Orijinalini görmek için tıklayınız : Hayat İşte..
bazen kaçamak yapar gibi
sevda kusmalar
iyi gelir insanın
dökülmüş, incinmiş
bir türlü toparlanamayan
vücuduna..
o yüzden:
sana artık sevdamı kusmak istiyorum. aç avuç içlerini, kusacağım. sonra kaçar gibi gideceğim. terk edeceğim seni. onca sevda kırıklığımdan sonra yüzüne bakacak gücüm kalmayacak çünkü. kızma bana, seni terk ediyor olmak sana yazmamı engellemeyecek
seni özlememi de.. tabii, bunları benden daha iyi biliyor
beni benden daha iyi tanıyorsun. aslında seni hiç terk edemeyeceğimi, sevdamı da avuç içlerine hiçbir zaman kusamayacağımı biliyorsun. iyi gelebilirdi belki bilmiyorum. ama ben bunu yapacak gücü kendimde uzun zamandır bulamıyorum. affet.
Kendi kendine konuşmak, bir nevi terapi.
Fakat kendi kendine konuşup bir çözüm yolu bulamamak,
bir nevi şizofreni.
özlem,
boyumu aşar gibi her geçen gün büyüyor
ki: aşıyor da.
özlem her geçen gün boyumu aşıyor.
yetişemiyorum özlemime,
ne sana gelebiliyor
ne senden gidebiliyor
ne de özlemime son verebiliyorum.
Troya
01.Kasım.2015, 18:29
Okumak üç türlüdür:
Dilin okuması kıraat,
Aklın okuması tefekkür,
Kalbin okuması hayattır.
AnLamsız
01.Kasım.2015, 21:03
Hayatın sahte olduğunu öğrendikten sonra kimseyi umursamıyorum hepsi bu.. .
Troya
02.Kasım.2015, 17:12
http://i.hizliresim.com/yRJ1PM.jpg (http://hizliresim.com/yRJ1PM)
Troya
02.Kasım.2015, 17:22
Benim mitokondrilerim radyasyondan dolayı mutasyona uğrayıp enerji üretmek yerine dert üretiyor galiba
Troya
02.Kasım.2015, 17:28
Bukowski'yi sevin ya da sevmeyin; hangi kitabında olduğunu unuttum, şu mealde bir şey yazıyordu ve fakat: “Sartre'ı bitiren şey, sokağa çıkması, eylem yapması oldu. Oturup yazsaydı, eser üretseydi, sadece zamanını değil, tüm zamanları daha fazla etkilerdi. Hata etti.”
Sartre'ı sevin ya da sevmeyin; politikleşen/saf tutan yazar, haklı veya haksız da olsa, edebiyattan artık söz edemez olur. Etse de edemez çoğu zaman. Edebiyat yaparak edebiyat yapmak, edebiyat yapmayarak edebiyat yapmaktan her şekilde önemli ve dürüsttür.
Edebiyatı sevin ya da sevmeyin; söz gibi uçmak yerine yazı gibi kalkınmak mühimdir. “Biz bunları kitaplarımızda yazdık!” gevezeliği değil, meşrebine göre bir işlevsellik elbette… Tivit atmağa da benzemez hani.
İşlevselliği sevin ya da sevmeyin; işler her zaman tıkırında gitmez. İşleri düzeltmek, eğip bükmek, devrimci olmak zordur. Kıvrılır fakat kırılmaz bazı şeyler. Edebiyat kıvırmak için iyidir, kırılmak için pekiyi.
Kırılmayı sevin ya da sevmeyin; kırıldığınız yerlerden sizi kaynaştıracak tek dostunuz bir kitap olabilir bir gün. Sokaklar ve dostlar ve sosyal medya ile yapayalnız kalmak olasıdır. Olasılık elden ele.
Olasılıkları sevin ya da sevmeyin; bir ihtimal daha vardır çünkü: O da ölmek mi dersiniz? Demeyin. Yazar ölür, eseri ölmez; baskı tekrarı olduğu sürece elbette.
Tekrarları sevin ya da sevmeyin; edebiyat iyidir, yazarken konuşulmaz hem, okurken de.
Hmm…
Troya
06.Kasım.2015, 00:16
Suratımda her suç bir ayrı imza,
Benmişim kendime en büyük ceza!
Ey dipsiz berraklık, ulvi mahkeme!
Acı, hapsettiğin sefil gölgeme!
Troya
07.Kasım.2015, 19:12
Bu akşam kankırmızı şarap istiyor canım
Bu akşam dünyanın bütün şarkılarını
Bu akşam dünyanın bütün özlemlerini
Bu akşam beni yalnız bırakın
Bu akşam yalnızca onu düşüneceğim
Onu ve kendimi yalnızca
Troya
07.Kasım.2015, 22:13
parmaklarından çıkanlar karşısında kayboluyorum her gün biraz daha. derine ve daha derinine atıyorum adımlarımı. dünya adil değil. pis ve yorgun. çocuk kalmalıydık belki de hep. bir siyah bu kadar mı mat olur. seninle sadece susmak isterdim. sessizliğinin bile anlatacak çok şeyi var eminim. yarıda kaldı bozguna uğrattığın cümlelerin. yazdığın bir kelime, bir harf, daha mı çok delik deşik eder mermiden? ediyormuş. kayboluyorum ben güçlü değilim senin gibi. çocuk kalmalıydık. buna imkan varsa tabiSiyahın matlaşması için gerekli etkenler.
Güçlü kalmak zorunda olduğumu bildiğim için bu haldeyim. Yoksa hala geceleri duvarlarla konuşuyorum. Sonra hissedecek bir şeyim kalmadı.
Çocuk kalamadık ama sana bir uçurtma armağan etmek istiyorum. Hayatım boyunca hiç uçurtma uçurmamış olmama rağmen.
Yada sürpriz yumurtadan çıkan oyuncakları birleştirmeliyiz.
Depremler oluyor zihnimde ve sessizliğim, çığlık.
Buna imkan yok.
AnLamsız
07.Kasım.2015, 23:10
way : ) cok damarcı cıktın
Troya
08.Kasım.2015, 20:37
“Bana neden hiçbir şey yazmıyorsun” diyor. Ya sana ne yazayım sana her saniye söylemek istediğimi söylüyorum. Uzak değilim. Yakınında ama uzak da değilim. Ne geçse aklımdan, ne söylemek istesem, ne anlatmak istesem buradasın. Yazmak için oturduğumda aklıma sen gelmiyorsun, pişmanlıklarım geliyor, umutsuzluklarım geliyor ya da işte komik bir şeyler. Senin cümlelerimle yücelmeye ihtiyacın yok. Benim de yüceltmeye eğilimim yok. Böyle her şey güzel. Hala kabul edemediğim sevgili parçam, böyle güzel.
Troya
09.Kasım.2015, 19:55
Öfkemi yersiz buluyor,
öfkemi ergenlik dönemine bağlayıp geçeceğini sanıyor.
Bende diyorum ki geçmeyecek.
Ucunda ölüm olsa, bu adama olan nefretimden ödün vermeyeceğim.
Ömrümün sonuna dek affetmeyeceğim.
Öldüğünde gözümden bir damla yaş düşmeyecek.
Varsın olan benim hayatıma olsun, bana olsun.
Affetmiyorum.
Troya
09.Kasım.2015, 20:08
Bu saatlerde insan yanında hep birileri olsun istiyor.
İster yalnızlık, ister tek başınalık deyin buna.
İnsan en çok bu saatlerde özlemini çekiyor,
birkaç sözün, bir çift gözün..
Ne çok azalıyor insan kendi içinde,
en çok geceleri.
Troya
10.Kasım.2015, 20:32
‘’Ama bir sözüm bir yaraya ilaç değilse bile sızısını azaltmışsa bundan suçluluk mu duymalıyım? Kaldı ki tedavi ettiğimden çok yara açmışımdır belki de. Belki unuttuğu bir yarayı da hatırlatmışımdır birisine.‘’
Troya
11.Kasım.2015, 11:55
ah şu konferanslar, yoruluyorum sannırım biraz özlenmek gerek.
Troya
11.Kasım.2015, 16:53
http://i.hizliresim.com/3P5D6A.jpg (http://hizliresim.com/3P5D6A)
Troya
12.Kasım.2015, 08:52
bugüne gelirsek, sanırım gereksiz hüzün dolu oldum günler'den biri ben kimseye benzemem, benzemekte istemem.
sanırım her insan da özel ve güzel yerde olmak ister. kendimizi kandırmayalım.ama ben zekamla yaklaşmadığım gibi, zekasını
kullanarak gelmesin bana gönlüyle kalbinin sıcaklığı,samimiyetiyle gelsin!
hüsranlardan sonra yalancı geliyor, herkes güvenemiyorum,inanamıyorum.
sadece şunu söyleyebilirim ki, gönlümün sıcaklığı yok artık.
yolum araftır....
Troya
13.Kasım.2015, 20:47
‘Tutunun’ diyorum. ‘’Ucundan, kenarından ya da kıyısından. Fark etmez. Yeter ki tutunun!’’
Kendi dünyamın içinden çıkıyorum.
Bir dönem seyretmeyi denedim. Müdahil olmamayı, olayların içine girmemeyi. Ama olmuyor. Ben bunca yanlışa sırtımı dönemiyorum. Elimi eteğimi çekemiyorum. Her şey bu kadar kötüyken, ben ‘kendi iyi standartlarıma’ uygun oluşumla övünemiyorum. Aksine utanıyorum. Kendi kendime bir dünya yaratmamdan, onun içine girip, her şeye göz yummamdan. Utanıyorum.
Her şey gözümde büyümüş, her şey öyle aşılmaz, öyle zormuş ki. Ben yeni yeni uyanıyorum.
Unutuyorum. Bu dünyanın yalnızca sevmekle değişeceğini unutuyorum. Herhangi bir şeyin varoluşuna bir gülümseme sunmanın, aslında her şeyi değiştirmeye yeteceğini unutuyorum. Bir yüzdeki tebessümün sebebi olmanın başlı başına bir umut ışığı olduğunu unutuyorum.
Kendimi kendime kaptırmışım. Yüzme bile bilmezken kendi akıntıma nasıl karşı koyarım? Bilmiyorum.
Acımla karışıyorum insanların içine. Bu çukurdan çıkıyorum. Ve ben bir Kasım akşamı, acımı kabulleniyorum. İçimdeki boşluğu sevmekle doldurabileceğime inanıyorum.
Ve içimdeki sevgiyi uyandıran kahverengi gözlerin sahibine bir kez daha minnet ediyorum.
Troya
16.Kasım.2015, 16:02
Bende bizim sonumuzu düşledim.
Bizim bir başlangıcımız yoktu ki sonumuz da olsun.
Sen bizim bizliğimizden haberdar mısın, orası bile meçhul.
Biz yokuz.
Troya
19.Kasım.2015, 22:59
Evdeydim bügün ama burnumun içinde bir aseton kokusu… Aseton da değil aslında. Boğazım ağrıyor hafiften. Hastalanacağım belli ki. Burnumdan nefes aldıkça ilginç şeyler oluyor o sebeple bu ilginç şeyleri belki burnuma aseton kaçsaydı ancak hissederdim diye düşünüdüm. Bu arada burnuma hiç aseton kaçmadı.:) grip olacak şey tüm sistemimi alt üst ediyor ve buna ruhumdan başlıyor.
Yarın ki seminer için sunum hazırladım ağır ağır, stresle çalışmak zevkli de bir yandan soru yağmurları, bismillah bu kadar soru beynime aynı anda hucum ediyor?
Her yerden negatiflik, hangi yöne dönsem ayağım taşa takılıyor gibi hisediyorum. herşey kötü gidiyor. İyilikler suistimal edilmeli mi? sıcak davranmak suçmu ki?neden altında bir şeyler arnıyor ki? merhaba yetmez mi birne ısınmak için ?vs. cevaplıyorum: yetmiyor.'' koşulsuz iyi niyetler fora!''
Toparlarsak huzur ve mutluluğun tarifi yok tebessümü elden bırakmamaya devam......
Harika
20.Kasım.2015, 00:18
Çok guzel bir Sayfa ziyarete geldim kabul edersen bunlarda Sayfan için :)))
umarım Seversin :))))
Giderken beni de beraberinde götürdü...
Ondan geriye kalanları da ben kaldırdım...
Mektupları kutuların içine bıraktım...
Resimler diğerlerine ait resimlerin hemen yanında duruyor.
>
https://www.youtube.com/watch?v=DATKMNuOe-k
Troya
20.Kasım.2015, 17:54
Begenmez olurmuyum cok beyendim Teşekkürler Harika (https://www.turkiyemerkezi.com/member.php?u=16299) renk kattin sayfama gene beklerim:)
Troya
20.Kasım.2015, 23:09
gece yıldızla dolu Ve yıldızlar, masmavi titreşiyor uzakta
Şakıyarak dönüyor gökte gece rüzgarı
Sevdim ben onu, o da beni sevdi bir ara.
Kollarıma aldım bu gece gibi kaç gece
Troya
20.Kasım.2015, 23:29
Bugün dolmuşa bir kadın bindi kucağında, bebek var. tabi tıkış tıkış dolmuş,
kimse kımıldamıyor. Şöför dedi'ki bayan bebekli yer veriniz! kimsede gene ses yok
sonra iki bayanın yanında sıkışan bay yer verdi. gönülsüzce..
e bumuyuz biz hı hani biz umut vadeden nesiliz noluyor bizim gençlerimize, yaşlılarımıza,
yakışıyor mu bize? ya kimsenin yer vermeye ayakta on dk durmaya ne hali ne isteği var.
iki kuruş veriyorlar diye koltuğa yapışıyorlar. kulaklıkta, kulaklarda eksik olmuyor.
Yerini hamileyle , bebekliyle, yaşlıyla paylaşamayan
ne hayrı olacak ki?
Öte yandan habire koyun gibi dolduran, dolmuşçuya yanaşın dedikçe benim tepem atıyor..çok kızdım çok.
Troya
21.Kasım.2015, 13:48
Kafam da bir ağirlik en nefret ettiğim hastalik tipi baş dönmesi burun çekme, fiş fişcilik:) birde göz yaşarmasi telkinler veriyorum kendime..
Hani denizin çine duşersin, bilincin yerinde olmaz suya birakirsin kendini o haldeyim.. hiçbirsey yemek istiyorum. Hoş yapan da yok . Ah ah çok pis aliştirdin beni anne naz yapacak kimsede yok. yalnizlik bu olsa gerek....
Troya
22.Kasım.2015, 18:53
Her şeyden biraz kaIır diyor biriIeri ,
çoğuIIuk hakIıIıktır.
Kavanozda biraz kahve,
kutuda biraz ekmek,
insanda biraz acı.
Troya
23.Kasım.2015, 17:07
insan sadece dertlerini toplar, koyar üst üste. sonra yıkar üstüne. nefes alma durur, boğulur gider o dert dedikleri saçmalıklar altında.
dert ne peki, eşittir tasa mı? beş yaşındayken oyuncağımızın kırılması mı, on beş yaşındayken düşük not almamız mı, otuz yaşındayken işsiz kalmak mı yoksa altmış yaşındayken yalnız ölmek mi?
ya da en büyük dert, her dertlerin en sonunda ölüm olması mı?
ölmek… kolay mı, zor mu, istenir mi, istenmez mi? açıklayamadan ölünür mü peki?
sesleniyorum o zaman burdan o atomu öğreten, o denklemleri öğreten, o sıfatları öğreten bütün öğretmenlere; önce hayattan bahsetseydiniz. yaşamayı beceremezken insan, atom muydu, denklemler miydi, sıfatlar mıyıd bizi bu kadar hayata bağlayabilecek olan?
etrafta bu kadar yalan varken, hayatımız yalan olmuşken, siz neden son darbeyi koymuştunuz bize? neden güle oynaya geldiğimiz okuldan ayrıldıktan sonra hep düşmüş de yerden kalkamaz olmuştuk biz?
neden her atlanan bir seneden sonra daha da bi ölmek istemiştik biz? daha da bi yaşamayı bırakmak istemiştik biz? bi kere de o önemli ancak bizi yerden bi gıdım kaldırmayacak konular yerine bunu açıklasaydınız, iyi değil miydi? Neyse..
Yol gösterip, yol verenlere selam olsun.......
Troya
25.Kasım.2015, 10:38
''Bazen sadece
yorgun oluyor insan;
ne küs,
ne yalnız,
ne de aşık.''
Troya
26.Kasım.2015, 16:59
Por qué tengo tantas buenas intenciones para ser un enfoque moderado de dinero?
Troya
27.Kasım.2015, 16:28
mühürledim seni kalbimeeeeeeeeeeeeeeeeeee............
https://www.youtube.com/watch?v=SM_CMwv1ZV0
Troya
28.Kasım.2015, 11:19
"Hiçbir şey yapmıyorum. Yazmıyorum, düşünmüyorum. Her şey ağırlaştı, zorlaştı, sinir bozucu oldu. Ne başlangıcın başı var ne de sonucun sonu. Her yok oluşunda kendi yıkıntıları içinden yeniden ortaya çıkıyor. Artık sorgulamıyorum. Bitirir bitirmez dönüp yeniden başlıyorum. Kendi kendime diyorum ki, biraz daha, asıl şimdi bırakma, efor sarfet ve her şey değişecek; ve neden yaptığımı bilmeden devam ediyorum, her defasında bu son olacak diye düşünerek devam ediyorum. Ne için? Artık benim olmayan bu eskimiş sözcükler, sürekli ağzımdan dökülen bu kelimeler"
Ne kadar neyi unutmaya çalışırsan çalış aklının kaldığı yerde yaşarmiş insan .....
Troya
04.Aralık.2015, 10:44
seni ben sevdim.......
https://www.youtube.com/watch?v=_x0x9QVOoWE
MarjinaL
04.Aralık.2015, 11:19
gelde pixa yorumlarının üstüne yorum yaz:D
Troya
04.Aralık.2015, 15:57
gelde pixa yorumlarının üstüne yorum yaz:D
teşekürler MarjinaL iltifat için:)
Troya
04.Aralık.2015, 16:00
Çaresiz kaldı mı insan anılara sığınıyor işte…
Gidişin ardından kaç zaman geçti sayamadım,
Gelişinle gidişinin tezadını kalbime bir türlü anlatamadım…
Gelişinde yağmurlarda mutluluktan ıslanmayı tercih ederken ,
Gidişinin ardından pencere kenarında akan gözyaşlarımı yağmurlarla demliyordum.
Acı diye yazmıyorum bu satırları….
Sen;
İçimin en derin yerindesin…
Hala güzelsin ayrılığa rağmen
Toz konduramıyorum ki sana ;
Öyle güzel bir aşktı ki bu,
Seni soranlara o hep benimle deyip gülümsüyorum…
Kahvem yine elimde gidişinin bilmem kaçıncı gününü yağmurlarla birlikte penceremde kutluyorum…
Yağmurlu bir gece de koparıldık birbirimizden
Ve ben güneşin doğuşunu gülüşündeki o mucizede
Bir gün yeniden birlikte olabilme ihtimalimizi de umudu onda kalan bir kadın olarak bekliyorum…
Troya
09.Aralık.2015, 20:48
http://i.hizliresim.com/lrP5vk.gif (http://hizliresim.com/lrP5vk)
Troya
09.Aralık.2015, 20:53
Seher yeli eser yırtar eteğimi,
Çırpınır yüreğim,
Gelde içme böyle gecede.
Troya
10.Aralık.2015, 17:16
https://www.youtube.com/watch?v=7meXAqfOe3c
Troya
10.Aralık.2015, 20:54
Seni kimsenin görmeyeceği bir yere kaldırmak istedim ya bundan dolayı da kendimi suçlu bulamıyorum
aklıma sen gelince yoruluyorum artık,
fark ettim ki, yazamıyorum
Kopuk kopuk anlıyor musun? bir zevki yok, ya da ben alamıyorum
İnternetim ağır,sinir küpüyüm.
Bugün az az anlıyor musun, yetinemiyorum
ağzından çıkacak bir iki kelimenin anlamını öyle genişletiyorum ki
kimse nerden nereye bilemiyor neler düşündüğümü bilemezsin,
Neler düşüne düşüne bu kadar yükseğe çıktım oralardan düşünce de,
Evet, sorumlusu yine sensin bana kızabilirsin, suç senin değil,
inkar edebilirsin, itiraz edebilirsin ama büyük büyük anlıyor musun ?
ve birden bire geliyorlar akın eder gibi, seferler düzenliyorlar gibi
ve olan onca şeyden sonra seni gördüğümde bunun değişmemesini görmek.
seni gördüğümde, mado’nun antep fıstıklı dondurması gibi,
anlıyor musunya da havuzun kenarında mojito içmek gibi
gölgede iki ağacın arasına gerilmiş bir hamakta, düşünsene bi
seni gördüğümde bir sürü yokuştan sonra birden ‘tamam geldik’ denmesi gibi
seni gördüğümde bir kedi sürünüyor gibi bacaklarıma
ılık ama serinletici bir rüzgar suratıma çarpıyor
parmaklarımla kumları süzüyorum gibi
seni gördüğümde uçabildiğimi keşfettim.
Ben şaşkınım, hemde çok,
Konuşasım yok artık susuyorum.
Troya
12.Aralık.2015, 12:23
https://49.media.tumblr.com/16461c301c088e3abf1ee4d2ba54ca73/tumblr_nslymdQtRf1skg0tio1_500.gif
Acıları gözyaşında demlemek… bizi anlatırdı sevdiğim ben seni akşamların en ağırında, en karanlığında sevgimle bir ışık olup sevdim…
Troya
13.Aralık.2015, 18:33
“Neden bu kadar karamsarsın?” diye sorup yanıma oturdu. Uzunca bir süre önümden geçen insanları seyrettim. Tekrar yineledi “Neden bu kadar karamsarsın?” dönüp yüzüne bir süre baktıktan sonra suskunluğumla başımı öne eğdim. Hiçbir şey söyledim. Ne söyleyebilirdim ki. Birileri gelip sana -neden böylesin?- diye sorarlar ama sorulması gereken şey -neden böyle oldun? Vücudumdaki yara izlerine bakıyorlar, onlar için o yaraları kimin açtığı önemli değil. Onlara ne anlatabilirim ki...
Troya
16.Aralık.2015, 12:12
Bileklerini kesip o anları yazmaya çalışan bir edebiyatçı vardı. Sahi kimdi o? Benim o kadar cesaretim yok. İntihar tek kelime ama intihar etmenin bin bir yolu var. Kendimi küvette boğabilir miyim acaba? Ya da balkondan atlasam ne olur? Elektrik prizini açı ıslak elle içeriyi mi karıştırsam? Japonlar gibi harakiri mi yapsam? Pilot olsaydım gıcık olduğum bir gemiye kamikaze dalışı yapabilirdim. Bir Kaleşnikov yani AK-47’nin tetiğine dokunmak kadar yakın olması ancak ölümün ironiklik özelliğiyle açıklanabilir. Kendimi ezine peyniri kadar yumuşak hissedebileceğim bir fırın var mıdır? Acaba mezarlık müdürü diri diri gömülmeme izin verir mi? Diş fırçası yerine etkili bir zehir kullansam ya! Kendimi bir ipe asmak gereğinden fazla klasik. Demir raylarına mı yatmalıyım acaba? Ya da otobanda uyusam olmaz mı? Kendimi dümdüz edecek bir pres makinasına ne dersin? Acaba saçlarım uzunken saçlarımdan tavana asabilir miyim kendimi? Sanırım berbere gitmeliyim. İşte gene bugunde böyleyim sevgilim. Bu gün de böyle! Bu gün yine siyah…
Fatih
16.Aralık.2015, 12:24
BEŞİR FUAT
Pozitivist ve Naturalist oluşunun etkisiyle bileklerini kesip yaşamına son veren ve ölürken ölüm anını kaleme alan yazarımız.
Troya
16.Aralık.2015, 23:05
ümitlerim kırıldı gitti,
hayallerim yıkıldı gitti,
bu dert beni benden etti.
sevdim sevdim.
bak ne hale geldim....
https://www.youtube.com/watch?v=f19041vCtFM
Troya
17.Aralık.2015, 09:16
Hayat boş yere çabalardan ibaret ve tamiri olmayan kırıklarla dolu. Neyi ne kadar istediğin önemli değil, olsada bitmiyecekmi geçmiyecekmi zaten. Kaç hayal kırıklığı biriktirir insan ömrü boyunca ve kaç kova göz yaşı akıtabilir bir yürek? İçinin yanması insanın, nereden gelir nereye dayanır nasıl dayanılır? Ayrılık; üç heceden ibaret bir kelimemi'dir yoksa hayatının sonlandığına imza atan bir işaretmidir? kaç düş biriktirir insan ömrü boyunca, kaçı suya düşmez kaçı yüzme bilir? dokunmadan bir et parçası nasıl ağrıyabilir ve ölümü sevdirir insana bir acı. Sakinleşirmi yürek zamanın bir tutam tozuyla ve vazgeçermi insan sevdiğinden birazcık cefâyla? Bir gece ne kadar uzun olabilir bir sabah ne kadar yorgun uyanılabilir? Bir insan ne kadar çok sevilebilir, fedakarlık nekadar büyüyebilir? Geceler ne kadar uzun olabilir ve bir sabah ne kadar mutlu uyanılabilir? Bir rüya kaç dakika sürer ve uyku ne güzel bir kaçış yoludur. Muazzamdır insan beyni kendinden kat kat büyük binalar inşa eder ve acizdir insan beyni tek bir kişiyle baş edemez, aklının sokaklarında dolanan…
Troya
18.Aralık.2015, 15:15
Tam zamanında kavramı var ya o giderse hepsi gider.
Mesela tam zamanında öpmelisin hayatı.Öp işte, gözlerine bak
Dalga geç zamanla boşver.Gül ona ben tek siz hepiniz bile de.
hatta al eline kalemi resmini çiz onu, hediye et,
kırmızı kurdele nedense .
ve "tam zamanında aşık olmalı
Deli gibi sevmelisin güzel gözlünü.”
zamana aşkı karıştırdıksa; aşkın zamanı da son kullanma tarihi de yazmaz üzerinde.
afedersiniz çok absürt bir yazı oldu benim gibi.
Ben yine dalga geçtim zamanla geçen gün.
bir günüm yine 40 saatti mesela.
geçen hafta bugun.
bir de çok farklı bir yerdeydim . YANIMDAKI UCUMDAKI ÖNÜMDEKI MANZARA .
Gece yazılarından… 02:18
not:kargoculara güven olmuyor arkadaş, yarın dedikleri şey üç gün sonra ulaşıyor.ama gelir elbet.
onlarada zaman kavramını öğretsek fena olmaz benim gibi bir günleri 40 saatse eğer.
çözülmesi zor yazıdaki anlam.
kod: Film, bahsettiğim tanımlardaki adam.ADAM, manzaradaki kahraman.
Troya
19.Aralık.2015, 20:29
Bugün bizden nefret ettiğini duyduğumda, belli belirsiz gülümsedim.
O yapmaz dedim kendi kendime.
O böyle bir şey söylemez.
Yapmaz dedim yeniden.
Sonra düşündüm.
Neden yapmasın? dedim kendime.
Neden bizden nefret etmesin?
Neden dile getirmekten çekinsin bunu?
Ama biz yakındık.
Bir şeyler paylaşmıştık.
Sıradan şeyleri paylaşmıştık.
Bir şekeri,
Bir sakızı bazen.
Ama en çok, bir kitabı paylaşmıştık.
Bin defa yüzüne bakıp haykırmak geldi içimden.
Sustum.
Gözlerinin kahvesine öfkeyle bakıp, koca bir ağız dolusu öfke kusmak geldi içimden.
Yuttum.
Ben farkında değilmişim.
Meğer imkansızlığın tam ortasına bağdaş kurmuşum.
Elimi kolumu bağladın.
Bu saatten sonra seni mümkün kılmak beni aşar.
Bırak yazıları, sana yazdığım bir satırın bile hükmü yok artık.
Bir Eylül akşamı girdiğin bu gök mavisi gönülden, bu Aralık akşamı çıkıyorsun.
Yüreğimin derinlerinde buruk bir sevgi olarak kalacaksın, hep.
Hep.
Troya
20.Aralık.2015, 23:29
Ey Embesilistan Cumhuriyetinin zavalli vatandasi. Sunu bil; hayatimda olman, hayatima karisma yetkisine sahip olman anlamina gelmedigi gibi bazi durmlarini da hos karsilamam gerkmiyor. Sen Embesilistan'da mutluysan orada kal! Cikma benim topraklrima. Gecme sinirlarimi. Etrafim mayinlarla dolu, ikimiz de zarar gorebiliriz. Simdi sen, niye hayatmda oldugunu bil ve sinirlari ihlal etme. Tum diplomatik iliskileri keserim. Nokta..........
Troya
21.Aralık.2015, 22:42
Birini ay çağırır yanına, öbürünü uçurumlar, bir diğerini denizler…
İyiler hisseder önce iyiliklerine bu hayatta yer olmadığını…
Ama acı verir onlara iyiliklerini karanlık bir yerde gizlice terketmek…
Bu yüzden ne kadar acı verse de, ait olmadıkları bu dünyayı herkesten daha çok ciddiye alırlar…
Geride kalanlar bilmeseler de onların incitilmiş kalpleri sayesinde yaşadıklarını…
Sonunda iyiler erken ölür…
Troya
23.Aralık.2015, 22:40
Bugün hani çocukluğuna indir derler ya hakkatten indim en son hatırlayabildiğim noktaya döndüm.
yokluk,sıkınlı zamanlar,sevgi var ama belli edilemeyen yada ayrı ***rı yapılan dönemimdeyim! itilip, kakılan.
Minik varlığımdan ne istediniz?
Okulda arkadaşım zeytin, ekmek getirmişti beslenme olarak bizim yoktu..
O zaman zeytin ekmek nedir ya düşünün: hala hafıza da
varlığın içinde yokluk çeken çocuğum ben! ormandan kamyonlarla odun gelirdi, dedemlere ama tezek yakan biz:(
çocuk aklı hava kararınca gücümün yetiğini yerde yuvarlayıp eve götürürken dedemden yediğim tokatla son buldu.
Hiç bebeğim olmadı benim annem bir tane aldı dışarda, kilim sermiş oynuyordum eve girdim çıktım çalmışlar..
ilk ve tek bebeğimi oynamadan çaldılar!
O zamandan belliymiş el sürdüğüme el uzatanlar olacağı
düşündüm, düşündüm taa ki sevdiğim adama kadar onda durdum.
Sahi onu da elimden aldılar dimi unutmuştum........
Şimdi bunun gibi çok anı, detay var.
Boyumu aşan hatıralar, Hatırladıkça şu gaddarlığı, felsefe edinenlerden nefret ediyorum.
Dökülen gözyaşlarımın sebebisiniz.
İşte size travma, işte size psikolojisi bozuk genç bir kız,
işte darmaduman olan ben!
en saf en masum olan çocukluğumun hayallerini kirletenler sizden ''NEFRET EDİYORUM...''
Troya
25.Aralık.2015, 10:23
Hani hep ''konusmaya ihtiyacım var'' diyoruz ya,
aslında konusmaya değil herhangi birine ihtiyacımız var.
Belki yanında sadece susabileceğimiz biri,
belki omzuna yaslanıp öylece duracağımız biri,
belkide aynı anda aynı sarkıyı dinlecegimiz biri.
En çok böyle biri olmalı.
Ne sevgili ne arkadas.
Benim hiç kaybetmekten korkmayacağım biri olmalı.
Troya
26.Aralık.2015, 19:34
''Bir akşam vakti sana sarılışım
Deli bir tekne olur yüreğimde
Haydi gidiyoruz der
Derken buluşur dudaklarımız
Birden papatyalar açar içimde.''
Troya
27.Aralık.2015, 19:41
“Kaybol!”
diye bağırdı kadın. “Git artık, istemiyorum seni, git!” Çığlık çığlığa bağırıyordu. Ağlamıyordu. Ağlayamazdı. Hayır. O buradayken değil.
Güldü adam, güldü, hiç acımazdı onun canı. Sapasağlam bir kalbi vardı. O üzerdi. O hep üzerdi. Giderdi sonra. O hep giderdi. Konuşmaya başladı, konuştu. Cümleler, o kadar batıyordu ki kadının kalbine, dayanamadı, ittirdi. Adam yerinden sallanmadı bile. Küçücük elleri, titreyerek değdi, adamın ellerini çekti omzundan, ittirdi göğsünü. Yine hiçbir etkisi olmadı. Gitmiyordu. Sonra kadın, tam, tam sarılacakken, dayanamamışken, tam, tam aşkı galip gelmişken. Geri çekildi adam.
“Aldattım seni, aldattım, bitti.”
Sesinde duygudan eser yoktu. Döndü arkasını, yürüdü, sokağın başına geldiğinde hala arkasına bakmamıştı. Bakmadı da. Gitti. Adam gitti. Kadın, yere yığıldı.
Yağmur yağıyordu, yerle ıslaktı, yerler pisti. Kadının yanakları yerlerden daha ıslak, adamın kalbi, yerlerden çok daha pisti.
Troya
29.Aralık.2015, 18:46
https://45.media.tumblr.com/2d780d37f67ad810e8358955e7c24723/tumblr_nwss6rnfqn1skg0tio1_540.gif
Eskiyen herşey kolayca atılırmış , ağaç dalındaki yaprağını eskiyince bir mevsim bahanesiyle atarken, peki ya bizler neden eskiyen anıları bahanelere sığınıp atamıyoruz ?
Mevsim geçerken hala aynı acıları içimizde taze tutuyoruz… Bizim dalımızdan kopan her sevda için göz yaşı döküp hala o çiçeklerin açmasını bekliyoruz…
AŞK-I MECAZÎ olarak yaşıyoruz… Bizim olmayan herşeyi fazlasıyla sahiplenip bu dünyada kendimize hep bir acı hem bir keder vermeye çalışıyoruz…
Hayat işte..
Troya
30.Aralık.2015, 18:20
yoruldum ..
https://www.youtube.com/watch?v=a0HjurClJvc
Çokca yağsa yağmur ve alıp gitse ruhlarımızı, başka bir denize başka bir nehre başka bir gökyüzüne ..
Hafif hafif ama çokça, dokunsa nefesiyle ılık ılık ..
Huzurlu ama derinden taşısa bizi hep görmek istediğimiz o yerlere.
Coşkusu çökse omuzlarımıza gözlerimize ve birer birer dökülse üzerimize yapışan bakışlar ..
Şuraya bir şeyler karalama zamanı geldi galiba.
Bambaşka bir dünyada, başka bir gökyüzünün altındayım.
Aldığım hava bazen hasta ediyor beni bazen çok mutlu.
Mutluyken gökyüzü genelde masmavi oluyor, o da birkaç gün. Devamı hep gri.
Her gittiğim yer onu bana hatırlatıyor. Hem yalnızım hem değil. Sorma anlatamam. O kadar çok şey geçti ki başımdan, yazmakla bir daha yıpratmak istemiyorum yıpranmış benliğimi.
Dinlediğim şarkılar, burnuma çalınan kokular, insanların sesleri; hepsinde biraz o var. Bazen çok.
Çok ağladım ama, saklamayayım.
Sabahı gözlerimin şiş olduğunu görmeden dışarı çıkmışlığım, insanların bana garip garip bakmışlığı oldu.
Bakıp bakıp sarılamadığım da oldu. O uyurken sarıldığım da oldu.
İtirazım var.
Şimdi oturdum yatağımın köşesine çaktırmadan içip sakladığım bira şişeleri duruyor, bir arada fotoğrafını atarım şöyle bir kenara bakarım. Bütün şişeleri attım da bir tek onları atmadım, atamadım.
Bazen hava ciğerime dolmuyor.Şikayetçiyim.Ne diyordum?
İçtiğim, bütün şişeleri çöpe attım; bir tek kalbimi atamadım. Şu sıralar pek keyfi yok.
Bir ben bir de kalbim.
Dinlediğim şarkılar da pek keyif vermiyor şu sıralar. Sanırım canım deniz görmek istiyor. Arada gidiyorum; ama genede senle olduğu gibi olmuyor.
Mutlu olmayı dileyerek gelmiştim buraya; ama bir garip durumdayım velhasıl. Mutlu, mutsuz; böyle bir kısır döngü içindeyim.Mutlu görünmeye çalışıp aslında mutsuz olan bir benlikten ne beklersin ki, hep bir oyun hayatım.
Hep öyleydim aslında; ama kabullendiğimi sanıyor herkes artık, o da dahil.
Sanırım bu da yeni oyunum.
Aynaya daha çok bakar oldum, içim dışımla uymuyor.
Diyorum ya, şarkılar da artık tat vermiyor. Yok, kimselere anlatmadım ta şu zamana kadar; şu şöyle bir kenarda dursun.
Belki iyi gelir.Yakında aşktan istifamı isteyeceğim, ben yapamıyorum; ağır geliyor.
Umut var , var olmasına da… Umuda koşacak insanlar biraz yorgunlar, kırgınlar ve olmasada olur diyorlar umut için. Oysa uzun yolculuklarda heybemize ekmek yerine umut almalıyız. Her dara düştüğümüzde çıkartıp heybemizden, dudaklarımıza sürmeliyiz ki yaşayabilelim. Ayağımız toprağa basmak için bahane üretmeli, umutsuz olmaz. En büyük dileğin neyse onu koy önüne ve kendi kendine de ki; elbette kırılacak kemiklerim ama savaşmaktan asla vazgeçmeyeceğim!
Bazen biri çıkıyor karşına ben 3 kere aşık oldum diyor.
Demek ki aşkın onda bir tanımı var bende yok.
Eğer aşk uğrunda her şeyi feda etmekse benden aşık olmaz yok eğer aşk onun gülüşlerine bakarken fincandaki kahveyi soğutmaksa benden aşık olur.
Aşkın tanımı yokmuş katılıyorum. Bizimki puzzle daki eksik parçayı bulup resmi tamamlamak gibi bir şey ama o resim bizim değil ışte.
Gülüşün içimi ısıtırken, rüzgarın kahvemi soğutması dileğiyle…
https://45.media.tumblr.com/467a01cd59e17e94d59d4da9646eab21/tumblr_nnsctgWbLd1saj23fo1_500.gif
Başımı omzuna yaslasam sevgili ?
Serseri`aŞık
19.Ocak.2016, 17:45
https://www.turkiyemerkezi.com/attachment.php?attachmentid=2055&stc=1
Gene ben günlük,
Dönüyorum dönüyorum yine onda duruyorum.
Bugün bir tutam aşkına,bir tutam kokusuna, bir tutam bakkışına, bir tutam şefkatine,
bir tutam öpücüğüne, bir tutam ruhuma dokunuşuna ihtiyacım var.
Taş kalpli,zalim muradım, gözümde kalan muradım
Neyse................
Ne çok iz bedenimde senden:
İki siyah haşhaş açtı
düşlerinle ısırdığın omuzlarımda;
göğsümdeki bu onmayan yara
gözyaşının damladığı günden kalma;
"Mutlu aşk yok" diye inildemişti Aragon,
uçurum gibi parıldayan Elsa'ya. Ah!
Zakkumsu ses; gümrah
bir bahçe olsun isterdim,
kederin ve deliliğin arkası.
Ne kaldı bana senden demiştin,
çürüyen güllerin anısı sadece
İnsanın bazen gidesi gelir. Bazen çok uzaklara.. Uzaklarda yeni bir hayat hayali kurar. Kimsenin tanımadığı, kimsenin bilmediği biri olarak. Tanınmaya izin vermeden uzaklaşmak ister insan. Kim yakınsa sana, en büyük yarayı o açar göğsünde.
Gidemediğimiz her uzak, kalbimize atılan bir çiziktir oysa…
Troya
09.Şubat.2016, 16:24
Ne kadar uzağa gitti bilmiyorum.
Oraya neyle gidilir ve neden gidilir onu da bilmiyorum. Bildiğim bir şey var..
İnsan kaybettikçe özgürdür, özgür oldukça yalnız.
Ve yalnızlık hissizleştirir insanı, çok uzaklara bakarsın istemeden, uzun uzun bakarsın gökyüzüne.
İstediğin kadar nefes al, eksiksen ve düzelmeyecek yaraların varsa, haramdır gülmek sana.
Troya
10.Şubat.2016, 16:13
Kalp atışlarında gidip geliyorum. Gözlerinin kıyısında oturup maviliğine el sallıyorum. İnan bana kokunun bıraktığı hissin etkisinde yıllarca demlenebilirim. Evet, bunu yapabilirim. Sana sen diye başlayan milyonlarca cümle kurabilirim. Yaparım bilirsin. Fakat bir kere sarılsak bütün cümlelerimle eş değer bir duyguya erişeceğiz. Biliyorum. Gözlerimi kapatıp sana yürüyorum. Yolun uzunluğu beni kaygılandırmıyor. Hem de hiç. Gerçekten. Kokunu bağışla geceme. Bunu benim için yap. Çünkü bu beni daha çok sen yapıyor. Bu duruma karşı koyamıyorum. Aklımın duvarlarında portrelerin asılı. Mimiklerini ezberlemek istiyorum. Buna engel olma.:(
Troya
11.Şubat.2016, 10:18
“Niyet tüm kapıların anahtarıdır. İstemek tüm dünyayı harekete geçirir. Temiz bir dilek her zaman hedefine ulaşır. Her insan dünyayı harekete geçiren bir enerjidir. Ve tüm dünya o insana saygı gösterir. Onun ağzından çıkacak bir lafa bakar. Çünkü dünya sevgi üstüne kurulmuştur. Tüm iletişim sevgiyle yürür. Sen ne istersen dünya sana onu verir. Senin her istediğini anında yerine getirir. Ne istiyorsan. Ne istediğin hiç fark etmez. Ona ne verirsen aynını geri verir. Hem de en mükemmel haliyle. O yüzden hayallerinin önünü kapatmak, onları paraya bağlamak yerine niyet yap. Aklına her geldiğinde gözlerini kapat ve kalbinin derinliklerinden iste. Sana en güzel haliyle gelecektir.”
Serseri`aŞık
11.Şubat.2016, 11:10
https://scontent-frt3-1.xx.fbcdn.net/hphotos-xpt1/v/t1.0-9/12654281_1089699734415756_3887232218247419812_n.jp g?oh=03cd2847f3f569b6a1d46d5d8da9dd8a&oe=5724DBE2
Troya
12.Şubat.2016, 11:46
Sen yarasın, bense kabuğunum. Bozulup duruyorum yitirdiklerimin biçiminde, istemsiz ve yük****iz bir çığlık ver bana, haykırdığında unuttuğunum.
Bakma trenlerin uzaktan geçtiğine, bizim işimiz yollarla, zaten gitmekten öte bir günümüz yok; sen yoksun, ben oluş'um, sendendir bu kudretli yok oluşum.
Biraz ömür versen ölmesi kolay, cansız ve matız, etimizde üzüm suyundan bir ay, sun bana dudağının her evresini; sen kabuksun, bense yara; anlamıyor musun iyileştirmez bizi bu dünya!
Troya
15.Şubat.2016, 22:45
Yokluğun değilse içimdeki huzursuzluğun kaynağı,Gözüm niye seyiriyor tam da şu saatlerde?
Demezler mi gözün seyirmesi sevdiğini göreceğin anlamına gelir?
E ben bilmiyor muyum sanki seni ne zaman göreceğimi?
Daha iki basamaklı sayılara bile gelemedi günlerin sayısı.
Gözüm yalan söylüyor;Ama uyuyamıyorum işte.
Güzel paylasimlar pixa (:
Troya
19.Şubat.2016, 19:54
Güzel paylasimlar pixa (:
Teşekkürler canım. .
Troya
19.Şubat.2016, 19:58
Yalnızlık oldukça karanlık bir kavramdır. Çünkü yalnızlık insanın onu nasıl yaşadığına bağlıdır.
Yalnızlık bazen huzurdur insan için, bazense hüzün. Bazen korkudur, korktuğudur, kaçtığıdır. Bazense insanın kendi kendini arayışıdır tüm hayatı boyunca.
Yalnızlık öğretir insana bilmediklerini, başka insana nasıl muhtaç olduğunu, çünkü insan sosyal bir varlıktır ve istese de kopamaz diğer insanlardan, muhtaçtır onlara. Nedeni de basittir, yaşamı değerli kılan şey onu paylaşabilmektir.
İnsan yalnız kalmak istemez çoğunlukla, çünkü yalnızlık rahatsız eder insanı, çünkü insanın kendini yarım hissetmesine neden olur yalnızlık. Ne mutluluğu tam olur, ne de hüznü. Çünkü paylaşamaz bunların hiçbirini ve paylaşamayınca da hiçbir şeyin anlamı kalmaz. Güzeliği güzel yapan onu paylaşabildiğimiz kişilerin olmasıdır.
Kimi zamansa insan kendi kendine teslim olur yalnızlığa, çünkü tek çıkış yolu yalnızlık gibi görünür. Belki başkalarına kızdığı için, belki başkalarından kaçtığı, korktuğu veya onlardan bıktığı için, belki de sadece huzur bulabilmek için, ancak sebep ne olursa olsun bazen yalnızlığı seçer insan. Çünkü, pek sevilmese de, her ne kadar insanlar yalnız kalmak istemeseler de, bazen insanın tek sığınağıdır yalnızlık. Belki de bunun nedeni insanın yalnızken aslında kendisini bulmasıdır. Böylecede insan yalnızlığındaki boşluğu kendisi ile doldurur.sekil a :) Ancak yine de, yalnızlığın soğuk kolları her ne kadar ilkin ferahlık verse de insana, zamanla bu ferahlığın yerini dondurucu bir soğuk alır.
Yalnızlık bir çöle benzer belkide. O uçsuz bucaksız kumlar senin için bir şey ifade etmeyen ve senin de onlar için bir şey ifade etmediğin insanlardır. Ancak o çölde bir yerlerde yeşil bir vaha vardır ve o vaha insanın yalnızlığına son verecek olandır. Ancak o vahayı bulmak için önce o çölü aşmak gerekir, çünkü çöl vahayı anlamlı kılandır.
Yalnızlık en büyük acıyı ise, aynaya her baktığında artık kendi yüzünden başka bir yüz göremeyeceğini bildiğinde, en çok sevdiğinin artık olmadığını bile bile yaşamak zorunda kaldığında verir insana. Çünkü yalnızlık insanın mutlu olduğunda gözlerindeki ışığın yansımasını bir başka insanın da gözlerinde görememesidir. Çünkü yalnızlık hüznünü sadece kendinle paylaşabilmendir. Ancak yine de yalnızların dilinden sadece yalnızlar anlar. Uzun oldu sanırım :) ok
BOZKURT21
19.Şubat.2016, 21:39
Yalnızlık oldukça karanlık bir kavramdır. Çünkü yalnızlık insanın onu nasıl yaşadığına bağlıdır.
Yalnızlık bazen huzurdur insan için, bazense hüzün. Bazen korkudur, korktuğudur, kaçtığıdır. Bazense insanın kendi kendini arayışıdır tüm hayatı boyunca.
Yalnızlık öğretir insana bilmediklerini, başka insana nasıl muhtaç olduğunu, çünkü insan sosyal bir varlıktır ve istese de kopamaz diğer insanlardan, muhtaçtır onlara. Nedeni de basittir, yaşamı değerli kılan şey onu paylaşabilmektir.
İnsan yalnız kalmak istemez çoğunlukla, çünkü yalnızlık rahatsız eder insanı, çünkü insanın kendini yarım hissetmesine neden olur yalnızlık. Ne mutluluğu tam olur, ne de hüznü. Çünkü paylaşamaz bunların hiçbirini ve paylaşamayınca da hiçbir şeyin anlamı kalmaz. Güzeliği güzel yapan onu paylaşabildiğimiz kişilerin olmasıdır.
Kimi zamansa insan kendi kendine teslim olur yalnızlığa, çünkü tek çıkış yolu yalnızlık gibi görünür. Belki başkalarına kızdığı için, belki başkalarından kaçtığı, korktuğu veya onlardan bıktığı için, belki de sadece huzur bulabilmek için, ancak sebep ne olursa olsun bazen yalnızlığı seçer insan. Çünkü, pek sevilmese de, her ne kadar insanlar yalnız kalmak istemeseler de, bazen insanın tek sığınağıdır yalnızlık. Belki de bunun nedeni insanın yalnızken aslında kendisini bulmasıdır. Böylecede insan yalnızlığındaki boşluğu kendisi ile doldurur.sekil a :) Ancak yine de, yalnızlığın soğuk kolları her ne kadar ilkin ferahlık verse de insana, zamanla bu ferahlığın yerini dondurucu bir soğuk alır.
Yalnızlık bir çöle benzer belkide. O uçsuz bucaksız kumlar senin için bir şey ifade etmeyen ve senin de onlar için bir şey ifade etmediğin insanlardır. Ancak o çölde bir yerlerde yeşil bir vaha vardır ve o vaha insanın yalnızlığına son verecek olandır. Ancak o vahayı bulmak için önce o çölü aşmak gerekir, çünkü çöl vahayı anlamlı kılandır.
Yalnızlık en büyük acıyı ise, aynaya her baktığında artık kendi yüzünden başka bir yüz göremeyeceğini bildiğinde, en çok sevdiğinin artık olmadığını bile bile yaşamak zorunda kaldığında verir insana. Çünkü yalnızlık insanın mutlu olduğunda gözlerindeki ışığın yansımasını bir başka insanın da gözlerinde görememesidir. Çünkü yalnızlık hüznünü sadece kendinle paylaşabilmendir. Ancak yine de yalnızların dilinden sadece yalnızlar anlar. Uzun oldu sanırım :) ok
Bencede uzun oldu[emoji17]
2.kelime(onsuz yaşamak)
Troya
22.Şubat.2016, 21:50
Bazen düşünmemek için uyumak istemiyorsun.
Çünkü biliyorsun ki en çok da uykuya dalmaya çalışırken düşünür insan;Sonra şu an bile düşündüğün gerçeği çarpıyor yüzüne.
Bu sefer de zaman dursun istiyorsun.
Hem dünyadaki en mantıklı hem de en saçma tek fikir budur belki.
Belki de tek çaresidir,Düşünmemenin.
Troya
06.Nisan.2016, 21:36
Yapayalnız mısın dünyada,
İtiyor mu seni doğduğun toprak
Köşebaşlarında haramiler mi…
Etmişler mi içine ekmeğinin
Salacaksın köklerini toprağa
Güneşi çınarla selâmlayıp
Fırtınaya meşeyle duracaksın.
Tutunacaksın diş diş
Tutunacaksın pençe pençe
Geçireceksin kılcal damarlarını evrenin
Gül olup açılacaksın damarlarına
seher seher…
Ceviz olup döküleceksin.
Sana bir mi vurdular
Derlenip toparlanıp
Sen iki vuracaksın
Yoksa yoksun, silerler adını karatahtadan
Troya
06.Nisan.2016, 21:44
Huzur, suskunluk içinde sevmek olabilirdi.
Ama bilinç ve insan var; konuşmak gerekiyor. Sevmek cehenneme dönüşüyor.
Troya
12.Kasım.2017, 18:21
özledim sayfamı.
sayfanda seni özlemiş mi?
hayat işte dönüp dolaşıp her seferinde aynı köşede çarpışıyoruz..orjinaliz
Troya
19.Kasım.2017, 19:30
sayfanda seni özlemiş mi?
hayat işte dönüp dolaşıp her seferinde aynı köşede çarpışıyoruz..orjinaliz
Dili olsaydı sorardık hayat işte
En mutlu olduğun anda vurur en güçlü darbesini.
Troya
19.Kasım.2017, 20:00
Biliyorum, beklememek gerekir. Biliyorum, yasak. Biliyorum, hata. Biliyorum, bir çaresi yok bu işin. Biliyorum, yollarımız da ayrı üstelik. Ama gördüm! Yok, anlatmam ne gördüğümü. Hem anlatsam neye yarar? Inanman için kanıta ihtiyaç var, gözlerime bakman ise zor. Kimse hazır değil bu fırtınaya. Dur, diyorum kendime. Saçma sapan işler çıkarma başımıza. Kalkamayız altından. Unut gördüğünü, unut işte hiç bakmamışsın gibi. O kapıdan hiç girmemişsin gibi çık o sokaktan. Bu sarmaşık öldürmeden seni, kaç.
Hayat işte; maskesiz olmuyor
Troya
20.Kasım.2017, 17:55
Hayat işte; maskesiz olmuyor
Özlemedik ne diye geldin demeni bekliyordum halbuki
Özlemedik ne diye geldin demeni bekliyordum halbuki
Nasıl bir öküz intiba bıraktıysam artık :)) gel farketmez bana mı geldin?
Troya
24.Kasım.2017, 00:55
Nasıl bir öküz intiba bıraktıysam artık :)) gel farketmez bana mı geldin?
Ürkütüyorsun beni demiştim hatrlıyormusun? Yo rüzgar savuruyor ben de yalpalıyorum.
Ürkütüyorsun beni demiştim hatrlıyormusun? Yo rüzgar savuruyor ben de yalpalıyorum.
Evet senin ürkekliğinden bişey yaşayamamıştık jjvkjbj çok iyi hatırlıyorum
Troya
24.Kasım.2017, 15:53
Evet senin ürkekliğinden bişey yaşayamamıştık jjvkjbj çok iyi hatırlıyorum
Mûmkün değil bu dediğin.
Mûmkün değil bu dediğin.
Platonik yaşam felsefesi oldu bununla da yaşarım :(
Troya
24.Kasım.2017, 16:06
Platonik yaşam felsefesi oldu bununla da yaşarım :(
Ahah tek platoniğin ben olmadigima göre alışkınsındır
Ahah tek platoniğin ben olmadigima göre alışkınsındır
Alışamıyorum işte sorun orda..uzun zaman oldu hatırlaman güzel bazı şeyleri
Troya
24.Kasım.2017, 16:10
Alışamıyorum işte sorun orda..uzun zaman oldu hatırlaman güzel bazı şeyleri
Hastayım moral olur belki diye geldim
Hastayım moral olur belki diye geldim
Geçmiş olsun nen var
Meyveli soda getir Sebastian beni hazmedemeyenlere (:
farkında olmadan acıttıysak ve kanadıysa bir yerler..sen büyü diyedir
emeklemeden koşulmaz der büyükler..illa ki çarpacaksın ve kanatacaksın yüreğini
göz yaşı işin fıtratı..pç olmuş aşklara içelim
hazır hava da yağmurlu..iyi gider
https://www.youtube.com/watch?v=Rgcte2XEgDQ
hikayeler hiç bitmez bizde..uyumaya uyutulmaya eşlik
Troya
28.Kasım.2017, 23:51
Meyveli soda getir Sebastian beni hazmedemeyenlere (:
Kim ki o?
AhuM
04.Haziran.2018, 12:54
Neşet Baba diyordu ya "Ne söylesem boşa Leylam.." tam da böyle bir boşvermişlik işte.
Zlusya
04.Haziran.2018, 13:08
Hayat işte ;
Boşuna bu kadar süslen meyelim biz, Yüzü Güzel Olan Değil ' Bahtı Güzel Olan Mutlu Oluyor . !
Zlusya
04.Haziran.2018, 14:35
aynen öyle aynen öyle :movegif: çok meşakkatli çokk
Cezayir
04.Haziran.2018, 14:39
çikişi var inişi var
BOZKURT21
05.Haziran.2018, 02:13
Hep o kıyamadıklarımız kıyar size..:(
VitaA
05.Haziran.2018, 02:28
Hayat işte, aldığını geri vermiyor!
vBulletin v4.2.4, Copyright ©2000-, Jelsoft Enterprises Ltd.