PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Diyaliz hastaları en çok nelere dikkat etmelidir ?



muStafa
05.Mayıs.2015, 19:08
Diyaliz hastaları en çok nelere dikkat etmelidir ?



Diyaliz hastalarının, tabii böbrek fonksiyonlarını bir şekilde yapay olarak diyaliz hastalarına kazandırmış oluyoruz, ama böbreğin her tür fonksiyonunu diyalizle hastalara kazandırmak mümkün degil. Hormonal fonksiyonlar dediğimiz bir takım kan yapıcı hormonların yapılması diyalizle mümkün değil, yine iskelet kemik sistemi ile ilgili bir takım hormonal görevlerin yapılabilmesi de diyaliz yöntemleriyle mümkün değil. Dolayısı ile diyaliz hastalarının bu tip tedavileri mutlaka alması ve hekimlerine bu konuda uyum göstermeleri gerekiyor ki uzun dönemlerde ciddi sorunlarla karşılaşmasınlar. Belki sorunun özündeki yanıt şu olmalı, diyaliz hastaları en cok kalp ve damar hastalıkları açısından kendilerine dikkat etmeli. Hekimlerine bu konuda uyum göstermelidirler. Çünkü biliyoruz ki diyalize aldığımız hastaların en çok kayıp nedenleri kalp ve damar hastalıkları, dolayısı ile bu hastaların düzenli olarak kalp ve damar kontrollerinin yapılması gerekmektedir.
Kendilerinin de bu konuda yapabilicekleri en önemli şey, hipervolemi dediğimız, vücudun aşırı miktarda sıvı komparantının artmş bir halde olmamasına dikkat etmeleridir. Çünkü diyaliz hastalarında bir süre sonra idrar miktarı tamamen sıfırlanıyor, hiç idrara çıkaramıyor ve bu hastalarımızın dolayısı ile içtikleri sıvıya çok dikkat etmeleri gerekiyor. Örneğin hemodiyaliz hastalarının her iki diyaliz seansı arasında, çok fazla kilo almadan makineye gelmeleri gerekiyor ki kalpleri ve damarları çok olumsuz etkilenmesin, ömürleri bu sebepten dolayı kısalmasın.Dolayısı ile de diyaliz hastalarının DİYETE çok dikkat etmeleri ve diyaliz ekibi ile uyumlu olmaları gerekiyor.

BOZKURT21
10.Ekim.2017, 14:03
https://www-habervaka-com.cdn.ampproject.org/ii/w680/s/www.habervaka.com/wp-content/uploads/2017/08/diyaliz-hastalari-nasil-beslenmeli000.jpg
Böbrek hastalarının hem çok zayıf, hem de çok kilolu olmaları sakıncalı olabilir.
Hastanın ideal vücut ağırlığına ulaşması ve o kiloda kalması sağlanmalıdır. İki diyaliz seansı arasında 1.5 – 2 kilodan daha fazla kilo alınmamasına özen gösterilmelidir. Vücuttaki tuz, dolayısıyla sıvı dengesini ayarlayan en önemli organ böbreklerdir. Fazla tuz kullanımı veya aşırı sıvı alımı durumunda el, ayak, gözkapakları ve vücudun değişik yerlerinde şişlikler belirir, tansiyon yükselebilir, nefes darlığı vb belirtiler ortaya çıkar. Tuz vücutta su tuttuğu için kısıtlanmalıdır. Yemekler veya ekmekler tuzsuz olmalıdır. Örneğin; yemek yapılırken tuz kullanılmış ise, ekmeğin tuzsuz olması gerekir. Yemeklerinize soğan, sarımsak, karabiber, kimyon, tarçın ve limon gibi çeşni vericiler (baharatlar) eklenerek tuz isteği azaltılabilir. “Diyet tuzu” adı altında satılan tuzlar hekime danışılmadan kesinlikle kullanılmamalıdır.
Sadece tuzu kısıtlamak yeterli olmayacaktır. Kandaki potasyum ve fosfor düzeyleri de büyük önem taşımaktadır. Kurubaklagiller (kuru fasulye, nohut, mercimek, kuru barbunya, piyaz) ve kuruyemişler (fındık, fıstık, badem, ceviz, çekirdek) her 2 minerali de fazla miktarda içerdiği için diyetten çıkarılması gerekmektedir. Kan tahlilleri iyi çıkmışsa, ara sıra pilavın üzerine 2 – 3 kaşık kurubaklagil eklenmesinden ya da 3 – 5 adet fındık yenilmesinden zarar gelmeyecektir. Ancak tabak dolusu kurubaklagil yemeği veya avuç avuç kuruyemiş yenilmesi sıkıntı yaratacaktır.
Potasyum, böbrekler ile atıldığından dolayı böbrek yetersizliğinde kandaki düzeyi yükselir; bu durumda halsizlik, iştahsızlık, kas kuvvetsizliği ve felçler görülebilir. Potasyumun daha fazla yükselmesi halinde ise kalp aniden durabilir. Fosforun kandaki değerinin artması ile kaşıntı, ciltte karıncalanma, uzun vadede damar tıkanıklığı vb sorunlar görülebilir. Bu nedenle; bulgur yerine pirinç pilavı, makarna, erişte, kuskus tüketilmelidir. Kepek ekmeği yerine beyaz ekmek tercih edilmelidir. Kaşar, tulum ve otlu peynir yerine; tuzsuz beyaz peynir, tuzsuz lor peyniri veya krem peynir tercih edilmelidir. Tuzsuz zeytin tercih edilmeli, en azından su içerisinde bekletilmelidir. Kivi, kavun, muz, kayısı, hurma ve kuru meyvelerden (kuru kayısı, kuru incir, kuru erik, kuru üzüm) kaçınmak gerekmektedir.
Ayrıca sebze yemekleri hazırlanırken; sebzeler küçük küçük doğranmalı, bol su içerisinde haşlanmalı, süzülerek yenilmelidir. Sebze yemeklerinin suyu tüketilmemeli, yemeğin suyuna ekmek bandırılmamalıdır. Kuru bamya, bezelye, enginar, pırasa gibi sebzelerden uzak durulmalıdır. Kahve ve gazlı içeceklerden kaçınılmalıdır. Aşırıya kaçmadan açık, şekersiz çay içilebilir.
Genel olarak dikkat edilecek besin grupları aşağıdaki tabloda özetlenmiştir.
Kaçınılması Gerekenler Önerilen Alternatifler
Kurubaklagiller (kuru fasulye, nohut, yeşil mercimek, kuru barbunya, piyaz) Ara sıra pilavın üzerine 2 kaşık eklenmesi şeklinde
Bulgur pilavı, kısır, mercimek köftesi, içli köfte Pirinç pilavı, makarna, erişte, kuskus, şehriye
Kaşar peyniri, tulum peyniri, otlu peynir, köy peyniri Tuzsuz beyaz peynir, lor peyniri, krem peynir
Kivi, muz, kayısı, karpuz, kavun, incir, dut, üzüm, hurma, kuru meyveler Aşırıya kaçmadan diğer meyveler
Bezelye, bamya, kereviz, pırasa, enginar, patates Aşırıya kaçmadan diğer sebzeler
* susuz bir şekilde yenilmeli
Kuruyemişler
——
Gazlı içecekler, kahve, maden suyu, fazla miktarda su
——
Reçel, pekmez, çikolata, kakaolu tatlılar / dondurma, komposto / hoşaf Tanesiz reçel, bal, sade dondurma, akide şekeri, lokum, nişasta peltesi, tanesiz komposto / hoşaf
Kepek, çavdar, yulaf ekmeği, çok tahıllı veya tam buğday ekmeği Beyaz ekmek
Yemekler veya ekmekler TUZSUZ olarak tüketilmeli.
Kaynak: mynet.com