Escobar
13.Ocak.2016, 14:03
https://img-gs.mncdn.com/profiles/463203ffb42b4363aa80cec3e6d98db0.jpeg
10 Wesley Sneijder
Orta sahaDoğum Tarihi: 9.6.1984Doğum Yeri: Utrecht, Hollanda
Galatasaray'ın Hollandalı futbolcusu Wesley Sneijder hakkında detaylı bilgi, Sneijder'in istatistik ve kariyeri şöyle:
Hollanda’nın AFC Ajax kulübünde başlayan futbol kariyerinin ardından Real Madrid CF ve FC Internazionale takımlarında forma giyen Wesley Sneijder, 2012-2013 sezonunun ikinci yarısından itibaren Galatasaray için oynuyor.
“Ailem futbol oynayan üç erkek çocuğa sahip olduğu için çok mutlu” diyor, 9 Haziran 1984 günü Kuzeybatı Avrupa ülkelerinden Hollanda’nın Utrecht kentinde dünyaya gelen Wesley Sneijder. Üç Sneijder’in ortancası olan Wesley’nin doğumu ve Ajax Akademisi’nde futbol oynamaya başlaması arasında sadece yedi yıl var. Wesley Sneijder, dünya futbol tarihine önceki jenerasyonlarda Johan Cruijff, Frank Rijkaard, Dennis Bergkamp, Frank ve Ronald de Boer, Edgar Davids, Clarence Seedorf ve Patrick Kluivert gibi efsane isimler kazandıran Akademi’nin kapısından içeri girdiğinde yedi yaşındaydı. Kendisinden iki yaş büyük olan erkek kardeşi Jeffrey Sneijder ise o sıralarda Ajax Akademisi’ndeki eğitimine devam ediyordu. En büyük Sneijder, daha sonra yaşadığı diz sakatlığından dolayı futbolu bırakmak zorunda kalsa da, Sneijderlerin geleneği 1991 doğumlu Rodney ile sürecekti.
Başlangıç: Şubat 2003 ve Sonrası, Ajax
Ailenin en büyük gurur kaynağı Wesley Sneijder, Ajax altyapısındaki 10 senelik eğitimin ardından bir sonraki aşama için hazırdı. Aralık 2002’de henüz 18 yaşındayken Ajax ile ilk kez A takım seviyesinde oynama şansına çok yaklaşmıştı. Sakatlıklarla boğuşan Ajax, Excelsior karşısında 18 kişilik kadroyu tamamlamak için Akademi’den yardım alıyordu. Kulübedeki isimlerden biri de gelecek adına vaat ettikleriyle birlikte yerini almıştı. Ancak teknik direktör Ronald Koeman, 2-0’lık skorla kazanılan maçta Wesley Sneijder’i sahaya sürmüyordu. Biraz daha zamanı vardı. Ve fazla vakit kaybetmeye de gerek yoktu. Şubat 2003’te Willem II deplasmanında kazanılan 6-0’lık galibiyete 90 dakika boyunca saha içinden tanık olan Wesley, 2002-2003 sezonu ikinci yarısının tamamında süre alıyordu. İlk gol de Nisan ayında gelecekti. NAC Breda maçında bir gol ve bir asistle oynayan Ajax’ın yeni umudu, bir hafta sonra Roda ağlarına gönderdiği serbest vuruş golüyle dikkatleri tamamen üzerine çekiyordu. Kariyeri bir anda değişmişti genç oyuncunun. Aynı Nisan ayının sonunda Hollanda A Milli Takımı’ndaki ilk maçına Portekiz karşısında çıkacaktı. Yarım sezonda 17 lig maçında oynamıştı, Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek final gören takımda süre almıştı, toplam beş gol sevinci yaşamış ve en önemlisi milli takıma yükselmişti. 18 yaşındaki bir oyuncu adına fena bir başlangıç değildi.
Yaş 19: Ajax ile Eredivisie Şampiyonluğu
En üst seviyedeki ikinci sezonunda daha fazla rol almaya başlayan Wesley Sneijder, UEFA Şampiyonlar Ligi ön eleme karşılaşmasındaki golün ardından Eredivisie’nin açılış maçında Vitesse ağlarını havalandırarak sezonun ilk iki maçında gol sevinci yaşıyordu. 2003-2004 sezonunda Hollanda Milli Takımı da dâhil olmak üzere toplam 47 maçta forma giyen yıldız oyuncu, rakip fileleri 11 kez havalandırırken takım arkadaşlarına da 16 gol pası verecekti. O sezon kadrosunda Zlatan Ibrahimovic, Steven Pienaar, Rafael van der Vaart, Maxwell ve Nigel de Jong gibi oyuncular da bulunduran Ajax, yaş ortalaması 22,1 olan takımıyla Eredivisie’yi 34 maçta 80 puanla zirvede tamamlıyordu. Kariyerine 19 yaşındayken lig şampiyonluğu ekleyen “Genç Sneijder”, Hollanda’nın iki jenerasyonunun birlikte yer aldığı takımı Euro 2004’e taşıyan oyuncuların arasına ismini yazdırıyordu. Play-off aşamasında ilk maçta 1-0 mağlup oldukları İskoçya’yı 6-0 yenen Hollanda adına bir gol ve üç asistle oynayan Wesley Sneijder, turnuvada ise ülkesi adına iki maçta forma giyebiliyordu.
Ezeli Rekabet: Feyenoord’a Karşı Hat-Trick
Ajax’ta devam eden sezonlarında lig şampiyonluğundan uzak kalan Wesley Sneijder, 2006 FIFA Dünya Kupası’nda Ölüm Grubu’ndan çıktıktan sonra Portekiz’e elenen Hollanda Milli Takımı için dört maçta da süre alacaktı. Sezonun tesellisi Ajax ile kazanılan Hollanda Kupası oluyordu. De Kuip’teki final karşılaşmasında bir asistle oynayan süper yıldız, 90 dakikada Klaas Jan-Huntelaar’ın golüyle PSV Eindhoven’ı 2-1 yenen takımıyla kupadaki ilk şampiyonluğunu kazanacaktı. Aynı başarıyı 2006-2007 sezonunda tekrar elde eden Ajax adına o sezon 30 lig karşılaşmasında 18 gol atıp dokuz gol pası veren Hollandalı, Ajax’ın ezeli rakibi Feyenoord ile oynanan lig maçında hat-trick yaparak 4-1’lik galibiyete katkıda bulunmuştu. Ve artık Sneijder’in yetenekleri, Hollanda ülke sınırlarını zorluyordu...
İlk Büyük Adım, 2007: Ajax’tan Real Madrid’e
Ajax’taki kariyer sezonunun ardından taliplerinin artması çok doğaldı. Wesley Sneijder, 2007-2008 sezonu başında Real Madrid’i yeni takımı olarak seçtiğinde İspanyol devinin kasasından 27 milyon € çıkıyordu. Hollandalı, milli takımdan arkadaşları Arjen Robben, Ruud van Nistelrooy ve Royson Drenthe birlikte oynayacaktı. Uyum süreci, futbolda kabul edilebilecek klişelerdendir. Ama Sneijder için böyle bir problem yoktu; çünkü Real Madrid’deki kariyeri, belki de hayal ettiğinden bile iyi başlıyordu. Madrid derbisinde, bitime 10 dakika kala, Atletico’ya karşı atılan bir galibiyet golü! Hiç fena değil. Dahası da var. İlk olarak ikinci haftada Villarreal deplasmanında iki gol, ardından üçüncü haftadaki Almeria maçında bir serbest vuruş golü! Sezon sonunda şampiyonluğa ulaşırken Real Madrid, David Beckham’ın 23 numaralı formasını sırtında taşıyan Wesley Sneijder’dan dokuz gol ve yedi asistlik bir katkı alıyordu. Sezon bitmişti. Belki de yeni başlıyordu…
Euro 2008: Turnuvanın En İyi Takımında
Wesley Sneijder, “La Liga Şampiyonu” unvanıyla başlamıştı Avrupa Şampiyonası için çıktığı İsviçre yolculuğuna. Hollanda, yine ölüm grubundaydı. Ve bir üst tura yükselebilmek adına Romanya’nın yanı sıra İtalya ile Fransa’ya karşı da mücadele etmek zorundaydı. Ama beklentilerin üzerine çıkarak başlayacaktı Hollanda. Turnuvadaki ilk maçını Wesley’nin doğum gününde oynayan Portakallar, doğum günü çocuğunun bir gol ve bir asist içeren performansının da yardımıyla İtalya’yı 3-0 yeniyordu. Bu, Hollanda’nın son 30 yıldaki tek İtalya galibiyetiydi. Ve İtalya’nın 1983 yılındaki İsveç mağlubiyetinin ardından en ağır yenilgisiydi. Ama hiçbir şey bitmemişti. Bir sonraki rakip Fransa olacaktı. Horozlar’a dört gol ve üç farklı bir menü hazırlayan Portakallar, Sneijder’dan bir gol ve bir asist ile yardım alıyordu. İki maç sonunda gruptan çıkmayı garantilemişti Hollanda.
Çeyrek final öncesindeki Romanya karşılaşmasında dinleniyordu Sneijder. Turnuvalar tarihinde çoğu zaman “gönüllerin şampiyonu” olan Hollanda, bu kez şeytanın bacağını kırabilecek miydi? Açıkçası bunun için çok kararlı gözüküyorlardı. Ama futbolun hayatla kesiştiği anlardan birinin yaşanabileceğini kimse bilemezdi. Çeyrek finale kadar olağanüstü bir futbol oynayan Hollanda’nın yolunu bir Hollandalı kesecekti. Rusya’nın Hollandalı teknik adamı Guus Hiddink, normal süresi 1-1 sona eren karşılaşmadan 3-1’lik skorla galip tarafta ayrılan isim oluyordu. Hollanda adına 86. dakikada tek golü atan Ruud van Nistelrooy’a asist ise Wesley Sneijder’dan gelmişti. Hollanda bir kez daha güzel oyun oynayarak kaybetmişti. Ama 10 numarası, organizasyon sonunda Hamit Altıntop’un yanı sıra Michael Ballack, Cecs Fabregas, Andres Iniesta, Luka Modric, Lukas Podolski, Marcos Senna, Xavi ve Konstantin Zyryanov ile birlikte turnuvanın en iyi takımında yer aldı.
FC Internazionale, 2009: Jose Mourinho ile Birlikte
Real Madrid’deki ikinci sezonunda 10 numaralı formayı sırtına geçiren Wesley Sneijder’ın performansı forma numarasıyla doğru orantılı gitmedi. Sezon boyunca skora katkıda bulunma konusunda birtakım sıkıntılar yaşayan Hollandalı oyuncu, sezon sonunda Ruud van Nistelrooy, Klaas Jan-Huntelaar ve Arjen Robben ile birlikte Real Madrid’den ayrıldı. İspanya’da FC Barcelona dominasyonu başlarken İtalya’daki FC Internazionale egemenliği Sneijder’in gelişiyle birlikte daha sert bir hâl alıyordu. “Real Madrid onun takımdan ayrılmasına nasıl izin verir, hâlâ anlayamıyorum” diyordu FC Internazionale’de görev yaparken Jose Mourinho. Ama Portekizli, hâlinden oldukça memnundu. Zira elinde hâlâ çok değerli bir oyuncu vardı. Ve Real Madrid’deki Hollandalı ayrılığından sonra Wesley Sneijder gibi bir isim için dönemin şartlarında 15 milyon € ödenmişti.
Jose Mourinho, yeni oyun kurucusuna duyduğu güveni saha içine yansıtmaktan da geri kalmayacaktı. İtalya’daki ilk sezonunda Jose Mourinho ile birlikte üç şampiyonluk sevinci birden yaşayan Wesley Sneijder, UEFA Şampiyonlar Ligi tarihinin klasikleri arasına giren FC Barcelona eşleşmesinin kader isimlerinden oluyordu. Mourinho’nun bir dönem yardımcı antrenörlük görevi üstlendiği FC Barcelona’yi eleyerek finale yükseldiği maçların ilkinde önce skoru 1-1’e getiren golü atan, daha sonra da Diego Milito’yu golle buluşturarak 3-1’lik galibiyete katkıda bulunan Hollandalı yıldız, Santiago Bernabeu’daki final maçında Arjantinli golcüye bir asist daha yapıyordu. FC Internazionale, Mayıs 2010’a Coppa Italia (Mayıs 5, 2010), Serie-A (Mayıs 16, 2010) ve UEFA Şampiyonlar Ligi (Mayıs 22, 2010) şampiyonluğu sıkıştırırken takımın en önemli parçalarından biriydi Wesley Sneijder. Ancak Hollandalı yıldız adına tamamlanması gereken bir önemli görev daha vardı.
2010 FIFA Dünya Kupası: En Golcü Oyuncu & Dört Kez “Maçın Adamı”
Wesley Sneijder, 2010’daki üç şampiyonluğa rağmen sahada izlediğimiz kadarıyla tam konsantrasyon sağlayarak gelmişti Güney Afrika’ya. Daha önce 1974 ve 1978 yılında iki kez art arda ev sahibi ülkeye finalde kaybeden Hollanda bu defa kazanabilecek miydi? İyi haber, muhtemelen ev sahibi karşısında olmayacaktı. Ama işleri yine de kolay değildi. Maçlar kazanılıyordu; ama tarih boyunca güzel, izleyenleri keyiflendiren futbol oynayan Hollanda, göze farklı görünüyordu Afrika kıtasında. Danimarka’yı 2-0, Japonya’yı 1-0 ve Kamerun’u 2-1 yenen Hollanda, gruptan kayıpsız çıkarken Japonya karşısında galibiyeti getiren golün altına Wesley Sneijder imzası atılmıştı. Gruptaki ilk iki karşılaşma sonrası, “maçın adamı” seçilen yıldız, bir sonraki aşamada 2-1 kazanılan Slovakya maçının 90+2. dakikasında oyundan alkışlarla alınırken istatistik hanesinde bir gol ve bir asist yazıyordu.
Turnuvanın kaderinin değiştiği çeyrek final eşleşmesinde geri düşen Hollanda adına geri dönüşü iki golle (beraberlik golü önce Felipe Melo’nun kendi kalesine attığı gol olarak kayıtlara geçse de, FIFA daha sonra Sneijder’a yazdı golü) yapan başarılı oyuncu, Brezilya karşısındaki 2-1’lik galibiyetin en büyük mimarı olacaktı. Ve yine “maçın adamı” olarak ismi öne çıkıyordu. Turnuvanın o ana kadarki belki de en heyecan verici eşleşmesinin ardından yoluna devam eden Hollanda, yarı finalde Uruguay ile karşılaştı. Portakallar, Uruguay’ı 3-2’lik skorla mağlup ederken Wesley Sneijder karşılaşmanın 70. dakikasında Fernando Muslera’nın koruduğu kaleye bir gol atıyordu. “Wes”, bir kez daha “maçın adamı” olmuş, toplam gol sayısı ise beşe çıkmıştı. Gol serisi devam ediyordu. Ama 1974 ve 1978 FIFA Dünya Kupası’nı finalde kaybeden Hollanda, İspanya’nın altın nesline diş geçiremeyecekti. Normal süresi golsüz neticelenen maçın 116. dakikasında Andres Iniesta ile gelen İspanya golü, Hollanda’nın hayallerinden uzak kalmasına neden oluyordu.
Hollandalı Wesley Sneijder, turnuvanın sonunda Iker Casillas (İspanya), Sergio Ramos ve Carles Puyol (İspanya), Maicon (Brezilya), Philippe Lahm (Almanya), Andres Iniesta ve Xavi (İspanya), Bastian Schweinsteiger (Almanya), Diego Forlan (Uruguay) ve David Villa (İspanya) ile beraber All-Star takımında yer almayı başardı.
Wesley Sneijder, 2010 FIFA Dünya Kupası’nda attığı beş golle turnuvanın en skorer dört isminden biri oldu. Hollandalı yıldızla birlikte Thomas Müller (Almanya), David Villa (İspanya) ve Diego Forlan (Uruguay) beşer gol kaydetti. Başarılı oyuncu, bu turnuvayla birlikte ülkesinde de bazı rekorların yeni sahibi oldu. Daha önce Hollanda adına bir Dünya Kupası organizasyonda beş gole ulaşan iki isim vardı: Johan Neeskens, 1974 FIFA Dünya Kupası ve Rob Rensenbrick, 1978 FIFA Dünya Kupası.
Aktif futbolcular arasında toplam bu turnuvadaki toplam gol sayısı bakımından en skorer Hollandalı olan Sneijder’in önünde üç isim bulunuyor: Johnny Rep 7 gol, Johan Neeskens 6 gol, Rob Rensenbrick 6 gol. Hollanda Milli Takımı formasını 90 kez giyen Wesley Sneijder, 24 golle tarihin en skorer 11. oyuncusu. Patrick Kluivert’ın 40 golle zirvede olduğu sıralamada futbol hayatına devam eden isimlerden üçü Sneijder’ın önünde: Ruud van Nistelrooy 35 gol, Klaas Jan-Huntelaar 34 gol, Robin van Persie 31 gol. Wesley Sneijder, Avrupa Şampiyonası ve FIFA Dünya Kupası organizasyonlarının toplamında da en golcü dördüncü Hollandalı. Dennis Bergkamp’ın 10 golle (FIFA Dünya Kupası 6, Avrupa Şampiyonası 4) zirvede olduğu sıralamada Patrick Kluivert (FIFA Dünya Kupası 2, Avrupa Şampiyonası 6) ve Johnny Rep (FIFA Dünya Kupası 7, Avrıpa Şampiyonası 1) sekizer golle ikinci sırayı paylaşıyor. Ruud van Nistelrooy’un da toplam yedi golü bulunuyor.
2010 FIFA Ballon d’Or: Wesley Sneijder Dördüncü
FIFA tarafından her yıl o senenin en başarılı oyuncuları ve teknik adamlarına verilen FIFA Ballon d’Or ödülleri oylamasında 2010 senesinde dördüncü sırayı alan Wesley Sneijder, Lionel Messi (%22,65), Andres Iniesta (%17,36) ve Xavi Hernandez (%16,48) üçlüsünün arkasında yer almıştı. 2010 yılında UEFA Şampiyonlar Ligi, İtalya Serie-A, Coppa Italia, Supercoppa Italiana ve FIFA Kulüplerarası Dünya Şampiyonası’nda şampiyonluğa ulaşan Inter’in, 2010 FIFA Dünya Kupası’nda final oynayan Hollanda Milli Takımı’nın kilit ismi olan süper yıldız, birçok futbol otoritesine göre 2010 FIFA Ballon d’Or oylamasında FC Barcelona’nın başarısına yenik düşerek ilk üç sıra dışında kalmıştı.
Hollandalı oyuncu, 2010 yılında bazı futbol adamları tarafından Lionel Messi’nin kazandığı FIFA Ballon d’Or ödülünün en büyük adayı olarak gösterildi. Oylamada dördüncü olan Wesley Sneijder, yılın 11’inde ise şu isimlerle birlikte kendisine yer buldu: Iker Casillas (İspanya ve Real Madrid), Maicon (İtalya ve Inter), Carles Puyol (İspanya ve Barcelona), Gerard Pique (İspanya ve Barcelona), Lucio (Brezilya ve Inter), Andres Iniesta (İspanya ve Barcelona), Xavi Hernandez (İspanya ve Barcelona), David Villa (İspanya ve Valencia / Barcelona), Cristiano Ronaldo (Portekiz ve Real Madrid), Lionel Messi (Arjantin ve Barcelona). Hollandalı süper yıldız; UEFA Euro 2008, UEFA Euro 2012 ve 2010 FIFA Dünya Şampiyonası’nda Hollanda’nın oynadığı 11 maçın altısında “maçın adamı” seçildi.
2010-2012: FC Internazionale & Hollanda Milli Takımı
Güney Afrika’daki Dünya Kupası’nın ardından 2010-2011 sezonuna AS Roma karşısında alınan Supercoppa Italiana ile başlayan FC Internazionale adına 3-1’lik galibiyete bir asist ile katkıda bulunan Hollandalı yıldız, yıl sonunda FIFA Kulüplerarası Dünya Şampiyonası şampiyonluğu yaşıyordu. Wesley Sneijder; Serie-A, Coppa Italia, UEFA Şampiyonlar Ligi, FIFA Kulüplerarası Dünya Şampiyonası’nda mutlu sona ulaştığı FIFA Dünya Kupası’nda ise final oynadığı 2010 senesinde UEFA tarafından “Yılın Orta Saha Oyuncusu” seçilmişti. Serie-A’da mutlu sona AC Milan’ın ulaştığı 2010-2011 sezonunun ardından 2011-2012 sezonunda da Juventus’un şampiyonluğunu izleyen FC Internazionale için ilk üç sezonda 98 resmi maça çıkan Wesley Sneijder, 23 gol ve 36 asist kaydetti. 2012-2013 sezonunun ilk yarısında ise 10 karşılaşmada forma giyerek iki gol ve beş asistin altına imza attı.
Oyun Stili: Wesley Sneijder
Futbola dair ilk eğitimini Utrecht sokaklarında alan Wesley Sneijder, yedi yaşından sonra AFC Ajax okulunda akademik bilgiler edinmeye başladı. Babası Barry’nin futbola yatkın yapısı, kardeşleri Jeffrey ve Rodney’nin profesyonel futbol oynaması, Wesley’nin ailesinden aldığı en önemli miras olarak kabul edilebilir. Hollanda’daki akademide 4-3-3 dizilişi üzerinden futbol bilgisini oluşturan Hollandalı yıldızın dünyayı peşinden sürükleyen yeteneği ise duran toplardaki ustalığı. Kariyerinin satırbaşlarında her zaman birer serbest vuruş golü saklı olan Wesley Sneijder, iki ayağını da oldukça etkili kullanabilme kabiliyeti sayesinde rakiplerine savunmada büyük sıkıntılar yaratabiliyor. Hollandalı hücuma dönük orta saha oyuncusu; zor anlarda durumu yönetebilme, doğru karar verebilme ve acil çözümler üretme konusunda da kendisini mental anlamda geliştirmiş önemli bir isim.
10 Wesley Sneijder
Orta sahaDoğum Tarihi: 9.6.1984Doğum Yeri: Utrecht, Hollanda
Galatasaray'ın Hollandalı futbolcusu Wesley Sneijder hakkında detaylı bilgi, Sneijder'in istatistik ve kariyeri şöyle:
Hollanda’nın AFC Ajax kulübünde başlayan futbol kariyerinin ardından Real Madrid CF ve FC Internazionale takımlarında forma giyen Wesley Sneijder, 2012-2013 sezonunun ikinci yarısından itibaren Galatasaray için oynuyor.
“Ailem futbol oynayan üç erkek çocuğa sahip olduğu için çok mutlu” diyor, 9 Haziran 1984 günü Kuzeybatı Avrupa ülkelerinden Hollanda’nın Utrecht kentinde dünyaya gelen Wesley Sneijder. Üç Sneijder’in ortancası olan Wesley’nin doğumu ve Ajax Akademisi’nde futbol oynamaya başlaması arasında sadece yedi yıl var. Wesley Sneijder, dünya futbol tarihine önceki jenerasyonlarda Johan Cruijff, Frank Rijkaard, Dennis Bergkamp, Frank ve Ronald de Boer, Edgar Davids, Clarence Seedorf ve Patrick Kluivert gibi efsane isimler kazandıran Akademi’nin kapısından içeri girdiğinde yedi yaşındaydı. Kendisinden iki yaş büyük olan erkek kardeşi Jeffrey Sneijder ise o sıralarda Ajax Akademisi’ndeki eğitimine devam ediyordu. En büyük Sneijder, daha sonra yaşadığı diz sakatlığından dolayı futbolu bırakmak zorunda kalsa da, Sneijderlerin geleneği 1991 doğumlu Rodney ile sürecekti.
Başlangıç: Şubat 2003 ve Sonrası, Ajax
Ailenin en büyük gurur kaynağı Wesley Sneijder, Ajax altyapısındaki 10 senelik eğitimin ardından bir sonraki aşama için hazırdı. Aralık 2002’de henüz 18 yaşındayken Ajax ile ilk kez A takım seviyesinde oynama şansına çok yaklaşmıştı. Sakatlıklarla boğuşan Ajax, Excelsior karşısında 18 kişilik kadroyu tamamlamak için Akademi’den yardım alıyordu. Kulübedeki isimlerden biri de gelecek adına vaat ettikleriyle birlikte yerini almıştı. Ancak teknik direktör Ronald Koeman, 2-0’lık skorla kazanılan maçta Wesley Sneijder’i sahaya sürmüyordu. Biraz daha zamanı vardı. Ve fazla vakit kaybetmeye de gerek yoktu. Şubat 2003’te Willem II deplasmanında kazanılan 6-0’lık galibiyete 90 dakika boyunca saha içinden tanık olan Wesley, 2002-2003 sezonu ikinci yarısının tamamında süre alıyordu. İlk gol de Nisan ayında gelecekti. NAC Breda maçında bir gol ve bir asistle oynayan Ajax’ın yeni umudu, bir hafta sonra Roda ağlarına gönderdiği serbest vuruş golüyle dikkatleri tamamen üzerine çekiyordu. Kariyeri bir anda değişmişti genç oyuncunun. Aynı Nisan ayının sonunda Hollanda A Milli Takımı’ndaki ilk maçına Portekiz karşısında çıkacaktı. Yarım sezonda 17 lig maçında oynamıştı, Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek final gören takımda süre almıştı, toplam beş gol sevinci yaşamış ve en önemlisi milli takıma yükselmişti. 18 yaşındaki bir oyuncu adına fena bir başlangıç değildi.
Yaş 19: Ajax ile Eredivisie Şampiyonluğu
En üst seviyedeki ikinci sezonunda daha fazla rol almaya başlayan Wesley Sneijder, UEFA Şampiyonlar Ligi ön eleme karşılaşmasındaki golün ardından Eredivisie’nin açılış maçında Vitesse ağlarını havalandırarak sezonun ilk iki maçında gol sevinci yaşıyordu. 2003-2004 sezonunda Hollanda Milli Takımı da dâhil olmak üzere toplam 47 maçta forma giyen yıldız oyuncu, rakip fileleri 11 kez havalandırırken takım arkadaşlarına da 16 gol pası verecekti. O sezon kadrosunda Zlatan Ibrahimovic, Steven Pienaar, Rafael van der Vaart, Maxwell ve Nigel de Jong gibi oyuncular da bulunduran Ajax, yaş ortalaması 22,1 olan takımıyla Eredivisie’yi 34 maçta 80 puanla zirvede tamamlıyordu. Kariyerine 19 yaşındayken lig şampiyonluğu ekleyen “Genç Sneijder”, Hollanda’nın iki jenerasyonunun birlikte yer aldığı takımı Euro 2004’e taşıyan oyuncuların arasına ismini yazdırıyordu. Play-off aşamasında ilk maçta 1-0 mağlup oldukları İskoçya’yı 6-0 yenen Hollanda adına bir gol ve üç asistle oynayan Wesley Sneijder, turnuvada ise ülkesi adına iki maçta forma giyebiliyordu.
Ezeli Rekabet: Feyenoord’a Karşı Hat-Trick
Ajax’ta devam eden sezonlarında lig şampiyonluğundan uzak kalan Wesley Sneijder, 2006 FIFA Dünya Kupası’nda Ölüm Grubu’ndan çıktıktan sonra Portekiz’e elenen Hollanda Milli Takımı için dört maçta da süre alacaktı. Sezonun tesellisi Ajax ile kazanılan Hollanda Kupası oluyordu. De Kuip’teki final karşılaşmasında bir asistle oynayan süper yıldız, 90 dakikada Klaas Jan-Huntelaar’ın golüyle PSV Eindhoven’ı 2-1 yenen takımıyla kupadaki ilk şampiyonluğunu kazanacaktı. Aynı başarıyı 2006-2007 sezonunda tekrar elde eden Ajax adına o sezon 30 lig karşılaşmasında 18 gol atıp dokuz gol pası veren Hollandalı, Ajax’ın ezeli rakibi Feyenoord ile oynanan lig maçında hat-trick yaparak 4-1’lik galibiyete katkıda bulunmuştu. Ve artık Sneijder’in yetenekleri, Hollanda ülke sınırlarını zorluyordu...
İlk Büyük Adım, 2007: Ajax’tan Real Madrid’e
Ajax’taki kariyer sezonunun ardından taliplerinin artması çok doğaldı. Wesley Sneijder, 2007-2008 sezonu başında Real Madrid’i yeni takımı olarak seçtiğinde İspanyol devinin kasasından 27 milyon € çıkıyordu. Hollandalı, milli takımdan arkadaşları Arjen Robben, Ruud van Nistelrooy ve Royson Drenthe birlikte oynayacaktı. Uyum süreci, futbolda kabul edilebilecek klişelerdendir. Ama Sneijder için böyle bir problem yoktu; çünkü Real Madrid’deki kariyeri, belki de hayal ettiğinden bile iyi başlıyordu. Madrid derbisinde, bitime 10 dakika kala, Atletico’ya karşı atılan bir galibiyet golü! Hiç fena değil. Dahası da var. İlk olarak ikinci haftada Villarreal deplasmanında iki gol, ardından üçüncü haftadaki Almeria maçında bir serbest vuruş golü! Sezon sonunda şampiyonluğa ulaşırken Real Madrid, David Beckham’ın 23 numaralı formasını sırtında taşıyan Wesley Sneijder’dan dokuz gol ve yedi asistlik bir katkı alıyordu. Sezon bitmişti. Belki de yeni başlıyordu…
Euro 2008: Turnuvanın En İyi Takımında
Wesley Sneijder, “La Liga Şampiyonu” unvanıyla başlamıştı Avrupa Şampiyonası için çıktığı İsviçre yolculuğuna. Hollanda, yine ölüm grubundaydı. Ve bir üst tura yükselebilmek adına Romanya’nın yanı sıra İtalya ile Fransa’ya karşı da mücadele etmek zorundaydı. Ama beklentilerin üzerine çıkarak başlayacaktı Hollanda. Turnuvadaki ilk maçını Wesley’nin doğum gününde oynayan Portakallar, doğum günü çocuğunun bir gol ve bir asist içeren performansının da yardımıyla İtalya’yı 3-0 yeniyordu. Bu, Hollanda’nın son 30 yıldaki tek İtalya galibiyetiydi. Ve İtalya’nın 1983 yılındaki İsveç mağlubiyetinin ardından en ağır yenilgisiydi. Ama hiçbir şey bitmemişti. Bir sonraki rakip Fransa olacaktı. Horozlar’a dört gol ve üç farklı bir menü hazırlayan Portakallar, Sneijder’dan bir gol ve bir asist ile yardım alıyordu. İki maç sonunda gruptan çıkmayı garantilemişti Hollanda.
Çeyrek final öncesindeki Romanya karşılaşmasında dinleniyordu Sneijder. Turnuvalar tarihinde çoğu zaman “gönüllerin şampiyonu” olan Hollanda, bu kez şeytanın bacağını kırabilecek miydi? Açıkçası bunun için çok kararlı gözüküyorlardı. Ama futbolun hayatla kesiştiği anlardan birinin yaşanabileceğini kimse bilemezdi. Çeyrek finale kadar olağanüstü bir futbol oynayan Hollanda’nın yolunu bir Hollandalı kesecekti. Rusya’nın Hollandalı teknik adamı Guus Hiddink, normal süresi 1-1 sona eren karşılaşmadan 3-1’lik skorla galip tarafta ayrılan isim oluyordu. Hollanda adına 86. dakikada tek golü atan Ruud van Nistelrooy’a asist ise Wesley Sneijder’dan gelmişti. Hollanda bir kez daha güzel oyun oynayarak kaybetmişti. Ama 10 numarası, organizasyon sonunda Hamit Altıntop’un yanı sıra Michael Ballack, Cecs Fabregas, Andres Iniesta, Luka Modric, Lukas Podolski, Marcos Senna, Xavi ve Konstantin Zyryanov ile birlikte turnuvanın en iyi takımında yer aldı.
FC Internazionale, 2009: Jose Mourinho ile Birlikte
Real Madrid’deki ikinci sezonunda 10 numaralı formayı sırtına geçiren Wesley Sneijder’ın performansı forma numarasıyla doğru orantılı gitmedi. Sezon boyunca skora katkıda bulunma konusunda birtakım sıkıntılar yaşayan Hollandalı oyuncu, sezon sonunda Ruud van Nistelrooy, Klaas Jan-Huntelaar ve Arjen Robben ile birlikte Real Madrid’den ayrıldı. İspanya’da FC Barcelona dominasyonu başlarken İtalya’daki FC Internazionale egemenliği Sneijder’in gelişiyle birlikte daha sert bir hâl alıyordu. “Real Madrid onun takımdan ayrılmasına nasıl izin verir, hâlâ anlayamıyorum” diyordu FC Internazionale’de görev yaparken Jose Mourinho. Ama Portekizli, hâlinden oldukça memnundu. Zira elinde hâlâ çok değerli bir oyuncu vardı. Ve Real Madrid’deki Hollandalı ayrılığından sonra Wesley Sneijder gibi bir isim için dönemin şartlarında 15 milyon € ödenmişti.
Jose Mourinho, yeni oyun kurucusuna duyduğu güveni saha içine yansıtmaktan da geri kalmayacaktı. İtalya’daki ilk sezonunda Jose Mourinho ile birlikte üç şampiyonluk sevinci birden yaşayan Wesley Sneijder, UEFA Şampiyonlar Ligi tarihinin klasikleri arasına giren FC Barcelona eşleşmesinin kader isimlerinden oluyordu. Mourinho’nun bir dönem yardımcı antrenörlük görevi üstlendiği FC Barcelona’yi eleyerek finale yükseldiği maçların ilkinde önce skoru 1-1’e getiren golü atan, daha sonra da Diego Milito’yu golle buluşturarak 3-1’lik galibiyete katkıda bulunan Hollandalı yıldız, Santiago Bernabeu’daki final maçında Arjantinli golcüye bir asist daha yapıyordu. FC Internazionale, Mayıs 2010’a Coppa Italia (Mayıs 5, 2010), Serie-A (Mayıs 16, 2010) ve UEFA Şampiyonlar Ligi (Mayıs 22, 2010) şampiyonluğu sıkıştırırken takımın en önemli parçalarından biriydi Wesley Sneijder. Ancak Hollandalı yıldız adına tamamlanması gereken bir önemli görev daha vardı.
2010 FIFA Dünya Kupası: En Golcü Oyuncu & Dört Kez “Maçın Adamı”
Wesley Sneijder, 2010’daki üç şampiyonluğa rağmen sahada izlediğimiz kadarıyla tam konsantrasyon sağlayarak gelmişti Güney Afrika’ya. Daha önce 1974 ve 1978 yılında iki kez art arda ev sahibi ülkeye finalde kaybeden Hollanda bu defa kazanabilecek miydi? İyi haber, muhtemelen ev sahibi karşısında olmayacaktı. Ama işleri yine de kolay değildi. Maçlar kazanılıyordu; ama tarih boyunca güzel, izleyenleri keyiflendiren futbol oynayan Hollanda, göze farklı görünüyordu Afrika kıtasında. Danimarka’yı 2-0, Japonya’yı 1-0 ve Kamerun’u 2-1 yenen Hollanda, gruptan kayıpsız çıkarken Japonya karşısında galibiyeti getiren golün altına Wesley Sneijder imzası atılmıştı. Gruptaki ilk iki karşılaşma sonrası, “maçın adamı” seçilen yıldız, bir sonraki aşamada 2-1 kazanılan Slovakya maçının 90+2. dakikasında oyundan alkışlarla alınırken istatistik hanesinde bir gol ve bir asist yazıyordu.
Turnuvanın kaderinin değiştiği çeyrek final eşleşmesinde geri düşen Hollanda adına geri dönüşü iki golle (beraberlik golü önce Felipe Melo’nun kendi kalesine attığı gol olarak kayıtlara geçse de, FIFA daha sonra Sneijder’a yazdı golü) yapan başarılı oyuncu, Brezilya karşısındaki 2-1’lik galibiyetin en büyük mimarı olacaktı. Ve yine “maçın adamı” olarak ismi öne çıkıyordu. Turnuvanın o ana kadarki belki de en heyecan verici eşleşmesinin ardından yoluna devam eden Hollanda, yarı finalde Uruguay ile karşılaştı. Portakallar, Uruguay’ı 3-2’lik skorla mağlup ederken Wesley Sneijder karşılaşmanın 70. dakikasında Fernando Muslera’nın koruduğu kaleye bir gol atıyordu. “Wes”, bir kez daha “maçın adamı” olmuş, toplam gol sayısı ise beşe çıkmıştı. Gol serisi devam ediyordu. Ama 1974 ve 1978 FIFA Dünya Kupası’nı finalde kaybeden Hollanda, İspanya’nın altın nesline diş geçiremeyecekti. Normal süresi golsüz neticelenen maçın 116. dakikasında Andres Iniesta ile gelen İspanya golü, Hollanda’nın hayallerinden uzak kalmasına neden oluyordu.
Hollandalı Wesley Sneijder, turnuvanın sonunda Iker Casillas (İspanya), Sergio Ramos ve Carles Puyol (İspanya), Maicon (Brezilya), Philippe Lahm (Almanya), Andres Iniesta ve Xavi (İspanya), Bastian Schweinsteiger (Almanya), Diego Forlan (Uruguay) ve David Villa (İspanya) ile beraber All-Star takımında yer almayı başardı.
Wesley Sneijder, 2010 FIFA Dünya Kupası’nda attığı beş golle turnuvanın en skorer dört isminden biri oldu. Hollandalı yıldızla birlikte Thomas Müller (Almanya), David Villa (İspanya) ve Diego Forlan (Uruguay) beşer gol kaydetti. Başarılı oyuncu, bu turnuvayla birlikte ülkesinde de bazı rekorların yeni sahibi oldu. Daha önce Hollanda adına bir Dünya Kupası organizasyonda beş gole ulaşan iki isim vardı: Johan Neeskens, 1974 FIFA Dünya Kupası ve Rob Rensenbrick, 1978 FIFA Dünya Kupası.
Aktif futbolcular arasında toplam bu turnuvadaki toplam gol sayısı bakımından en skorer Hollandalı olan Sneijder’in önünde üç isim bulunuyor: Johnny Rep 7 gol, Johan Neeskens 6 gol, Rob Rensenbrick 6 gol. Hollanda Milli Takımı formasını 90 kez giyen Wesley Sneijder, 24 golle tarihin en skorer 11. oyuncusu. Patrick Kluivert’ın 40 golle zirvede olduğu sıralamada futbol hayatına devam eden isimlerden üçü Sneijder’ın önünde: Ruud van Nistelrooy 35 gol, Klaas Jan-Huntelaar 34 gol, Robin van Persie 31 gol. Wesley Sneijder, Avrupa Şampiyonası ve FIFA Dünya Kupası organizasyonlarının toplamında da en golcü dördüncü Hollandalı. Dennis Bergkamp’ın 10 golle (FIFA Dünya Kupası 6, Avrupa Şampiyonası 4) zirvede olduğu sıralamada Patrick Kluivert (FIFA Dünya Kupası 2, Avrupa Şampiyonası 6) ve Johnny Rep (FIFA Dünya Kupası 7, Avrıpa Şampiyonası 1) sekizer golle ikinci sırayı paylaşıyor. Ruud van Nistelrooy’un da toplam yedi golü bulunuyor.
2010 FIFA Ballon d’Or: Wesley Sneijder Dördüncü
FIFA tarafından her yıl o senenin en başarılı oyuncuları ve teknik adamlarına verilen FIFA Ballon d’Or ödülleri oylamasında 2010 senesinde dördüncü sırayı alan Wesley Sneijder, Lionel Messi (%22,65), Andres Iniesta (%17,36) ve Xavi Hernandez (%16,48) üçlüsünün arkasında yer almıştı. 2010 yılında UEFA Şampiyonlar Ligi, İtalya Serie-A, Coppa Italia, Supercoppa Italiana ve FIFA Kulüplerarası Dünya Şampiyonası’nda şampiyonluğa ulaşan Inter’in, 2010 FIFA Dünya Kupası’nda final oynayan Hollanda Milli Takımı’nın kilit ismi olan süper yıldız, birçok futbol otoritesine göre 2010 FIFA Ballon d’Or oylamasında FC Barcelona’nın başarısına yenik düşerek ilk üç sıra dışında kalmıştı.
Hollandalı oyuncu, 2010 yılında bazı futbol adamları tarafından Lionel Messi’nin kazandığı FIFA Ballon d’Or ödülünün en büyük adayı olarak gösterildi. Oylamada dördüncü olan Wesley Sneijder, yılın 11’inde ise şu isimlerle birlikte kendisine yer buldu: Iker Casillas (İspanya ve Real Madrid), Maicon (İtalya ve Inter), Carles Puyol (İspanya ve Barcelona), Gerard Pique (İspanya ve Barcelona), Lucio (Brezilya ve Inter), Andres Iniesta (İspanya ve Barcelona), Xavi Hernandez (İspanya ve Barcelona), David Villa (İspanya ve Valencia / Barcelona), Cristiano Ronaldo (Portekiz ve Real Madrid), Lionel Messi (Arjantin ve Barcelona). Hollandalı süper yıldız; UEFA Euro 2008, UEFA Euro 2012 ve 2010 FIFA Dünya Şampiyonası’nda Hollanda’nın oynadığı 11 maçın altısında “maçın adamı” seçildi.
2010-2012: FC Internazionale & Hollanda Milli Takımı
Güney Afrika’daki Dünya Kupası’nın ardından 2010-2011 sezonuna AS Roma karşısında alınan Supercoppa Italiana ile başlayan FC Internazionale adına 3-1’lik galibiyete bir asist ile katkıda bulunan Hollandalı yıldız, yıl sonunda FIFA Kulüplerarası Dünya Şampiyonası şampiyonluğu yaşıyordu. Wesley Sneijder; Serie-A, Coppa Italia, UEFA Şampiyonlar Ligi, FIFA Kulüplerarası Dünya Şampiyonası’nda mutlu sona ulaştığı FIFA Dünya Kupası’nda ise final oynadığı 2010 senesinde UEFA tarafından “Yılın Orta Saha Oyuncusu” seçilmişti. Serie-A’da mutlu sona AC Milan’ın ulaştığı 2010-2011 sezonunun ardından 2011-2012 sezonunda da Juventus’un şampiyonluğunu izleyen FC Internazionale için ilk üç sezonda 98 resmi maça çıkan Wesley Sneijder, 23 gol ve 36 asist kaydetti. 2012-2013 sezonunun ilk yarısında ise 10 karşılaşmada forma giyerek iki gol ve beş asistin altına imza attı.
Oyun Stili: Wesley Sneijder
Futbola dair ilk eğitimini Utrecht sokaklarında alan Wesley Sneijder, yedi yaşından sonra AFC Ajax okulunda akademik bilgiler edinmeye başladı. Babası Barry’nin futbola yatkın yapısı, kardeşleri Jeffrey ve Rodney’nin profesyonel futbol oynaması, Wesley’nin ailesinden aldığı en önemli miras olarak kabul edilebilir. Hollanda’daki akademide 4-3-3 dizilişi üzerinden futbol bilgisini oluşturan Hollandalı yıldızın dünyayı peşinden sürükleyen yeteneği ise duran toplardaki ustalığı. Kariyerinin satırbaşlarında her zaman birer serbest vuruş golü saklı olan Wesley Sneijder, iki ayağını da oldukça etkili kullanabilme kabiliyeti sayesinde rakiplerine savunmada büyük sıkıntılar yaratabiliyor. Hollandalı hücuma dönük orta saha oyuncusu; zor anlarda durumu yönetebilme, doğru karar verebilme ve acil çözümler üretme konusunda da kendisini mental anlamda geliştirmiş önemli bir isim.