aRZuU
13.Şubat.2014, 00:47
Kadınlarda hormon bozukluğu
KADINLARDA HORMON BOZUKLUĞU BELİRTİLERİ VE HORMONLAR
Hormon bozukluğu çok geniş bir kavramdır. Sadece kadınlarla ve gebelikle ilgili hormonları kapsamaz, bütün hormonlarla ilgili bozuklukları kapsar. Erkeklerde de bazı hormonal bozukluklar olabilir. Ancak hormon bozukluğu terimi kullanıldığında kadınlar tarafından öncelikle adet düzeni, tüylenme ve infertilite (kısırlık), gebelik ile ilgili hormonlar anlaşılır, bu yazıda da bu hormonlardan bahsedilecektir.
Ülkemizde hormon bozukluğu terimi çok yaygın kullanılmasına rağmen herzaman doğru ve yerinde kullanılmamaktadır maalesef. Gerçekte kadınlarda çok az hastalık hormon bozukluğuna bağlı gelişir. Her adet bozukluğunun, her tüylenmenin, her kısırlığın sebebi hormon bozukluğu değildir hatta bu durumların az bir bölümünde hormon bozukluğuna rastlanır.
Hormon bozukluğu teriminin en sık kullanıldığı durumların başınca özellikle genç yaşlarda görülen aşırı tüylenme ve kıllanmada artış durumu gelir. Hirsutismuz denilen bu durumlarda aslında çoğu zaman hormon değerleri normaldir, tahlillerde de çoğu zaman normal görülür. Buna rağmen hemen hemen her tüylenme artışı hormon bozukluğu gibi adlandırılmaktadır halk arasında, bu yanlıştır. Tüylenmede artış konusunda detaylı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Aşırı tüylenme hormonlarda bozukluğa bağlı olabileceği gibi çoğunlukla yapısal olduğu (özellikle esmer tenlilerde) görülür. Bazı ırklarda normal miktarda olan tüylenmeyi hasta aşırı sanabilir. Polikistik over sendromuna bağlı aşırı tüylenme olabilir. Bazı tüylenme durumlarında hormonlar artmamıştır ancak kıl foliküllerinin hormonlara duyarlılığı artmıştır.
Hormon bozukluğu terimin sıklıkla kullanıldığı bir diğer durum da adet düzensizlikleridir. Adet düzensizlikleri ve çeşitleri konusunda detaylı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Adet düzensizliği bazen kadınlık hormonları denilen (FSH, östrojen v.b) hormonlardaki bozukluklara bağlı olabilir, bazen guatr (TFT, T4, T3) hormonlarındaki bozukluklara bağlı olabilir. Ancak adet düzensizliği şikayeti ile başvuran hastaların çoğunluğunda (yaklaşık %80-90'ında) hiçbir hormonda bozukluk saptanmaz, tahliller normal çıkar. Bu nedenle her adet bozukluğundan hormonal bozukluk gibi bahsetmemek gerekir. Başta stres, emzirme, bazı ilaçlar, depresyon gibi durumlar olmak üzere birçok neden kadınların adet düzenini etkileyebilir ve başka hastalıklara bağlı da adet düzensizliği görülebilir. Adet düzensizliği şikayeti olan kadınların çok büyük kısmında da herhangi bir hastalık veya hormon bozukluğu saptanmaz.
Tabiki bazen özellikle menopoza yakın yaşlarda (45-50) yaşlarında hormonlarda bozukluk saptanabilmektedir. Nadiren genç yaşlarda da yumurtalık hormonları veya guatr hormonları gibi hormonlarda bozukluk saptanabilmektedir. ,
Kadınlarda adet düzeni, tüylenme ve kısırlık ile ilgili başlıca hormonlar şunlardır:
FSH: Beyinde hipofiz organından salgılanır. Başlıca görevi yumurtalıkları uyararak östrojen hormonunun üretimini arttırmaktır. Adet döneminin başlarında artarak yumurta gelişimini sağlar. gelişen yumurta da östrojen üretimini sağlar. Erkeklerde de bulunur bu hormon. Menopozun yaklaştığı dönemde FSH hormonu artış gösterir. Hormon tetkiklerinde menopozun belirtisi olan başlıca gösterge FSH hormonundaki artıştır. Yine FSH hormonu belli bir değerin üzerinde olan kadınların normal yollardan veya tüp bebek ile gebelik şansının düşük olduğu bilinir. Hatta fazla yüksekse tüp bebek tedavisi ve gebelik tedavileri uygulanmaz.
LH: Beyinde hipofiz organından salgılanır. Yumurtalıklar üzerinde etki gösterir ve olgun yumutanın oluşum çatlamasını sağlar. Adet ortası dönemde LH hormonunun artması (LH piki) sayesinde olgun yumurta çatlar ve yumurtlama oluşur. Çatlatma iğnesi diye adlandırılan ilaçlar da LH hormonunun bu etkisini taklit ederek yumurtlamayı sağlarlar. LH hormonu erkeklerde de bulunur ve testislerde leydig hücrelerini uyararak testosteron hormonu üretimini sağlar ve sperm gelişiminde etkilidir.
Estrojen (Estradiol, E2): Başlıca yumurtalıklardan salgılanır. Ergenlik döneminde dişi özelliklerin gelişmesini sağlar. Meme gelişiminde etkilidir. Adet düzeninde progesteronla birlikte önemli rol oynar. Adet döneminin ilk yarısında daha yüksek düzeyde bulunur.
Progesteron: Yumurtalıklardan salgılanır. Adet döneminin ikinci yarısında özellikle etkilidir. Gebeliğin başlaması ve devam etkisinde görev alır.
Prolaktin (Süt hormonu): Beyinde hipofiz organından salgılanır. Memelerden süt salgısını sağlar. Gebelikte ve hipofiz adenomu olanlard düzzeyi artar. Gebelik veya doğum olmadığı halde çeşitli etkilerle prolaktin hormonu artarsa göğüslerden süt gelmesi olur buna galaktore denir. Prolaktin hormonu yüksekliğinde adet görememe, adet düzensizliği, hamile kalamama gibi problemler olabilir.
TSH: Beyinde bulunan hipofiz bezinden salgılanır. Boyunda bulunan troid bezini uyararak hormon salgılamasını (T3 ve T4) sağlar. Troid hormonlarının vücutta çok çeşitli görevleri olduğu için TSH'daki bir bozukluk da bunlar üzerinden çok çeşitli etkiler oluşturabilir. Guatr hastalığında bu hormonların düzeyi bozulur. Adet düzensizliği ve kısırlık üzerinde etkili olabilir.
T4 (troksin) ve T3 (triiyodotironin): TSH'nın etkisi ile boyunda bulunan troid bezinden salgılanan hormonlardır. Guatr hormonları da denir çünkü guatr hastalıpında düzeyleri bozulabilir. düzeylerinin artmasına hipertroidi denir, azalmasına hipotroidi denir. Adet düzenini etkilerler. Bunun dışında vücutta çok çeşitli görevleri vardır.
Testosteron: Esas olarak erkeklik hormonu olarak bilinse de kadınlarda düşük düzeyde bulunur. Artması durumunda kadınlarda aşırı tüylenme yapabilir ancak yukarıda da bahsedildiği gibi aşırı tüylenme olan kadınların çok azında bu hormon bozukluk.
DHEA-SO4 (Dihidroepiandrosteron Sülfat): Aşırı tüylenme durumlarında değerlendirilen hormonlardan birisidir.
17 Hidroksi Progesteron (17-OH-P): Aşırı tüylenme durumlarında değerlendirilen hormonlardan birisidir.
KADINLARDA HORMON BOZUKLUĞU BELİRTİLERİ VE HORMONLAR
Hormon bozukluğu çok geniş bir kavramdır. Sadece kadınlarla ve gebelikle ilgili hormonları kapsamaz, bütün hormonlarla ilgili bozuklukları kapsar. Erkeklerde de bazı hormonal bozukluklar olabilir. Ancak hormon bozukluğu terimi kullanıldığında kadınlar tarafından öncelikle adet düzeni, tüylenme ve infertilite (kısırlık), gebelik ile ilgili hormonlar anlaşılır, bu yazıda da bu hormonlardan bahsedilecektir.
Ülkemizde hormon bozukluğu terimi çok yaygın kullanılmasına rağmen herzaman doğru ve yerinde kullanılmamaktadır maalesef. Gerçekte kadınlarda çok az hastalık hormon bozukluğuna bağlı gelişir. Her adet bozukluğunun, her tüylenmenin, her kısırlığın sebebi hormon bozukluğu değildir hatta bu durumların az bir bölümünde hormon bozukluğuna rastlanır.
Hormon bozukluğu teriminin en sık kullanıldığı durumların başınca özellikle genç yaşlarda görülen aşırı tüylenme ve kıllanmada artış durumu gelir. Hirsutismuz denilen bu durumlarda aslında çoğu zaman hormon değerleri normaldir, tahlillerde de çoğu zaman normal görülür. Buna rağmen hemen hemen her tüylenme artışı hormon bozukluğu gibi adlandırılmaktadır halk arasında, bu yanlıştır. Tüylenmede artış konusunda detaylı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Aşırı tüylenme hormonlarda bozukluğa bağlı olabileceği gibi çoğunlukla yapısal olduğu (özellikle esmer tenlilerde) görülür. Bazı ırklarda normal miktarda olan tüylenmeyi hasta aşırı sanabilir. Polikistik over sendromuna bağlı aşırı tüylenme olabilir. Bazı tüylenme durumlarında hormonlar artmamıştır ancak kıl foliküllerinin hormonlara duyarlılığı artmıştır.
Hormon bozukluğu terimin sıklıkla kullanıldığı bir diğer durum da adet düzensizlikleridir. Adet düzensizlikleri ve çeşitleri konusunda detaylı bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Adet düzensizliği bazen kadınlık hormonları denilen (FSH, östrojen v.b) hormonlardaki bozukluklara bağlı olabilir, bazen guatr (TFT, T4, T3) hormonlarındaki bozukluklara bağlı olabilir. Ancak adet düzensizliği şikayeti ile başvuran hastaların çoğunluğunda (yaklaşık %80-90'ında) hiçbir hormonda bozukluk saptanmaz, tahliller normal çıkar. Bu nedenle her adet bozukluğundan hormonal bozukluk gibi bahsetmemek gerekir. Başta stres, emzirme, bazı ilaçlar, depresyon gibi durumlar olmak üzere birçok neden kadınların adet düzenini etkileyebilir ve başka hastalıklara bağlı da adet düzensizliği görülebilir. Adet düzensizliği şikayeti olan kadınların çok büyük kısmında da herhangi bir hastalık veya hormon bozukluğu saptanmaz.
Tabiki bazen özellikle menopoza yakın yaşlarda (45-50) yaşlarında hormonlarda bozukluk saptanabilmektedir. Nadiren genç yaşlarda da yumurtalık hormonları veya guatr hormonları gibi hormonlarda bozukluk saptanabilmektedir. ,
Kadınlarda adet düzeni, tüylenme ve kısırlık ile ilgili başlıca hormonlar şunlardır:
FSH: Beyinde hipofiz organından salgılanır. Başlıca görevi yumurtalıkları uyararak östrojen hormonunun üretimini arttırmaktır. Adet döneminin başlarında artarak yumurta gelişimini sağlar. gelişen yumurta da östrojen üretimini sağlar. Erkeklerde de bulunur bu hormon. Menopozun yaklaştığı dönemde FSH hormonu artış gösterir. Hormon tetkiklerinde menopozun belirtisi olan başlıca gösterge FSH hormonundaki artıştır. Yine FSH hormonu belli bir değerin üzerinde olan kadınların normal yollardan veya tüp bebek ile gebelik şansının düşük olduğu bilinir. Hatta fazla yüksekse tüp bebek tedavisi ve gebelik tedavileri uygulanmaz.
LH: Beyinde hipofiz organından salgılanır. Yumurtalıklar üzerinde etki gösterir ve olgun yumutanın oluşum çatlamasını sağlar. Adet ortası dönemde LH hormonunun artması (LH piki) sayesinde olgun yumurta çatlar ve yumurtlama oluşur. Çatlatma iğnesi diye adlandırılan ilaçlar da LH hormonunun bu etkisini taklit ederek yumurtlamayı sağlarlar. LH hormonu erkeklerde de bulunur ve testislerde leydig hücrelerini uyararak testosteron hormonu üretimini sağlar ve sperm gelişiminde etkilidir.
Estrojen (Estradiol, E2): Başlıca yumurtalıklardan salgılanır. Ergenlik döneminde dişi özelliklerin gelişmesini sağlar. Meme gelişiminde etkilidir. Adet düzeninde progesteronla birlikte önemli rol oynar. Adet döneminin ilk yarısında daha yüksek düzeyde bulunur.
Progesteron: Yumurtalıklardan salgılanır. Adet döneminin ikinci yarısında özellikle etkilidir. Gebeliğin başlaması ve devam etkisinde görev alır.
Prolaktin (Süt hormonu): Beyinde hipofiz organından salgılanır. Memelerden süt salgısını sağlar. Gebelikte ve hipofiz adenomu olanlard düzzeyi artar. Gebelik veya doğum olmadığı halde çeşitli etkilerle prolaktin hormonu artarsa göğüslerden süt gelmesi olur buna galaktore denir. Prolaktin hormonu yüksekliğinde adet görememe, adet düzensizliği, hamile kalamama gibi problemler olabilir.
TSH: Beyinde bulunan hipofiz bezinden salgılanır. Boyunda bulunan troid bezini uyararak hormon salgılamasını (T3 ve T4) sağlar. Troid hormonlarının vücutta çok çeşitli görevleri olduğu için TSH'daki bir bozukluk da bunlar üzerinden çok çeşitli etkiler oluşturabilir. Guatr hastalığında bu hormonların düzeyi bozulur. Adet düzensizliği ve kısırlık üzerinde etkili olabilir.
T4 (troksin) ve T3 (triiyodotironin): TSH'nın etkisi ile boyunda bulunan troid bezinden salgılanan hormonlardır. Guatr hormonları da denir çünkü guatr hastalıpında düzeyleri bozulabilir. düzeylerinin artmasına hipertroidi denir, azalmasına hipotroidi denir. Adet düzenini etkilerler. Bunun dışında vücutta çok çeşitli görevleri vardır.
Testosteron: Esas olarak erkeklik hormonu olarak bilinse de kadınlarda düşük düzeyde bulunur. Artması durumunda kadınlarda aşırı tüylenme yapabilir ancak yukarıda da bahsedildiği gibi aşırı tüylenme olan kadınların çok azında bu hormon bozukluk.
DHEA-SO4 (Dihidroepiandrosteron Sülfat): Aşırı tüylenme durumlarında değerlendirilen hormonlardan birisidir.
17 Hidroksi Progesteron (17-OH-P): Aşırı tüylenme durumlarında değerlendirilen hormonlardan birisidir.