir grubu oluşturmaktadır. Alternatif tıbbın konvansiyonel tıbba bir "Alternatif" oluşturmadığını, ancak tedavi işlemleri sırasında ortaya çıkabilecek bazı yan etkileri ortadan kaldırabildiği, hasta psikolojisine olumlu etki yapması gibi gerekçelerle ve ancak "tamamlayıcı" olduğu ve bilimsel olarak zararlı olduğu ortaya konulmadığı ölçüde destek vermektedirler. Alternatif tıbba yeterli araştırmalar yapmadan tümüyle karşı çıkmayı bilimsel etik açısından doğru bulmayan bu çevreler her iki alanın faydalı öğelerini biraraya getirerek bütünleyici (integrative) tedaviler gerçekleştirilebileceğini iddia etmektedirler.
Alternatif tıbba karşı çıkanların eleştirileri
İnsan sağlığını korumak ve onu optimum seviyede tutmak hekimlerin ilk ve en önemli amacıdır. Denenmemiş veya muhteviyatı bilinmeyen maddeleri insan üzerinde uygulamak insan haklarına aykırıdır.
"Alternatif tıp" adı altındaki terapi türlerinin bilimsel bakımdan desteklenmesi ve hatta test edilmesi dışında kullanılmasına karşı olanlar da vardır. Bu yönde görüş bildiren eleştirmenler alternatif tıp uygulayıcılarının bir tıp derecesine sahip veya lisanslı doktor olmadığını ve uzmanlıklarını gösterecek herhangi bir kabul edilebilir geçerli bir ölçüt olmadığını da ifade etmektedirler.
Alternatif tıp yöntemleri bilimsel kanıt eksikliği, uygulayıcılarının yeterliliğine dair herhangi bir sertifikasyonun olmayışı, hastalara gereksiz ümit vererek yaygın tıp uygulamalarından uzaklaştırma gibi riskler üretmesi dolayısıyla eleştirilir. Bu çevreler alternatif tıp adı altında insanların hatalı, hatta tehlikeli uygulamalara maruz bırakıldıklarını, bilimsel bilgi, eğitim, tedavi uygulama ehliyeti olmayan kişilerin hasta ve yakınlarını sömürdüklerini, çağdaş tıbbın iyileştirmekte başarısız olduğu rahatsızlıkların alternatif tıp adı altındaki uygulamalarla da iyileştirilemediğini ifade etmektedirler.
Bilimin bilim adamlarının çalışmaları ve evrensel birikimle ilerlediğini, bir zamanlar tedavisi olmayan rahatsızlıkların yapılan araştırmalarla elde edilen ilaç ve cerrahi işlemlerle tedavi edilebildiğine dikkati çeken söz konusu çevreler, alternatif tıbbın bilimin gelişmediği zamanlara ait işlemler olduğunu, günümüz için batıl inanç ve hurafeden öteye geçmediğini iddia etmektedirler.
Güvenlik endişeleri;
Bazı eleştirmenler konvansiyonel tıbbın gereksizliğine inanıldığından başvurulan alternatif tıbbi yöntemlerle konulan yanlış teşhis veya uygulamalarla kişilerin acı çekebildiği hatta ölebildiğini ileri sürmektedirler. Alternatif tıp eleştirmenlerine göre kişiler sağlıklarına yönelik kullanılacak teknikleri seçmekte özgür olmaları gerekir ancak kullanılacak yöntemin etkinliğili ve güvenilirliği konusunda bilgilendirilmeleri de gerekmektedir.
Bilimsel kanıt eksikliği;
Alternatif tıp eleştirmenleri alternatif tıp sözcülerinin sıklıkla alıntı yaptıkları çalışmaların kimler tarafından kontrol edildiği, çifte kör (double blind) metodunun ve standart süreçten geçen hakemli (peer-reviewed) deneylerden ne ölçüde geçirildiğini sorgulamaktadırlar. Onlara göre pek çok alternatif tıp formunun konvansiyonel tıp (çağdaş, yasal, bilimsel kökenli uygulamaları) tarafından reddedilişinin gerekçesi, konvansiyonel ilaçların pazara sürülmeden önce bilimsel araştırmalardan geçirilmesine karşılık alternatif tıp tedavilerin etkinliğinin çifte kör randomize kontrollü araştırmalarca kanıtlanmayışıdır. Bazı alternatif tıp uygulamalarının etkisiz olduğuna ilişkin kanıtlar olduğu da öne sürülmüştür. Örneğin ABD'nin Ohio devlet üniversitesinde Dr.Janice Kiecolt-Glaser ve ekibinin araştırmaları Aromaterapi'nin etkisiz olduğunu göstermiştir.
Rastgele kontrollü çalışmaların yalnızca akupunktur, bazı bitkisel ilaçlar ve bazı el terapileri için yeterince güçlü olduğu pek çok alternatif tedavinin güvenilirlik ve etkinliğinin bilimsel araştırmalarla desteklenmediği ifade edilmektedir.
Tartışmalar
Alternatif tıp uygulamaları yoğun tartışmalara konu olmuştur. Alternatif tıp terimi konvansiyonel, bilimsel ve kurumsal tıp dışındaki tüm uygulamaları içeren bir başlık olmakla birlikte uygulamaların genişliği ve çeşitliliği söz konusu uygulamaların ayrı ayrı değerlendirme ve araştırılmasını gerektirmektedir. Bunlardan örneğin Akapunktur gibi bazı uygulamaların etkinliği ve bazı hastalıklarda uygulanabilirliği tıp çevrelerince kabul görmeye başlamıştır.