Escobar
09.Şubat.2016, 15:13
Gazeteci, yazar, eğitimci ve siyaset adamı. 1889 yılında İstanbul'da doğdu. İstanbul'da Mülkiye Mektebi'ne girdi. Dört yıllık dönemin son yılında buradan ayrılarak, Fransızca'sını ilerletmek amacıyla 1886'da Paris'e gitti. Ertesi yıl, Fransa'dan Cenevre'ye geçti ve İstanbul'a döndü. Yeniden Mülkiye Mektebi'ne başladı ve okulun son sınıfına geldiği sırada, tahrikçiliği yüzünden Halep'e sürgün edildi (1889). Orada kaldığı yıllarda Halep İdadisi'nde Türk Dili ve Osmanlı edebiyatı hocalığı yaptı. Halep'teki durgun hayata daha fazla dayanamadı ve Jön Türklerin bir çeşit karargâhı haline gelen Paris'e gitti (1894). Jön Türklerin Abdülhamit ile arasını bulmaya çalıştı. Bir yandan da gazetecilik yapıyor, İstanbul'daki İkdam gazetesine Paris izlenimlerini anlatan yazılar ve çeviriler gönderiyordu. Jön Türklerle ilgili çabalarının karşılığını bağışlanmak ve Brüksel Elçiliği'nde ikinci katipliğe atanmak suretiyle aldı. Ne var ki, huzursuzluk burada da yakasını bırakmadı. İttihatçılardan çekindiği için İstanbul'a dönmedi.
Mısır'a gitti (1896). İstanbul'a, II. Meşrutiyetin ilanından bir gün önce döndü. Döner dönmez de yeni eleştiri hedefini seçti ve İkdam gazetesinde İttihat ve Terakkicilere karşı ağır yazılar yazmaya başladı. Bir yandan da Edebiyat Fakültesi'nde siyasi tarih dersleri veriyordu. Ali Kemal'in, akıbetini hazırlayan gerçek kişiliği bu dönemde ortaya çıkmıştır. Hemen bütün çevresiyle sürekli kavga halindeydi. Sınıfta öğrencilere Fransa'daki siyasal liberalizmi hararetle övüyor, kendisiyle aynı fikirde olmayan kişilere şiddetle saldırıyor, gençlerin öfkesini bunlara yöneltmeye çalışıyordu. Ali Kemal'in tahrikleri 31 Mart Olayı ile zirvesine ulaştı. Olayı bastırmak üzere gönderilen Hareket Ordusu İstanbul'a gireceği sırada Ali Kemal Paris'e kaçmak zorunda kaldı (1908). Bu arada Mülkiyedeki görevine son verilmişti.
Tekrar Türkiye'ye döndüğünde Damat Ferit Hükümeti iş başındaydı. Hürriyet ve İtilâf Fırkası yavaş yavaş ön plana geçmeye başlamıştı. Ortam her bakımdan Ali Kemal için elverişliydi. II. Meşrutiyetin getirdiği özgürlüklerden yararlanarak saldıracağı çok sayıda düşman vardı. Hürriyet ve İtilâf Fırkası'na giren Ali Kemal, bu amaçla Peyam gazetesini çıkarmaya başladı. Mülkiyedeki hocalığa da geri verilmişti. Siyasi mücadelesini İkdam gazetesinde de sürdürüyordu. Ali Kemal I. Dünya Savaşı'nın başladığı sıralarda gazetesini kapatmak zorunda kaldı. Babıâli baskısından sonra tutuklandı. Serbest bırakılınca Viyana'ya gitti. Savaş bitmeden Türkiye'ye döndü, fakat herhangi bir siyasi faaliyette bulunmadı. Bu tutumu İttihat ve Terakki liderlerinin Türkiye'den kaçışına kadar sürdü (1918). Bu arada Damat Ferit Hükümeti'nde Maarif Vekilliğine getirildi. Daha sonra Kabinede yer değiştirerek Dahiliye Nezareti'ne geçti.
Ali Kemal, Atatürk'e karşı çıktı. O tarihte İçişleri Bakanı idi.10 Kasım 1922 günü, MM Grubu'na bağlı birkaç kişi İstiklal Mahkemesi'ne çıkarılmak üzere kendisini Ankara'ya götüreceklerini bildirdiler. Gerçekte ise Ali Kemal, İzmit'te bölge kumandanı Nurettin Paşaya teslim edildi. Ali Kemal, Nurettin Paşayla görüştükten sonra dışarı çıkarken kumandanlık karargahı önünde bekleyenler tarafından linç edildi.Gazeteciliğinin yanı sıra çeviriler yapan Ali Kemal, tarih ve edebiyat alanlarında da çalışmıştır.
ESERİ
"Ömrüm" adıyla yazdığı anılarını Peyam-ı Edebi'de yayımladı (Aralık-Haziran 1914).
HAKKINDA YAZILANLAR
1.Gazetecinin İnfazı
Osman Özsoy
Timaş Yayınları
“Son yüzyıl içinde sadece ülkemizde değil, hemen tüm dünyada, konumları itibariyle en çok tartışılan kesimi basın mensupları oluşturdu. Gazetecilerin olaylara bakışı, yaklaşımı ve yönlendirmesi hep tartışma konusu oldu. Yargısız infaz yaptıkları iddiasıyla sürekli eleştirilen bu insanlar, gün geldi, kendileri de yargısız infazla karşı karşıya kaldılar. Bu kitapta, kalemin gücünü ve gerektiğinde bir silah kadar nasıl etkili olabileceğini gösteren önemli bir örnekle karşı karşıyasınız. O kadar etkili bir kalem ki, bir yanda yazılarıyla hükümetleri sarsarken, diğer yanda etkisiz muhalifleri ateşleyip iktidara getiren önemli bir kalem. Osmanlı Devleti'nin Birinci Dünya Savaşı'na sokulmasının düşünüldüğü günlerde, İttihatçıların, karşılarında muhalif güç kalmaması için önce gazetecisini kapattıkları ve kalemini susturdukları önemli bir kalem. O kadar önemli ki, Kuvayı Milliye temsilcileriyle İstanbul Hükümeti arasında ilk resmi temas sağlandığında, yazı yazmasının engellenmesi ve gazetesinin Anadolu'ya girmesinin ve kürsüde adı ilk zikredildiğinde, meclis sıralarında dalgalanmalar meydana getiren ve çok geçmeden de, yazı yazmasının engellenmesi için İstiklal Mahkemeleri'nce gıyabında hakkında kararlar alınan bir kalem. Ali Kemal'den bahsediyoruz. Niyetimiz kimseyi aklamak veya itham etmek değildir. Bu kitap, aynı zamanda, tarihe malolmuş insanları çeşitli yönleriyle değerlendirmede önemli bir örnek teşkil edecektir. Bu kitap, bir insanın yetişmesinde ve kişiliğinin oluşumunda etkili olan aile, okul, arkadaş, çevre ve toplum faktörlerinin rolünü gösteren önemli ve gerçek örneklerle doludur. Dış baskının ve kuşatılmışlığın bir ülkeye neye malolduğunu kitapta tüm çıplaklığıyla göreceksiniz. Nasıl mı? Okuyun bizzat görün.”
x
HABER
Ali Kemal'in İngiliz vekil torunu mu var
07.04.2002 Hürriyet
İngiliz Muhafazakár Parti Milletvekili ve ‘‘The Spectator’’ Dergisi'nin Genel Yayın Yönetmeni Boris Johnson'un Atatürk karşıtı diye 1922'de linç edilen Ali Kemal'in torununun çocuğu olduğu iddia edildi.
İddiayı Amerikan New York Times Gazetesi ortaya attı. Ancak Boris Johnson'un, Ali Kemal'in İngiliz eşinin başka bir evlilikten gelen torunu olduğu anlaşıldı.
The New York Times Gazetesi, İngiliz Muhafazakar Parti'nin genç milletvekillerinden ve muhafazakár ‘‘The Spectator’’ dergisinin Genel Yayın Yönetmeni Boris Johnson'un 1922 yılında linç edilerek öldürülen bir Osmanlı Dahiliye Nazırı Ali Kemal'in torunu olduğunu öne sürdü. Gazete, Boris Johnson'u dergisinin ‘‘Cumartesi Portresi’’ köşesine konuk yaptı.
‘‘Boris Harikalar Dünyası’’nda başlığını atan NYT, 4 çocuklu avukat Boris Johnson'a hem genel yayın yönetmenliği, hem köşe yazarlığı, hem de milletvekilliğini aynı anda nasıl yürütebildiğini sordu. Daily Telegraph Gazetesi'ne de yazı yazan Boris Johnson, çok sıkı çalıştığını, sürekli kendine vakit yarattığını anlattı.
The Spectator Dergisi'nin Kanadalı sahibi Condrad Black, 37 yaşındaki yayın yönetmeni için ‘‘Büyük bir siyasi yeteneği ve yüksek zekásı olan bir insan’’ tanımlamasını yaptı.
The New York Times, gerçek adı Aleksander Boris de Pfeffel Johnson olan milletvekilinin Bohemyalı sol eğilimli sanatçı bir anne ile Avrupa Parlamentosu'nda muhafazakár parti için çalışan bir babanın oğlu olduğunu belirtti. NYT, Boris Johnson'ın ‘‘büyük büyükbabasının’’ ise Osmanlı döneminde Damat Ferit Paşa Hükümeti'nde dahiliye nazırlığı yaptığını, 1922'de Ankara Hükümeti yandaşlarınca linç edildiğini yazdı.
Ali Kemal linç edildi
New York Times Gazetesi'ndeki tanımlama, Boris Johnson'un 1922 yılında linç edilen eski Dahiliye Nazırı Ali Kemal'in torunu olabileceği ihtimalini gündeme getirdi. 1869 doğumlu olan Ali Kemal, gazeteci, yazar ve siyaset adamıydı. Paris Siyasal Bilgiler Yüksekokulu mezunu olan Ali Kemal, Jön Türkler arasına katılmıştı. Ali Kemal, 31 Mart olaylarından sonra yeniden Avrupa'ya kaçtı. 1919 yılında Damat Ferid Paşa kabinesinde önce maarif, sonra da dahiliye nazırı oldu. Nazırlıktan ayrıldıktan sonra Peyam-ı Sabah Gazetesi'nde ittihatçılığın devamı olarak gördüğü Kuva-yı Milliye ve Kurtuluş Savaşı'na karşı çıktı. Savaşın kazanılmasından sonra İstanbul'da tutuklandı, Ankara'ya yargılanmak üzere götürülürken 1922 yılında linç edilerek öldürüldü.
Ali Kemal'in torunu Stockholm Büyükelçisi
Türkiye'nin Stockholm Büyükelçisi olan Selim Kuneralp, Ali Kemal'in torunu. Selim Kuneralp, bu göreve atanmadan önce Dışişleri'nde AB Genel Müdür Yardımcısı olarak hizmet veriyordu. Kuneralp'in AB Komisyonu Ankara Temsilcisi Karen Fogg ile elektronik posta yazışmaları da İP Genel Başkanı Doğu Perinçek tarafından gizlice ele geçirilerek kamuoyuna açıklanmıştı.
Mısır'a gitti (1896). İstanbul'a, II. Meşrutiyetin ilanından bir gün önce döndü. Döner dönmez de yeni eleştiri hedefini seçti ve İkdam gazetesinde İttihat ve Terakkicilere karşı ağır yazılar yazmaya başladı. Bir yandan da Edebiyat Fakültesi'nde siyasi tarih dersleri veriyordu. Ali Kemal'in, akıbetini hazırlayan gerçek kişiliği bu dönemde ortaya çıkmıştır. Hemen bütün çevresiyle sürekli kavga halindeydi. Sınıfta öğrencilere Fransa'daki siyasal liberalizmi hararetle övüyor, kendisiyle aynı fikirde olmayan kişilere şiddetle saldırıyor, gençlerin öfkesini bunlara yöneltmeye çalışıyordu. Ali Kemal'in tahrikleri 31 Mart Olayı ile zirvesine ulaştı. Olayı bastırmak üzere gönderilen Hareket Ordusu İstanbul'a gireceği sırada Ali Kemal Paris'e kaçmak zorunda kaldı (1908). Bu arada Mülkiyedeki görevine son verilmişti.
Tekrar Türkiye'ye döndüğünde Damat Ferit Hükümeti iş başındaydı. Hürriyet ve İtilâf Fırkası yavaş yavaş ön plana geçmeye başlamıştı. Ortam her bakımdan Ali Kemal için elverişliydi. II. Meşrutiyetin getirdiği özgürlüklerden yararlanarak saldıracağı çok sayıda düşman vardı. Hürriyet ve İtilâf Fırkası'na giren Ali Kemal, bu amaçla Peyam gazetesini çıkarmaya başladı. Mülkiyedeki hocalığa da geri verilmişti. Siyasi mücadelesini İkdam gazetesinde de sürdürüyordu. Ali Kemal I. Dünya Savaşı'nın başladığı sıralarda gazetesini kapatmak zorunda kaldı. Babıâli baskısından sonra tutuklandı. Serbest bırakılınca Viyana'ya gitti. Savaş bitmeden Türkiye'ye döndü, fakat herhangi bir siyasi faaliyette bulunmadı. Bu tutumu İttihat ve Terakki liderlerinin Türkiye'den kaçışına kadar sürdü (1918). Bu arada Damat Ferit Hükümeti'nde Maarif Vekilliğine getirildi. Daha sonra Kabinede yer değiştirerek Dahiliye Nezareti'ne geçti.
Ali Kemal, Atatürk'e karşı çıktı. O tarihte İçişleri Bakanı idi.10 Kasım 1922 günü, MM Grubu'na bağlı birkaç kişi İstiklal Mahkemesi'ne çıkarılmak üzere kendisini Ankara'ya götüreceklerini bildirdiler. Gerçekte ise Ali Kemal, İzmit'te bölge kumandanı Nurettin Paşaya teslim edildi. Ali Kemal, Nurettin Paşayla görüştükten sonra dışarı çıkarken kumandanlık karargahı önünde bekleyenler tarafından linç edildi.Gazeteciliğinin yanı sıra çeviriler yapan Ali Kemal, tarih ve edebiyat alanlarında da çalışmıştır.
ESERİ
"Ömrüm" adıyla yazdığı anılarını Peyam-ı Edebi'de yayımladı (Aralık-Haziran 1914).
HAKKINDA YAZILANLAR
1.Gazetecinin İnfazı
Osman Özsoy
Timaş Yayınları
“Son yüzyıl içinde sadece ülkemizde değil, hemen tüm dünyada, konumları itibariyle en çok tartışılan kesimi basın mensupları oluşturdu. Gazetecilerin olaylara bakışı, yaklaşımı ve yönlendirmesi hep tartışma konusu oldu. Yargısız infaz yaptıkları iddiasıyla sürekli eleştirilen bu insanlar, gün geldi, kendileri de yargısız infazla karşı karşıya kaldılar. Bu kitapta, kalemin gücünü ve gerektiğinde bir silah kadar nasıl etkili olabileceğini gösteren önemli bir örnekle karşı karşıyasınız. O kadar etkili bir kalem ki, bir yanda yazılarıyla hükümetleri sarsarken, diğer yanda etkisiz muhalifleri ateşleyip iktidara getiren önemli bir kalem. Osmanlı Devleti'nin Birinci Dünya Savaşı'na sokulmasının düşünüldüğü günlerde, İttihatçıların, karşılarında muhalif güç kalmaması için önce gazetecisini kapattıkları ve kalemini susturdukları önemli bir kalem. O kadar önemli ki, Kuvayı Milliye temsilcileriyle İstanbul Hükümeti arasında ilk resmi temas sağlandığında, yazı yazmasının engellenmesi ve gazetesinin Anadolu'ya girmesinin ve kürsüde adı ilk zikredildiğinde, meclis sıralarında dalgalanmalar meydana getiren ve çok geçmeden de, yazı yazmasının engellenmesi için İstiklal Mahkemeleri'nce gıyabında hakkında kararlar alınan bir kalem. Ali Kemal'den bahsediyoruz. Niyetimiz kimseyi aklamak veya itham etmek değildir. Bu kitap, aynı zamanda, tarihe malolmuş insanları çeşitli yönleriyle değerlendirmede önemli bir örnek teşkil edecektir. Bu kitap, bir insanın yetişmesinde ve kişiliğinin oluşumunda etkili olan aile, okul, arkadaş, çevre ve toplum faktörlerinin rolünü gösteren önemli ve gerçek örneklerle doludur. Dış baskının ve kuşatılmışlığın bir ülkeye neye malolduğunu kitapta tüm çıplaklığıyla göreceksiniz. Nasıl mı? Okuyun bizzat görün.”
x
HABER
Ali Kemal'in İngiliz vekil torunu mu var
07.04.2002 Hürriyet
İngiliz Muhafazakár Parti Milletvekili ve ‘‘The Spectator’’ Dergisi'nin Genel Yayın Yönetmeni Boris Johnson'un Atatürk karşıtı diye 1922'de linç edilen Ali Kemal'in torununun çocuğu olduğu iddia edildi.
İddiayı Amerikan New York Times Gazetesi ortaya attı. Ancak Boris Johnson'un, Ali Kemal'in İngiliz eşinin başka bir evlilikten gelen torunu olduğu anlaşıldı.
The New York Times Gazetesi, İngiliz Muhafazakar Parti'nin genç milletvekillerinden ve muhafazakár ‘‘The Spectator’’ dergisinin Genel Yayın Yönetmeni Boris Johnson'un 1922 yılında linç edilerek öldürülen bir Osmanlı Dahiliye Nazırı Ali Kemal'in torunu olduğunu öne sürdü. Gazete, Boris Johnson'u dergisinin ‘‘Cumartesi Portresi’’ köşesine konuk yaptı.
‘‘Boris Harikalar Dünyası’’nda başlığını atan NYT, 4 çocuklu avukat Boris Johnson'a hem genel yayın yönetmenliği, hem köşe yazarlığı, hem de milletvekilliğini aynı anda nasıl yürütebildiğini sordu. Daily Telegraph Gazetesi'ne de yazı yazan Boris Johnson, çok sıkı çalıştığını, sürekli kendine vakit yarattığını anlattı.
The Spectator Dergisi'nin Kanadalı sahibi Condrad Black, 37 yaşındaki yayın yönetmeni için ‘‘Büyük bir siyasi yeteneği ve yüksek zekásı olan bir insan’’ tanımlamasını yaptı.
The New York Times, gerçek adı Aleksander Boris de Pfeffel Johnson olan milletvekilinin Bohemyalı sol eğilimli sanatçı bir anne ile Avrupa Parlamentosu'nda muhafazakár parti için çalışan bir babanın oğlu olduğunu belirtti. NYT, Boris Johnson'ın ‘‘büyük büyükbabasının’’ ise Osmanlı döneminde Damat Ferit Paşa Hükümeti'nde dahiliye nazırlığı yaptığını, 1922'de Ankara Hükümeti yandaşlarınca linç edildiğini yazdı.
Ali Kemal linç edildi
New York Times Gazetesi'ndeki tanımlama, Boris Johnson'un 1922 yılında linç edilen eski Dahiliye Nazırı Ali Kemal'in torunu olabileceği ihtimalini gündeme getirdi. 1869 doğumlu olan Ali Kemal, gazeteci, yazar ve siyaset adamıydı. Paris Siyasal Bilgiler Yüksekokulu mezunu olan Ali Kemal, Jön Türkler arasına katılmıştı. Ali Kemal, 31 Mart olaylarından sonra yeniden Avrupa'ya kaçtı. 1919 yılında Damat Ferid Paşa kabinesinde önce maarif, sonra da dahiliye nazırı oldu. Nazırlıktan ayrıldıktan sonra Peyam-ı Sabah Gazetesi'nde ittihatçılığın devamı olarak gördüğü Kuva-yı Milliye ve Kurtuluş Savaşı'na karşı çıktı. Savaşın kazanılmasından sonra İstanbul'da tutuklandı, Ankara'ya yargılanmak üzere götürülürken 1922 yılında linç edilerek öldürüldü.
Ali Kemal'in torunu Stockholm Büyükelçisi
Türkiye'nin Stockholm Büyükelçisi olan Selim Kuneralp, Ali Kemal'in torunu. Selim Kuneralp, bu göreve atanmadan önce Dışişleri'nde AB Genel Müdür Yardımcısı olarak hizmet veriyordu. Kuneralp'in AB Komisyonu Ankara Temsilcisi Karen Fogg ile elektronik posta yazışmaları da İP Genel Başkanı Doğu Perinçek tarafından gizlice ele geçirilerek kamuoyuna açıklanmıştı.