PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Çanakkale geçilmez



Escobar
18.Mart.2016, 10:26
http://i.hizliresim.com/LAyJj1.jpg

ŞEHİTLERİMİZİ RAHMETLE ANIYORUZ...

Türk Milleti’nin,“Çanakkale geçilmez” dedirttiği, bu vatan parçasını canı ve kanı pahasına koruduğu Çanakkale deniz ve kara savaşları, gerçekten bir kahramanlık destanıdır. I.Dünya Savaşı’nın ikinci yılında, müttefikler Çarlık Rusyası’na yardım etmek isteyen İngiltere ve Fransa, Çanakkale Boğazı’nı geçerek, Marmara’ya ve oradan Karadeniz’e geçerek, Osmanlı baskısına son vermek istiyordu. Yunanistan da bu güçlere destek vererek, ordularını İngiliz ve Fransızların emrine verdi. 5 Kasım 1914’te müttefikler Osmanlı Devleti’ne savaş açtılar. Osmanlılar hem onlara hem de Rusya’ya savaş açtılar. Osmanlı Devleti’ni yanında görmek isteyen Almanya, bu arzusuna ulaşınca, savaş bütün hızıyla başladı.

İngiliz ve Fransız donanmasının Çanakkale’den geçeceği öğrenilmişti. Ancak Çanakkale Boğazı’nı savunan toplar eski tip toplardı. Tedbir olarak boğaz mayınlandı. Askerin moral durumunun çok iyi olması, sevinilecek en önemli özelliktir. Müttefik donanmada 18 zırhlı, 16 kruvazör ve destroyel, 6 uçaklı bir uçak gemisi ve 7 denizaltı ve bunlara ilave olarak da yüzlerce küçük çapta gemi vardı. Böyle bir donanmayı durdurabilecek bir gücün var olabileceğini hiç kimse düşünmüyordu. İngilizler 13 Aralık 1914’te “Mesudiye” adlı gemimizi demirli bulunduğu bir koyda batırdılar. 19 Şubat 1915’te kıyı setinde bulunan topçu bataryalarımız yoğun top ateşi altında kalarak etkisiz duruma getirildi. Ancak, boğaz mayınlı olduğundan daha ileri gidemediler. 1 Mart 1915’te soğanlı, Baykuş, Dardanos ve İntepe sırtları gerisinde olan bataryalarımızı topa tuttular.

17 Mart 1915’e geldiğinde, Çanakkale Boğazı’nı kesinlice geçip, Marmara’ya ulaşmak istiyorlardı. Boğazda mayın kontrolü yapıldı, aldıkları tedbirlere göre artık rahatça boğazı geçebilirlerdi.17 Mart’ı 18 Mart’a bağlayan gece, İsmail Hakkı Kaptan komutasındaki Nusret mayın gemisi, boğaz geçişini mayınla döşedi. 18 Mart 1915 sabahı, İngiliz ve Fransız gemileri kendilerinden emin bir şekilde iki sıra halinde, boğaza doğru ilerlemeye başladılar. En önde mayın tarama gemileri, arkalarında da, ağır zırhlı ve kruvazörler vardı. İngiliz ve Fransızlar, 6 büyük zırhlısını ve 1000 kadar askeri kaybederken, Türk askerlerinin kaybı 25 şehit ve 71 yaralıydı. Çanakkale’yi deniz yoluyla geçememişlerdi. İkinci bir denemenin faydasızlığını anlayıp geri döndüler.

Çanakkale Kara Savaşları ve Mustafa Kemal’in Tarih Sahnesine Çıkışı

Şanslarını karadan deneme kararı alan İngiliz ve Fransızlar, 25 Nisan 1915’te, Saros Körfezi’ne sahte bir çıkartma yapıp, nabız yokladılar. Çarpışmalar başladı. 17.Alay, düşmanın sayıca çokluğu, silah üstünlüğü yüzünden dağıldı. Yedek olarak bekleyen 57.Tümen komutanı Yarbay Mustafa Kemal, yardım konusunda emir bekledi. Emir gelmeyince tereddütsüz, 17.Alayın yardımına koştu, hem alayı toparladı, hem de conkbayırı’nda düşmanı durdurdu. 26 Nisan 1915’te yapılan yeni çalışmalarda Müttefik askerleri, kıyı ile deniz arasındaki ince çizgiye kadar püskürtüldü.

Seddülbahir’de çok daha kanlı çalışmalar yaşandı. Her iki tarafta göğüs göğse birbirleriyle vuruştu. Sadece o gün bizden 16 bin düşman tarafından 14 bin asker hayatını kaybetti. Müttefikler, denizde olduğu gibi, karada da ilerleyemiyor ve büyük kayıplar veriyordu. Aralarında tekrar bir durum değerlendirmesi yaptı. Savaşa devam kararı alarak 4 Haziran 1915’te harekete geçtiler. 20 bin kişilik Fransız, 31 bin İngiliz kuvvetleri, zırhlı araçların desteği altında, büyük bir saldırı başlattılar.

Her iki taraf büyük kayıplar verdi. Bazen onlar, bazen de Türkler üstünlük sağlıyordu. 12-13 Temmuz’a kadar devam eden çarpışmalar sonucunda, İngiliz ve Fransız kuvvetleri, çıkartma yaptıkları bölgelere tekrar püskürtüldü. Türk askeri, çıkartmadan bu son ana kadar geçen yaklaşık yetmiş gün içerisinde 100 bin şehit vermişti. İngilizler her ne pahasına olursa olsun, bu engeli aşmak ve Marmara’ya kara yoluyla ulaşmak istiyorlardı. Bu mücadeleyi onur mücadelesi olarak ilan ettiler.

Anafartalar grup komutanlığına getirilen Mustafa Kemal, düşmanın küçük ve büyük Anafartalar üzerine yaptığı saldırıları 15 Ağustos’tan itibaren durdurmaya çalıştı. Dağlardan, tepelerden, derelerden su yerine kan aktı. 1915 sonbaharına kadar çarpışmalar devam etti. Saldırılar durdurulmuş, İngilizlerin savaşma gücü tükenmişti. 1916 yılının ocak ayında, onurları ve gururları kırılmış olarak, sessizce çekip gittiler.

Çanakkale savaşları, her iki taraf için de korkunç boyutta kayıpların verildiği savaşlar olmuştur. Resmi nitelikteki açıklamalara göre, Türk ordusu 253 bin şehit verirken, müttefikler 252 bin kayıp vermiştir. Çanakkale, gelecekteki Türk Cumhuriyeti’nin bir habercisi, bir müjdecisi olmuştur. Çanakkale’yi geçilmez yapan o ruh, o vatan sevgisi, ülke işgal altındayken şahlanmış ve düşmanı işgal ettiği topraklarda yok etmiştir. Çanakkale, Mustafa Kemal’in ortaya çıktığı, dehasını gösterdiği, gelecekteki zaferler için milletinin gönlünde taht kurduğu zaferlerin kazanıldığı bir vatan köşesidir.

Sır
18.Mart.2016, 10:59
https://www.turkiyemerkezi.com/attachment.php?attachmentid=2203&stc=1

BOZKURT21
18.Mart.2016, 11:30
Çözülmeye karşı çare Çanakkale'dir, bölünmeye ve dağılmaya engel Çanakkale emanetidir. İlhamımız Çanakkale'dir, itibar ve iddiamızın dayanağı muhterem şehitlerimizdir

101 yıl önce Çanakkale'de eşi benzeri görülmemiş bir mücadele ruhu, tarihe mühür vurmuş bir müdafaa azmi tüm dünyanın gözü önünde gerçekleşmiştir. Türk milleti Çanakkale'ye adeta etten duvar örmüş, saldırgan emel, hedef ve saldırıları can pahasına püskürtmüş, böylelikle tarihin akışını değiştirmiştir. Kınalı kuzular kanlarıyla destan yazmışlar, vatan, bayrak ve milli namusu lekeletmemişlerdir. Çanakkale'de iman gücü, var olma sevdası, istiklal aşkı, kardeşlik hissiyatı; batılın elçilerini, küfrün hesap ve heveslerini silindir gibi ezip geçmiştir. Vatan savunması için bedenlerini siper eden asil millet evlatları birlik, beraberlik ve dayanışma şuuruyla Çanakkale'yi geçilmez yapmışlardır. En modern silahlar, en ileri savaş araçları, teknolojinin tüm imkan ve kabiliyeti Çanakkale'de tel tel dökülmüş, düşmanca niyetler denizin dibine gömülmüştür. Buğday kırığından yapılmış çorbalarla öğün geçiren, çamur barınaklarda kalan, içecek su, yiyecek ekmek, giyecek ayakkabı bulmakta zorluk çeken kahramanlarımız imkansızlıklar karşısında asla pes etmemişlerdir
"NE MUTLU Kİ..."
Çanakkale'nin duanın, direncin, dirilişin, dirayetin, devleşen feragat ve faziletin zirvesi ve kartal yuvası olduğunu unutmayalım.Türk milleti Çanakkale'de zoru başarmış, 253 bin şehidimiz Çanakkale'yi boydan boya manevi surla çevirmiştir. Tarih böylesine şanlı ve görkemli bir mücadele bilincine, efsanevi uyanış ve stratejik zafere çok az şahitlik etmiştir. Elbette Çanakkale şehitlerimizin aziz ve eşsiz bir eseridir. Toprağın koynuna kefensiz giren yiğitlerimiz, Türk tarihini omuzlamışlar, bağımsız yaşama iradesini sancak gibi sallamışlardır. Çanakkale'nin her köşesi tertemiz şehit kanlarıyla yoğrulmuş; kaldırılan 215 okkalık top mermileri, Allah Allah nidalarıyla düşman mevzilerini dağıtan milli kudret istikbalimize nefes aldırmıştır. Hilalin umutları Çanakkale'de tazelenmiş, Türk milleti boyunduruk ve esareti tümden reddetmiştir. Milli mücadele yıllarında gösterilen atılganlığın arka planında Çanakkale ruhunun kazandırdığı özgüven olduğu da tartışma götürmez bir gerçektir. Ne mutlu ki, büyük Türk milleti, vatanı, devleti, inancı ve hürriyeti uğruna canını feda edebilecek müstesna evlatlarını bağrından yetiştirebilmiştir.
Yüce dinimiz bu 'canından vazgeçme', ' varlığını kutlu değerler adına terk etme' halini şehadet olarak tanımlamış ve Cenab-ı Allah bu uğurda can verenlerin asla ölmeyeceğini müjdelemiştir. Aziz şehitlerimizi, bizlerden daha kıymetli yapan, onları kaybetmenin üzüntüsünü yüreklerimizden bir nebze olsun hafifleten ve bizleri teselli eden duygular da 'şehit' olmanın bu çok özel anlamında saklıdır. Neye mal olursa olsun şehitlerimizin emaneti bu aziz vatan ilelebet var olacaktır. Ecdadımızın kutlu bir mirası olan, asırlar içindeki kardeşlik, kaynaşma ve kucaklaşma hasletleriyle yükselen Türk milleti bölücü ve yıkıcı mihrakların keyfine bırakılmayacaktır. Çözülmeye karşı çare Çanakkale'dir, bölünmeye ve dağılmaya engel Çanakkale emanetidir. İlhamımız Çanakkale'dir, itibar ve iddiamızın dayanağı muhterem şehitlerimizdir. Bu düşüncelerle Çanakkale Deniz Zaferi'nin 101'yıl dönümünde başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere milli ve manevi değerleri uğruna hayatlarından olmuş bütün şehitlerimizi rahmetle, minnetle, hürmetle yad ediyorum. Çanakkale'yi düşmana dar eden kahraman nesilden Cenab-ı Allah bin kere razı olsun, yattığı yerleri nurla doldursun.

Lord
18.Mart.2016, 12:53
çanakkale geçilmez
geçilemez . .
Yillar önce durum neyse şimdi de o !

Ne mutlu türküm diyene . .

Misal
18.Mart.2016, 13:03
https://candandostluk.files.wordpress.com/2007/03/seyit-onbasi.jpg


canakkaleyı anlatmak ıcın hangı soz hangi cumleler yeterlı kalır bılmıyorum ılkokulda ogrendık ılk canakkaleyı seyit onbasıyı fakir bir devletın nasıl vargucuyle kadın cocuk demeden yaslı genc dusunmeden vatanı için canlarını verdıklerını yuruduklerı yolda girdikleri savasta geri dönüs olmadıgını bıle bıle gıttıler olum vardı vatan bayrak dedıler ruhları sad olsun ...

GuL
18.Mart.2016, 13:14
onLar Geri Dönmek DegiL, Vatan icin öLmek NiyetindeydiLer 18. Mart CanakkaLe Zaferi KutLu oLsun...
MakeanLari Cennet oLsun insALLAH

Zlusya
18.Mart.2016, 13:53
"Gök kubbenin altında yatar, al kan içinde,
Ey yolcu, şu topraklar için can veren erler,
Hakkın bu veli kulları taş türbeye girmez;
Güfrâna bürünmüş, yalnız FÂTİHA bekler..."
BÜTÜN ŞEHİTLERİMİZE...
18. Mart CanakkaLe Zaferi KutLu oLsun...

Havari
18.Mart.2016, 14:01
https://www.turkiyemerkezi.com/attachment.php?attachmentid=2206&stc=1https://www.turkiyemerkezi.com/attachment.php?attachmentid=2207&stc=1

hamaset yapmıyacağım isteyen ajitasyon olarakta algılayabilir. nerden nereye geldiğimizin göstergesi iki fotogıraf ve mesajlar.

AsiprenS
18.Mart.2016, 14:12
Ülkemizi savunan tüm kardeşlerimizden ALLAH razı olsun..

Ada
18.Mart.2016, 16:51
birileri sunu artik anlamali bizim marsimiz korkma diye basliyor
türk Korkmaz korkutur türk susmaz susturur türk ölünce sehit olur
türk vatani icin yanip tutusurda yakip tutusurda türk cocugu öksüz
kalir yurtsuz kalmaz bu topraklari vatan yapan bayragi bayrak yapan
üzerindeki kandir onlar kalemle degil kanlari ile tarih yazdilar canakkale
gecilmez ki gecemedilerde 101. yil dönümü Kutlu olsun vatani ve milleti
ugruna gözünü kirpmadan can veren sehitlerimizi ve Mustafa kemali saygi
rahmet ve minnetle aniyorum..

Havari
19.Mart.2016, 13:49
birileri sunu artik anlamali bizim marsimiz korkma diye basliyortürk Korkmaz korkutur türk susmaz susturur türk ölünce sehit olurtürk vatani icin yanip tutusurda yakip tutusurda türk cocugu öksüzkalir yurtsuz kalmaz bu topraklari vatan yapan bayragi bayrak yapanüzerindeki kandir onlar kalemle degil kanlari ile tarih yazdilar canakkalegecilmez ki gecemedilerde 101. yil dönümü Kutlu olsun vatani ve milletiugruna gözünü kirpmadan can veren sehitlerimizi ve Mustafa kemali saygirahmet ve minnetle aniyorum..korkma dan kasıt bölünmekten korkma, türbanlından, laikinden, kürdünden, lazından cerkezinden. demokratından, düşünenen insanından anadolu halkının münbit bağrından korkma ve sev demektir bunları. korkulması gereken mazlum halkların değil işbirlikçilerin olması gerektiğine vurgu yapılmaktadır. türk halkı ezik duruyorda birileri korkutuyorda korkma! denilmiş değil bu mısra..tabi yüzyılldır iktidarlar hep dğeişiyor hema iktidar aracları örneğin imajmacker calışmaları, algı operasyonları hiç değişmiyor. onun için yuzyıl önce bu masra nasıl belletişmişse aynısı devam ediyor algının. zaten semantik olarakta bu böyle sevginin zıddı korkudur, korkunun zıddı sevgidir.

Goemon
24.Mart.2016, 00:51
Ariana Eline Sağlık