ölüm birden boşalmasıdır insanın kendisinden
gizli titreşimler uçar belki boşlukta sesinden
güneş vurunca parıldar görünmez ayak izleri ki
beyhude korularda eski bir yaz gezmesinden
solgun bir gülümseme hani ay büyürken görünür
aynalarda bırakılmış nice yüz birikintisinden
artık hiç olmasa da sonbahar penceresinde o
camların buğulanması her akşam nefesinden
kimsesiz bahçelerde besbelli yalnız dolaştığı
rüzgârsız akşamüstleri yaprakların ürpermesinden
duyulur ardında bıraktığı hayallerin gürültüsü
sinsi bir deprem gibi camları titretmesinden
masasına gelip gittiği açıkça anlaşılır
daktilosu çalışmasa da şeridinin eskimesinden
durduğu yerde patlaması mürekkep hokkalarının
ömrünce biriktirdiği sosyalist öfkesinden
ne kadar yok etse ölüm vuruşu göklerde yankılanan
kocaman bir yürek kalır şili'nin allende'sinden