aRZuU
12.Şubat.2014, 01:11
Apse ve Ağız Yaraları
Apse nasıl bir oluşumdur?
Apse, vücudun herhangi bir yerinde enfeksiyona bağlı olarak meydana gelen klinik bir tablodur. Dişten kaynaklanan apselerde ise, dişin içine bakterilerin yerleşmesiyle meydana gelen, diş kökü ve çevre dokuları ilgilendiren bir iltihap söz konusudur.
Diş apselerinin kaynağı diş köküdür. Diş etinden kaynaklanan apseler gibi, ağızda meydana gelen çeşitli apseler vardır. Dişten kaynaklanan apsede, dişin çevresindeki dokular doğrudan bu apseden etkilenir. Hasta genellikle şişlik, ağrı, ateş ve halsizlik gibi şikâyetlerle doktora başvurur.
Diş apsesi vakalarında hastanın yapması gereken ilk şey, bir hekime başvurmak ve tedavisine bu şekilde başlamaktır.
Diş apseleri genellikle akut olarak başlar. Yani hastanın hiçbir şikâyeti yokken, birden bire meydana gelen ağrı ve şişlikle baş gösterir. Bazen de kronik apseler görülür. Bu apseler söz konusu olduğunda hasta, yemek çiğnerken dönem dönem rahatsızlık hissi duymaktan ve dişin kökünden iltihap akmasından şikâyet eder.
Apse ve ağız yaraları kimlerde daha sık görülür?
Ağız yaraları toplumun yaklaşık yüzde 20’lik bir kesimini tehdit etmektedir. Ağız yaralarına yol açan nedenler tam olarak bilinmemekle birlikte, bu konuda rol oynayan bazı faktörler tespit edilmiştir.
Bu nedenlerden başlıcaları stres, beslenme alışkanlıkları, vitamin eksikliği, bazı sistemik hastalıklar ve travmalardır. Bütün bunlardan mümkün olduğu kadar kaçınmak, ağız yaralarından korunmanın önemli yollarından biridir.
Ağız temizliğine dikkat edilmesi, önemli bir noktadır. Günlük ağız bakımına özen gösterilmesi, günde 2 kez dişlerin fırçalanması, rutin diş hekimi kontrollerine gidilmesi gerekir. Yanı sıra ağızda çürük, kötü protez, diş taşı yani tartar bulundurulmamalıdır. Bütün bu önlemler hem kişinin ağız sağlığı hem de genel sağlığı açısından önemlidir. Bu koşullarda kişilerde ağız yaralarının oluşma riski de son derece düşük olacaktır.
Apseden korunmak için ağız bakımı nasıl olmalı?
Ağız ve dişten kaynaklanan bir apseyi önlemek için, öncelikle ağız ve diş sağlığına özen gösterilmelidir. Dişle ilgili bir sorun yaşanmasa bile, 6 ayda bir rutin diş kontrollerini yaptırmak gerekir. Çünkü diş apseleri bazen oldukça sinsi bir şekilde seyredebilir.
Eğer ağızda tedavi edilmemiş çürükler varsa, ağrı yapmasalar bile mutlaka tedavi edilmelidirler. Çünkü ağrı her zaman bir sorunun ilk belirtisi olmayabilir. Hastalar belirli bir sorun yaşamadıkları halde, bir gün ani bir ağrı ve şişlikle yüz yüze gelebilirler.
Daha önce yaptırılmış olan dolgu ve köprü gibi tedavilerinin rutin kontrollerini de yaptırmak gerekir. Kontroller sadece ağız içi muayenesinden oluşmaz. Apseler kemiğe de yayılıp çene kemiğini eritebildikleri için, mutlaka röntgen incelemeleri de yapılmalıdır. Bu tip önlemler alındığında, daha sonra ağrılı ve ciddi tablolarla karşılaşılmaz.
Dişte renk değişimi apse işaretidir
Ayrıca, eskiden yaşanmış olan travmaların sonucu olarak, daha sonraları dişte görülen renk değişmesi, bir apseleşme belirtisi olabilir. Çünkü apseleşme olabilmesi için dişin ölmesi gerekir. Ölmekte olan bir dişin ise rengi değişir, hafif matlaşır ya da grileşir.
Apse gibi tatsız durumlarla karşılaşmamak için, ağız ve diş sağlığına gerekli özen gösterilmeli, günlük bakımı yapılmalıdır. Ağız diş bakımının temelinde, evde diş fırçası, diş ipi ve bazı gargaraları kullanarak yapılan kişisel bakım vardır. İdeal olarak günde üç kez dişler fırçalanmalıdır. Fırçalama işleminden sonra diş fırçasıyla yeterince temizlenemeyen ara bölgeler, diş ipi kullanarak temizlenmelidir. Daha sonra da mümkünse bir gargara ile ağzı çalkalamak, kişisel bakım için yeterli olacaktır.
Ağız diş bakımı, her zaman kişinin kendisinin yapacağı bakımla başlar. Eğer bu bakım düzgün bir şekilde yapılırsa, çıkabilecek sorunların sayısı otomatik olarak azalacaktır. Yanı sıra, düzenli bir şekilde hekim kontrolüne gitmekte de fayda vardır.
Apse nasıl bir oluşumdur?
Apse, vücudun herhangi bir yerinde enfeksiyona bağlı olarak meydana gelen klinik bir tablodur. Dişten kaynaklanan apselerde ise, dişin içine bakterilerin yerleşmesiyle meydana gelen, diş kökü ve çevre dokuları ilgilendiren bir iltihap söz konusudur.
Diş apselerinin kaynağı diş köküdür. Diş etinden kaynaklanan apseler gibi, ağızda meydana gelen çeşitli apseler vardır. Dişten kaynaklanan apsede, dişin çevresindeki dokular doğrudan bu apseden etkilenir. Hasta genellikle şişlik, ağrı, ateş ve halsizlik gibi şikâyetlerle doktora başvurur.
Diş apsesi vakalarında hastanın yapması gereken ilk şey, bir hekime başvurmak ve tedavisine bu şekilde başlamaktır.
Diş apseleri genellikle akut olarak başlar. Yani hastanın hiçbir şikâyeti yokken, birden bire meydana gelen ağrı ve şişlikle baş gösterir. Bazen de kronik apseler görülür. Bu apseler söz konusu olduğunda hasta, yemek çiğnerken dönem dönem rahatsızlık hissi duymaktan ve dişin kökünden iltihap akmasından şikâyet eder.
Apse ve ağız yaraları kimlerde daha sık görülür?
Ağız yaraları toplumun yaklaşık yüzde 20’lik bir kesimini tehdit etmektedir. Ağız yaralarına yol açan nedenler tam olarak bilinmemekle birlikte, bu konuda rol oynayan bazı faktörler tespit edilmiştir.
Bu nedenlerden başlıcaları stres, beslenme alışkanlıkları, vitamin eksikliği, bazı sistemik hastalıklar ve travmalardır. Bütün bunlardan mümkün olduğu kadar kaçınmak, ağız yaralarından korunmanın önemli yollarından biridir.
Ağız temizliğine dikkat edilmesi, önemli bir noktadır. Günlük ağız bakımına özen gösterilmesi, günde 2 kez dişlerin fırçalanması, rutin diş hekimi kontrollerine gidilmesi gerekir. Yanı sıra ağızda çürük, kötü protez, diş taşı yani tartar bulundurulmamalıdır. Bütün bu önlemler hem kişinin ağız sağlığı hem de genel sağlığı açısından önemlidir. Bu koşullarda kişilerde ağız yaralarının oluşma riski de son derece düşük olacaktır.
Apseden korunmak için ağız bakımı nasıl olmalı?
Ağız ve dişten kaynaklanan bir apseyi önlemek için, öncelikle ağız ve diş sağlığına özen gösterilmelidir. Dişle ilgili bir sorun yaşanmasa bile, 6 ayda bir rutin diş kontrollerini yaptırmak gerekir. Çünkü diş apseleri bazen oldukça sinsi bir şekilde seyredebilir.
Eğer ağızda tedavi edilmemiş çürükler varsa, ağrı yapmasalar bile mutlaka tedavi edilmelidirler. Çünkü ağrı her zaman bir sorunun ilk belirtisi olmayabilir. Hastalar belirli bir sorun yaşamadıkları halde, bir gün ani bir ağrı ve şişlikle yüz yüze gelebilirler.
Daha önce yaptırılmış olan dolgu ve köprü gibi tedavilerinin rutin kontrollerini de yaptırmak gerekir. Kontroller sadece ağız içi muayenesinden oluşmaz. Apseler kemiğe de yayılıp çene kemiğini eritebildikleri için, mutlaka röntgen incelemeleri de yapılmalıdır. Bu tip önlemler alındığında, daha sonra ağrılı ve ciddi tablolarla karşılaşılmaz.
Dişte renk değişimi apse işaretidir
Ayrıca, eskiden yaşanmış olan travmaların sonucu olarak, daha sonraları dişte görülen renk değişmesi, bir apseleşme belirtisi olabilir. Çünkü apseleşme olabilmesi için dişin ölmesi gerekir. Ölmekte olan bir dişin ise rengi değişir, hafif matlaşır ya da grileşir.
Apse gibi tatsız durumlarla karşılaşmamak için, ağız ve diş sağlığına gerekli özen gösterilmeli, günlük bakımı yapılmalıdır. Ağız diş bakımının temelinde, evde diş fırçası, diş ipi ve bazı gargaraları kullanarak yapılan kişisel bakım vardır. İdeal olarak günde üç kez dişler fırçalanmalıdır. Fırçalama işleminden sonra diş fırçasıyla yeterince temizlenemeyen ara bölgeler, diş ipi kullanarak temizlenmelidir. Daha sonra da mümkünse bir gargara ile ağzı çalkalamak, kişisel bakım için yeterli olacaktır.
Ağız diş bakımı, her zaman kişinin kendisinin yapacağı bakımla başlar. Eğer bu bakım düzgün bir şekilde yapılırsa, çıkabilecek sorunların sayısı otomatik olarak azalacaktır. Yanı sıra, düzenli bir şekilde hekim kontrolüne gitmekte de fayda vardır.